SAĞLIK - 20 Kasım 2019 Çarşamba 12:49

(Özel) Türkiye’yi sarsan siyanürle ölüm vakaları

A
A
A
(Özel) Türkiye’yi sarsan siyanürle ölüm vakaları

Türkiye’yi sarsan ölümlerde siyanür belirtisinin ortaya çıkmasının ardından internetten siyanür satışı yapılması tartışmaları da beraberinde getirdi.

Türkiye’yi sarsan ölümlerde siyanür belirtisinin ortaya çıkmasının ardından internetten siyanür satışı yapılması tartışmaları da beraberinde getirdi. 20 yıldır psikiyatri alanında görev yapan Prof. Dr. Nuray Atasoy da intiharların sebepleri ve yöntemlerini değerlendirdi. Psikiyatri uzmanı Atasoy, ateşli silah ve siyanür gibi tehlikeli maddelere ulaşımın engellenmesi gerektiğini belirtti.


Bülent Ecevit Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Atasoy, Türkiye’de yaşanan intihar vak’alarının sebepleri ve yöntemlerini İHA’ya değerlendirdi. İntihar vakalarında önemli bir oranı gençlerin oluşturduğuna dikkat çeken Atasoy, intiharların toplumda önemli bir yeri olan halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Dünyada ve Türkiye’de genç yaşta intihar vak’alarının üçüncü sıraya kadar yükseldiğini belirten Atasoy, intihara yönelten sebepleri de şöyle sıraladı:


"İntihar özellikle haberlerini duyduğumuz genç yaş grubunda insanlar. İntihar gençlerde önemli bir ölüm nedeni. Çünkü o yaşlarda intihar dünyada da Türkiye’de de üçüncü sıraya kadar çıkıyor. Bir halk sağlığı sorunu. İntihara neden olan etkenleri ortadan kaldırırsak, depresyonu fark eder, tedavi edersek intiharları önlemek mümkün. Bizim toplumumuzda pek çok toplumda önemli bir halk sağlığı sorunu. Daha çok altında intihara yol açan intiharı artıran bir takım etkenler görüyoruz. Bu konuda Zonguldak’ta bir alan araştırması yapmıştık. Orada da benzer bulgular çıktı. İntiharda işsizlik, ekonomik sorunlar gibi, stres faktörleri, yalnız olmak, desteksiz olmak, göçmenlik gibi yaşam koşullarını güçleştiren hayat koşullarına sahip olmak, belli bir kayıp yaşamak. Bir hastalık tanısı almak gibi, iflas, iş kaybı gibi intiharla ilgili riski artırabiliyor. İntiharların bir çoğunda araştırıldığında özellikle depresyon olmak üzere psikiyatrik hastalıklar olduğunu görüyoruz. Yüzde 70’e varan intihar vak’alarında girişimi olan ve ölmemiş vak’alarla ilgili araştırmalarda en sık gördüğümüz durum depresyon. Depresyon günümüzde oldukça artan bir hastalık. Dünyada da Türkiye’de de genç yaş grubundaki iş gücü kaybına neden olan hastalıklar arasında ilk 10 sırada. Hatta 2020’lerden sonra ilk beş içerisinde olacağı Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı çalışmalarla söyleniyor. Tabi ki bir takım sağlıkla ilgili faktörler etkiliyor ama yaşam koşullarının daha zor olduğu dönemlerde de intihar sayılarının arttığı çeşitli araştırmalarda toplum tabanlı çalışmalarda da gösterilmiş."



"Kişinin, kriz anında el altındaki tehlikeli ürünü kullanma olasılığı bile artıyor"


Prof. Dr. Nuray Atasoy, medyada yer alan siyanürle ölümlere de değindi. Atasoy, siyanür gibi tehlikeli bir maddeye ulaşılmasının da önüne geçilmesinin altını çizerek şöyle devam etti:


"Bu medyada duyduğumuz intiharlarla ilgili muhtemelen öyle, tabi ki bu kişilerin muayenelerini yapmadan kesin bir teşhis doğru olmaz ama muhtemelen var olan koşullarla ortaya çıkan bir çaresizlik hali, belki bir depresyon ve özellikle vurgulanan ekonomik kriz halinin de intihara yol açtığı görülüyor. Siyanürle ilgili biz klinik pratikte gelen intihardan dönmüş kurtarılmış vak’alarda bir sürü yöntem görüyoruz. Özellikle ilaç en sık ulaşılan kolay ulaşılan bir yöntem. Siyanür çok tehlikeli bir madde. Doğrudan çok düşük dozlarda bile solunum yoluyla bile direk vücuttaki tüm sistemleri çökerten, hızlı ve gürültülü bir ölüme neden olan bir madde. İntihar vak’alarında şöyle olabiliyor. Çok acı çeken nasıl bir dişiniz ağrır ağrısına dayanamayıp çekilsin istersiniz öyle bir ruh hali olabiliyor. Ruhsal acı o kadar dayanılmaz oluyor. Her şey o kadar çözümsüz görünüyor ki ölüm bir çareymiş gibi algılanabiliyor. Hatta medyaya yansıyan ölümlerde çok acıdır ki ailecek yada çocuklarını da zehirleyip ölümü gibi çok acı bir tablo gördük. Muhtemelen o ruh hali insanların sağlıklı düşünmesine, problemleri sağlıklı ele almasına imkan bırakmıyor. İnsanlar kendi ölümlerini bir çare olarak görürken yanlarında çocuklarının ölümünü bile göze alabiliyorlar. Biz hep söyleriz. Mesela ateşli silah varlığı bile intihar için çok büyük bir risk. Çünkü insanlar çeşitli nedenlerle depresyona yakalanabilir. Krize girebilir. Türkiye’de silahlanma sayılarının arttığını medyada da görüyoruz. Daha sağlıklı veriler gerekli kurumların elinde vardır. El altında tehlikeli bir şey olduğunda silah gibi o silahı kullanma olasılığı bile artıyor. Bir kişi ilaç içse bile kurtulma olasılığı var. Fark edilir hastaneye getirilir. Pek çok kurtulan sonra tedavi ettiğimizde intihar riski ortadan kalkan vak’alarımız var. Ama silah gibi tehlikeli, siyanür gibi tehlikeli bir madde kullanıldığında intihar amacıyla geri dönüşsüz asla artık sonucu ölümle bitmesi neredeyse garanti olan bir yöntem ortaya çıkıyor. Böyle bir yöntem varken hayat koşulları, hastalıkların getirdiği etkenler ortadan kaldırılamayacağına göre insan sağlığı için tehlikeli olabilecek bir şeye ulaşma yollarının açık olması çok büyük bir problem. Yoksa insanlar çaresiz olduğunda dişi çok ağrıyıp çekilsin isteyen biri gibi ölümden başka hiçbir seçenek göremeyebiliyorlar. İnsanları o noktada tedaviye alabilsek yada onu engelleyebilecek bir sistemle karşılaşsalar tabi ki ölümün önüne geçilebilir. Bu anlamda yasal süreçleri bilemiyorum ama bu kadar tehlikeli bir maddenin internetten alınabiliyor olması kesinlikle çözülmesi gereken bir problem."



"Her türlü koruyucu önlemlerin alınması gerekiyor"


Dört kardeşin evde ölü bulunması olayında evin girişine siyanür uyarısı yazısı asmalarını da hatırlatan Atasoy, "4 kardeşin siyanür kullanımında kapıya uyarı asmışlardı. Bu eve girmeyin, dikkatli girin. Çok araştırmışlar ve kendileri dışında kimseye zarar vermemesini önemsemişler. Çok üzücü bir insanların başına gelen toplum olarak bizi de çok üzdü. Bu tür kullanıldığında da kişiye de çevreye de hızlıca tehlike oluşturacak yanlışlıkla solusa ölümüne sebep olabilecek. Bu tür maddelere ulaşmanın kesinlikle önüne geçilmeli. Yoksa intihar bir sağlık sorunudur. Bir halk sağlığı sorunudur. İntiharla ilgili hem hastaneler, hem toplumu ilgilendiren okullar, sosyal çalışmacılar, ekonomik sistem her türlü sistemin koruyucu önlemler alması gerekiyor" diye sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmirliler gönül rahatlığıyla teleferik keyfi sürecek İzmir Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği standartlarında hizmet verdiği Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat’tan itibaren titiz şekilde yürütülen bakım çalışmaları tamamlandı. Günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği tesislerde İzmirlilerin teleferiğe gönül rahatlığıyla binebileceği bildirildi. Antalya’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin de yaralandığı teleferik kazası tedirginliğe yol açtı. Kaza sonrası, günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği İzmir Balçova’daki teleferik tesislerine ilgi azaldı. 5 Şubat’ta başlatılan bakım çalışmaları tamam İzmir Büyükşehir Belediyesi, gönül rahatlığıyla vatandaşların teleferiği kullanabileceğini açıkladı. Avrupa Birliği (AB) standartlarında hizmet sunulan Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat 2024’te başlatılan bakım çalışmalarının ise tamamlandığı bildirildi. 2015 yılında yenilenerek hizmete alınan tesiste titiz bir süreç yürütüldüğü aktarılırken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesine tesisin yıllık periyodik kontrollerinin yapılması ve raporlanması için davet gönderildiği ifade edildi. Neler yapılıyor Tesiste; üretici firmanın tavsiye, kullanım, bakım ve onarım kılavuzları rehberliğinde aksatılmadan yıllık, aylık ve haftalık bakımlar yapılıyor. Yılda bir kez yapılması zorunlu olan yıllık periyodik bakım çalışması kapsamında sistemdeki tüm hareketli parçalar elden geçiriliyor. Talimatlar ve kullanım ömürleri gibi ölçü toleransları kapsamında değiştirilmesi gereken parçalar yenileniyor, otomasyon ve elektrik sistemlerinde iyileştirme ve bakım çalışması yürütülüyor. Bakımlar; alanında eğitilmiş ve İZULAŞ AŞ bünyesindeki tekniker ve teknisyenler tarafından kontrol ve kayıtlar güncel tutularak yapılıyor. Tesisin EN 12927-8 standardı gereği halat manyetik kontrol testi (MRT) yıl içerisinde 6 aylık periyodlar ile tamamlanıyor. Tesisin kesintisiz çalışmasını sağlayan elektrik jeneratörleri ile tesisin elektrik trafolarının bakımları da düzenli olarak takip ediliyor. Tesis çalıştırılmadan önce ve gün içerisinde günlük çalışma kontrolleri tamamlanıp kayıt altına alınıyor. Çalışmalar iş güvenliği uzmanları tarafından da denetleniyor. İzmir’in simgelerinden İzmir’de 1974’te kurulan, yenilenerek 2015 yılında yeniden hizmete alınan tesiste; seyir terasları, dürbünleri ve mesire alanları yer alıyor. Tesiste toplam 20 kabin bulunuyor. Rengarenk kabinler İzmir’in canlandırıcı ruhunu yansıtırken, her kabin en fazla 8 yolcu taşıyabiliyor. Teleferik ile yolculuk yaklaşık 3 dakika sürüyor. 810 metrelik hat boyunca 60 dakikada ortalama bin 200 yolcu taşınıyor.
Kastamonu Çanakkale Savaşı’nda 3 dönem mezun veremeyen lise, 139. yılını kutluyor Anadolu’nun ilk devlet lisesi olan ve Çanakkale ile Kurtuluş savaşlarına katılan öğrencileri sebebiyle 3 dönem mezun veremeyen Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, kuruluşunun 139. yılını kutluyor. Dönemin Kastamonu Valisi Abdurrahman Nurettin Paşa tarafından 1885’te Kastamonu İdadi Mektebi adıyla kurulan lise, Cumhuriyet’in ilanının ardından önce Kastamonu Lisesi, 1963 yılından sonra da kurucusunun adı verilerek Abdurrahmanpaşa Lisesi olarak hizmete devam etti. Anadolu’nun ilk devlet lisesi olma unvanını taşıyan ve 120 öğrencisinin Çanakkale Savaşı için cepheye gitmesi sebebiyle 1914-1918 yıllarında mezun veremeyen Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, 139. yılını kutluyor. Bu çerçevede, Cumhuriyet Meydanında Okul Müdürü Hüseyin Mısırlıoğlu ile Abdurrahmanpaşa Lisesi Mezun ve Mensupları Dernek Başkanı Nurten Ciğerci tarafından Şehit Şerife Bacı ve Atatürk Anıtına çelenkler sunuldu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından öğrenciler, Türkiye’nin çeşitli yörelerine ait halk oyunları gösterisinde bulundu. Gösterinin ardından öğrenciler, Türk bayrağı ile Abdurrahmanpaşa Lisesi’nin flamasını açarak sevgi gösterisinde bulundu. “Lisemizin 139’uncu kuruluş yıldönümü kutlu olsun” Törende konuşan Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi Okul Müdürü Hüseyin Mısırlıoğlu, “Çatısı altında toplandığımız bu kutlu yuva bugün 139’uncu yaşına girdi. Hiç durmadan, yorulmadan milletimizin irfan ordusuna yeni neferler yetiştirmeye devam eden Lisemizin 139’uncu kuruluş yıldönümü kutlu olsun. Memleketimizin göz bebeği, irfan meşalesi okulumuzdan aldığınız feyz ile yine bu topraklara yaptığınız hizmetle bizlere ilham kaynağı oldunuz, bu irfan meşalesinin daha fazla ışık saçmasını sağladınız. Dolayısıyla bütün mezunlarımıza huzurlarınızda şükranlarımı, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Taş binaları ilim ve irfan yuvasına dönüştüren, daha iyi bir geleceğin inşasında bilgi ve hikmetle donatılmış, yüreği vatan sevgisiyle atan gençler yetiştiren kıymetli meslektaşlarım, okulumuzun bu günlere gelmesindeki emek ve gayretleriniz asla unutulmayacaktır. Bu irfan yuvası, sizlere ve bizleri bu günlere getiren idareci ve öğretmenlerimize çok şey borçludur” dedi. “Sizlere olan güven ve inancımız tamdır” Öğrencilere seslenen Mısırlıoğlu, “Dün ağabeylerimiz vatan savunmasında canlarını nasıl ortaya koyup cepheye koşmuşsa bugün de aklımız, zihnimiz, bilgimiz, görgümüz, gayret ve çalışkanlığımızla hep en ön safta olup ülkemizin kalkınmasında üzerinize düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceksiniz. Sizlere olan güven ve inancımız tamdır. Sizler de kendinize güvenin ve inanın. Okulumuzun kuruluşunun 139’uncu yıl dönümünde başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ülkemizin bağımsızlığı, birlik ve bütünlüğü için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, istiklal ve egemenliğimiz uğruna eşsiz fedakarlıklarıyla milletimizin gönlünde ölümsüzleşen gazilerimizi, bizlere bu güzel ilim ve irfan yuvasını armağan eden okulumuzun kurulmasına vesile olan Abdurrahman Nurettin Paşa’yı ve 1885’ten bu yana izleri ve hatıraları yıllarca unutulmayan, Abdurrahmanpaş’lıların gönlünde ölümsüzleşen tüm mezunlarımızı, öğretmenlerimizi ve yöneticilerimizi şükran ve minnetle anıyor, yakın zamanda aramızdan ayrılan efsane müdürümüz İsmail Dönmez ve Birol Yılmaz hocalarımıza yüce Allah’tan rahmet dilerken şükran ve minnet duygularımı ifade ediyorun” ifadelerini kullandı. Törene, öğretmenler, öğrenciler, veliler ile birlikte okulun daha önce mezun verdiği kişiler katıldı.