SAĞLIK - 21 Mayıs 2020 Perşembe 14:47

Zonguldak BEÜ 64 günde 11 bin 252 korona virüs testi yaptı

A
A
A
Zonguldak BEÜ 64 günde 11 bin 252 korona virüs testi yaptı

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, yeni tip korona virüs salgını ile mücadelede 17 Mart-20 Mayıs tarihleri arasında 11 bin 252 PCR testi yaptı.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, yeni tip korona virüs salgını ile mücadelede 17 Mart-20 Mayıs tarihleri arasında 11 bin 252 PCR testi yaptı. Hastane merkezi müdürü Prof. Dr. Şenay Özdolap Çoban, "Sağlık personelimiz bir ordu gibi hazırdı. Resmen bir savaş vardı. İkinci raund ne olur bilmiyorum ama ilk raundu biz kazandık. Bunu gururla söyleyebilirim" dedi.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde yeni korona virüs (Covid-19) pandemisi bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mustafa Çufalı, salgın nedeniyle yaz dönemindeki eğitimlerin uzaktan yapılacağını aktardı. Çufalı, "Yaz dönemindeki eğitimler de yaz okulu, telafi dersleri dahil olmak üzere artık yüz yüze değil uzaktan eğitimle yapılacak. Umarız kısa sürede biz bu durumdan kurtuluruz ama bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu. Ama Türkiye dünya ülkeleri arasında gerçekten de başarılı bir performansla Covid’den herhalde daha kısa sürede daha az hasarla çıkacak bir ülke. Onu da ümit ediyoruz. O nedenle önümüzdeki sene diliyoruz ki biz öğrencilerimizle yüz yüze kavuşalım. Yaz okulu uzaktan eğitim olacak. Üniversitelerde yüz yüze eğitim bu dönem bitti. Eylül’e kadar bitti. Buna yaz okulu da dahil" şeklinde konuştu.



"İlk raundu biz kazandık"


Rektör Mustafa Çufalı’nın ardından 17 Mart-29 Mayıs arasındaki süreci gazetecilere aktaran BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şenay Özdolap Çoban, "Sağlık personelimiz bir ordu gibi hazırdı. Resmen bir savaş vardı. Ve bu savaşı bir ordu gibi hazırlandık. Sonuçta güzel bir sona da ulaştık. Hastalarımızı tedavi ve taburcu ettik. Gülen gözlerle gönderdik. Sanki çok kısa geçmiş, kolay geçmiş bir süreç gibi. Halbuki çok zordu. Hepimizin kaygısı, korkusu vardı. Kimimiz bu süreçte maalesef hasta olduk, üzüntülerimiz arttı. Kimimizin stresi, kaygısı çoktu. İlaçlara başladık. Kimimizin tansiyonu yükseldi. Kimimizin yakınları hasta oldu, maalesef vefat etti. Süreç o kadar zordu. Bir yandan da hastalarımız için cesaretle ve güvenle burada durmak zorundaydık. Ama ne dedik virüsle savaşıyoruz, sonunda kazanacağız. Kazandık ve ilk raunt bizim. İkinci raund ne olur bilmiyorum ama ilk raundu biz kazandık. Bunu gururla söyleyebilirim" diye konuştu.



Zonguldak ve Bartın’ın testleri yapıldı


Sağlık Bakanlığı tarafından hastane laboratuvarının yetkilendirilmesi ile göreve başladıklarını aktaran Çoban, 17 Mart-20 Mayıs arasındaki süreçte 11 bin 252 test yaptıklarını açıkladı. Çoban, "Yetişkin için 2 bin 262 başvurumuz var. 260’ının testi pozitif çıktı. Evde izlenen yani çok semptomu olmayan kişi sayısı bin 477. Yatma endükasyonu olan yatarak tedavi edilen yetişkin sayısı 404, bunların 127’si yoğun bakımda takip edildi. Taburcu edilen hasta sayımız 360. Maalesef vefat sayımız 16. Bununla birlikte 196 çocuk hastamız oldu başvuru için. 27’sinin testi pozitif çıktı. 44’ü evde izlendi. 47’sini çeşitli günlerde yatırdık. Yoğun bakımda takip edilen 11 çocuğumuz oldu. 42’si ise sağlıkla taburcu oldu. Çok şükür ki hiçbir çocuğumuzu pozitif nedeniyle kaybetmedik. 29 Mart’ta hastanemizde tanı laboratuvarı hızlıca oluşturuldu. Varolan zaten faaliyette olan cihazlarımızı bu iş için hızlıca ayarlayıp, 600 bin nüfuslu Zonguldak hem de Bartın ilinin testlerini yapmaya başladık. Bu süreçte 11 bin 252 tane test yapmışız. Bu testlerin 2 bin 580’i bu hastaneye ait. İl Sağlık Müdürlüğünden gelen 7 bin 368, Bartın İl Sağlık Müdürlüğünden bin 304 testimiz var" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Tortum ekşi pestili artık coğrafi işaretli Ülkemizde coğrafi işaretli ürün çeşitliliğinde Gaziantep ve Konya’dan sonra en çok ürüne sahip olan Erzurum’da Tortum ekşi pestili de TÜRKPATENT tarafından tescillendi. Tortum Belediyesi tarafından 2022 yılında mahreç işareti almak için TÜRKPANET kurumuna başvurusu yapılan Tortum ekşi pestili, Erzurum’un 55’inci coğrafi işaretli ürünü oldu. Erzurum’un Tortum ilçesine ait kızılcıklar özenle seçilerek marmelat haline getiriliyor. Daha sonra bu marmelat pestil şeklinde serilerek kurutuluyor ve ekşi kızılcık pestili elde ediliyor. Geleneksel üretim şekli bozulmadan üretilen ve tamamen doğal yöntemlerle hazırlanıyor. Tortum ekşi pestilinde şeker ve renklendirici bulunmuyor. Sadece su ve kızılcık kullanılıyor Tortum ekşi pestili, doğal olarak yetişen kızılcık meyvesi ve içme suyu kullanılarak Tortum ilçesinde üretiliyor. Tadı ekşi, rengi parlak kırmızı olan Tortum ekşi pestili endüstriyel ve geleneksel olmak üzere iki şekilde üretiliyor. Tortum ekşi pestilinin üretiminde, genel pestil üretimlerinden farklı olarak, nişasta, un, şeker, fındık veya ceviz kullanılmıyor. Şeker ilavesi yapılmadığı için de kızılcık meyvesinin verdiği ekşi tada sahip olup coğrafi sınırda “ekşi pestili” olarak adlandırılıyor. Tortum ekşi pestilinin geçmişi eskiye dayanıyor. Tortum ilçesinin mutfak kültüründe önemli bir yere sahip ve ilave bileşen içermeyen, sadece kızılcık meyvesi kullanılarak üretilmesi coğrafi sınıra özgü olmasını sağlıyor.
İstanbul Taksim’de test sürüşüne çıkan akülü nostaljik tramvaya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi Taksim ve İstiklal Caddesi’nin simgelerinden biri olan tramvayın yerine yapılan akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Vatandaşlar akülü tramvaya yoğun ilgi gösterdi. Beyoğlu’nda 1990 yılından beri Taksim - Tünel arasında hizmet veren nostaljik tramvaylar yerine kullanılacak akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Sabah saatlerinde başlayan test sürüşü sefer saati bitene kadar devam etti. Yeni akülü tramvayın, elektrik telleriyle teması bulunan eski tramvayların yerini alacağı öğrenildi. Akülü nostaljik tramvay test sürüşünde vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Yenilenen nostaljik tramvayın ilk yolcularından olan Hayri Taş, “Güzel olmuş, eskisi güzeldi ama bu daha güzel, orijinal olmuş. Etrafı kapalı olmuş, gerçekten güzel. Değişime uymak zorundayız, değişiklik her zaman iyidir. Gerçekten çok güzel olmuş, Beyoğlu’na yakışmış” dedi. Akülü nostaljik tramvayı beğenmediğini belirten Mahmut Genç, “Nostaljik tramvayı birçok sefer kullandım. Bu şekilde akülüye geçmesi belki eski formundan birazcık değişiklik, inovatif olmuş olabilir. Ama bazı şeylerin orijinal formunda kalması gerekiyor. Çevreci falan ama üstten o tellerin gidiyor olmasını takip etmek de garip bir heyecan katıyordu. Biraz da böyle binelim bakalım nasıl olacak. Trenin yeni formunda ön tarafta insanların ayaklarını koyup asılabilecekleri yerleri kaldırmışlar. Keza kapıların oradaki merdivenleri de kapatmışlar. Bu bence hoş bir şey değil. Çünkü bu birazcık aslında bu tramvayın kültürüne ait olan bir şeydi. Ben defalarca kez burada sallanarak Şişhane’ye inmişimdir, Şişhane’den Taksim tarafına çıkmışlığım var. Aslında akbil kullanan birisiyim ama bunun keyfi bambaşka oluyordu. Bunu kaldırıyor olmaları bence tamamıyla kültürü yok etti. Çünkü insanlar burada sadece tramvayın fotoğrafını çekmiyorlardı, buraya asılan insanların da fotoğraflarını çekiyordu. Bu belki birazcık tehlikeli tarafları kesinlikle var bunun ama bazı şeyler simgeseldir. Bu simgesel şeylere dokunmak birazcık orijinalliği yine bozan şeylerden birisi. Ben bunu kesinlikle hiç beğenmedim, hiç hoşlanmadım buraya insanların tutunabilecekleri yerlerin yapılmasını yeniden istiyorum” diye konuştu. (YEÇ-RU
İstanbul Başakşehir’de "Yemin Olsun" sergisi ziyarete açıldı Başakşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği Başakşehir Sanat Galerisi, sanatseverleri bir araya getirmeye devam ediyor. Şehrin yeni sanat merkezi dikkat çeken bir işe imza atarak Kur’an-ı Kerim’deki yemin ayetlerinden oluşan serginin kapılarını ziyaretçilerine açtı. Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Başakşehir Sanat Galerisi, bugüne kadar gerçekleştirdiği etkileyici sergilerine bir yenisini daha ekledi. 16 farklı sanatçının Kur’an-ı Kerim’deki 19 surenin başındaki yeminlere yer verdiği eserlerle bir araya gelen “Yemin Olsun” Sergisi, düzenlenen programla kapılarını ziyaretçilerine açtı. Küratörlüğünü kaligrafi sanatçısı Emrah Yücel’in yaptığı ve Kur’an-ı Kerim’in derinliklerine yolculuk yapmak isteyenleri buluşturan sergi, Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de yemin ettiği kavramları ve varlıkları ele alıyor. Şehir Sanat’ta düzenlenen serginin açılış törenine Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu da katıldı. Başkan Kartoğlu, “Sergideki eserler, yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor” dedi. “Bu özel sergi yaratılışın ve varoluşun sırlarını anlamlandırıyor” Şehir Sanat’taki 8’inci sergilerini açtıklarını dile getiren Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, “ Bugün burada siz değerli sanatseverlerin de katılımıyla 8’inci sergimizi açıyoruz. İstanbul’un yeni sanat merkezi olan Şehir Sanatta ’Yemin Olsun’ adlı serginin açılışında sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu özel sergi, Kur’an-ı Kerim’in yemin ayetlerini ele alıyor. Yaratılışın ve varoluşun sırlarını anlamlandırıyor ve farklı bir bakış açısı sunuyor. Arz, sema, yıldızlar, gece, gündüz, şafak, kuşluk vakti, ay, güneş, melek, rüzgar, zeytin ve incir gibi kavramlara edilen yeminler, kainatın derinliklerindeki hikmete ve derinliğe yolculuk etmemizi sağlıyor. Bu sergi, sadece sanatı değil, aynı zamanda düşünceyi ve bilinci de bir araya getirerek, manevi bir keşfe davet ediyor. Sergideki eserler, yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor “ diye konuştu. “Yemin birbirimizi inandırmak için kullandığımız önemli bir done” Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de yemin ettiği surelerdeki imgesel formların sergilenmeye değer olduğunu belirten Yemin Olsun Sergisi’nin Küratörü Emrah Yücel, “ Başakşehir Belediyesi Şehir Sanat Galeri’de Yemin Olsun isimli sergiyi açıyoruz. Yemin Olsun Kur’an-ı Kerim’deki yemin ayetlerinden ilham alınarak, çağdaş ve geleneksel sanatlarımızın farklı disiplinlerinden 16 sanatçı ve 19 eserden ortaya çıkan bir sergi. Yemin birbirimizi inandırmak için kullandığımız önemli bir done. ‘Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de neyin üzerine yemin etmiştir?’, ’Acaba bunların imgesel formu nasıl olur?’ diye düşündüğümüzde, bunun sergilemeye değer unsurlar barındırdığını gördük. Sonucu da çok güzel oldu. Biz çok beğendik. Şehir Sanat Galerisi daha önce de çok güzel sergilere imza attı. Bu sergide buraya yakışır bir sergi oldu. Böyle güzel bir mekanı kültür sanat camiasına kazandırdıkları için Başakşehir Belediye Başkanımız Yasin Kartoğlu’na çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Sergi, 18 Nisan-28 Mayıs 2024 tarihleri arasında Başakşehir Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.
Hatay Depremzede vatandaşlar TOKİ konutlarına taşındılar Depremin vurduğu Hatay’ın Payas ilçesinde yapımı tamamlanan TOKİ konutlarına taşınan afetzede Abik ailesi, yeni yuvalarında yaşamanın heyecanını hissediyorlar. Asrın felaketinde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş, on binlerce konut yerle bir olmuştu. Deprem sonrası bölgenin yeniden ayağa kalkması için çalışmalara kısa sürede başlanmıştı. TOKİ tarafından yapımına geçtiğimiz yıl depremin hemen ardından başlanan afet konutları, hak sahiplerine teslim edilmeye başlanmıştı. Payas ilçesinde çevre düzenlemeleri tamamlanan konutlarda vatandaşlar yaşamaya başladı. Afet konutlarının ilk sakinlerinden olan Abik ailesi, yeni evlerinin heyecanını yaşıyorlar. Depremzede Hatice Abik, "Yeni evime yerleşerek ilk gün kurban kestim ve ailemi ağırladım. Devletimizden, milletimizden Allah razı olsun" dedi. “Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan emeği geçenlerden” 83 yaşındaki Mustafa Abik, yeni yuvasında emeği olanlara teşekkürlerini dile getirerek "Allah o günleri göstermesin gerçekten çok büyük bir, felaket oldu. Evlerimiz böyle gitti geldi. Merdivenin bütün şeyleri yere düştü. Kontrole gelip ağır hasarlı bu binanın yıkılması lazım sonra geldiler yıktılar. Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan emeği geçenlerden. Devletimizden Allah razı olsun gerçekten. Büyük bir mükafat bu bizim için Allah razı olsun” dedi. “Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim” Evine bayramın birinci günü yerleştiğini ve ardından kurban kestiğini dile getiren 70 yaşındaki Hatice Abik ,”Gece sahura kalktık oğlum işte yemeğimizi yedik, oturduk anca biz gürültüyle mübarek geldi. Kapıya zor kalkıp gittim, kapıdan tutundum. Kapıdan tutundum böyle elimi vura vura elim kırılmış başka yerde bitmiş, sabahtan kalktım elim böyle şişmiş. Takside kaldık 2-3 gece, takside kaldık sonra oğlan geldi bizi Ankara’dan aldı gitti. Ankara’ya götürdü, 1 ay orda kaldık. Hamdolsun Allah’a binlerce şükürler olsun yüce Mevla’ma. Devletimizden, milletimizden ya Rabbim yapanlardan Allah razı olsun. Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim. Yemek yaptım çoluğu çocuk hepsini çağırdım, bayramın 1. günü hepsine burada yedirdim. Belki de 50 kişi erkek vardı, belki de 25 kişi kadın vardı. Memnun oldum Allah razı olsun oğlum, yapanlardan edenlerden, emeğe geçenlerden Allah razı olsun hepsinden de” ifadelerini kullandı. (OA-VK-