GENEL - 17 Mayıs 2019 Cuma 10:24

Zonguldak’ta 30 işçinin öldüğü maden faciasının 9. yıl dönümü

A
A
A
Zonguldak’ta 30 işçinin öldüğü maden faciasının 9. yıl dönümü

Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010 günü meydana gelen maden faciasında ölen 30 maden işçisi, olayın meydana geldiği TTK Karadon Müessesesi’nde dualarla anıldı.

Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010 günü meydana gelen maden faciasında ölen 30 maden işçisi, olayın meydana geldiği TTK Karadon Müessesesi’nde dualarla anıldı.


17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin -540 metre altında meydana gelen grizu patlamasında, kurumda galeri sürme işini gerçekleştiren Yapı-Tek firmasında çalışan, 2’si mühendis toplam 30 işçi yaşamını yitirdi.


Yaşanan facianın ardından her yıl olduğu gibi bu yıldönümünde de ölen işçiler için anma töreni düzenlendi. Gece vardiyasından çıkan ve gündüz vardiyasında madene girecek olan işçilerin de katıldığı tören saat 07.30’da madenin önünde gerçekleştirildi.


Anma programına TTK Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner, GMİS Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt, Çatalağzı Belediye Başkanı Ahmet Akgün de katıldı.Kur’an-ı Kerim’in okunmasının ardından yapılan dualarla sona eren programda maden işçilerine mevlit şekeri ikram edildi.


Anma töreninde konuşan GMİS Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, maden ocaklarında taşeronlaşmaya en başından karşı olduklarını ifade ederek, "Hatırlarsanız biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak 2004-2005 yıllarından bu yana taşeron sisteminin yer altında uygulanmayacağını defalarca hatırlattığımız, gerekli mercileri uyardığımız halde maalesef yeraltında taşeron sistemi uygulamasına geçilmişti. Bu uygulamanın ne kadar yanlış olduğu ödediğimiz acı bedeller sonucunda ispatlandı. Ancak arkadaşlarımızı kaybettikten sonra Kozlu’da 8 arkadaşımızı kaybettik. Bu sistemin yanlışlığından vazgeçildi. Zonguldak’ta vazgeçildi. Soma’da, Ermenek’te kaybettiğimiz canların ardından tüm Türkiye’de çıkartılan kanunlarla yeraltında taşeron sisteminin uygulanamayacağı bir kez daha ispatlanmış oldu. Ben buradan bir kez daha başta tam 9 yıl önce burada kaybettiğimiz 30 kardeşimizle birlikte madende hayatını kaybetmiş tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle minnetle şükranla anıyorum" dedi.


Gündüz vardiyasında işe gidecek olan madenciler anma töreninin ardından madenin yolunu tuttu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti. Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı. “Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı” İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin" dedi.
Edirne Edirne’de Tunca Nehri kuruma noktasına geldi Edirne’de kuraklık nedeniyle dibi gören Tunca Nehri’nde su içerisinde yaşayan canlılar olumsuz etkilenirken, vatandaşlar ise son bir yıla göre 4 kat su seviyesi azalan ve yaşanan kuraklık sebebiyle tedirgin oluyor. Küresel ısınmayla birlikte bu kez kuraklık alarmının verildiği il Edirne oldu. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de önemli su kaynaklarından biri olan Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 4 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 16 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre tam 4 kat azaldı. Kuraklığın vurduğu Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehrin bazı bölgelerinde vatandaşlar da rahatça yürüyebiliyor. Nehrin ortasındaki adacığa yürüyerek gelen bir vatandaşın oltayla balık tuttuğu görüldü. Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca Nehri kentte turistik gezi yapanları ve vatandaşları ise tedirgin ediyor. “Canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum” Edirneli üniversite öğrencisi Cennet Cemre Aydın, “Tunca Nehri kenarı yazın ve kışın sürekli geldiğimiz bir yer olduğundan dolayı buradaki suyun hemen hemen her seviyesine hakimiz aslında. Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Nehirde kano etkinliklerine de katılan birisi olarak suyun hem kirliliği hem de suyun içerisinde yaşayan canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum. Umarım su yükselir ve bu seviyede kalmaz” dedi. “Nehirdeki canlılar kuraklık nedeniyle yüzmekte zorlanıyor” Edirne’de arkadaşıyla Tunca Nehri’ni ziyaret eden ve Edirne’de eğitim gören lise öğrencisi Ayşenur Milet, Tunca Nehri’nin çok kurak olduğuna değinerek, “Bulgaristan’dan doğan Tunca Nehrinin daha baharın başında olmamıza rağmen kuraklıktan çok etkilendiğini görüyoruz. Nehrin içindeki canlılar kuraklık nedeniyle oluşan yosunlardan dolayı yüzmekte zorlanıyor. Kuraklık nedeniyle nehrin dibindeki çöplerde yüzeye çıkmış. Baharın daha başında olmamıza rağmen kuraklığın bu kadar etkisini göstermesi beni oldukça şaşırttı. Şu anda derslerimize konu olan bu kuraklığın ileriki dönemlerde daha da fazla ciddiyetini koruyacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor” Nisan ayında yağmur yağışlarını beklediklerini ifade eden Edirneli vatandaşlardan Memduh Sidim, “Türkiye’mizin ve serhat şehrimizin incileri olan Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Mevsim itibari ile kuraklık yaşıyoruz. Bu nehir yatağının içerisinde çok sayıda canlı yaşamaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Nisan yağmurlarını bekliyoruz. Şu anda görünen bu su kirlilik ile beraber geçtiğimiz yıl kar ve yağmur yağışlarının az oluşu nedeniyle büyük bir kuraklık oluşturmaktadır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor. Nisan ayında yağacak olan yağmurlar ile su seviyesinin normale dönmesini ümit ediyoruz” ifadelerine kullandı.