EKONOMİ - 02 Kasım 2017 Perşembe 15:49

Türkiye’de yılda bin 700’den fazla işçi ölüyor

A
A
A
Türkiye’de yılda bin 700’den fazla işçi ölüyor

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nün ortaklaşa düzenlediği, ‘Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu-2017’nin açılış töreni gerçekleşti.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nün ortaklaşa düzenlediği, ‘Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu-2017’nin açılış töreni gerçekleşti.


2 gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Sabahattin Öztaş, iş güvenliği uzmanlarını artık kimsenin günah keçisi görmemesi gerektiğini, iş kazası olmaması için en çok çalışanların iş güvenliği uzmanları olduğunu söyledi. Öztaş, “Maalesef herhangi bir kazada ilk önce iş güvenliği uzmanına ceza veriliyor, hapse atılıyor. Halbuki iş yasasına göre her türlü önlemi almak işverenin görevidir. Yöneticilerin üstlendiği sorunları iş güvenliği uzmanlarına yüklemek haksızlıktır” diye konuştu.



"Kaynaklarımızı doğru kullanmalıyız"


Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz ise hiçbir zaman gündemden düşmeyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumunu uluslararası platforma taşımanın onurunu yaşadıklarını söyledi. Yılmaz, “Bölgemiz, ülkemiz ve uluslararası ölçekte son derece önem taşıyan sempozyum, mesleğimizin gelişimini sağlamak, iş güvenliği ve işçi sağlığını ön planda tutarak bilimin ışığını genele yayma amacı taşımaktadır” dedi.


Dünyanın en zor mesleğini onurla gerçekleştiren maden emekçilerinin hayatlarını kaybetmemesine yönelik titiz çalışmalar yaptıklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi:


“Dünya insanlığının hizmetine sunulan yeraltı ve yer üstü kaynaklarının rantabl kullanılması doğanın atalarımızdan kalan bir miras değil, gelecek kuşaklara özenle bırakmamız gereken bir emanet olduğunun farkına varmak zorundayız. 21. yüzyılda dünyanın farklı ülkelerinde açlıktan ölen insanların varlığına karşılık yine dünyanın bir çok ülkesinde milyonlarca obez insanın bolluk içinde yaşadığını bilerek kaynaklarımızı heba etmeden, insanlarımızı ölüme sürüklemeden bilimi esas alarak hareket etmek durumundayız. Madencilik sektörünü eğitimden, gıdadan, ulaşımdan, ısınmadan, barınmadan, kısacası yaşamın hiç bir alanından ayrı tutamazsınız.”


Yılmaz, sempozyumda 42 sözlü, 7 çağrılı bildirinin yanı sıra 19 poster sunumu ile nitelikli öngörü ve analizler gerçekleşeceğini kaydetti.



"Ev hanımlarına İSG kursları verilmeli"


Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Ceyhan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Mahmut Kılıç da iş kazaları ve özelinde madenlerdeki iş kazalarının durmak bilmediğini belirtti. İş kazalarının ölüm ve yaralanmalara sebep olduğu gibi aynı zamanda ekonomiye de yıllık 30 milyar dolar zarar verdiğini kaydeden Kılıç, Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında dünyada 3., Avrupa’da ise 1. olduğunu söyledi. Kılıç, iş güvenliği kültürü için iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin okul öncesinden başlatılmasının yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kamu spotlarının artırılması gerektiğini kaydetti. Ev hanımlarına halk eğitim merkezlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kursların önemine işaret eden Kılıç, iş güvenliği uzmanlarının direkt ilgili bakanlık tarafından atanması ve ücretlerinin bakanlık tarafından ödenmesi gibi önlemlerin alınabileceğini belirtti.



"Her 15 saniyede 160 işçi iş kazası geçiriyor"


Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel ise dünyada her 15 saniyede bir işçinin iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini, her 15 saniyede 160 işçinin iş kazası geçirdiğini, her gün yaklaşık 6 bin 400 kişinin iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybettiğini dile getirdi.


Yüksel, şöyle konuştu: “Her yıl yaklaşık olarak 350 bin kişi iş kazası, 2 milyon kişi meslek hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmektedir. Her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, 313 milyonu aşkın işçi ölümcül olmayan iş kazası geçirmekte ve 160 milyon kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır. Ülkemizde her sabah evinden işine giden anne ve babalardan 4’ü akşam evine dönmemekte ve her yıl ortalama bin 700’ün üzerinde insanımız iş kazalarında yaşamını kaybetmektedir. Sektörümüzü incelediğimizde ise her yıl ortalama büyük facialar hariç 65-70 maden emekçisinin yaşamının kaybettiğini görmekteyiz. Sektörümüzün ve ülkemizin Soma gibi büyük bir faciadan dahi ders çıkarmadığı ölümlerin artarak devam ettiği görülmektedir."



“Türkiye, ölümlerde dünya şampiyonu”


Türkiye madencilik sektöründe ölüm oranlarının yüksek olduğunu belirten Yüksel, "Türkiye kömür madenlerinde üretilen enerji birimi başına gerçekleşen ölüm olayları bakımından dünya şampiyonu olarak öne çıkmaktadır. Ölüm oranları istikrarsızdır. Facialardan önce de sonra da söylediğimiz gibi Soma ve benzeri faciaların milat olması için sektörümüzün gelişimi için kamu yararını önceliğine alan ulusal madencilik politikası oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir. Riskli ve tehlikeli bir sektör olan madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde özelleştirmelere son verilmelidir. Sektörde ekonomik nedenlerle yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır. Başbakanlık Genelgesi’nin iptalinden sonra kanunla getirilen Bakan Onayı derhal kaldırılarak Maden Hukuku yaşama geçirilmelidir. Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve taşra teşkilatı oluşturulmalıdır" dedi.



"Umarım eksiklikler giderilir"


Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ise “Ne kadar doğruları söylersek söyleyelim yine bildiğini okuyan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Yöneticilerin, uzmanlar ve mühendislerin görüşlerini alarak hareket etmesi gerekiyor. Umarım bu tavırdan vazgeçilir, en azından bundan sonra yeni Soma’lar, Şırnak’lar yaşanmaz. Madenciler, evlerine bir ekmek parası götürebilmek için her gün çocuklarıyla vedalaşıp yola çıktıklarını üzülerek görüyoruz. Umarım bu eksiklikler giderilir ve ülkemizde yeni facialar yaşanmaz" diye konuştu.


Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da, “Avrupalı, uygar olmaya çalışan, gelişen ülkemiz de bir Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ülkesi olmamasına rağmen hala iş kazalarının ve ölümlerin dünyada ön sıralarda olması, hem ürküntü, hem de üzüntü vericidir. Konuyla ilgili sempozyum çok önemlidir. Emeği geçenleri kutluyorum. İş kazalarının önemli bir bölümü çok küçük önlemlerle engellenebilir. Bu bir kaderdir, gerçeği budur demek yerine, aşırı kar hırsıyla insanların hayatlarını hiçe sayan işverenlerin üzerine biraz daha gidilse, sanıyorum daha doğru sonuç alınır. TMMOB ve bağlı odalar, 60 yılı aşkın bir tecrübeye sahip ve hazine gibi bakmak lazım. Ülkede bir bilim yuvası, ülkemizin gelişmesine ve barışa katkı koyan bir yapıya sahiptir. TMMOB’nin bu tecrübesinden, bilgi birikiminden, biliminden yararlanılması gerekmektedir. TMMOB’nin önüne set çekmek yerine önünü açmak ülkemiz adına daha hayırlı olacaktır” şeklinde konuştu.



"Maden sektöründeki kazalar önlenebilir"


Adana Vali Vekili Hanlar İden ise şöyle konuştu:


“Dünya genelinde yoğun emek sarf edilen madencilik sektörü meslek hastalıkları, iş kazaları ve ölümlerin olduğu bir grupta yer almaktadır. Bu nedenle tehlikeyi kaynağında tespit edip muhtemel risklerin önlenmesi ya da kabul edilebilir seviyeye çekilmesi büyük önem arz etmektedir. Sempozyum kapsamında iş kazalarının neden-sonuç ilişkileri, görüş alışverişi bulunulan bir ortam oluşturulacağını düşünüyorum. İş kazaları ülkemizde maddi ve manevi kayıpları da beraberinde getirmektedir. Her yıl yüzlerce kişi iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Bu bağlamda yapılacak çalışmalarda sağlık ve güvenlik konularına çok daha fazla önem verilmelidir. Gerekli bilincin yayılması için yoğun çaba gösterilmelidir. Maden sektöründe yaşanan kazaların kader değil, öngörülebilir, önlenebilir olduğuna inanmalı ve çalışmalarımızı bu yönde düzenlemeliyiz.”


Sempozyumda açılış konuşmalarının ardından bildiri, sunum ve panellere geçildi. Ulusal ve uluslararası boyutta katılımın yaşandığı sempozyum, iki gün sürecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erzurum Meteorolojiden bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma ve çığ uyarısı Meteoroloji uzmanları, Erzurum ve bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma, don ve çığ uyarısında bulundu. Bölge genelinde havanın çok bulutlu, aralıklı kar yağışlı geçeceği, yağışların, Erzurum’un güney kesimleri ile Erzincan ve çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Buzlanma ve don olayı görülmesi bekleniyor. Rüzgarın güney ve güneydoğu yönlerinden hafif ve orta kuvvette, yer yer kuvvetli ve kısa süreli fırtına(40-70 km/saat) şeklinde esmesi bekleniyor. Erzurum’da kuvvetli yağış var Uzmanlar kuvvetli yağış uyarısında bulunarak, "Bölgemiz genelinde beklenen yağışların sabah saatlerinden itibaren Erzincan ve çevresinde, öğleden sonra Erzurum’ un güney kesimlerinde kuvvetli kar yağışı (5-20 cm.) şeklinde görüleceği tahmin edildiğinden meydana gelebilecek (ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don olayı, tipi, çığ tehlikesi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi. Kuvvetli rüzgâr uyarısı Bölge genelinde rüzgarın, güney ve güneydoğu yönlerinden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 km/saat) şeklinde esmesi beklendiğinden yaşanabilecek (ulaşımda aksamalar, çatı uçması, ağaç devrilmesi, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi ile yüksek kesimlerde tipi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısı yapıldı. Buzlanma ve don olayı ikazı Bölge genelinde buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Bölgemizde yüksek kar örtüsü bulunan dik ve eğimli yamaçlarda çığ tehlikesi bulunduğundan yetkililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi.
Adana Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü 2026’dan umutlu Bu yıl zorlu bir süreçten geçen inşaat sektörünün 2026’ya umutla baktığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu,"2026 yılından beklentilerimiz çok büyük, faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz" dedi. İnşaat sektörü, hazır beton, demir-çelik, çimento, seramik ve lojistikten mobilyaya kadar birçok yan sektörü besleyen lokomotif alanlar arasında yer alıyor. Bu nedenle sektördeki durgunluk, tedarik zincirindeki esnaf ve çalışanları da doğrudan etkiliyor. Son dönemde özellikle hazır beton ve diğer temel girdilerdeki maliyet artışları projelerin hesaplarını zorlaştırırken, finansmana erişimdeki sıkıntılar da yeni yatırımların hızını düşürdü. Sektör temsilcileri, rekabetin artması ve fiyatların daha öngörülebilir hale gelmesinin 2026’da üretimi yeniden canlandıracağını belirtiyor. "TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir" "Konuyla ilgili genel merkezi Adana’da bulunan Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, "2025 yılı sektörümüz adına zor geçti. Maalesef üzülerek söylüyorum ki sektörümüzü sadece deprem konutları canlandırdı. TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir. Ancak yap-sat işletmeleri için bu yıl biraz buruk geçmiştir" ifadelerini kullandı. "2026, 2025’ten daha güzel geçecek" Enflasyonun gerilemesi ve faiz oranlarının düşmesiyle birlikte 2026 yılından umutlu olduklarını belirten Karslıoğlu, "2025 yılında yerel yönetimlerin imar konusundaki başarısızlıkları, inşaat maliyetindeki girdilerin hızlıca artması, beton kartelinin devam etmesi sektörü zorladı. 2026 yılından beklentilerimiz çok büyük. Faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak ve TOKİ’nin 500 bin konut hamlesi sektöre canlılık katacak. Yerel yönetimlerden de baskılarımız neticesinde imar konusunda olumlu hareketler bekliyoruz. İnşallah 2026, 2025’den daha güzel geçecek" diye konuştu. "Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz" 2026 yılında ev fiyatlarında fahiş bir fiyat artışı beklemediklerini anlatan Mustafa Karslıoğlu, "Hükumetimiz enflasyonu baskıladı. Artık fiyatları istikrarlı gidiyor. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz. Ekonomik programdaki gidişat artık seyir halini aldı. Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz. Ancak beton karteline hükumetimizin ve rekabet kurumunun el atması gerekiyor" şeklinde konuştu. "Sektöre verilen zarar çok büyük" Beton fiyatlarının inşaat maliyetlerini arttırdığına, beton kartelinin fiyatlarda istediği gibi oynama yaptığına dikkat çeken DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "İnşaat sektörü 2026 yılında beton kartelinin bitmesini istiyor. Yolumuza bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Faizlerin de biraz daha aşağı çekilmesiyle kamu bankalarının konut faiz oranlarını düşürüp sektöre can suyu olmasını bekliyoruz. Şu anda beton kartelinin her an ne yapacağını kimse kestiremiyor. Beton dökmeye mecbur olduğun için bugün aldığın fiyat 2 gün sonra yükselmiş olabiliyor. Beton kartelinin inşaat sektörüne verdiği zararı rakamlarla, kelimelerle ifade etmek mümkün değil."