Son Dakika
|
Zehra Kınık 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı
Bakan Işıkhan: "İşçilerimizin taleplerini, dileklerini komisyona yansıtacağım"
Peskov, Türkiye'nin Rusya'ya S-400 sistemlerini iade edeceğini yalanladı
Berrak Tüzünataç ifade vermeye geldi
Pendik’te 2 gündür aranan şahıs mezarlıkta ölü bulundu
İzmir’de sahte içki operasyonu: 2 tutuklama
İstanbul merkezli 6 ilde eş zamanlı ’Change otobüs’ operasyonu
Aleyna Tilki’nin avukatından ilk açıklama
Eski muhtar varilde ölü bulunmuştu, düştüğü ihtimali üzerinde duruluyor
İngiltere’ye kaçan şüpheli ve eşi hakkında kırmızı bülten çıkarıldı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Pakistan’s Traditional Instrument ‘Rubab’ Reaches Beyond Borders
Trump: "Ukrayna zaman harcadıkça Rusya fikrini değiştiriyor"
Zelenskiy: "(Dondurulan Rus varlıkları) Bu para Ukrayna’nın hakkıdır"
ABD’de havaalanına iniş yapan özel jet düştü
Okan Buruk’tan kupa rotasyonu
İterek çaldıkları otomobile "kontak" ararken yakalandılar
Bina yıkımı sırasında bitişik bina zarar gördü, facia ucuz atlatıldı
Zehra Kınık 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı
ÇEVRE
Yaylada mahsur kalan aileyi belediye ekipleri kurtardı
18 Aralık 2025 Perşembe - 22:23:27
Giresun’un yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışı nedeniyle yaylada aracıyla mahsur kalan vatandaşların yardımına Yavuzkemal Belediye ekipleri yetişti.
18 Aralık 2025 Perşembe - 22:13
Bakan Yumaklı: "Mesele sadece hayatımızı daha iyi idame ettirmek değil, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakma meselesi"
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bizim için hayati ve elzem olan değerleri görünür kılmak zorundayız. Toprağın, suyun, ormanın, alın terinin her türlü hal ve gerçekliğini insanların dikkatine sunabilmemiz gerekiyor. Gıda arz güvenliği, su ve iklim krizi meseleleri dünyanın gündemine oturmuş durumda. Mesele sadece hayatımızı daha iyi idame ettirmek değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakma meselesidir" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının düzenlediği ve tarımın, ormanın, toprağın, suyun önemi konusunda duyarlılığın geliştirilmesinin amaçlandığı ’15’inci Tarım Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması’nın ödül töreni, Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) Konferans Salonu’nda düzenledi. Geçen yıl ilk kez uluslararası boyuta taşınan yarışma, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından DenizBank’ın desteğiyle düzenlendi. Yarışma; ’genel’, ’çiftçi’, ’öğrenci’, ’Tarım ve Orman Bakanlığı çalışanları’, ’DenizBank çalışanları’ ve bu yılın teması olan ’Bereketin Yüzyılı’ olmak üzere toplam 6 farklı kategoride gerçekleştirildi. Katılımcılar; tarım, hayvancılık, orman, toprak, su, su ürünleri, gıda ve muhafazası, her türlü tarım hareketliliğinin işlenmesi, üretici, çiftçi, çoban, köylü ve köy yaşamına dair faaliyetleri konu alan fotoğraflarla yarıştılar. Kendi alanında uzman 12 kişiden oluşan Seçici Kurul, 13 Ekim tarihinde Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığında toplanarak ödül alan ve sergilemeye layık görülen eserleri belirledi. Yarışmaya Türkiye’nin de aralarında olduğu 51 ülkeden toplam 2 bin 11 yarışmacı, 6 bin 71 eserle katıldı. Seçici kurul tarafından 13 eser ödüle layık bulunurken 105 eser de sergilenmek üzere seçildi. Aynı zamanda bir eser de Bakan Yumaklı tarafından ’Bakan Özel Ödülü’ne layık görüldü. "Gıda arz güvenliği, su ve iklim krizi meseleleri dünyanın gündemine oturmuş durumda" Yaşanılan çağın görüntü çağı olarak adlandırıldığı, görünür olmayanın adeta yok sayıldığı bir dünyanın içinde olunduğunu belirten Bakan Yumaklı, "Artık yapay zeka ile hangi görüntünün gerçek hangisinin sanal olduğunu ayırt edemediğimiz bir zamandayız. Gerçeğin peşinde olan fotoğraf sanatçılarımız, işte bu noktada önemli bir misyon üstleniyorlar. Böyle bir dünyada tarım, orman ve insan ilişkisine yönelik her şahitliğin de çok değerli olduğuna eminiz. Öncelikle, bizim için hayati ve elzem olan değerleri görünür kılmak zorundayız. Bunun hepimize düşen bir sorumluluk olduğuna yürekten inanıyorum. Toprağın, suyun, ormanın, alın terinin her türlü hal ve gerçekliğini insanların dikkatine sunabilmemiz gerekiyor. Gıda arz güvenliği, su ve iklim krizi meseleleri dünyanın gündemine oturmuş durumda. Mesele sadece hayatımızı daha iyi idame ettirmek değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakma meselesidir. Türkiye olarak, biyo-çeşitlilik açısından oldukça zengin, üç tarafı denizlerle çevrili bir coğrafyaya sahibiz. Diğer yandan, alnının teriyle üretmeye çalışan, helal rızık peşinde koşan üreticilerimizin çabası ve fedakarlığı var. Üretime ve üreticiye olan saygımızı daima hissettirmek, bu değerlerimizi daha da değerli hale getirmek gerekiyor. Zira, marifet iltifata tabidir. Bu yüzden, bakanlık olarak tarımsal emeği ve üretimi görünür kılacak her çalışmayı önemsiyoruz" diye konuştu. İlk defa 2009 yılında başlatılan yarışmanın bir geleneğe dönüştüğünü görmenin, sevindirici olduğu kadar gelecek adına umut verici olduğunu belirten Yumaklı, yarışmaya gösterilen ilgiyi, sanatsal amaçların ötesinde, tarım ve orman konusundaki toplumsal duyarlılığın da bir alameti farikası olarak gördüğünü ifade etti. Aynı zamanda Bakan Yumaklı, bir şeyi başlatmak kadar, onu amacına uygun olarak yararlı ve işlevsel hale getirmenin de en az o kadar önemli olduğuna değindi ve yarışmaya gönderilen her fotoğrafın arşive önemli bir katkı yapmakla kalmadığını, çalışma mekanlarını en anlamlı ve güzel şekilde süslemeye devam ettiğini dile getirdi. Öte yandan Yumaklı, bakanlık olarak Türkiye’nin her ne olursa olsun insana ve insanlığa güvendiğini, temel insani değerler etrafında daha iyi bir dünyayı kuracaklarına inandığını vurguladı.
18 Aralık 2025 Perşembe - 19:57
Siirt’te kurt boş havuza düştü
Siirt’in Kurtalan ilçesinde bir kurt boş havuza düştü. Uzun süre mücadele eden hayvan, havuzdan kendi başına çıkmayı başardı. Edinilen bilgilere göre, Kurtalan ilçesine bağlı Toytepe köyünde atıl su için kazılan ve içerisine branda serilen havuza giren kurt, havuzdan çıkmakta zorlandı. O anları fark eden işçiler, yaşananları cep telefonu kameralarıyla kaydetti. Görüntülerde kurdun havuz içerisinde sağa sola koşarak çıkmaya çalıştığı anlar yer aldı. Kurt yaklaşık iki saat süren çabalarının ardından kendi balına havuzdan çıkarak bölgeden uzaklaştı.
18 Aralık 2025 Perşembe - 19:01
(Düzeltme) Sındırgı’da dev turna balığı yakalandı
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde bulunan Çaygören Barajı’nda balık avına çıkan profesyonel olta balıkçısı Hasan Gökçe ve arkadaşı, unutulmaz anlar yaşadı. Gökçe’nin oltasına tam 8 kilo 750 gram ağırlığında dev bir turna balığı takılırken, o anlara doğadan sürpriz bir misafir de eşlik etti. Avın heyecanını yaşayan balıkçıların yanına, sakin tavırlarıyla dikkat çeken bir karaca geldi. Bir süre balıkçıları izleyen karaca, herhangi bir ürkme belirtisi göstermeden baraj çevresinde dolaştıktan sonra yeniden doğal yaşam alanına döndü. Ortaya çıkan bu nadir anlar, hem balıkçıları hem de izleyenleri şaşırttı. Dev turnayı oltaya almanın mutluluğunu yaşayan Hasan Gökçe, yakaladığı balıkla objektiflere poz verdi. Gökçe, diğer olta balıkçılarına seslenerek, "Belki siz de bir gün tutarsınız" ifadelerini kullandı. Çaygören Barajı’nda kaydedilen turna ve karacanın aynı karede yer aldığı görüntüler, kısa sürede sosyal medyada yoğun ilgi gördü. Doğal yaşamla iç içe geçen bu anlar, izleyenlerden beğeni ve yorum aldı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
18 Aralık 2025 Perşembe- 13:17
Deprem bölgesinden Bakan Kurum’a destek: "Böyle şantiye şefine can kurban"
2
18 Aralık 2025 Perşembe- 07:58
Erzincan’da kış ortasında sebze hasadı
3
17 Aralık 2025 Çarşamba- 10:17
Mersin’de Hal Katlı Kavşağı ile kesintisiz ulaşım hedefi
4
14 Aralık 2023 Perşembe- 10:42
Ankara’da ilk ring metro hattı için imzalar atıldı
5
17 Aralık 2025 Çarşamba- 20:38
TESKİ’den "planlı altyapı çalışması" açıklaması
18 Aralık 2025 Perşembe - 18:08
Sinop’ta deniz yüzeyindeki kirlilik vatandaşları endişelendirdi
Sinop’un güney sahilinde denizde görülen kirlilik vatandaşları endişelendirdi. Kent Merkezi Gazi Caddesi üzerinde Yelken Kulübü önünde su yüzeyinde oluşan yoğun tabaka ile atık benzeri görüntüler, bölgede kimyasal atık olabileceği yönünde endişelere yol açtı. İhbar üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri sahilde inceleme yaparak denizden numune aldı. Sinop Belediyesi ekipleri de kirliliğin görüldüğü alanda temizlik çalışması gerçekleştirdi. Yetkililerin bölgede başlattığı incelemelerin devam ettiği, alınan numunelerin analiz sonuçlarının ise önümüzdeki günlerde açıklanmasının beklendiği bildirildi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 18:03
Atakum’da kaldırım işgaline geçit yok
SAMSUN (İHA) – Samsun’un Atakum Belediyesi zabıta ekipleri, kentin cadde ve sokaklarında vatandaşların geçişine engel olan ve kamu alanını işgal eden malzemelerin kaldırılması için işletme sahiplerine uyarılarda bulundu. Atakum Belediyesi Zabıta ekipleri, halkın sağlıklı gıdaya ulaşması için kent sınırları içerisindeki market, fırın ve kasaplarda ruhsat ve gıda denetimlerine devam ediyor. Belediye ekipleri, ruhsatı olmayan ve gıda mevzuatına aykırı ürün satan işletmelere ceza keserken kaldırım işgallerine de geçit vermiyor. Ekipler, Atakum’un cadde ve sokaklarında vatandaşların geçişine engel olan ve kamu alanını işgal eden malzemelerin kaldırılması için işletme sahiplerine uyarılarda bulunuyor. Çalışmalar kapsamında, Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Suat Yıldız ve Zabıta Müdürü Hasan Serhat Uzun’un katılımıyla Cumhuriyet Mahallesinde faaliyet gösteren işletmeler denetlendi. Mahallenin cadde ve sokaklarında vatandaşların geçişine engel olan ve kent estetiğini bozan malzemeler kaldırıldı, işletme sahipleri uyarıldı. Suat Yıldız, denetimlerin 7/24 esasıyla kesintisiz sürdüğünü belirterek, "Atakum halkının refahı, huzuru, rahat ve temiz bir şehirde yaşaması için 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu 51. Maddesine dayanarak oluşturulan Zabıta Yönetmeliği kapsamında zabıta arkadaşlarımıza verilen yetki doğrultusunda, denetimlerimiz gerçekleştiriliyor. Atakum’da devam eden kaldırım işgallerini, ruhsat, hijyen, pazar yeri kontrollerini aynı zamanda çöp konteynerlerinin bulunduğu alandaki temizlik denetimini Atakum Zabıta Müdürlüğüne bağlı ekip arkadaşlarımızla birlikte yapmaktayız. Her gün 24 saat denetimlerimizi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bunun için Atakum halkından da bize destek vermelerini istiyoruz. Çünkü yapmış olduğumuz denetlemeler, tamamen onların sağlığı ve refahı için yapılan denetlemelerdir" dedi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 17:59
Kara tablo, 6 yılda yeşil örtüye dönüştü
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Muğla’nın Dalaman ilçesi Karacaağaç köyü yakınlarında 10 Temmuz 2019 tarihinde çıkan ve bin 433 hektar alanın yandığı alanı havadan inceledi. Yanan sahanın yeniden yeşile dönüştüğü görüldü. Yangın, Dalaman ilçesi sınırlarında başlayıp Fethiye Göcek Mahallesine sıçramış ve 11 Temmuz’da kontrol altına alınmıştı. Yangının ardından yanan alanın tekrar ağaçlandırılması için çalışmalara hemen başlanırken, yanan ağaçlar alandan hızlı bir şekilde çıkarıldı. Alanın tamamı Kasım ayında ağaçlandırılmaya hazır hale getirildi. Yanan alanda ilk fidanlar 2019 yılında ilk kez kutlanan 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Gününde toprakla buluşturuldu. 450 bin fidan dikildi Dalaman-Göcek yangınında yanan bin 433 hektar alanın tekrar ağaçlandırılması çalışmaları kapsamında yaklaşık 450 bin fidan dikildi ve alana yaklaşık 35 ton tohum atıldı. Dalaman’da 11 Kasım 2019’da dikilen fidanlar aradan geçen 6 yılda büyüdü ve yer yer 3 metreye bulan boylarıyla genç ağaçlara dönüştü. "Yanan alanların her metrekaresini ağaçlandırıyoruz" Yanan sahada fidanların ağaca dönüşmesini havadan helikopter ile gören Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, "Burası içinde bulunduğumuz saha maalesef 10 Temmuz 2019 gününde bir yangına maruz kalmış ve o zaman için hepimizi üzüntüye boğan bir sahaydı. Burası tekrar, o zaman ifade ettiğimiz gibi tekrar yeşil dokusuna, yeşil örtüsüne kavuştu. Tabii bu arada kayıp olan şey sadece yıllar değildi, bu yeşilliğin kaybolmasıyla ilgili birçok ağacımızla birlikte bu alanda bulunan birçok canlı, gördüğümüz görmediğimiz birçok canlı da hayatını kaybetmişti. Biz yanan alanlarımızın, yanan orman alanlarımızın tamamını tek bir metre karesi istisna olmaksızın yeniden ağaçlandırıyoruz, yeniden ormanlaştırıyoruz. İşte onun örneklerinden bir tanesini de burada hep birlikte şahit oluyoruz. 2019 yılında hemen 11 Kasım’ına geldiğimizde biliyorsunuz Milli Ağaçlandırma Günü 2019 yılında ilan edildi ve bizler burada 11 Kasım 2019 tarihinde Milli Ağaçlandırma Günü’nü kutlamak maksadıyla sahaya geldiğimizde sahanın tamamında arazi hazırlığı yapılmış, toprak işlemesi tamamlanmış, yeniden ağaçlandırmaya, yeniden fidan dikimine hazır hale getirmiştik. 450 bin fidan ve 35 ton tohumu da bu sahada toprakla buluşturarak şu anda hepimizi memnun eden görüntünün oluşmasını sağlamış olduk. Yanan alanlarda hemen ilk öncelikle sahadaki yanan ağaçları sahadan çıkardıktan sonra etüdünü yapıp, burada hangi usulle, hangi yöntemle tekrar ormanlaştırma çalışması yapacağımızı planladıktan sonra da en geç bir yıl içerisinde bu alanların tekrar ormanlaştırılmasıyla ilgili çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar ülkemizin hiçbir yanan alanın hiçbir metrekaresinde ormanlaştırma çalışmalarının dışında herhangi bir müdahale olmamıştır. Bunu tekrar tekrar ifade etmek istiyorum çünkü maalesef vatandaşlarımızın zihninde yanan alanların ormanın dışında maksatlarla kullanılacağıyla ilgili bir takım istifamlar, şüpheler oluşuyor. Bunu ortadan kaldırmış olmak adına tekrar ifade etmek istedim" dedi. "Akdeniz iklim kuşağında yangınlarla mücadele en başarılı ikinci ülkeyiz" Yangınla mücadelede üç temel stratejileri olduğunu anlatan Karacabey, "Bunlardan bir tanesi yangın öncesi yapılan çalışmalar, ikincisi yangının söndürülmesi çalışmaları, üçüncüsü de yangın sonrası yeniden ağaçlandırma çalışmalarıdır. Her biri çok çok önemli tabii ki fakat bizim en çok üzerinde durduğumuz şey mümkünse yangının hiç çıkmamasını sağlamak. Özellikle bu yıl 2025-2026 yılı eğitim-öğretim sezonunun başlangıcında biliyorsunuz ilk ve orta dereceli okulların tamamında özellikle orman yangınlarına dikkat çekmek maksadıyla yeşil vatan konusu işlendi. Yüzde 96’sı maalesef insan kaynaklı olan bu orman yangınlarının çıkmasının önüne bu şekilde geçmiş olacağız. Türkiye olarak bu noktada özellikle içerisinde bulunduğumuz Akdeniz iklim kuşağındaki ülkelerinde kıyaslandığında Avrupa Orman Bilgi Sistemi, Orman Yangınları Bilgi Sistemi verilerine göre baktığımızda Türkiye Fransa’dan sonra en başarılı ikinci ülke durumundadır. Bu ülkemiz adına büyük bir gurur meselesi olarak ifade edebiliriz" diye konuştu.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:55
Sındırgı’da dev sazan balığı yakalandı
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde bulunan Çaygören Barajı’nda balık avına çıkan profesyonel olta balıkçısı Hasan Gökçe ve arkadaşı, unutulmaz anlar yaşadı. Gökçe’nin oltasına tam 8 kilo 750 gram ağırlığında dev bir sazan balığı takılırken, o anlara doğadan sürpriz bir misafir de eşlik etti. Avın heyecanını yaşayan balıkçıların yanına, sakin tavırlarıyla dikkat çeken bir karaca geldi. Bir süre balıkçıları izleyen karaca, herhangi bir ürkme belirtisi göstermeden baraj çevresinde dolaştıktan sonra yeniden doğal yaşam alanına döndü. Ortaya çıkan bu nadir anlar, hem balıkçıları hem de izleyenleri şaşırttı. Dev sazanı oltaya almanın mutluluğunu yaşayan Hasan Gökçe, yakaladığı balıkla objektiflere poz verdi. Gökçe, diğer olta balıkçılarına seslenerek, "Belki siz de bir gün tutarsınız" ifadelerini kullandı. Çaygören Barajı’nda kaydedilen dev sazan ve karacanın aynı karede yer aldığı görüntüler, kısa sürede sosyal medyada yoğun ilgi gördü. Doğal yaşamla iç içe geçen bu anlar, izleyenlerden beğeni ve yorum aldı.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:46
BARÜ’ye elektrikli araç şarj istasyonu kurulacak
Bartın Üniversitesi (BARÜ) ile Akmercan Elektrik Doğal Gaz Yatırımları Anonim Şirketi arasında imzalanan protokolle sürdürülebilir ve çevre dostu ulaşım noktasında önemli bir atılarak elektrikli araç şarj istasyonu kurulacak. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkiye genelinde giderek yaygınlaşan elektrikli araçların şarj edilmesi için yenilikçi bir adım attı. Bu kapsamda elektrikli araç şarj istasyonu kurulması için BARÜ ile Akmercan Elektrik Doğal Gaz Yatırımları Anonim Şirketi arasında bir protokol yapıldı. Protokol, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya ile Akmercan Batıkar Doğalgaz Bölge Müdürü Murat Tutal tarafından imzalandı. Protokol kapsamında Kutlubey Yerleşkesi Öğrenci Yaşam Merkezi’nde yer alan otopark alanına modern ve yüksek kapasiteli elektrikli araç şarj istasyonu kurulacak. İki farklı şarj ünitesiyle hizmete geçecek alanda elektrikli araçlar kısa sürede yüksek oranda şarj edilebilecek. BARÜ’nün çevreye duyarlı uygulamalara öncelik verdiğini belirten Rektör Akkaya, "Bartın Üniversitesi olarak sürdürülebilirlik ve çevre bilincini önceleyen projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Elektrikli araç kullanımının her geçen gün arttığı ülkemizde bu dönüşüme uyum sağlamak büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda Kutlubey Yerleşkemizde kurulacak elektrikli araç şarj istasyonu ile şehrimize ve bölgemize katkı sunacağız." dedi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:36
Sakarya’da 550 kilometrelik altyapı ağı yenilendi
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), şehir genelinde sürdürdüğü altyapı çalışmaları kapsamında toplam 550 kilometre uzunluğunda yeni hattı devreye aldı. SASKİ ekipleri tarafından yürütülen projelerle şehrin altyapı ağı modernize edilirken, kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesi ve kesintisiz su iletimi hedeflendi. Yatırımlar kapsamında aslan payını 413 kilometre ile içme suyu hatları oluşturdu. Ekonomik ömrünü tamamlayan şebekeler yenilenerek basınç dengesi iyileştirildi ve yeni yerleşim bölgelerine su ulaştırıldı. Taşkın riskine karşı önlem Çevre koruma ve taşkın önleme çalışmalarına da ağırlık verilen süreçte, atık suların arıtma tesislerine güvenli deşarjı için 103 kilometre yeni kanalizasyon hattı inşa edildi. Ayrıca ani ve yoğun yağışlarda oluşabilecek su baskınlarının önüne geçmek amacıyla 34 kilometre uzunluğunda yağmur suyu hattı hayata geçirildi. "Günü kurtaran değil, kalıcı çözümler üretiyoruz" Altyapı yatırımlarının şehrin geleceği için hayati önem taşıdığını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, "Günü kurtaran çözümler yerine şehrin geleceğini güvence altına alan yatırımlara yöneldik. Bugün hamdolsun 550 kilometreyi bulan çalışmaları tamamladık. Yeni projelerimizi planlıyor, kayıp-kaçak oranlarını indirmek için kararlı adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Suyun her damlasını korumaya ve dayanıklı şehir hedefimizi destekleyen projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz" dedi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:36
Elazığ’ın köylerinde içme suyu sorunları çözülüyor
Elazığ’ın Ağın ilçesine bağlı Bademli köyünde 20 yıllık içme suyu sorunu yapılan altyapı çalışmalarıyla çözüldü. Elazığ’ın Ağın ilçesine bağlı Bademli köyünde uzun yıllardır devam eden içme suyu sorunu, yapılan altyapı çalışmalarıyla çözüme kavuştu. Elazığ İl Özel İdaresi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında köyün içme suyu altyapısı güçlendirildi. Çalışmalar çerçevesinde bölgede yaklaşık 40 metre drenaj çalışması gerçekleştirildi. Teknik incelemeler sonucunda tespit edilen yeni su kaynağı, bin 700 metre uzunluğundaki boru hattı ile mevcut içme suyu isale hattına bağlanarak sisteme dahil edildi. Yaklaşık 15 gün süren çalışmaların ardından proje tamamlandı. Ağın Kaymakamı Tuğçe Yılmaz’ın koordinasyonu ve Elazığ İl Özel İdaresi’nin çalışmalarıyla hayata geçirilen proje sayesinde, yaklaşık 20 yıldır su sıkıntısı yaşayan Bademli Köyü sağlıklı içme suyuna kavuştu.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:28
Alaplı Belediye Başkanı Tekin’nin annesi son yolculuğuna uğurlandı
Zonguldak’ın Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin’nin dün vefat eden annesi Fatma Tekin’nin cenazesi defnedildi. Zonguldak’ın Alaplı ilçesi Belediye Başkanı Nuri Tekin’nin , dün gece vefat eden annesi Fatma Tekin nin (84) cenazesi toprağa verildi. Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Fatma Tekin’nin cenazesi, Alaplı Konak Mahallesindeki evinde helallik alınmasının ardından Merkez Camisi’ne getirildi. İlçe Müftüsü Dr. Yılmaz Çelik’nin ikindi vakti kıldırdığı namazın ardından Tekin’nin cenazesi, Şehir mezarlığına defnedildi. Cenaze törenine, Fatma Tekin’nin yakınlarının yanı sıra Alaplı Kaymakamı Selçuk Köksal, Muharrem İnce, CHP Zonguldak Milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz, Eylem Ertuğ Ertuğrul, protokol üyeleri, ilçe ve belde belediye başkanları ile vatandaşlar katıldı.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:08
Haliç’ten 33 kilogram olta kurşunu çıkarıldı
İstanbul’da deniz ekosistemimin korunmasına yönelik Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, "Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" dedi. İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce Sucul Biyoçeşitliliğin Korunması ve Geliştirilmesi projesi kapsamında Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşması yapan Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, sucul biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi projesi kapsamında örnek bir farkındalık projesini Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile beraber özellikle olta balıkçılığının çok yoğun yapıldığı Haliç’te organize edildiğini söyledi. "33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" Suat Parıldar, "Olta balıkçılığında herhangi bir sebeple kopan kurşunlar, deniz dibinde toplanıyor ve denizin tuzlu suyu ile beraber zaman içerisinde korozyona uğrayarak hem balıklar açısından hem de insanlar için ağır metal konusunda tehlike arz ediyor. Biz de hem balıkçılarımızı ve oltacılarımızı bu konuda bilinçlendirmek hem de denizlerimizin temizliğini sağlamak adına bu farkındalık çalışmasını organize ettik. Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk. 5-9 Aralık tarihinden ise dalgıçlarımız toplam 25 kilogram kurşunu denizden çıkarmıştı. Biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi adına ise daha önce hayalet ağların denizden temizlenmesi projesini yürütmüştük" diye konuştu. "450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık" 2025 yılında 450 bin metrekarelik hayalet ağların denizden uzaklaştırıldığını ifade eden Parıldar, "Tarım ve Orman İstanbul İl Müdürlüğü olarak 5,3 milyon metrekare alanı taradık. Bu taramış olduğumuz alandan da 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık. İç sularımız ile beraber taramış olduğumuz alan toplam 6,3 milyon metrekaredir. Denizlerden çıkarmış olduğumuz hayalet ağları atık halde bırakmayarak bununla ilgili çeşitli geri dönüşüm projesi gerçekleştirdik. Amacımız dün olduğu gibi denizlerimizin cömertliğinin bugün de devam etmesi sürdürülebilirliğin sağlanabilmesidir" şeklinde konuştu. "25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" Konuşmasına devam eden Parıldar, "İstanbul su ürünleri açısında çok kıymetli bir yer, 660 kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridimiz, 48 balıkçı barınağımız 2 bin 19 balıkçı gemimiz ve 18 bini aşkın ticari ruhsatlı balıkçı ile beraber avcılıkta önemli bir konuma sahip. Bakanlığımızın destekleme politikaları çerçevesinde özellikle kıyı balıkçılığının kayıt altına alınması kapsamında bin 400’ü aşkın balıkçımıza 2025 yılında 12.6 milyon destekleme ile birlikte toplamda 25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, "Sucul biyoçeşitliliğin korunması adına önemli bir çalışma yapıyoruz. Son yıllarda artan iklim değişikliğinden kaynaklanan su ve çevre kirliliği denizlerimizi, göllerimizi ve su kaynaklarımızı olumsuz etkilemekte, bu anlamda bizler de kamuoyunda toplumsal bir farkındalık oluşturmak açısından bu projeyi hayata geçirdik" dedi. Karabulut ayrıca, Galata bölgesinin balıkçılık konusunda sembol bir yer olduğu için projeyi buradan başlatmayı uygun gördüklerini ifade etti. Etkinlik su altı tarama dalgıç ekiplerinin deniz dibinde olta kurşunlarını çıkarması ile sona erdi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:04
Şanlıurfa’da kentsel dönüşüm projesi hayata geçiyor
Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesindeki Hızmalı ve Atatürk Mahallelerini kapsayan "2. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında 27 bin 380 metrekarelik alanda büyük bir yeni yapı alanı hayata geçiriliyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın öncülüğünde, Haliliye ilçesinin çehresini değiştirecek bir dönüşüm projesi hayata geçiriliyor. Şehir merkezinde can ve mal güvenliğini tehdit eden, fiziksel açıdan yıpranmış ve sosyo-ekonomik olarak dönüşüme ihtiyaç duyan bölgelerde hayata geçirilen "2. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" kapsamında Hızmalı ve Atatürk Mahallelerini kapsayan dev bir yeni yapı projesi başlatıldı. Projenin güney sınırını Karakoyun Deresi oluştururken, kuzeyde Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi yer alıyor. Tarihi Justinyen Su Kemeri ile Hızmalı Köprü arasında kalan bu özel alan, imar planında yeni yapı olarak tanımlanıyor. Toplamda 27 bin 380 metrekarelik bir alan üzerinde şekillenen proje, bölge halkı için yeni bir yaşam alanı oluşturmayı hedefliyor. yeni yapı alanı içerisinde toplam 85 yapı ve 250 bağımsız birim yer alıyor. Bu alanın yaklaşık 18 bin metre karelik kısmı mülkiyet alanı olarak belirlenmiş durumda. Hak sahipleriyle kamulaştırma amacıyla uzlaşma görüşmeleri devam ederken, projenin tamamlanmasının ardından bölgedeki yapıların tahliyesi ve yıkımı gerçekleştirilecek. Hızmalı ve Atatürk Mahallelerini kapsayan "2. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi" ilk uygulama çalışmaları, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın katılımıyla 19 Aralık Cuma günü saat 14.30’da düzenlenecek programla başlatılacak.
18 Aralık 2025 Perşembe - 15:46
Sapanca Gölü’nde Bizans’a açılan kapı: Kalıntılar, stratejik bir yapının parçası olabilir
Sapanca Gölü’nde su seviyesinin çekilmesiyle ortaya çıkan adacıktaki kalıntıların bazilika, kilise, şapel ya da gözetleme noktası olabileceği değerlendiriliyor. Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer ise "Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var. Biz bunu hep Marmara’ya üçüncü bir boğaz gibi düşündük ama bir alternatif olarak Karadeniz’e çıkışı değil de Sakarya Nehri’ni değerlendirerek Sapanca Gölü’yle birleştirerek Körfeze bir çıkış yani İstanbul’a yeni yol olarak düşünmenin de oldukça makul olduğunu düşünüyorum" dedi. Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca vatandaşın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nün çekilmesiyle gözle görülür şekilde ortaya çıkan adacık üzerindeki yapı merak uyandırdı. İlgili adacık hakkında başlatılan tahkikat sürecinin ardından Sakarya Müze Müdürlüğü tarafından bölgede kurtarma kazısı çalışmaları başlatıldı. Çalışmalar sırasında çeşitli envanter niteliğinde buluntulara rastlandığı, sikke gibi küçük buluntuların yanı sıra yerleşime ait olduğu değerlendirilen mozaik kalıntılarının tespit edilerek koruma altına alındığı bildirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer ise göl seviyesinin düşmesiyle görünür hale gelen kalıntının bir bazilika, kilise, şapel ya da gözetleme ve kontrol noktası olabileceği ihtimallerinin değerlendirildiğini söyledi. Kalıntının, Sakarya ve çevresinde Bizans döneminden kalma kale ve köprülerle birlikte ele alınmasının daha sağlıklı neticeler verebileceğini dile getiren Cantimer, Justinianus döneminde planlandığı bilinen ve Beşköprü’yü de içine alan nehir limanı projesinin hayata geçirilmiş olması halinde, bu alanın stratejik bir noktada yer almış olabileceğini kaydetti. Cantimer, Sakarya Nehri üzerinden İstanbul’a taşımacılık yapılması durumunda 200 kilometrelik bir yol kat edilmesi gerektiğini, projeyle nehir ve göl ikilisi kullanılarak Körfez’den İstanbul’a ulaşımın mesafesinin en az 100 kilometre kısaltılmasının hedeflendiğini aktardı. "Burasının gözetleme ve kontrol noktası olması da muhtemel" Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer, "Sapanca Gölü’nde ortaya çıkmış olan kalıntı üzerinde yoğun çalışmalar gerektiriyor. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca bu çalışmaların devam edeceğini düşünüyorum. Ortaya çıkan yapının ne olduğunu bilmemekle birlikte bir hipotez üzerinde çalışacak olursak Sakarya ve çevresinde Bizans döneminden kalmış olan kaleler, köprüler ve bu kalıntıyı beraber değerlendirebilmenin bence ciddi bir anlamı var. Bu kalıntı, şuan itibariyle belki güncel bilgi olarak bazilika İznik’tekiyle mukayese edilebilir ya da bir kilise, şapel denebilir. Bize kalmış olsa makul olan çerçevede üretmek istediğimiz hipotezle bağlantılı olarak burasının gözetleme ve kontrol noktası olması da muhtemel ya da ihtimaller dahilindedir. Gözetleme derken eğer Justinianus zamanında Beşköprüyü’de içine alacak şekilde planlanmış olan nehir liman projesi işlemiş olsaydı burası önemli bir nokta olacaktı. Elbette bugün böyle görünmüyor çünkü ‘Sakarya’nın bir tarihi yoktur’ diye düşünülüyor. Oysaki adı konulmamış birbirinden farklı noktalarda bir sürü yapıyı bir araya getirebilme imkânı sunuyor bu kalıntı bize. Eğer bir iskele babasına rastlarsak ya da yapılan araştırmalarda buna benzer bir yapılar bulunursa memnun oluruz. Çünkü hemen yakınlarında Kurtköy Kalesi ve Eşme de hemen bu kalıntıyı gören bir de köprü var. Bu yapının bulunduğu yer Kocaeli Körfezi’ne doğru en son derinlikli noktadan önceki zirve nokta göl içeresinde" dedi. "Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var" Bizans döneminden bu yana Marmara ile Karadeniz arasında ticaret ve askeri transfer hususunda ulaşımın kısaltılması hedeflenen bir projenin olduğuna dikkat çeken Cantimer, "Göl çerçevesinde konuşmak gerekirse bunların anlam kazanabilmesi için gölün genişleme ve daralma sürelerini tarihi olarak bilememiz gerekiyor. Bununla ilişkilide hidrojeologlar çalışıyorlardır, bunların verilerinden istifade etmek ve beraber çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Beşköprü ile buraya nasıl birleştirecek dersek; restorasyon geçirmekte olan Beşköprü’de bugün itibariyle biliyoruz ki altında küçük bir iskelesi var. Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var. Biz bunu hep Marmara’ya üçüncü bir boğaz gibi düşündük ama bir alternatif olarak Karadeniz’e çıkışı değil de Sakarya Nehri’ni değerlendirerek Sapanca Gölü’yle birleştirerek Körfeze bir çıkış yani İstanbul’a yeni yol olarak düşünmenin de oldukça makul olduğunu düşünüyorum. Bunu bizden evvel düşünen pek çok tarihçi, arkeolog, sanat tarihçimiz var, rahmetli Sencer Şahin hocamız bunlardan bir tanesiydi. Beşköprü’nün altında yapılan sondaj çalışmalarında büyük bir nehrin geçmediği ama geniş bir bataklık olduğu meselesi önümüzde akademik çalışma olarak duruyor. Bunun yapılabilmesi, bütün boğazın açılabilmesi Sapanca Gölü’nün tatlı su havzası özelliğini kaybetmesi demektir. Bitinyalılardan beri kimse bunu yapmak istemiyor. Kaldı ki Körfez’in kotunu sıfır aldığımızda Sapanca’nın rakımının 31-32 olduğunu, Sakarya Nehri’nin gölün paralelinden geçerken bundan biraz daha yüksek olduğunu düşündüğümüzde başka bir yapılanmaya ihtiyaç vardı. Bugün itibariyle Körfez tarafında bir ticaret yolu eğer ortaya çıkacak olursa bir taş zemin veya başka bir şey olabilir. Bu yol ortaya çıkacak olursa söylediklerimiz büyük bir anlam kazanacaktır. Sakarya Nehri’nden Sapanca Gölü arasında nasıl bir bağlantı söz konusu olabilir; Çark Deresi suyuyla bağlanılarak Sakarya Nehri’nin Kuzey’den Güney’e çevrilmesi ve Anadolu içlerinden gelen ticari emtianın aynı zamanda gönderilmek istenen askeri birliklerin en hızlı transfer edebileceği alandır. İnsanların zihinlerinde canlandırılmaları adına da 5-6 metre uzunluğunda, yaklaşık 3 metre eninde Bizans teknelerinin varlığını Yenikapı kazısı sırasında ortaya çıktığını söylemek isterim" diye konuştu. "Ayasofya’nın varlığından daha eski bir Bizans yapısına da erişmiş oluruz" Kalıntının, Ayasofya’dan daha eski bir yapı olabileceği ihtimalinin olduğunu aktaran Cantimer, "Eşdeğer olma ihtimali vardır hatta öncesinde de bir yapının varlığına erişilebilirse Ayasofya’nın varlığından daha eski bir Bizans yapısına da erişmiş oluruz. Bunu da İznik ile mukayese etmiş olursa oradaki Bazilika’nın altında da bir mezarlığın olduğunu hatırlatmak gerekir. Sapanca’nın altında da böyle bir yapının olması insanlık tarihinde anormal gelmemelidir. Sağlıklı bir araştırmanın 2-3 yıldan önce bitebileceğini ön görmüyorum çünkü gölün içerisinde ve tatlı su havzasıyla ilişkili zaten transfer imkânı oldukça sınırlı seyrediyor. Ekiplerin de devreye girmesi akademisyen arkadaşların çalışmalarını zaman alacağını zannediyorum. Bunun zaman alması bir kayıp değildir çünkü Beşköprü’deki restorasyonun da buna benzer şekilde hızla bitmesini istiyor insanlar ama Beşköprü’nün ayaklarının daha aşağıya kazılması ve görünür hale gelmesi bizim için çok önemli. Gözle görülmeyen bir sürü yeni iş çıkabilir. Sakarya’nın tarihi çerçevesinde oldukça önemli olan bu eser, Sakarya Nehri boyundaki Bizans kaleleriyle, nehir limanla birlikte Sakarya şehir tarihinin ilerlemesi ve derinleşmesinde büyük katkılar sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
18 Aralık 2025 Perşembe - 15:24
Bursa’da temiz hava seferberliği
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın hava kirliliği açısından büyük bir risk altında olduğunu belirterek, "Çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Halkımızın daha temiz, daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir Bursa’da yaşamalarını istiyoruz" dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı tarafından hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik çalışmaları artırmak, kurumlar arası iş birliğini güçlendirmek ve mevcut durumun bilimsel veriler ışığında değerlendirilmesini sağlamak amacıyla ‘Hava Kirliliği ve Çevresel Etkileri Paneli’ düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra aynı zamanda Halk Sağlığı Uzmanı olan CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri, akademisyenler, kamu kurumları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. "Hepimiz aynı havayı soluyoruz" Programda konuşan MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yeşilin, beyazın ve mavinin bir araya gelerek eşsiz bir doğa dokusu oluşturduğu Bursa’da hava kalitesinin düşük olduğunu vurguladı. Bunda kentin coğrafi konumunun, yeryüzü yapısının ve sanayi yoğunluğunun etkili olduğunu anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Bursa hava kirliliği açısından bugün de çok büyük bir risk altındadır. Kentimizin hava kalitesi gelecek kuşaklar için de önem taşıyor. Göreve geldiğimiz günden itibaren havamız ve suyumuz için birçok çalışma yaptık ve bunları kamuoyuyla paylaştık. Önemli çağrılar yaptık. Havamızı ve suyumuzu kimlerin kirlettiğini açıkladık. Bu konuda herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini her platformda dile getirdik. Hepimiz aynı havayı soluyoruz. Havamız ne kadar temizse, insan sağlığı açısından o kadar kaliteli bir yaşam sunarız" diye konuştu. "Amacımız, temiz, sağlıklı ve yaşanabilir Bursa" Bursa’da hava kirliliğinin en yüksek olduğu yerin İnegöl olduğunu vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, hava kirliliği açısından Kestel ve Gürsu’nun da İnegöl’ü takip ettiğini söyledi. Kentin farklı noktalarına yerleştirilen hava kalitesi ölçüm cihazlarıyla canlı takip yapabildiklerini belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Bu tür çalışmalarımızı genişleteceğiz. Muhtemelen İnegöl’de ve Kestel’de maske dağıtacağız. Çünkü durum bunu gösteriyor. Hava kirliliği, insan sağlığını, yaşam kalitesini ve kentlerin geleceğini doğrudan etkileyen bir konudur. Sanayi kimliğiyle öne çıkan Bursa’da özellikle kış aylarında partikül madde değerlerinde yaşanan artış, hepimizin yakından takip ettiği önemli bir sorundur. Bizler halk sağlığını önceleyen, temiz çevreyi merkeze alan bir anlayışa sahibiz. Amacımız, halkımızın daha temiz, daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir Bursa’da yaşamasını sağlamaktır" dedi. "Gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuz var" Yılların ihmali ve düşüncesizliği sonucu Nilüfer Çayı’nın kirlendiğini ve buna sebep olan kurumlardan birinin de BUSKİ olduğunu dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, bunun yanında 155 kaçak deşarj da tespit ettiklerini hatırlattı. Bunlara yönelik işlemlerin sürdürüldüğünü anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Bu süreci kararlılıkla sürdürüyoruz. Çevreyi kirleten her unsurla mücadele edeceğiz. 2026 yılı içerisinde atık su ve altyapı projelerini büyük ölçüde tamamlayacağız. Eksikleri gidererek kentimizin havasını ve suyunu korumak için gereken adımları atacağız. Ovaakça bölgesindeki atıkların da Nilüfer Çayı’na karıştığını biliyoruz. Bu konuda proje hazırladık. İnşaat süreci başladı ve kısa sürede faaliyete başlatacağız. Yıllarca bu kentte görev yapan insanların duyarsızlığı bir Bursalı olarak beni son derece üzdü. Gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuz var. Çocuklarımız ve torunlarımız bu kentte yaşayacak" diye konuştu. "Kurumlar arası iş birliğiyle hareket etmek zorundayız" Hava kalitesi ölçümüyle ilgili Nilüfer Belediye Başkanlığı döneminde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Mustafa Bozbey, dünya genelinde yaşanan iklim krizine de dikkat çekerek gerekli tedbirlerin şimdiden alınması gerektiğini vurguladı. Sorunların ancak tüm kurumların iş birliğiyle çözülebileceğinin altını çizen Başkan Mustafa Bozbey, "Kurumlar arası iş birliğiyle ve ortak akılla hareket etmek zorundayız. El ele verdiğimizde hava kirliliğine karşı daha etkili ve kalıcı çözümler üretebileceğimize inanıyorum. Düzenlenen panelin, Bursa için yol gösterici sonuçlar ortaya koyacağını inanıyorum" dedi. "Bursa’nın temiz hava eylem planına ihtiyacı var" CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, Bursa’nın uzun yıllardır hava kirliliğiyle mücadele ettiğini söyledi. Çarpık kentleşme, endüstri ve ulaşım gibi etkenlerden dolayı hava kirliliğinin Bursa’da ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Pala, "Bursa, yıllar boyunca Türkiye genelindeki ölçüm istasyonları arasında en kirli ilk 10 kent arasında olmuştur. Nilüfer ölçüm istasyonunda partikül madde (PM10) değeri 367 seviyesine ulaştı. Bu açık bir alarm durumudur. Hava kirliliği, sadece Bursa merkezde değil, 17 ilçede ciddi sorundur. Bursa’da her yıl 3 bine yakın insan hava kirliliği sebebiyle hayatını erken kaybediyor. Çok sayıda çocuk hava kirliliğine bağlı hastalıklara yakalanıyor. Bu hastalıkların bir bölümü ömür boyu sürüyor. Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğini sigara kadar ciddi bir sağlık tehdidi olarak tanımlıyor. Bursa’nın çok ciddi temiz hava eylem planına ihtiyacı var. Umarım hep birlikte temiz hava soluduğumuz günleri yaşarız" diye konuştu. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Ahmet Cihat Kahraman, Bursa genelinde kentsel hava kalitesini yakından takip ettiklerini, Bursalıların sağlıklı hava teneffüs etmelerini sağlamak amacıyla çalıştıklarını ifade etti. Hava kirliliğiyle mücadelede sunduğu yol gösterici destekler için Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür eden Kahraman, emeği geçenlere teşekkür etti. Program, konuşmaların ardından panel oturumlarıyla devam etti. ‘Farklı dinamikler perspektifinden hava kalitesi’ konulu birinci oturumda, Prof. Dr. Ülkü Alver Şahin ‘Kent havasının kirlilik dinamikleri ve kaynak dağılımları’, Doç. Dr. Aşkın Birgül ‘Bursa’da hava kalitesi ve emisyon kaynaklarının bilimsel değerlendirilmesi’, Derya Sarıoğlu ‘Hava emisyon yönetimi çalışmaları’, Prof. Dr. Burcu Onat ‘İç ortam hava kalitesi: Bina içi kirlilik kaynakları ve yönetimi’, Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ‘Temiz hava hakkı ve çevresel adalet perspektifi’, Prof. Dr. Alpaslan Türkkan ‘Hava kirliliğinin halk sağlığı üzerine etkileri’ başlığında sunum yaptı. ‘Yerelde havayı yönetmek’ isimli ikinci oturumda ise, Bursa, İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri tarafından ‘hava kalitesi ve izleme yönetimi’ hakkında bilgi verildi. Program, moderatörlüğünü Barış Can Üstündağ’ın yaptığı ‘Hava sohbetleri-Birlikte konuşalım: Çevre için paylaşılan sorumluluklar’ oturumuyla sona erdi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder