EĞİTİM
Elazığlılar uygulamalı hac hazırlık kursunda camileri doldurdu 27 Nisan 2024 Cumartesi - 12:36:18 Elazığ İl Müftülüğünce, kutsal topraklara gidecek hacı adaylarına yönelik hac eğitim semineri düzenledi. İzzetpaşa Camisinde düzenlenen seminere yüzlerce Elazığlı katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2024 yılı hac organizasyonu dahilinde hacca gidecek hacı adayları için hac eğitim seminerleri gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede il ve ilçe müftülükleri koordinesinde düzenlenen seminerlerde hacı adayları, kutsal topraklara gidecek olmanın heyecanını yaşıyor. Elazığ’da da İl Müftülüğü tarafından, kutsal topraklara gidecek hacı adaylarına yönelik hac eğitim semineri düzenlendi. İzzetpaşa Camisinde düzenlenen seminerde İl Müftüsü İrfan Üstündağ ve yardımcıları tarafından, katılımcılara hac ibadeti hakkında bilgilendirme ve tavsiyelerde bulunuldu. Öte yandan Elazığ’da, 11, 15 ve 28 Mayıs tarihlerinde toplamda bin 100 hacı adayının kutsal topraklara gönderilmesi planlanıyor. “15 yıldır sıra bekliyorum” Kutsal topraklara gideceği için heyecanlı olduğunu dile getiren hacı adaylarından Fikret Çelik, “Heyecanlıyım ve çok gururluyum. 15 yıldır sıra bekliyorum. Nihayet Allah, nasip etti. Asılda değil de yedekten çıktı. Bütün İslam aleminin, benim gibi oraya gitmesini temenni ediyorum. Gidiyoruz ama inşallah huzurlu olarak Allah bizi affeder. Elazığlı hemşehrilerime selamlarımı sunuyorum. Bilakis esnaflardan helallik dilerim. İnşallah, iyi olur” dedi. 72 yaşındaki Nurettin Bulut ise “Hacca ilk kez gideceğim. Allah, nasip ederse eşimle beraber gidiyoruz. Hayırlısıyla rabbim bütün ümmeti Muhammed’e nasip, hacımızı da kabul eder. Bugün de İzzetpaşa Camisinde müftülüğümüzdeki hocalarımızda bilgi alıyoruz. Allah, hepsinden razı olsun” diye konuştu.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 12:25 Elazığlılar, uygulamalı hac hazırlık kursunda camileri doldurdu Elazığ İl Müftülüğünce kutsal topraklara gidecek hacı adaylarına yönelik hac eğitim semineri düzenledi. İzzetpaşa Camisinde düzenlenen seminere yüzlerce Elazığlı katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2024 yılı hac organizasyonu dahilinde hacca gidecek hacı adayları için hac eğitim seminerleri gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede il ve ilçe müftülükleri koordinesinde düzenlenen seminerlerde hacı adayları, kutsal topraklara gidecek olmanın heyecanını yaşıyor. Elazığ’da da İl Müftülüğü tarafından, kutsal topraklara gidecek hacı adaylarına yönelik hac eğitim semineri düzenlendi. İzzetpaşa Camisinde düzenlenen seminerde İl Müftüsü İrfan Üstündağ ve yardımcıları tarafından, katılımcılara hac ibadeti hakkında bilgilendirme ve tavsiyelerde bulunuldu. Öte yandan Elazığ’da, 11, 15 ve 28 Mayıs tarihlerinde toplamda bin 100 hacı adayının kutsal topraklara gönderilmesi planlanıyor. “15 yıldır sıra bekliyorum” Kutsal topraklara gideceği için heyecanlı olduğunu dile getiren hacı adaylarından Fikret Çelik, “ Heyecanlıyım ve çok gururluyum. 15 yıldır sıra bekliyorum. Nihayet Allah, nasip etti. Asılda değil de yedekten çıktı. Bütün İslam aleminin, benim gibi oraya gitmesini temenni ediyorum. Gidiyoruz ama inşallah huzurlu olarak Allah bizi affeder. Elazığlı hemşehrilerime selamlarımı sunuyorum. Bilakis esnaflardan helallik dilerim. İnşallah, iyi olur” dedi. 72 yaşındaki Nurettin Bulut ise “Hacca ilk kez gideceğim. Allah, nasip ederse eşimle beraber gidiyoruz. Hayırlısıyla rabbim bütün ümmeti Muhammed’e nasip, hacımızı da kabul eder. Bugün de İzzetpaşa Camisinde müftülüğümüzdeki hocalarımızda bilgi alıyoruz. Allah, hepsinden razı olsun” diye konuştu.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 12:21 Uğur Okulları’dan MEB müfredat değişikliğiyle ilgili ilk değerlendirme MEB Müfredat değişikliğiyle hakkında değerlendirme yapan Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, ilkokullarda çocukların okuma ve yazma sürecini hızlandıracak değişiklikler, ortaokul ve liselerde ise teoriden çok uygulamaya yönelik içerikler ile bilgiye ulaşacak becerilerin kazandırılmasının hedeflenmesinin önemli olduğunu söyledi. Millî Eğitim Bakanlığı 2024-2025 Eğitim - Öğretim Dönemi’nde okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak yeni öğretim programını kamuoyuyla paylaşılmak üzere askıya çıkardı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni öğretim programları konusunda Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, ilkokul, ortaokul ve liselerdeki yeni öğretim programlarıyla ilgili ayrı ayrı değerlendirmelerde bulundu. Adil Kurt, ilkokul müfredatında kapsamlı bir değişikliğe gidildiğini, birinci sınıflarda gerçekleşen ses grupları değişikliğiyle dilimizde daha fazla kullanılan seslerle okuma yazma sürecine başlanacağını söyledi. Bu durumun çocukların okuma ve yazma sürecini hızlandıracağını belirten Kurt “Ses grupları ile kılavuz çizgiler üç aralıktan iki aralığa indirildi. Yine tüm sınıf kademelerinde kazanımlar yerine öğrenme çıktıları belirlendi. Kazanımların sayıları seyreltilerek daha fazla beceri temelli ve uygulamaya yönelik çıktılara yer verildi. Öğrencilerin farklılıklarını gözetmek, dersi farklılaştırmak amacıyla zenginleştirme ve destekleme çalışmaları ve örnekleri müfredata eklendi” dedi. Yeni müfredatta sosyal, duygusal beceriler ile okuryazarlık üzerine açıklamalara yer verildiği ve becerilere yoğunlaşıldığını gördüklerine dikkat çeken Kurt, uygulama ve zenginleştirmeye dayalı programlar oluşturulduğunu belirtti. Kurt, ölçme değerlendirme ile ilgili de; ilkokulda sınavların kaldırılması ile birlikte farklı ölçme araçları kullanılmaya başlandığını ancak ölçeklerde belirli bir çerçeve çizilmediğini vurgulayarak, yenilenen programda her çıktının hangi ölçme aracı kullanılarak ölçüleceği ile ilgili bilgilerin yer aldığını söyledi. Teoriden çok uygulamaya yönelik içerik Adil Kurt, ortaokullar için yaptığı değerlendirmede tüm dersler özelinde bakılarak 5. Sınıf 2019 öğretim programları ile 2024 yılındakiler karşılaştırıldığında dersin kazandırması gereken değerlerde değişiklik yapıldığının görüldüğünü söyledi. Bunun yanı sıra Türkçe, sosyal bilgiler, fen bilimleri gibi derslerin kazanımlarında da azalma olduğunun göze çarptığını vurgulayan Kurt “ Bu durum ünite ve konularına da yansımıştır. Müfredatta tamamen çıkarılan konular dışında eski müfredattan gelen veya kademe geçişleri yapılan konular da dikkat çekmektedir. Bazı branşlar özelinde tema, ünite veya konu isimlerinde de değişiklik yapılmıştır. Müfredatların genelinde yenilikçi, geliştirmeye açık, öğrenci merkezli, sezdirme ve hissettirmeye dayanan, teoriden daha çok uygulamaya yönelik içeriklere yer verildiği gibi ölçme-değerlendirme, performans oluşturma, geliştirme ve takibi ile atölye çalışması üzerinde de fazlasıyla durulmuştur” şeklinde konuştu. Bilgiye ulaşacak becerilerin edinilmesi hedeflendi Adil Kurt, liselerin yeni öğretim programlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede ise matematik dersinde, öğrencilerin daha çok bilgi edinmesi yerine matematiksel bilgiye ulaşmasını sağlayacak becerileri edinmesi, bu beceriler sayesinde edindiği bilgiler arasındaki ilişkileri sorgulamasının hedeflendiğini söyledi. Türk Dili ve Edebiyatı dersinde de beceri odaklı bir yaklaşım benimsendiğini ve dört tema üzerinden düzenleme yapıldığını belirten Kurt, şunları söyledi: “Bu anlayış ile öğrencinin okuması, okuduğunu ve dinlediğini anlaması, duygu ve düşüncelerini yazı ile aktarması hedeflendiği görülmektedir. Fizik ve kimya derslerinde, bazı konuların sadeleştirilerek farklı sınıf düzeylerine kaydırıldığı görülmekte; biyoloji dersinde ise bütüncül bir yaklaşım benimsenerek öğrencilerin genel bir biyoloji anlayışı geliştirmesi amaçlanmıştır. Coğrafya dersinde, Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin önemi vurgulanmış ve öğretmenlerin bu alanda yetkinleşmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilgi aktarımı odaklı tarih öğretiminden beceri temelli tarih eğitimine geçilmiş. Siyasi tarih yerine insanı öne çıkaran, sosyal tarih konularının önemsendiği görülmekte. 11. sınıf felsefe dersinde; çevre sorunları, teknoloji-hayat ilişkisi, edebiyat-felsefe ilişkisi, hukukun doğası gibi konularda öğrencinin felsefi görüş geliştirmesini ve metin yazabilmesini amaçlayan bir müfredat tasarlanmış. Güncel konuları felsefi bir yaklaşımla değerlendirebilen, fikir ve çözüm geliştirebilen öğrenci kimliği amaçlandığı görülüyor.”
27 Nisan 2024 Cumartesi - 12:12 MSKÜ en fazla destek almaya hak kazanan üniversiteler arasında ikinci oldu 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden (MSKÜ) 5 proje destek görmeye hak kazandı. MSKÜ böylece ARDEB tarafından en fazla destek almaya hak kazanan ikinci üniversite oldu. Cumhuriyetin tarihi, kültürel, siyasal, toplumsal ve ekonomik dinamiklerini anlamayı ve gelecek vizyonuna yeni perspektifler sunmayı amaçlayan araştırma projelerini desteklemek üzere; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında açılan ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na sunulan projelerin bilimsel değerlendirme süreci tamamlandı. Yapılan değerlendirme sonucunda, 90 proje önerisinin desteklenmesine karar verildi. Bu çağrı kapsamında MSKÜ’den de 5 proje destek almaya hak kazandı. MSKÜ aynı zamanda çağrı çerçevesinde en fazla destek alan ikinci üniversite oldu. Birinciliği ise 6’şar proje ile Dokuz Eylül Üniversitesi ile Sakarya Üniversitesi paylaştı. MSKÜ’lü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bayram Coşkun, Dr. Öğretim Üyesi Halim Sarıcaoğlu, Prof. Dr. Hülya Elbe, Prof. Dr. Ummuhan Gökovalı ve Doç. Dr. Veli Uğur’un yürütücülüğünü yaptığı projeler Cumhuriyet’in çok yönlü tarihine ışık tutacak. Prof. Dr. Bayram Coşkun’un yürütücülüğünü yaptığı ‘Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında Türkiye’de Kültürel Mirasın Korunması: Afetlere Direnç ve Perspektif Arayışları’ başlıklı proje ile Osmanlı Devleti döneminde atılan ilk temeller ile birlikte Cumhuriyetin yüz yılında yürütülen kültürel mirasın korunması çalışmalarının hukuki ve idari boyutlarıyla birlikte incelenmesi ve gelecek perspektifi oluşturulması amaçlanıyor. Doç. Dr. Veli Uğur’un yürütücülüğündeki ‘Muhalif Söylemden Muktedir Kimliğe İslamcı Romanın Dönüşümü’ projesi ise 2002 yılı itibariyle yazılan romanların bir önceki nesil İslamcı romanlardan muhalif söylem, vurguladıkları sosyo-kültürel pratikler, roman kişilerinin ve temalarının seçimi gibi başlıklarda analiz edilecek olan farklılıklarının belirlenmesini kapsıyor. Prof. Dr. Hülya Elbe’ nin yürütücüsü olduğu ‘Tıp Fakültesi Perspektifinden Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türk Resim Sanatında İkonodiagnoz ve Görsel Düşünme Stratejileri: Kültürel Mirasın İzinde’ başlıklı proje de Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türk resim sanatına ait eserlerin MSKÜ Tıp Fakültesi öğrencilerinin görsel düşünme stratejileri (VTS) oturumlarında kullanılması ile tıp ve resim sanatı arasında köprü kurulmasını amaçlıyor. Dr. Öğretim Üyesi Halim Sarıcaoğlu’nun yürütücüsü olduğu ‘360 Videolar: Sınav Kaygısı Üzerindeki Etkisinin Psikofizyolojik İncelenmesi’ başlıklı proje ile Prof. Dr. Ummuhan Gökovalı’nın yürütücülüğünü yaptığı ‘Karaçalı Köyünden Modern Dalaman’a (Seka Dalaman İşletmesinin Dönüştüren Etkisi)’ projesi de 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında başarılı bulunarak destek almaya hak kazandı.
Van YYÜ’ne YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:33 Van YYÜ’ne YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından akredite edilen “YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi” aldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda gerçekleşen programda, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı ile katılımcılara hitap eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirtti. Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu aktaran YÖK Başkanı Özvar konuşmasında “Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim” dedi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden belgeyi alan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ise burada yaptığı konuşmasında Van YYÜ kalitesinin YÖKAK Akreditasyon Belgesi ile tescillendiğini belirterek, “Üniversitelerin kalitesini belirlemede önemli bir ölçüt olarak nitelendirilen Yükseköğretim kalite kurulu tarafından aldığımız kurumsal akreditasyon ile üniversitemiz büyük bir başarı elde etmiştir. Kalite sürecinde emek veren tüm hocalarımıza, akademik ve idari birimlerimize, öğrencilerimize; bilhassa üniversitemizin kalite komisyonu ve kalite koordinatörlüğü ile dış paydaşlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin her daim ilerlemeyi hedefleyen bir üniversite olduğunu vurgulayan Rektör Şevli, “Bu başarı çalışmalarımızın niteliğini artırmamız hususundaki motivasyonumuzu artırmaktadır. Eğitim Fakültemiz Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı ve Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı geçtiğimiz günlerde EPDAD tarafından akredite edildi. Bu anlamda öncelikli gayemiz, üniversitemizdeki bölüm ve program bazındaki akreditasyon sayımızı artırmaktır. İnşallah, üniversitemizi bilimin ışığında en üst kalite standartlarına ulaştırmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. Programa Van YYÜ Kalite Komisyonundan sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kayri, Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Levent Selçuk, kalite koordinatörlüğü üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Aslan: "‘Bütüncül Eğitim’ yaklaşımının esas alınması önemli"
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:51 Aslan: "‘Bütüncül Eğitim’ yaklaşımının esas alınması önemli" Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişiklikleri hakkında değerlendirme yapan Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan, “Bütüncül Eğitim Yaklaşımı”, okuryazarlık becerilerinin kazandırılması, sadeleşmiş eğitim programı uygulamaları, farklılaştırılmış eğitim, huzurlu aile ve toplum hedeflerinin önemli olduğunu söyledi. Millî Eğitim Bakanlığı 2024-2025 Eğitim - Öğretim Dönemi’nde okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak yeni öğretim programını kamuoyuyla paylaşılmak üzere askıya çıkardı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni öğretim programlarını değerlendiren, Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan, yeni programın öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini esas alan “Bütüncül Eğitim” Yaklaşımı” esas alınmasının önemine dikkat çekti. Sadeleşmiş öğretim programı Öğrencilerin bireysel ihtiyaçları karşılandığında en iyi şekilde öğrendiklerini kabul eden bu yaklaşımla konu içeriklerinin, değerlerin, eğilimlerin ve okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasının bağlam olarak kabul edildiğini belirten Aslan, şunları söyledi: “Bu anlamda öğretim programlarının içerik alanında konu alanları ile ilgili genellemelere, ilkelere ve anahtar kavramlara yer verilmektedir. Bu yaklaşım, öğrencilerin merak duygusunun beslenmesi ve disiplinler arası bir anlayışla derinlemesine öğrenmeleri ve ayrıca öğretmenlerin yoğun müfredatı yetiştirme kaygısı taşımadan sadeleşmiş bir öğretim programını uygulamaları açısından çok değerlidir” dedi. Yeni öğretim programlarında dijital yetkinliğe ve hayat boyu öğrenme kültürüne sahip fertler yetiştirmeyi hedeflendiğini belirten Aslan, öğrencilerin disiplinler üstü ve disiplinler ötesi deneyimler ile ilgi alanlarını keşfetmeleri, yeteneklerini geliştirmeleri, toplum bilincine sahip aktif vatandaşlar olmaları için okul dışı öğrenme deneyimleri sunan etkinliklere yer verildiğini belirtti. Uluslararası değerlendirmeler için olumlu bir adım Okul öncesinden lise sonuna kadar okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasının hedeflendiğini vurgulayan Özge Aslan, şöyle konuştu: “Bu beceriler, bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı ve veri okuryazarlığı becerileridir. Okuryazarlık becerilerinin öğretim programlarında yer alması, öğrencilere 21’inci yüzyıl yaşam becerilerini kazandırmak ve ayrıca PISA, TIMSS gibi uluslararası değerlendirmelerde ön plana çıkan okuryazarlık becerilerinde öğrencilerimizin daha iyi noktalara gelebilmeleri açısından çok olumlu bir adımdır.” Erdem, adalet, sorumluluk, saygı Öğretim programlarında değerler eğitimine temel oluşturacak “Erdem-Değer-Eylem” modeline dikkat çeken Aslan, burada hedefin “Huzurlu Aile ve Toplum” ile “Yaşanabilir Çevrede Huzurlu İnsan” yetiştirmek olduğunu söyledi. Aslan, “Modelin merkezinde erdemler bulunmakta; erdemden sonraki halkayı adalet, sorumluluk ve saygı değerleri oluşturmaktadır. Bu üç ortak değerden sonra alanlara göre sınıflandırılmış değerler gelmektedir. Modelin son halkasında erdem temelli değerler eğitiminin ana hedefleri olan ‘Huzurlu İnsan’, ‘Huzurlu Aile ve Toplum’ ile ‘Yaşanabilir Çevre’ bulunmaktadır” şeklinde konuştu. Öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınıyor Programların uygulanmasında temel alınan öğrenme yaklaşımlarının yaşantısal öğrenme, proje temelli öğrenme, bağlamsal öğrenme, sorgulamaya dayalı öğrenme ve iş birlikli öğrenme olarak belirlendiğini belirten Aslan, öğretim programlarında farklı öğrenme yaklaşımlarına yer verilmesi ile öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı bir öğretme-öğrenme sürecinin sağlanması yönünde önemli bir adım atıldığı düşünüldüğünü söyledi. Aslan, “Farklılaştırılmış öğretim, yeni öğretim programlarının ön plana çıkan bir diğer özelliğidir. Öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alan bu yaklaşım, yeni öğretim programlarının en güçlü yanlarından biri olup Bahçeşehir Koleji olarak uyguladığımız ve her öğrencinin kendi öğrenme hızı, ilgisi ve öğrenme profili doğrultusunda öğrenmesine olanak sağlamayı amaçlayan “Kişiye Özgü Öğretim Modeli” ile örtüşmektedir” dedi. Sürekli değerlendirme anlayışı Aslan, eğitim programında ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinin öğrencilerin, bilgi, beceri, eğilim ve değerlerdeki düzeylerini belirlemenin yanı sıra öğrenme eksiklerinin ve bunların nedenlerinin tespit edilmesi amacıyla yapıldığının belirtildiğini, beceri tabanlı olacak şekilde planlandığının vurgulandığını söyledi. Bütüncül programda, öğrencilerin öğrenmesini iyileştirmek için sürekli değerlendirme anlayışı üzerinde durulduğunu belirten Aslan, “Programda, öğrencilerin kazandırılması hedeflenen bilgi, beceri, eğilim ve değerler konusunda ne durumda olduklarını ve öğrenmelerini geliştirmeye yönelik yapılabilecekleri belirlemek için kullanılacak farklı ölçme ve değerlendirme araçlarından elde edilen sonuçlar için “Öğrenme Kanıtları” kavramı kullanılmıştır. Bu kapsamda portfolyolar, ödevler, projeler, performans görevleri, sunumlar, kontrol listeleri, sınavlar, gözlem ve görüşme formları, öz/akran/grup değerlendirmeleri, sınıf içi tartışmalar, yansıtma yazıları gibi kanıtların öğrenci performansını ölçmek ve geliştirmek amacıyla kullanılabileceğinden bahsedilmiştir. Ayrıca ön değerlendirme / hazırbulunuşluk uygulamalarına vurgu yapılmış; öğrencilerin hangi konularda bilgi sahibi olduklarının ve neleri öğrenmek istediklerinin belirlenerek değerlendirme sonuçlarının eğitimin içeriğinin farklılaştırılması, zenginleştirilmesi ve öğrenci gereksinimlerine uygun hale getirilmesi için kullanılmasına değinilmiştir” şeklinde konuştu.
Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi öğrencilerinden Bilim Fuarı
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:42 Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi öğrencilerinden Bilim Fuarı Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi öğrencilerinin gerçekleştirmiş olduğu projelerin ve sanatsal etkinliklerin yer aldığı Bilim Fuarı, yerel katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Bilim fuarı; bölgedeki eğitim ve bilim alanındaki iş birliğini güçlendirmek ve gençleri bilimsel çalışmalara teşvik etmek amacıyla büyük bir gelişme sağladı. İçerik bakımından özellikle yerel-kültürel değerlere odaklanan çalışmaların yanı sıra, sanatsal çalışmaların da sergilenmesi, fuarı renkli ve ilgi çekici hale getirdi. Resim çalışmaları, deprem bilinci üzerinde çalışılan projeler, sağlıklı beslenme ve geri dönüşüm üzerine yapılan bilimsel çalışmalar da oldukça ilgi gördü. Psikolojiden matematiksel keşiflere kadar geniş bir yelpazede çalışmalarını sergileyen öğrenciler, belirli süre boyunca gerçekleştirdikleri araştırmaların sonuçlarını fuar katılımcılarıyla paylaştı. Özellikle yerel ve yöresel içeriklere odaklanan projeler, katılımcıların ilgisini çekti ve bölgenin kültürel zenginliğini yansıttı. Düzenlenen etkinlik, yerel topluluğun eğitim ve bilim alanındaki önemli bir adımı olarak kaydedildi. Gelecek yıllarda da benzer etkinliklerin düzenlenerek gençlerin bilimsel keşiflerine destek verilmesi bekleniyor. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilim fuarının açılışına Ula Kaymakamı Mehmet Rıdvan Doğan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Cüneyt Yiğit, Ermaş Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ercan, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ercan ve çevre okulların müdürleri de katıldı.
Kastamonu Üniversitesi’nde ’çizgi ötesindeki öğretmen’ öğrencilerle buluştu
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:34 Kastamonu Üniversitesi’nde ’çizgi ötesindeki öğretmen’ öğrencilerle buluştu Kastamonu Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler, ’çizgi ötesindeki öğretmen’ seçilen Emre Özel ile bir araya gelerek deneyimlerini dinledi. Kastamonu Üniversitesi Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin desteği ile Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Topluluğu (SOBİT) tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nce 2018 yılında çizgi ötesi öğretmen olarak seçilen Emre Özel, öğrencilerle bir araya getirildi. Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşiye Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkadir Tuna, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcıları Doç. Dr. İbrahim Kepceoğlu ve Doç. Dr. Emine Karasu Avcı, akademik idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Bayburt’un Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyü Şehit Gürcan Yavuz Ortaokulu’nda fen filimleri öğretmeni olarak görev yapan Emre Özel, deneyimlerini anlattı. Köy öğretmenliğine başladığı günden itibaren mesleğinde elde ettiği deneyimleri paylaşan Özel, zor şartlar altında bile mesleğini severek yapmaktan vazgeçmediğini söyledi. Konuşmanın ardından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Emre Özel’in yaşam hikayesi ile ilgili hazırlanan belgesel izletildi. Program, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyal Bilimler Topluluğu Danışmanı Doç. Dr. Emine Karasu Avcı’nın Emre Özel’e hediye takdim etmesinin ardından sona erdi.
Geleceğin mimarları, ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliğinde bir araya geldi
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:26 Geleceğin mimarları, ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliğinde bir araya geldi ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliği ile bir araya gelen geleceğin mimarları; yüzlerce eseri ile Türk tarihinin en büyük dehalarından Mimar Sinan’ın ustalığını, yenilikçiliğini ve kültürel mirasa katkılarını yakından inceledi. Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin düzenlediği ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliğinde, mimarlık öğrencileri ile alanın önemli akademisyenleri, büyük ustanın bıraktığı izleri ele alarak Mimar Sinan’ın mirasını ve mimarlık alanındaki önemini ele aldı. Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik yoğun bir katılımla gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmasını; Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihni Turkan ile Mimari Restorasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Havva Arslangazi Uzunahmet gerçekleştirdi. Tüm gün süren etkinliğin ilk bölümünde; İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, çevrimiçi olarak katılarak Mimar Sinan’ın eserleri ve günümüzdeki restorasyonları hakkında bir sunum yaparak sonrasında öğrencilerin sorularını da cevapladı. Etkinliğin öğleden sonraki bölümünde ise Mimar Burhan Atun, meslekteki 50 yılını ve öğrencilik döneminden günümüze kadar yaptığı mimari çalışmalarını görsellerle sunarak öğrencilere bir mimarın yaşamı hakkında bilgiler aktardı. Atun, 50 yıllık meslek yaşamı boyunca gerçekleştirdiği yüzlerce tasarımı ve uygulamayı detaylarıyla anlattı ve mimarlığın profesyonel yaşamdaki yeri ile ilgili önemli bilgiler verdi. Etkinliğin sonunda, Mimar Burhan Atun ve etkinliğin organizasyon komitesi üyelerine Prof. Dr. Zihni Turkan tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Prof. Dr. Zihni Turkan: Çağımıza uygun yeni yapılar inşa etmek ve kültürel mirası korumak için çalışmaya devam edeceğiz Düzenledikleri etkinlik ile Mimar Sinan’nın mirasını gelecek nesillere aktarmayı hedeflediklerini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihni Turkan, “Mimar Sinan, sadece Türk dünyasında değil, dünya mimarlık tarihinde eşsiz bir yere sahiptir. Eserleriyle sadece mimarlık değil, aynı zamanda sanatın ve kültürel birikimin gücünü ortaya koymuştur. Bizler, bu etkinlikle öğrencilerimize Mimar Sinan’ın değerini hatırlatmak ve onun ilham verici eserlerinden dersler çıkarmalarını sağlamak istedik” dedi.
Esenyurt’ta ’Lojistik Zirvesi’ yapıldı
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:05 Esenyurt’ta ’Lojistik Zirvesi’ yapıldı İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen ’Lojistik Zirvesi’nde konu her boyutuyla ele alındı. Zirvede Esenyurt’un lojistiğin başkenti olduğu belirtilirken, lojistik alanındaki sorunlar ve fırsatlar değerlendirildi. Zirvede sektör ile ilgili konular ele alınırken Esenyurt özelinde lojistik alanındaki değerlendirmeler de önemli yer tuttu. Zirve programına; İlçe Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Atlı, İBB Lojistik Yönetimi ve Terminaller Müdürlüğü (LOTEM) Müdür Yardımcısı Serdar İbrahimoğlu ve çok sayıda konuk katıldı. Çobanoğlu: "Genç nüfus sanayide istihdam anlamında ciddi bir potansiyeldir" Zirvede konuşan Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, "Bu zirve; öğrencilerimizi, hocalarımızı, sanayi temsilcilerimizi ve bizleri bir araya getirdi. Bunun bu anlamda bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da üniversite, sanayi temsilcileri ve sizlerle bir araya gelip Esenyurt’un farklı sorunlarını, ülkemizin farklı sorunlarını tartışmanın çok yerinde ve faydalı olacağını düşünüyorum. Esenyurt’un çok ciddi genç nüfus potansiyeli var. Bu hem eğitim anlamında ciddi bir potansiyel hem de sanayide istihdam anlamında ciddi bir potansiyeldir" dedi. Özer: "Bana göre Esenyurt lojistiğin başkenti" Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’un katma değeri yüksek ürünlerin ve ihracatın olduğu bir üs haline gelebileceğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Lojistik ve ona bağlı ticareti geliştirerek ilçemizde bu zenginliği oluşturabiliriz. Bildiğiniz üzere çağımız bir kalkınma çağı. Bütün ülkeler, uluslar ileriye gidebilmek, kalkınabilmek için büyük bir mücadele içindeler. Kalkınmanın da en temel unsuru insan kaynağıdır. İnsanı değiştirip dönüştürmenin bugüne kadar bulunmuş en etkili yolu ise eğitimdir. Eğitimin de en üst seviyesi üniversite eğitimidir. Bir üniversitenin bu anlamda üç tane işlevi vardır. Bu işlevlerini yerine getiren üniversite iyi üniversitedir. Bu üç işlevden ilki araştırma yapmak yoluyla bilgi üretmektir. Belki de Esenyurt’un en çok buna ihtiyacı var. Çünkü bizim Esenyurt’un röntgenini çekmeye ihtiyacımız var. Bunu da bilimsel bir anlayışla yapmamız lazım. İkinci işlev ise nitelikli öğrenci yetiştirmek. Maalesef son zamanlarda bazı vakıf üniversiteleri bu yoldan biraz saparak üniversiteleri adeta birer ticarethane haline getirdiler. Bu da ülkenin gelişimine zarar veren bir durumdur. Örneğin; Türkiye nüfus açısından dünyanın ilk yirmi ülkesi arasında, coğrafi olarak ise ilk otuz ülkesi arasında bulunuyor. Ancak bilime yaptığı katkı maalesef bu oranların çok altında. Bu durumda bizim derhal kendimize dönüp bununla ilgili gerekli çalışmaları yapmamız lazım. Bir üniversitenin üçüncü temel işlevi ise; o üniversitenin halkla, sanayiyle, ticaretle, yerel yönetimle kurmuş olduğu ilişkilerin niteliği, düzeyi, verimi ve üretimidir. İşte lojistik zirvesinin bugün burada yapılması bunun bir örneği sayılabilir. Mutlak suretle bilginin, bilimin, özgür akademinin özerk olması lazım." "Esenyurt hem üretim gücü hem de ihracat gücü olan bir yer" Konuşmasının sonunda lojistiğin Esenyurt’taki önemine değinen Belediye Başkanı Özer, "Esenyurt aynı zamanda çok güzel bir yer. Yeter ki biz el ve gönül birliği yapalım. Bana göre Esenyurt lojistiğin başkenti. Bir yerin lojistiğin başkenti olabilmesinin koşulları var; en başta ulaşım. Ulaşımın da dört ana aksı var. Hava, kara, deniz ve demir yolları. Bunun dördü de ilçemizde var. Esenyurt hem üretim gücü, ihracat gücü olan bir yer hem de bu dört tane ana aksın ortasında yer alan ve ülkelere kuşbaşı yarım saat, bir saat uzaklıkta olan bir ilçe. O halde biz Esenyurt’u katma değeri yüksek ürünlerin olduğu ve ihracatın olduğu bir üs haline getirebiliriz. Lojistik ve ona bağlı ticareti geliştirerek burada zenginliği oluşturabiliriz. Bu anlamda bu lojistik zirvesi önemli ve bundan sonra da devamının gelmesini diliyorum. Biz de belediye olarak bu alanlara katkı vereceğiz. El birliğiyle Esenyurt’un daha ileri gidebilmesi için hangi alan bizim için gerekli, hangi kaslarımızı güçlendirmemiz gerekir, onun üzerinde çalışarak Esenyurt’u 21. yüzyıla yakışır bir şehir haline getireceğiz. En büyük idealimiz, hayalimiz bu olmalı" ifadelerini kullandı. "Yeni anlayışla çok başarılı işler yapacağız" İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Orhan Özyurt ise, "Üniversitenin ilçe adıyla anılmasından biz gurur duyuyoruz. Her ne kadar eleştirilsek de yerilsek de umuyorum. Yeni yönetim yeni bir anlayışla burada gençlerimize, ülkemize, vatanımıza, milletimize çok başarılı işler yapacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye’de 500 bin istihdamın gerçekleştiği bir sektörden bahsediyoruz" Bir önceki gün E-ticaret zirvesini de gerçekleştirdiklerini belirten İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Atlı ise şunları söyledi: "Üniversiteleri üniversite yapan üç önemli sorumluluk vardır. Bunlardan biri eğitim diğeri araştırma iken diğer ana sorumluluk ise topluma ve paydaşlara karşı sorumluluktur. Dolayısıyla biz bu etkinliklerimizi topluma karşı bir sorumluluğumuz olarak da görüyoruz. Aynı zamanda bu tür etkinlikler, sektör temsilcileriyle iş birliğini kuvvetlendirmek, teoriyle pratiği bir araya getirmek açısından da çok önemli. Lojistik derken gerçekten çok önemli bir sektörden bahsediyoruz. Lojistik sektörü Dünyadaki ticaret hacminin üçte birini oluşturuyor. Amerika’da 1,5 trilyon dolarlık, Türkiye’de ise 100 milyar dolarlık bir sektörden söz ediyoruz. Yine Türkiye’de dolaylı olarak yan alanlarla 500 bin istihdamın gerçekleştiği bir sektörden bahsediyoruz. Dolayısıyla bu etkinliğin; dünyada çok önemli bir sektör olan lojistik konusunda sorunların ortaya konulması, fırsatların konuşulması, çözümlerin bulunması, iş birliklerinin sağlanması, öğrencilerimiz için istihdam, staj gibi olanakların oluşması açısından oldukça faydalı olacağını düşünüyorum."