YEREL HABERLER - 20 Şubat 2017 Pazartesi 18:15

Ağrı Kardeşlik ve Dayanışma Platformundan ‘evet’

A
A
A
Ağrı Kardeşlik ve Dayanışma Platformundan ‘evet’

Ağrı Kardeşlik Ve Dayanışma Platformu bileşenleri, referandumda ‘evet’ diyeceklerini bildirdi.
Ağrı Kardeşlik ve Dayanışma Platformundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin çok kritik ve zor günlerden geçtiği belirtildi. Açıklamada, “Hemen yanı başımızda haritalar değiştiriliyor. Küresel emperyalistler dünyamıza kan ve gözyaşından başka bir şey vermiyor ve ümmetin son kalesi olan Türkiye’ye de bu kirli oyunlar marifetiyle diz çöktürülmek isteniyor. Bizler sivil inisiyatif olarak yakın tarihimizde yaşadığımız en zorlu süreçlerden biri olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin karşısında omuzlarımıza yüklenen büyük sorumluluk gereği oluşturduğumuz Ağrı Kardeşlik ve Dayanışma Platformu kurucuları olarak bugün ülkemiz için tarihi bir karar aşamasındayız. Zira Türkiye yıllardır kendisine ayak bağı olan askeri, bürokratik ve yargısal vesayetten kurtulmak için ilk kez siviller eliyle yapılmış sivil bir anayasaya kavuşmanın eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Bu aşamada tarafımızı belli etmek suretiyle referandum sürecine müdahil olduğumuzu deklare ederek, tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmek istiyoruz. Türkiye’de anayasalar askeri darbelerle tepeden inmeci/jakoben anlayışla halka dayatılarak onaylatılmış, uygulanmıştır. 1924’ten beri anayasalar; ülkede yaşayan vatandaşlarımızı etnik köken, inanç ve mezhep temelinde ayrıştırmış, ötekileştirmiş ve kamplaştırmıştır. Çok partili siyasi hayatımıza baktığımızda Türkiye ne zaman toplumsal barışı, kardeşliği ve adaleti tesis etmek için bir adım atmış ise vesayet odakları ve onların çözüm ortakları devreye girmiş, atılan bu adımları durdurmaya çalışmışlardır. Dolayısıyla Türkiye’nin sürekli kaos ve kriz üretme potansiyeli olan bu darbe ürünü anayasadan bir an önce kurtulması gerekiyor. En son 15 Temmuz’da FETÖ ihanet çetesi tarafından yapılmak istenen tarihin en alçak darbe teşebbüsü ile siyasete ve milli iradeye son verilmek istenmiştir. Toplumumuzdaki her birey gibi bizler de siyasi düşünce ve tercih hakkına sahibiz. Referans noktamız bu bireysel ve demokratik hakkımızdır. Hiçbir siyasi parti veya oluşumun güdümünde olmadığımızı, motivasyonunu milletten alan sivil bir oluşum olarak hareket ettiğimizi belirtmek isteriz. Platform kurucuları olarak bizler bu inanç ve sorumluluk bilinciyle hareket etmekteyiz. Ülkemizin her alanda daha hızlı bir kalkınma ve gelişme ile mazlumların umudu olmaya devam etmesi ve küresel bir aktör olmasının önünü açacak bu referandum için katkı sunmayı gaye ve dert edinerek hareket ediyoruz. Tüm bu gerçekler ışığında, milletin ve milli iradenin hakim kılınması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye azmetmiş bulunmaktayız. Bu yüzden cumhuriyet tarihinde ve yakın tarihimizde askeri darbeleri yaşamış bir toplum olarak ve etrafımızda sergilenmek istenen tüm oyunların bilincinde olarak, yine 15 Temmuz’u iliklerimize kadar hisseden bir yapı olarak daha güçlü bir demokrasi, kalıcı toplumsal barış, büyük ekonomi ve istikrarlı yürüyüş için 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişiklik paketi referandumuna, yani Cumhurbaşkanlığı sistemine Ağrı Kardeşlik ve Dayanışma Platformu bileşenleri olarak ‘evet’ diyoruz” denildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.