POLİTİKA - 11 Aralık 2017 Pazartesi 22:09

2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmeleri

A
A
A
2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmeleri

Başbakan Binali Yıldırım, “31 Mart 2004 ile 1 Aralık 2017 tarihleri arasında soruşturma izni verilmesine dair kararların partilere göre dağılımı, AK Parti 91, CHP 27, MHP 23, diğerleri 9.

Başbakan Binali Yıldırım, “31 Mart 2004 ile 1 Aralık 2017 tarihleri arasında soruşturma izni verilmesine dair kararların partilere göre dağılımı, AK Parti 91, CHP 27, MHP 23, diğerleri 9. Hangisi fazla? Bugün itibarıyla görevden uzaklaştırılmış 106 belediye başkanı. Bunların 93’ü BDP’li, 9’u AK Partili, 3’ü MHP’li, bir tanesi CHP’li” dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda devam eden ‘2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’ görüşmeleri kapsamında hükümet adına söz aldı. Genel Kurulda bugün görüşülen 2018 bütçesinin AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 16. bütçe olduğunu belirten Yıldırım, “Bu bütçe mali disiplini esas alan, insan odaklı, gelecek on yılları hesaba katan bir bütçedir. Bu bütçe, büyümeyi, istihdamı, yatırımı destekleyen bir bütçedir. Bu bütçe, güven ve istikrarı koruyan bir bütçedir. Eğitim, altyapı hizmetlerini öncelikli olarak ele alınan özel sektörü destekleyen, vatandaşın refahını artırmaya yönelik bütçedir” dedi.


Büyüme oranlarına değinen Yıldırım, “Bugün büyüme oranı açıklandı, yüzde 11.1, dünyada başka böyle bir büyüme var mı, yok. Hiç merak etmeyin, büyüme oranımız bu yıl sonu itibarıyla yüzde 6,5 ila 7 arasında gerçekleşecek. Söylüyorum Sayın Kılıçdaroğlu 2018, 2017’den daha güzel olacak. Enflasyon düşecek, büyüme devam edecek, ihracatta da artış devam edecek” diye konuştu.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ege adalarına ilişkin yaptığı açıklamalara işaret eden Yıldırım, “Sayın Genel Başkan Ege adalarıyla ilgili değerlendirme yaptı, Ege adalarının Türkiye’nin elinden çıktığını ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımızın Lozan’ın değiştirilmesi konusundaki değerlendirmelerine gönderme yaptı. Lozan Anlaşması değiştirilmesinden kasıt, Sayın Cumhurbaşkanımızın orada Yunanistan’da bunu dile getirmesinin arkasındaki sebep şudur; Yunanistan soydaşlarımızın hakları Lozan’da net olarak belirlenmesine rağmen bunları uygulamaktan kaçınıyor, Türk kelimesinin kullanılmasına bile izin vermiyor, kimliklerine ifade etmelerine, müftülerinin seçilmesine izin vermiyor. Peki göz göre göre bir anlaşmayı uygulamayan ülkeye, hem de evinde ’bunun değişmesi lazım gelir’ demenin neresi yanlış? İşte milli duruş budur. Milli duruş lafta olmaz, milli duruş ülkesini dışarıda şikayet olmakla olmaz, ülkenin menfaatini her yerde savunmakla olur. Ege adalarından tek bir çakıl taşı dahil iktidarımız döneminde gitmemiştir” şeklinde konuştu.



"Ege ne bir Yunan gölüdür, ne bir Türk gölüdür"


Başbakan Yıldırım, “Ege ne bir Yunan gölüdür, ne bir Türk gölüdür. Ege, Türkiye’nin Yunanistan’ın arasında sorun alanı değil, ilişkilerini daha da geliştirmesi için önemli bir denizdir. Kuru gürültülere pabuç bırakacak bir ülke Türkiye değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım” dedi.


Kılıçdaroğlu’nun kamu ihaleleriyle ilgili yaptığı değerlendirmeyi hatırlatan Yıldırım, “Sayın Genel Başkan kamu ihaleleriyle ilgili de bir değerlendirme yaptı. Son iki yılda örneğin ulaştırma bakanlığı 4 bin 400 ihale yapılmış, 21 maddesine göre, 4 bin 440 ihaleden 139’u yapılmış. 7 ila 10 arasında firmadan teklif alınmış, altyapı projelerini tesadüfe bırakamazsanız. İhalelerde bu şekilde de bir sorun yoktur” diye konuştu.


Diğer bir konunun da kamu-özel ortaklığı ile gerçekleştirilenler olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu işin 12 sene kitabını yazdım, her satırını ezbere biliyorum. Türkiye bu dönemde dev projeleri birer birer tamamlamıştır. Osman Gazi Köprüsü’nü hatırlayın. Şimdi, bunun parası ne kadar? Bunun parasını söyleyeyim, 6,5 milyar dolar. Ne var bunda, İstanbul’dan İzmir’e kadar otoyol var. Osmangazi Köprüsü var. Köprüyü açtık, Bursa’ya kadar yolu da açtık. Şimdi Bursa ile İzmir arası devam ediyor, 2019’da orayı da açacağız. Böylece İzmir-İstanbul 2 saat 50 dakika, İzmir vekilisin. Ama bilmiyorum tabii Osman Gazi Köprüsü’nden geçtin mi geçmedin mi? Fakat çok güzel” açıklamasında bulundu.


CHP’li Engin Altay’ın sözlerine atıfta bulunan Yıldırım, “En pahalı hizmet olmayan hizmet. Vatandaşı çileden kurtaran bir hizmet, 4 dakikada geçiliyor” dedi.


Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:


“Sayın Kılıçdaroğlu bir değerlendirme daha yaptı, o da Ankara-İstanbul arasında kamyonla ilgili değerlendirme. Kamyoncuların büyük sıkıntı içinde olduğunu söylüyor. Evet, şimdi şurada bakalım nerede? O kadar çok konu var ki. Sayın Kılıçdaroğlu teşekkür ediyorum, bu konuyu gündeme getirdiğiniz için. Ankara-İstanbul arası gidiş geliş bin kilometre değil 850 kilometre, yol ücreti, gerçi sen yürüyerek gittin ama yürüyerek ölçülmez bu. Otoyol parası falan ödemediğin için olabilir. Otoyol ücreti 89 değil, 70 lira. Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği kamyondan bahsediyorum. İkinci otoyol 104 lira. Yavuz Sultan Selim Köprüsü 77 lira değil, 30 lira. Sefer başı yağ bedeli 100 lira değil, 50 lira. Yakıt dışındaki masraflara dediğin gibi 379 değil, 255 lira. Hesap uzmanlığı burada da çöktü, kusura bakma. Şimdi, bunu okuyunca bunu dinleyince bir şey aklıma geldi. Adamın biri kurban mevzusundan bahsediyor, çocuğu olmayan Hz. Davut Allah’a dua etmiş, Yarabbi bana bir kız çocuğu ver onu da kurban edeyim demiş, kızı olmuş, kızının adını Ayşe koymuş. Tam kurban edecekken Azrail gökten keçi göndermiş. Dinleyenlerden birisi demiş ki bunu nasıl düzelteyim? Hz. Davut değil, İbrahim. Kız değil, erkek. Azrail değil Cebrail. Keçi değil, koç. Bir de şu altın hesabı var. Sayın Genel Başkanın gündeme getirdiği. Hayati Bey’in bakanlığı döneminde kendisiyle konuyu görüştüm, bir uçakla altın geliyor. Atatürk Havalimanı’na geliyor, Atatürk Havalimanı’na indikten sonra oradaki gümrük memurları bir tutanak yapıyorlar. Beyana göre, henüz gümrük beyannamesi düzenlenmemiş, tutanakta diyor ki ‘bu uçakta bin 500 kilo altın var’ diye. Bunu beyan üzerine yapıyorlar, daha sonra diyorlar ki acaba böyle mi? Gümrükçüler yanlış beyandan dolayı ceza kesiyorlar” diye konuştu.



"Verilen bilgilerin doğru olmadığı anlaşıldı"


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ‘belge’ açıklamalarını hatırlatan Yıldırım, “Verilen bilgilerin doğru olmadığı anlaşıldı. Buraya giden bir para yok, gelen para da yok. Orada isimleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınlarının hiçbirinin bir şirketi yok” açıklamasında bulundu.



"Soruşturma izni verilmesine dair kararların partilere göre dağılımı, AK Parti 91, CHP 27, MHP 23, diğerleri 9"


Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden uzaklaştırılması üzerine CHP kanadından yapılan eleştirilere işaret eden Yıldırım, “Esasında konu çok ama zaten bu belediye başkanları konusunu Grup Başkanvekilimiz Mehmet Bey güzel anlattı ancak zamanı yetmedi. O kadar mevzu geniş ki, günler alır. Şunu herkesin iyi bilmesi lazım, yolsuzluk, usulsuzlük kim yapıyorsa hep beraber karşısında olacağız. Burada hiçbir tereddüt yok. Peki verilmiş mi ona bir bakalım? Bahse konu belediye başkanı hakkında açılmış 3 ayrı dava, 3 ayrı yargılama ve soruşturma aşamasında 11 tane dosya mevcut. Hiçbirinin tamamından takipsizlik olmuş diye bir şey yok. Devam ediyor, sonunda bir şey yoksa ortaya çıkacak. Bu, onun için de başkaları için de olabilir. Daha önemli bir şey, ‘burada adil davranılmıyor, AK Partili belediyelere gidilmiyor, diğer belediyelerin üzerine gidiliyor’ diye birtakım iddialarda bulunuldu. 31 Mart 2004 ile 1 Aralık 2017 tarihleri arasında soruşturma izni verilmesine dair kararların partilere göre dağılımı, AK Parti 91, CHP 27, MHP 23, diğerleri 9. Hangisi fazla? Bugün itibarıyla görevden uzaklaştırılmış 106 belediye başkanı. Bunların 93’ü BDP’li, 9’u AK Partili, 3’ü MHP’li, bir tanesi CHP’li. İşte görevden uzaklaştırma, kayyum atananlar dahil. Hepsi dahil, açığa alınanlar görevden uzaklaştırılanlar. Burada da görüldüğü gibi HDP’li belediye başkanlarını hariç tutsak bile. Burada adaletsizlik yok, en fazla AK Partili belediye başkanı görevden alınmış, HDP’lilerin durumu özel, (nedeni soruluyor) teröre kaynak aktardıkları için görevden alındılar. Terörle aralarına mesafe koymadıkları için” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.
İstanbul Beşiktaş, Tayyip Talha Sanuç ile 3 genç futbolcusunun sözleşmesini yeniledi Beşiktaş, savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesini 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. Siyah-beyazlılar ayrıca Beşiktaş Futbol Akademisi’nden yetişen Serkan Emrecan Terzi, Göktuğ Baytekin ve Yakup Arda Kılıç’ın da sözleşmesini yeniledi. Yeni sezon planlaması kapsamında Beşiktaş ilk olarak iç transfere yöneldi. Siyah-beyazlılar bu kapsamda savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesinin 2026-2027 sezonu sonuna kadar uzatıldığını açıkladı. Siyah-beyazlıların resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Kulübümüz, 2022-2023 sezonundan bu yana Futbol A Takımımızın kadrosunda bulunan profesyonel futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç’la 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde Futbol Takımları Genel Koordinatörümüz Samet Aybaba ile bir araya gelen futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç, yeni sözleşmeyi imzaladı. Samet Aybaba, yeni dönemde Kulübümüze önemli hizmetlerde bulunacağına inandığımız Tayyip Talha Sanuç’a başarılar diledi" ifadeleri kullanıldı. Serdar Topraktepe ile yeniden forma şansı bulmaya başladı 2022-2023 sezonu başında Adana Demirspor’dan transfer olan Tayyip Talha Sanuç, siyah-beyazlı forma ile oynadığı 2 sezonda 27 maçta görev aldı ve 2 gol kaydetti. Tayyip Talha, yaşadığı uzun süreli sakatlığın ardından Teknik Sorumlu Serdar Topraktepe ile birlikte yeniden forma şansı bulmaya başladı. Genç futbolcuların da sözleşmeleri yenilendi Beşiktaş, Futbol Akademisi’nden yetişen genç futbolcuların sözleşmelerini de yeniledi. Siyah-beyazlılar, Serkan Emrecan Terzi ve Göktuğ Baytekin ile 2026-2027 sezon sonuna, Yakup Arda Kılıç ile de 2027-2028 sezonu sonuna kadar sözleşme imzaladı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlenen imza törenine Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba katıldı.