GENEL - 09 Haziran 2017 Cuma 22:55

AFİDER şehit aileleri ve gazilerle iftar yaptı

A
A
A
AFİDER şehit aileleri ve gazilerle iftar yaptı

Ankara Fenerbahçeli İşadamları ve Yöneticileri Derneği üyeleri iftar yemeğinde şehit aileleri ve gazilerle bir araya geldi.

Ankara Fenerbahçeli İşadamları ve Yöneticileri Derneği üyeleri iftar yemeğinde şehit aileleri ve gazilerle bir araya geldi. Dernek Başkanı Engin Aygüney, Sarı Kanaryalar Burs Programı’nda şehit ve gazi çocuklarına öncelik verileceğini söyledi.


Ankara Fenerbahçeli İşadamları ve Yöneticileri Derneği (AFİDER) tarafından düzenlenen iftar yemeği, gaziler ve şehit aileleriyle dernek üyelerini buluşturdu. İftara çok sayıda Ankaralı sivil toplum örgütü yöneticisi ve askeri yetkili de katıldı.


Dernek Başkanı Engin Aygüney, iftarda yaptığı konuşmada gazilere, şehitlere ve şehit yakınlarına millet olarak minnet ve şükran borçlu olunduğunu belirterek, “Biliyorum, ne yaparsak yapalım sizlerin hakkını hiçbir şekilde ödeyemeyiz, ama her zaman sizin yanınızda olacağımız sözünü veriyoruz” dedi. Aygüney, dernek olarak Sarı Kanaryalar Burs Programı çerçevesinde yeni eğitim öğretim yılında ihtiyacı olan öğrencilere burs desteği vereceklerini belirterek, “Yönetim kurulu olarak burs programında şehit ve gazi ailelerinin çocuklarına öncelik tanıma ve kontenjan açma kararı aldık” diye konuştu.


“Sevdamız Fenerbahçe’nin peşinde, Ata’mızın izindeyiz” sloganıyla yola çıktıklarını anlatan Başkan Aygüney, “Biz iş adamları ve profesyonel yöneticilerden oluşan bir derneğiz, siyasi bir kimlik taşımıyoruz, ancak sadece sporla ilgilenen bir camia da değiliz. Yaşadığımız dünyaya duyarlı, sorunlara çare arayan, sorumluluk hisseden kişileriz. Bu sorumluluk çerçevesinde ülkesini, vatanını, milletini seven, bilgili, kültürlü, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir gençlik yetişmesine katkıda bulunmak için pek çok adım atıyoruz. Örneğin bu amaçla Sarı Kanaryalar Burs Programını düzenliyoruz. Ayrıca bu çerçevesinde ihtiyaç duyan okullarda AFİDER Kütüphanesi oluşturma kararı aldık. Bu projemizin ilk adımı olarak önceki gün Siteler semtimizde Abdullah Tokur İlkögretim Okulu’nda oluşturduğumuz kütüphaneyi açtık. Devamını getireceğiz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Geleneksel yöntemlerle yaptığı gözlemelerle geçmişin izlerini yaşatıyor Kütahya’da açtığı işletmede geleneksel yöntemlerle gözleme yapan Asya Nil Şavk, gerçek gözleme kültürünün unutulmaya yüz tuttuğunu belirterek, yaptığı ürünlerde geçmişin izlerini yaşatmak istediğini söyledi. Kütahya’da açtığı işletmede geleneksel yöntemlerle gözleme yapan Asya Nil Şavk, gözlemenin Anadolu’da yokluk zamanlarının yemeği olduğunu anlattı. Şavk, "Eskiden insanlar ellerindeki un ve yağla karınlarını doyururdu. Ben de işletmemde o dönemde nasıl yapılıyorsa aynı şekilde üretmeye çalışıyorum" dedi. Üniversite yıllarında Çanakkale’de aşçılık yaptığını dile getiren Şavk, o dönem mutfakta satılan gözlemelerin geleneksel tariften uzak olduğunu fark ettiğini söyleyerek, "Hamuru açıp içine mısır, peynir koyup gönderiyorlardı. Bu değil arkadaşlar. Gözleme deyince aklıma haşhaşlı olan geliyor. Dışarıda hiç görmemiştim. Mesela gözlemenin içine mısır girmez" diyerek doğru bildiği tarifi çevresine öğretmeye çalıştığını aktardı. Memleketine döndükten sonra kendi dükkanını açan Şavk, haşhaşlı, yaren, ıspanaklı, peynirli ve patatesli gözlemeler yaptığını belirterek, ürün çeşidini gelenekten kopmamak için sınırlı tuttuğunu vurguladı. Şavk, "Temelinde ninelerimizin taze sütle yaptığı peynirlerle hazırlanan ürünler yatar. Bence bu yeterli" şeklinde konuştu. Ürün fiyatlarının altına koyulan para görsellerinin dikkat çektiğini belirten Şavk, bunun tamamen babasının fikri olduğunu söyledi. Şavk, "Başta nasıl olacak diye anlamadım. Babam Mehmet Yeşil çizip gösterince çok güzel olduğunu düşündüm. Hem dikkat çekiyor hem de farklılık oluşturuyor. Babama bu konuda çok güveniyorum" diye konuştu.
Yalova Güllü’nün kızı ve arkadaşının avukatı: "Bırakın yurt dışını, Büyükçekmece’den Yalova’ya gelecek paraları yoktu" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşerek hayatını kaybeden sanatçı Güllü’nün kızı ve arkadaşının avukatı yaptığı açıklamada, "Bırakın yurt dışını, Büyükçekmece’den Yalova’ya gelecek paraları yoktu" dedi. 26 Eylül 2025 tarihinde Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, fiziki ve teknik takibe alınan Tuğyan Ülkem Gülter, arkadaşı Sultan Nur Ulu ile beraberindeki 2 kişi valizlerini hazırlayıp yurtdışına kaçmak için hazırlanırken İstanbul’da gözaltına alındı. Soruşturma çerçevesinde ayrıca Sultan Nur Ulu’nun babası ise Kocaeli’nin Gebze ilçesinde gözaltına alınmıştı. Yurtdışına kaçacağı iddiasına yalanlama Kasten öldürme suçu şüphesiyle gözaltına alınan Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun yurtdışına değil valizlerini toplayarak Yalova’ya gitmek istedikleri iddia edildi. Konuyla ilgili Tuğyan Ülkem Gülter’in gözaltına alınmadan saatler önce Güllü’nün eski asistanı Çiğdem E.’ye attığı mesaj ortaya çıktı. Tuğyan Ülkem Gülter’in Whatsapp üzerinden attığı mesajda, "Abla valizleri alıp geri Yalova’ya döneceğim" dediği görüldü. İstanbul Büyükçekmece’de kaldıkları evin sahibi olan T.Y.’nin de Çiğdem D.E.’ye mesaj attığı öğrenildi. T.Y.’nin mesajında ise, "Tuğyan valizlerini alıp Çınarcık’a dönecekmiş. Ben en azından bu hafta bende kal şu raporlar çıksın dedim ama döneceğini söylüyor. Senin de bilgin olsun" ve "Çocuklar şimdi çıktı haber vereyim" diyerek mesaj attığı ortaya çıktı. Tuğyan Ülkem Gülter ile Sultan Nur Ulu’nun avukatı Rahmi Çelik yaptığı açıklamada, "Bırakın yurt dışını, Büyükçekmece’den Yalova’ya gelecek paraları yoktu" dedi.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Kurslarımızı Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Kurslarımızı, Kur’an-ı Kerim’in ilkelerinin ve Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" dedi. Diyanet Akademisi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘3’üncü Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Programı’, Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde yapıldı. Programa Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Hazırlar, Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan, 1’inci Hukuk Müşaviri Ertuğrul Coşkun, Özel Kalem Müdürü Mehmet Fatih Sönmez, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Dr. Fatih Mehmet Aydın, Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Dr. Mustafa Sarıcaoğlu, mezun kursiyerler ve aileleri katıldı. "Verilen bu eğitimleri, milletimizin bu sahada güvenilir bilgiye ulaşmaları noktasında büyük bir imkan olarak görüyoruz" Mezun kursiyerlere son dersini veren Arpaguş, Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri arasında Kur’an öğretimi ve eğitimi programlarının özel bir yeri olduğunu ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığının, 4-6 yaş kurslarından hafızlık kurslarına, ihtiyaç odaklı programlardan yaz Kur’an kurslarına kadar birçok farklı formatta aktif olarak Kur’an ve din eğitimi veren bir kurum olduğuna dikkati çeken Arpaguş, "Verilen bu eğitimleri, milletimizin bu sahada güvenilir bilgiye ulaşmaları noktasında büyük bir imkan olarak görüyoruz. Bu kurslarımızı, Kur’an-ı Kerim’in ilkelerinin ve Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu. "Milletimizin her bir ferdinin manevi hayatına rehberlik etmek, bizim sorumluluk alanımızdır" Arpaguş, Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerinin sadece mihrap, minber, kürsü görevlerinden ve Kur’an hizmetlerinden ibaret olmadığını belirterek, "Günümüz toplumunun ihtiyaçları, din görevlilerinin görev alanını cami ve Kur’an kursu duvarlarının çok ötesine taşımayı da gerektirmektedir. Gençlik merkezlerinde, hastanelerde, huzurevlerinde, cezaevlerinde, üniversite yurtlarında ve daha pek çok alanda hizmet üretmek ve bütün bu alanlarda milletimizin her bir ferdinin manevi hayatına rehberlik etmek, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizim sorumluluk alanımızdır" ifadelerini kullandı. "Zorlu süreçten yüz akıyla çıkmanın yolu, Kur’an ve sünnete sarılmak" İletişim alanındaki teknolojik gelişmelerin inanç ve kültür alanındaki etkileşimi küresel bir boyuta taşıdığını aktaran Arpaguş, şu ifadelere yer verdi: "Dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir düşünce, kısa sürede bütün insanlığı etkisi altına alabilmektedir. Hayatın birçok alanını etkileyen oldukça karmaşık ve bir o kadar da zorlu olan bu süreçten yüz akıyla çıkmanın yolu, öncelikle temel kaynaklarımız Kur’an ve sünnete sarılmak, inanç ve medeniyet değerlerimizi olabildiğince kuşanabilmektir. Doğru bilgi edinmek ve bu bilgiyi doğru şekilde aktarabilmektir. Bunu yaparken de topluma en güzel şekilde örneklik etmek, nezaket ve zarafetle davranmak, hizmette dirayet göstermek ve bu yolda kararlılıkla yürütmektir." Program, Arpaguş’un mezun kursiyerlere başarı belgelerini takdim etmesinin ardından tamamlandı.