GÜNDEM - 16 Mayıs 2024 Perşembe 10:39

Ankara’da toplu ulaşım araçlarında ücret toplama sistemi değişiyor

A
A
A
Ankara’da toplu ulaşım araçlarında ücret toplama sistemi değişiyor

Ankara’da otobüs, metro ve trenlerde kullanılan ücret toplama sistemi değişiyor. EGO Genel Müdürlüğü, Ankarakartların bazı validatörlerde okunmaması ve aktarma işlemlerinin yapılamaması nedeniyle mağduriyet yaşayan vatandaşların hak kaybına uğramayacağını duyurdu.


Ankara’da toplu ulaşım araçlarında ücret toplama sistemi değişiyor. Yeni sisteme geçiş için çalışmalar devam ederken, EGO Genel Müdürlüğünden mağduriyet yaşayan vatandaşlar için açıklama geldi. EGO Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"Değerli vatandaşlarımız, Elektronik Ücret Toplama Sistemi (EÜTS) şu anda hızlı bir şekilde yenilenme aşamasındadır. Mobil uygulamalarımız ile entegrasyon


süreci test aşamasında olup, çok kısa bir süre içerisinde stabil çalışma şekline dönecektir. Son günlerde yaşanan Ankarakartların bazı validatörlerde okunmaması, aktarma işlemlerinin yapılamaması gibi problemler, eski yüklenici firma E-KENT’in kurumumuzla yaptığı sözleşme maddelerini yerine getirmemesi ve gerekli kontrolleri yapmamasından kaynaklanmaktadır. Bu süreçte herhangi bir hak kaybı oluşmayacaktır. Vatandaş memnuniyetini en üst düzeyde tutma amacımız doğrultusunda bu tür teknik sorunların giderilmesi için yoğun bir çalışma yürütülmektedir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP üyesi vatandaştan Etimesgut Belediyesine ilginç protesto Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olan Ömer Başol, oğlunun denetimli serbestlik yüzünden Etimesgut Belediyesinde sadece 3 ay boyunca çalışmasına izin verilmemesini protesto etti. Ankara’nın Etimesgut ilçesinde yaşayan CHP’li vatandaş Ömer Başol, belediye önünde ‘hak, hukuk ve adalet’ pankartlı protesto gerçekleştirdi. Başol, oğlunun denetimli serbestlik yüzünden istihdam edilmesi gerektiğini fakat Etimesgut Belediyesinde sadece 3 ay boyunca çalışmasına izin verilmemesini protesto etti. Başol, İHA muhabirine yaptığı konuşmada, şunları kaydetti: “Partide bir hamur gibi yoğrulup adam olmaya çalıştım. Partiden herhangi bir yardım ve beklentim olmadı. Ta ki çocuğumun bir durumu söz konusu oldu. İlçe başkanı beni tanıyan bir insan. Geldim talebimi yaptım ve beni görmezden geldiler. Belediye Başkan Yardımcısına geldim ona söyledim ama bir çözüm bulamadım. Çocuğumun bir denetimli serbestlikle ilgili aylık bir problemi vardı. 3 ay çalışması gerekiyordu. Geçici bir süre şirketlerin birisinde çalışmasını istedim ama yüzüme bakan olmadı. Bunları hak etmedim. Benim talebim buydu. Böyle bir eylem yapma kararı aldım. Parti içerisinde de beni tanırlar.” CHP’yi eleştiren Başol, “Ben 30 yıl önce girdim. 30 yıl önceki gençlik kolları başkanı bugün vekil. Ben emekli olmama rağmen o bir türlü emekli olamadı. Bu partinin zihniyeti böyle, değişmiyor. Benim adamım olsun ve benimcilik olsun. Feodal ilişkiler her şey var burada” ifadesini kullandı.
Balıkesir Ayvalık Belediyesi davayı kazandı: Çevreyi kirleten fabrikanın lisansına iptal kararı Ayvalık Belediyesi’nin, Ayvalık Tabiat Derneği ve katkıda bulunan çevre gönüllülerinin desteğiyle açtığı davada karar açıklandı. Doğuş Pirina Fabrikası’nın çevre izin ve lisans belgesinin iptali istemiyle Balıkesir 1. İdare Mahkemesi’nde görülen davayı Ayvalık Belediyesi kazandı. 2021 Ocak ayında Balıkesir 1. İdare Mahkemesi’nde açılan dava konusuyla ilgili Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin şu bilgileri verdi: "Doğuş Pirina Yağ ve Yağlı Maddeler Sanayi ve Ticaret A.Ş adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen çevre izin ve lisans belgesinin; anılan şirket tarafından yapılan iş ve işlemlerin çevreye ve çevre halkına zarar verdiği, vergi ve harç ziyai suretiyle kamu zararına neden olunduğu, çevre ve işletme izni alınırken muafiyet sağlama amaçlı olarak manipülasyonlar yapıldığı, Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri (SEÖS)’ten muaf tutulmak için ısıl anma gücünün yasal sınır olan 10 MW altında gösterildiği, atık sularının kaçak olarak çevreye ve Nikita Deresi’ne bırakıldığı, şirketin bacasından çıkan yoğun dumanın kentin havasını solunamaz hale getirdiği, tesisin 1. derece doğal sit alanında bulunduğu, çalışma izni şartlarına aykırı hareket ederek çevreye ve çevre halkına zarar veren şirketin çalışma izninin iptali gerektiği hususları ileri sürülerek iptaline karar verilmesini istedik." 3.5 yıl devam eden dava sonucunda Balıkesir 1. İdare Mahkemesi heyeti kararı şöyle açıkladı: "Bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır. Bu durumda, mevzuat hükümleri ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, işletmenin çevre izni veya çevre izin ve lisans şartlarına aykırı iş ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda yetkili merci tarafından Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca idari yaptırımların uygulanacağı, uygunsuzluğun düzeltilmesi için, işletmeye en fazla bir yıla kadar süre verilebileceği, işletmeye süre verilmemesi veya işletmeye verilen sürenin bitiminde uygunsuzluğun giderilmemesi halinde ise çevre izin veya çevre izin ve lisans belgesinin iptal edilebileceği, diğer yandan, çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike oluşturan faaliyetlerin tespit edilmesi durumunda ise süre verilmeksizin çevre izin veya çevre izin ve lisans belgesi iptal edileceği anlaşılmakta olup, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müdahil işletme faaliyetlerinin çevreye zararına ilişkin tespitin açıkça ortaya koyulduğu görüldüğünden, belirtilen mevzuat hükmü gereği müdahil şirket adına düzenlenen uyuşmazlığa konu edilen çevre ve izin belgesinin iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır."