- 01 Kasım 2022 Salı 15:06

ATO’da “Siber Vatan ve Savunma Ulusal Çalıştayı” yapıldı

A
A
A
ATO’da “Siber Vatan ve Savunma Ulusal Çalıştayı” yapıldı

Ankara Ticaret Odası (ATO) ile Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi iş birliğinde “Siber Vatan ve Savunma Ulusal Çalıştayı” gerçekleştirildi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) ile Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi iş birliğinde “Siber Vatan ve Savunma Ulusal Çalıştayı” gerçekleştirildi.


Ankara Ticaret Odası’nın Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi ve birlikte düzenlediği “Siber Vatan ve Savunma Ulusal Çalıştayı”, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey ve Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu’nun katılımıyla ATO Başkanı Gürsel Baran’ın ev sahipliğinde yapıldı.


Burada bir konuşma yapan ATO Başkanı Gürsel Baran, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte, devletlerin güvenlik politikalarının da dönüşüme uğradığını ve vatan savunmasının değiştiğini belirterek, “Egemenlik ve bağımsızlığımız için tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi dijital dünyada da savunmayı sağlamak durumundayız” dedi.


Vatan sınırı tanımı ile birlikte savunma araçlarının da farklılaştığını kaydeden Baran, “Bundan yüz yıl önce tankla, tüfekle, süngüyle vatan savunulabiliyorken, bugün topyekûn savunma için bilgisayarlar, kodlar ve yazılımlar da devrede” diye konuştu.


Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, dijital dönüşüm olgusunun bir seçim değil bir zorunluluk olduğunu ifade ederek, bugüne kadar yapılan doğru ve yerinde yatırımlarla güçlü yapıların devam ettirildiğini söyledi. Sayan, “Dünya Ekonomik Forumu’nun raporlarına baktığımız zaman 2022 Küresel Risk Raporu’na göre siber saldırılar, iklim değişikliği ve salgın sonrasında en büyük küresel risklerden bir tanesi. Üçüncü büyük küresel risk olarak görülen ve hayati yapıları işlemez hale getirmek, korku yaymak, ülkelerin itibarını zedelemek gibi sonuçları olan siber saldırılar her 11 saniyede bir gerçekleşiyor” dedi


Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey de yaptığı konuşmada ülkelerin sadece coğrafi sınırları, toprakları, kara suları ya da hava sahaları tarafından temsil edilmediğini belirterek, bilişim sistemlerinin önemine değindi. Beyribey, kritik altyapıların çalışmasını sağlayan bilişim sistemleri ve telekomünikasyon ağı gibi yapıların, buradan üretilen kritik verilerle dijital ülkeleri oluşturarak siber uzayın bir parçası haline getirdiğini söyledi.


Yeni çağda fiziksel mesafelerin siber saldırılarda bir etkisi olmadığını kaydeden Beyribey, “Asker, silah, bomba, füze yok. Siber savaşlarda artık savaşlar ve saldırılar sessiz. Siber uzay artık 5. savaş ortamı olarak ülkelerin ulusal güvenliğinin en önemli bileşeni haline geldi. Yeni teknolojilerin gelmesiyle beraber bu saldırılara karşı savunmamız artıyor ama bu yeni teknolojiler gelişirken saldırganların da elini kolaylaştırıyor. Biz de güçlü Türkiye yolunda, bütün kurumlarla koordineli olarak Türkiye’nin siber güvenlik gücünü artırma hedefinde emin adımlarla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.


Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şube Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu da siber ortamlardaki tehdit ve risklerin, geliştirilen strateji ve eylem planlarına rağmen her geçen gün arttığını ifade ederek, “Her zamankinden daha çok siber güvenliğe ağırlık verilmesi, bu alanda yapılan çalışmaların gerek sayı ve nitelik gerekse yeni çözüm ve yaklaşımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Ülkemizde bu konuda önemli çalışmalar yapılmakta, önlemler alınmakta fakat siber güvenlik ve savunmada alınan patentler, geliştirilen ürün ve teknolojilerde istenilen seviyelerde olmadığımız ve ülke siber farkındalığımızın da düşük olduğu ortadadır” diye belirtti.


Açılış konuşmalarının ardından “Siber Vatan, Siber Güvenlik ve Savunma” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.


Toplantıya ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, BTK Haberleşme Genel Müdürü Gökhan Evren, Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Osman Coşkun ile ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.