POLİTİKA - 27 Mayıs 2016 Cuma 10:52

Bahçeli Ülkücü Şehitleri Anma Günü Programına Katıldı

A
A
A
Bahçeli Ülkücü Şehitleri Anma Günü Programına Katıldı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Oyunu bozacak, sahte kahramanların, kripto paralelcilerin maskesini indireceğiz. Ülkü kervanı Allah’ın izniyle Türk’ün var oluşuyla asırlar öncesinden yola koyulmuş ve ebediyete kadar da durmayacaktır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2011 yılında yapılan Kızılcıhamam’daki Ülkücüler Şehitliği’ni ziyaret etti. MHP Genel Başkan Yardımcıları, il başkanları ve çeşitli illerden gelen partililer ve Ülkü Ocakları üyesi gençlerin katıldığı törende Bahçeli, ilk olarak Şehitler Anıtı önünde dua etti. Bahçeli, daha sonra anıtın önüne ve şehitlerin isimlerinin bulunduğu mermerlerin önüne karanfil bıraktı. Okunan Mevlid-i Şerif’i dinleyen Bahçeli konuşmasında, "Mukaddes bir görevi, derin bir vefa duygusu, emsalsiz bir dava şuuruyla bir kez daha yerine getirmenin vicdan huzurunu yaşıyoruz. Mayıs ayının her 27’sinde fedakârca mücadeleleriyle tarihe mühür vurup gönüllere girmiş kahramanlarımızı hayırla yad ediyoruz. Ülkücü şehitlerimizi dua ve özlemle anıyor, geride bıraktıkları hatıraları hürmetle ve hayranlıkla sahipleniyoruz. Şehitlik yüce bir kavram, mükâfatı ancak Allah tarafından bahşedilmiş yüksek bir makamdır. Şehidin tarifi Kur’an’da tarih ve yeri inanmış yüreklerde, taltifi ise ilahi kudretin tasarrufundadır. Allah katında peygamberlerden sonraki en üstün rütbe iman ediyoruz ki şehitliktir. Müslüman Türk milletinin şerefli mazisinde bir hilal uğruna nice güneşler batmıştır. Vatan ve millet yolunda nice fedakârlıklar, nice destansı mücadeleler yaşanmıştır. Her şeyden aziz bildiğimiz bu aziz topraklar şehit kanıyla sulanmıştır. Milli haysiyetimizin müdafaası şehit nefesiyle sağlanmıştır. Ve bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayrak rengini şehit kanından almıştır. Biliniz ki ülkücü şehitlerimiz üstün bir görev ve mensubiyet bilinciyle batıl hesaplara direnmiştir" ifadelerini kullandı.
"Ülkücü şehitlerimiz zalime meydan okuyan cesaret, haine aman vermeyen asalet, vatana kol kanat geren hamiyet, millete hizmetkârlıkla onurlanan haysiyettir" diyen Bahçeli, "Ülkücü şehitlerimiz bizim gururumuz, iftiharımızdır. Ebediyete kadar da böyle kalacaktır. Türkiye’nin varlık ve birlik yolunda devamı, Türk ve İslam’ın istikbal ve istiklal rotasında ilerleyebilmesi tarih boyunca birçok engelle karşılaştı. Bunlar bildiğimiz, tanıdığımız, hatta yaşadığımız gerçeklerdendir. Tıpkı bugünkü gibi Türk milletinin önünü kesmek amacıyla asırlarca tuzak kurdular. Kardeşliğimizi dinamitlemek niyetiyle operasyon yaptılar, oyunlar tertiplediler. Milli bekamızı yıkmak için kuyruğa girdiler. Demem odur ki, birbirimize girmemiz, birbirimizden kopmamız planlandı. Bölünüp parçalanmamız kurgulandı. Yersiz, yurtsuz ve birbirine yabancı düşmüş yığın haline gelmemiz hedeflendi. Bu itibarla mandacılar hep devredeydi. Hazım zorluğu çeken fitneciler hep müsait ortam ve zaman aradılar. Bozguncu emeller hep fırsat kolladılar. Ver kurtul diyenler hep teyakkuzdaydı. İşbirlikçiler hep sırada, ihanet kervanı her zaman aktif ve faal haldeydi. Zannettiler ki Türk vatanı sahipsiz, Türk milleti yapayalnızdır. Beklediler ki vazgeçelim, boyun bükelim, teslim olalım. Dayattılar ki duralım, dönelim, milli ülkülerimize yüz çevirelim. Çok şükür hevesleri kursaklarında, ümitleri de yarım kaldı. Çünkü Türk milleti fedakâr evlatları konusunda talihlidir. Çünkü Türklük; inanmış, nefsini aşmış, dünyevi tutkulardan arınmış sevdalılarıyla her cendereden çıkmış, her kuşatmayı yarmış, her zahmeti alt etmiştir. Bundan sonra olacak da budur" şeklinde konuştu.
Şehitlerin mensubiyetten daha fazlasını yaptığını ve mezalimin yuvasını yıktığını anlatan Bahçeli, "Hayal kurmaktan daha fazlasını yapmışlar, milli hayata silinmeyecek izler bırakmışlardır. Vermekten daha fazlasını yapmışlar, canlarını hak ve hakikat yoluna adamışlardır. Yaşamaktan daha fazlasını yapmışlar, bir ülkü, bir mefkûre, bir inanç uğruna kara toprağın koynuna girmişlerdir. Şehitlerimiz, hiç kimseye karalatmayacağımız, hiç kimseye çiğnetmeyeceğimiz kutsal bir mirası bizlere tevdi etmişlerdir. Biz bu mirasın ne kadar mübarek olduğunun bilincindeyiz. Biz bu mirasın ne kadar anlamlı, değerli, aziz ve önemli olduğunun farkındayız. Dün olduğu gibi bugün de mücadele edeceğiz, çalışıp çırpınacağız, gerekirse uykuyu haram görüp, rahatı reddedeceğiz; gerekirse de kendimizi seve seve feda edeceğiz, yine de ülkü sancağını düşürmeyeceğiz. Tezviratlara karnımız toktur. Yalan dolana sırtımız dönüktür. İtham ve iftiralar karşısında yılacağımızı hesaplayanlar ise hüsranla tanışacaklardır. Biz şehitlerimizin yolundayız. Biz sinesinden doğduğumuz Türk milletinin yanındayız. Bize yakışmaz tavizkarlık, bize uymaz korkaklık, bizimle bağdaşmaz eyyamcılık ve entrikacılık. Biz şehit duasıyla şifa bulan, ecdat yadigarı değerlerle gelecek uman, Allah’tan başkasına kulluğu reddeden, gücünü tarihten alan, kimliğini milli kültür kaynağında bulan Milliyetçi Hareket Partisi’yiz" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin şehidin şühedanın simgesi, sedası, hiç dinmeyecek ocağı olduğunu belirten Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi, Yusuf yüzlülerin, Yunus gönüllerinin, derviş ruhluların, Mehmetler’den Fatih çıkaran muazzam neferlerin arkası kesilmeyecek milli ve tarihi gerçeğidir. Bu davanın temelinde kan vardır, kan. Bu dava şehitlerimizin ödedikleri bedelle bugünlere gelmiştir. Yurt odalarında, okul binalarında, cami avlularında, yokluk ve mahkumiyet yıllarında çekilen eza, cefa, ıstırap dolu anılar davamızı yoğurmuş, ülkülerimizi buluşturmuştur. İdam sehpalarında bile diz çökmeyen, darbecilerin mahkemelerine eyvallah demeyen, buz gibi taştan mahpus damlarını medreseye çeviren bir inanmışlığı hangi çılgın, hangi çıldırmış bozguna uğratabilecektir? Eğer bozgun olur, buna da tepkisiz durursak, bunu mahşerde şehitlerimize nasıl anlatır, bunu tarihe ve millete nasıl açıklarız? Demezler mi ne yapıyordunuz, neyle meşguldünüz? Şehitlerimiz sormaz mı, biz kefensiz yatıyorken sizler davayı kefenlemek isteyenlere niçin engel olmadınız? Başkalarının yazdığı senaryolara gönüllü figüranlık yapan, iç ve dış mihraklara maşalıkla görevlendirilen, Türk düşmanlarının beşiğinde sallanıp bizim mahallemizde söz sahibi olmaya çalışan kim olursa olsun akıbeti utanç, sonu ufalanmaktır. Oyun oynuyorlarmış, biz de bozarız. Karşımıza çıkıyorlarmış, biz de yeneriz. Hisarlarımızı yıkacak, kalemizi düşüreceklermiş, biz de bozkurt gibi üzerlerine üzerlerine gideriz. İster tek tek, ister alayı birden gelsin ne gam ne tasa, hepsini birden şehitlerimizden aldığımız feyizle geçeriz. Milliyetçi Hareket Partisi budur. Aziz şehitlerimizin bizlere yüklediği milli ve tarihi sorumluluk bunu gerektirmektedir" açıklamasında bulundu.
Bahçeli, başarının anahtarının öncelikle başarıya duyulan ihtiyaç ve irade olduğuna dikkati çekerek, "Biz bu inanç ve iradeyle on yılları geride bıraktık. Sırf büyümek için büyümeyi değil, Türk-İslam ülküsünün var olması, bayraklaşması, ülkücü nesillerin göğsünü gere gere geleceği kavraması ve Türk milletini hak ettiği mertebelere çıkarmayı amaçladık. Fırsatları görmek için uyanıklık, yakalamak için yetenek ve hazırlık, bunlardan istifade için kuvvet ve kararlılık isteniyorsa Milliyetçi Hareket Partisi’nde bunların hepsi vardır. Daima bir adım ileriye gitmeyi hedefledik. Türkiye’nin ayak bağlarından kurtulması için söz ve yemin verdik. İmkansızı imkanlı, imkansızı kolay, kolayı da hemen yapmak bizi bekleyen görevdir. Toplanan hasat kadar ekilen tohumda paha biçilmezdir. Varmak istediğimiz ülküler kadar geçtiğimiz ve kat ettiğimiz mesafe ve maniler de mühimdir, gözden ve dikkatten kaçmamalıdır. Şüphe etmeyiniz, biz doğru yerdeyiz, doğru fikirdeyiz. Doğru çizgideyiz, helal süt içmiş doğru dava insanlarıyız. Yanlışta ısrar edenlerle vakit kaybedemeyiz. Şehitlerimiz doğrudan ayrılmadılar, bize düşen de bunu takip etmektir. Şehitlerimiz, ülkücü bir ömrün sırrına ulaştılar, arkalarında tarih bıraktılar, katran gecelerde kutup yıldızı olup Türk milletinin bahtını ve alnını parlattılar. Bizim yapmamız gereken de bunu daha ileri taşımak ve mutlaka Türkiye’nin yönetimine gelerek taşıdığımız vicdan ve dava borcunu bir nebze de olsa ödemektir" şeklinde konuştu.
"Milliyetçi-Ülkücü Hareket bu tarihi sorumluluğun gereğini yapmaya hazır, buna tüm yüreğiyle kararlıdır" diyen Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
"Ülkücüler; bir davanın, şuurla benimsenmiş bir ülkünün, tutkuyla sahiplenilmiş bir iddianın yaşaması ve yaşatılması için candan ve serden vazgeçmeyi göze alan insanlık mucizeleridir. Bu mucize layık olduğu yerde olacaktır. Toprağı vatan yapan şehit kanı, aynısıyla bir fikri kutsal dava haline getirmiştir. Ve biz davamıza sımsıkı bağlı ve sadığız. Tekraren ifade ediyorum, bir kez daha vurguluyorum; oyunu bozacak, sahte kahramanların, kripto paralelcilerin maskesini indireceğiz. Ülkü kervanı Allah’ın izniyle Türk’ün var oluşuyla asırlar öncesinden yola koyulmuş ve ebediyete kadar da durmayacaktır. Şehidiyle, gazisiyle ve muhterem mensuplarıyla Milliyetçi-Ülkücü Hareket mutlaka amacına ulaşacak ve milletine hak ettiği güzellikleri inşallah yaşatacaktır. Aziz milletimizin birliği, bütünlüğü ve devamlılığı için mücadele eden şehitlerimizin aziz hatıraları bundan sonra da yolumuzu aydınlatacak ve mücadelemize güç katacaktır. Bu düşüncelerle vatan, millet ve bayrak uğruna hayatlarını kaybetmiş binlerce şehit ülküdaşımızı, bütün şehitlerimizi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i ve Gün Sazak Bey’i minnet ve şükran hislerimle yad ediyor, Cenabı-ı Allah’tan hepsine rahmet diliyorum. Kabirleri nur, mekânları cennet, ruhları şad olsun."
Bahçeli’yi Kızılcahamam’ın AK Partili Belediye Başkanı Muhittin Güney karşıladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.