EĞİTİM - 23 Eylül 2017 Cumartesi 14:36

Bakan Yılmaz’dan TEOG değerlendirmesi

A
A
A
Bakan Yılmaz’dan TEOG değerlendirmesi

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Mevcut sistemde öğrenci sadece testle ölçülmekte.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Mevcut sistemde öğrenci sadece testle ölçülmekte. Bunun dışında bir eğitim unsurlarıyla ölçülmemektedir çoğunlukla. Bu bir bilim uzmanının da görüşü, sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sisteminin de buna göre yapılanmasına yol açtı. Bu durum ileride tek kelimeyle kendisini ifade edebilen bir nesil, sosyal etkinliklere katılmayan bir öğrenci profilinin ortaya çıkmasına yol açar mı diye biz kaygı duyuyoruz" dedi.


Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, AK Parti Genel Merkezi’nde Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen “Gençlerin Gözünden Eğitimde Kademeler Arası Geçiş Çalıştayı”na katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Bakan Yılmaz, Türkiye’nin gündeminin eğitim olduğunu belirterek, “Eğitim sadece bugünü değil, yarını inşa eder. Nesilleri inşa eder. Eğitim hiçbir zaman bitmez bir konudur. Her dönem mutlaka konuşulur. Kimin eğitim üzerine ne söylemesi gerekiyorsa söylesin. Biz inşallah alır değerlendiririz. Türkiye’yi daha güzelleştirecek, daha zengin kılacak, gönül coğrafyamıza daha umutla bakılacak model ülke alınmasını sağlamak yine eğitimle mümkündür. Bizim değişmez iki hedefimiz var. Daha kaliteli eğitim vermek ve fırsat eşitliğini sağlamak” diye konuştu.


Eğitim üzerine itirazların, şikayetlerin konuşulmasının yeni bir olay olmadığını, eskiden beri devam ettiğini anlatan Yılmaz, “Herkes eğitim üzerine konuşuyor. Finlandiya eğitim sistemini değiştirse Finlandiya’da eğitim reformu oluyor ama biz değiştirdiğimizde ‘gördünüz mü her bakan döneminde bir değişiklik oldu’ diyorlar. Her bakan döneminde bir reform oldu ki, bugün Türkiye milli gelir bakımından dünyada 16-17’nci sırada. Bizim petrolümüz, doğalgazımız, elmasımız yok. Nasıl oldu da 200’den fazla ülke arasında 16’ya girdik. Bunu neyle başardık. Tek bir şeyimiz var beşeri sermayemiz. Beşeri sermayeyi elmastan daha değerli kılan şey eğitimdir” ifadelerini kullandı.


“Daha kaliteli eğitim için ne yapılması gerekiyorsa biz bizim dönemimizde yaptık” diyen Yılmaz, “Taş üstüne taş koyduk. Değişiklik gerekiyorsa da daha iyiye ulaşmak için yaptık. Bütçemizden en çok payı eğitime ayırıyoruz. Şu an bütçeden eğitime ayırdığımız miktar 122 milyar lira. Bütçenin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor. Bizden önceki 2002 yılında bu miktar 11 milyar liraydı” açıklamasında bulundu.



“Eğer nitelikli bilgiye sahip değilseniz inanın ki tam bağımsız da değilsiniz”


Çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak için nitelikli insanlara, bilim adamlarına, nitelikli bilgiye sahip olunması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Eğer nitelikli bilgiye sahip değilseniz inanın ki tam bağımsız da değilsiniz. O bilgiden nitelikli ürün elde edecek bilim adamınız da yoksa tam bağımsız ülke diyemezsiniz. Nitelikli bilgiye, nitelikli bilim adamlarına sahip olmak lazım. Bunun içinde eğitimin her kademesinin daha kaliteli hale getirilmesi lazım” dedi.


En büyük yatırımı öğretmene yaptıklarını bildiren Yılmaz, “Toplam öğretmenimiz 1 milyonun üzerinde. Ama kamuda bizim atadığımız öğretmen 580 bin öğretmen. Kalite eğitim vermek için bir başka kriter daha aranıyor. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı. Biz geldiğimizde 28 idi şimdi 17’ye düştü” şeklinde konuştu.


Kaliteli eğitim vermek için teknolojiyi eğitimle buluşturduklarını Fatih Projesini bunun için başlattıklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:


“Akıllı tahtalarla sınıflarımızı donattık. Bundan sonraki süreci daha hızlı yürüteceğiz. Çünkü yasal eksiklerimiz, yönetmelik eksiklikleri vardı. Bir ara bir durma oldu. Şimdi onların hepsini tamamladık. Ücretsiz tablet dağıttık öğretmenlerimize, öğrencilerimize 1 milyonun üzerinde. Ama önümüzdeki dönemde liselerden başlamak üzere bütün öğrencilerimize inşallah tablet bilgisayar dağıtacağız.”


Yeni müfredata ilişkin Bakan Yılmaz, “Bugüne kadar yapılmış en demokratik, en bilimsel, en çağdaş müfredat. Belki 1 milyona yakın değişiklik yaptık itiraz ettikleri husus 2 veya 3 tane. İtirazlarında hiçbir bilimsel dayanağı yok” dedi.



“5 yaş için okul öncesi eğitimi yaygınlaştırıyoruz”


5 yaş için okul öncesi eğitimi yaygınlaştırdıklarını bildiren Yılmaz, şöyle konuştu:


“2002’de biz geldiğimizde okul öncesi eğitim oranı yüzde 10 gibi bir rakamdı. Başbakanımız, Milli Eğitim Bakanı olarak göreve geldikten sonra 3 tane özellikle üzerinde çalışmam gereken konu belirtmişti. Birisi bu okul öncesi eğitimdi. Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırıyoruz. 2012-2013’te 5 yaş için brüt okullaşma oranı yüzde 55-35 net yüzde 39.72 idi. 2016-2017 eğitim öğretim yılında 5 yaş için okullaşma oranı brüt yüzde 73.94 neti yüzde 58.79. bu oranları daha da arttırmak istiyoruz. Nasıl arttıracağız? 37 tane pilot il seçtik. Okul öncesi eğitim için müfredatı, yeni eğitim materyallerini hazırladık. Okul öncesi eğitimin bu seçilmiş olan 37 ildeki bütün masraflarını Bakanlık olarak biz karşılayacağız. 2015 yılında Nabi Avcı döneminde yayınlandı MEB Stratejik Planı. 2019’da okul öncesi eğitimde 5 yaş için yüzde 90’ın üzerine çıkma hedefi var. Yakalar mıyız hiç şüpheniz olmasın. En genç nüfusa sahip Urfa’da okul öncesi eğitimde yüzde 50’yi yakaladık. Erzincan’da yüzde 80. Başbakanımız ikinci görev olarak vermişti. Dünyaya açılacağız. Bir yabancı dili evlatlarımıza kazandırmamız lazım. Bunun için de ilkokul 5’inci sınıflara ağırlıklı yabancı dil uygulaması başlattık. 81 ilde 620 tane ortaokul ve 185 tane imam hatip ortaokulu dahil olmak üzere 129 bin öğrencimize haftada 15 saat dil dersi uygulamasını pilot olarak seçilen okullarda başladık. Başarılı olduğunda Türkiye’nin her tarafına yaygınlaştıracağız. Özel yetenekli evlatlarımız için özel okul açtık ilk defa. Şimdi İstanbul’da açıldı. Bizim iddiamız şu; biz bizden öncekilerin eğitime verdiği önemden çok daha fazla önemi eğitime verdik, çok daha iyisini yaptık.”


Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığını söyleyen Yılmaz, Türkiye’nin her tarafındaki öğrencilerin tıp fakültesine girebildiğini, Türkiye’nin her tarafından öğrencilerin istediği bölüme girebilme imkanının sağlandığını kaydetti.



“TEOG kapsamında yapılan bir sınavdan Türkiye’nin her tarafındaki çocukların yaklaşık aynı neticeyi aldığını gördük”


Ortaokullar için fırsat eşitliğine ilişkin bilgi veren Bakan Yılmaz, “TEOG sınavı yapıldı. Öğretmen her yıl diyelim 3 sınav yapıyor. 3 sınavın 1 tanesinin sorularını biz gönderiyorduk. Kendi masasında sınıfında giriyor. Daha öncekilerden kesinlikle daha iyi. OKS yaptık, SBS yaptık ama şimdi bu sistem içerisinde yapılan soruların 1 tanesini biz gönderdik. Çocuk kendi sırasında giriyor. Eskisi gibi stres yok. Nerede sınava gireceğim diye kaygısı yok. Geçmişten çok daha iyi bir durumdaydı. TEOG kapsamında yapılan bir sınavdan Türkiye’nin her tarafındaki çocukların yaklaşık aynı neticeyi aldığını gördük” değerlendirmesinde bulundu.



“Sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sisteminin de buna göre yapılanmasına yol açtı”


Bakan Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:


“Şimdi yeni daha iyiyi getirmek için bir gayretimiz, çalışmamız var. Bu doğrultuda herkesin teklifini istiyoruz. Niye bu yola girdik? Geçmişten yapılanları karalamak için söylemiyorum. Ulaştığımız başarı seviyesi ortada. Daha iyi olma doğrultusunda hedefimiz var. Bu hedefi yakalayabilmek lazım. Bunun için de daha kaliteli bir eğitimin, daha fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitimi evlatlarımızın önüne koyabilmek lazım. Eğitimin her kademesinde öğrenciyi bir üst kademeye hazırlamak yerine, her kademede öğrenciye beceriler katmak, daha hızlı düşünerek analiz ve sentez yapabilme becerisi kazandırabilmek çağdaş eğitimin amacıdır. İlkokulu ortaokula hazırlık olarak değil, ortaokulu liseye hazırlık olarak değil, liseyi üniversiteye hazırlık olarak değil, ne yapılması lazım ilkokulda belli bilgi, beceri, değeri kazandırmak lazım. Ortaokulda belli bilgi, beceri, değeri kazandırmak lazım. Lisede bilgi, beceriyi kazandırabilmek lazım. Çağdaş eğitimin amacı budur. Ama test sistemi getirildiğinde beceri kazandırmadan ziyade bir sonrakine hazırlık diye. Mevcut sistemde öğrenci sadece testle ölçülmekte. Bunun dışında bir eğitim unsurlarıyla ölçülmemektedir çoğunlukla. Bu bir bilim uzmanının da görüşü, sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sistemininde buna göre yapılanmasına yol açtı. Bu durum ileride tek kelimeyle kendisini ifade edebilen bir nesil, sosyal etkinliklere katılmayan bir öğrenci profilinin ortaya çıkmasına yol açar mı diye biz kaygı duyuyoruz. 8’inci sınıftaki bir sınav için 6., 7. sınıflardan itibaren de sadece bu sınav için hazırlık yapılmakta. En yüksek beceri kazanma dönemi olan 13-16 yaş arası gençler sadece bu sınavla uğraşmakta. Yaptığımız tespitler doğru. Bu dönem 13-16 yaş arası gençlerin fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan da gelişme dönemidir. Sınav stresi altında sınav sorusu çözme dışında bir şeyi yapmadan yaşamaya mecbur bırakılan gençler ne spor yapmakta, ne kitap okumakta ne de bir kültürel ve sosyal etkinliğe katılmaktadır. Soru çözme dışında tek uğraşısı internet ve oyun olmaktadır. Gençler TEOG, YGS, LYS, KPSS gibi bir engelden diğerine koşarken birey olarak kendilerini de unutmaktadırlar. Önümüzdeki dönemde öğrencilerin projelerin başarılarının becerilerinin öne çıkmasını istiyoruz. Spor, sanat, bilim ve sosyal sorumluluk projelerinin öne çıkmasını istiyoruz. Sınav öğrencilerin neyi bilmediğini değil, neyi bildiğini ölçmelidir. Ona göre yeteneklerin tespit edilip daha iyi bir yönlendirme yapılmalıdır diyoruz. Yeni modele herkes bir şey söylüyor. Niyetimiz halistir. Biz inşallah yoksulluk ve cehaletle olan savaşımızı kazandığımızda istiklal de istikbal de bizimdir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.