POLİTİKA - 25 Kasım 2015 Çarşamba 17:46

Başbakan Davutoğlu Hükümet Programını Açıkladı

A
A
A
Başbakan Davutoğlu Hükümet Programını Açıkladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin yeni kabinesinin belli olmasının ardından hükümet programını açıkladı. AK Parti, hükümet programında yer alan 3 ay, 6 ay ve 1 yıllık eylem planıyla şeffaf bir şekilde nelerin yapılabileceği konusunda uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir zemin oluşturarak yola çıkıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda 64. hükümet programını açıkladı. Hükümet programında “Demokratikleşme ve Yeni Anayasa, İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikralı ve Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre” başlıkları yer alıyor. Davutoğlu’nun kurmaylarıyla birlikte hazırladığı hükümet programında sunuş ve sonuç bölümleri de yer alıyor. Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda okuduğu sunuş bölümünde, "Sayın başkan, değerli milletvekilleri Cumhuriyetimizin 64’üncü, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 6’ncı hükümeti adına aziz milletimizi ve siz değerli vekillerini saygıyla selamlıyorum. Meclisimizin 26. Dönemi’nin milletimize, ülkemize ve demokrasimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum. 1 Kasım 2015 seçimleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil yetkisi alan bütün siyasi partileri ve milletvekillerini yürekten tebrik ediyor, hep birlikte milletimize yapacağımız hizmetlerde başarılar diliyorum. Huzur ve güven ortamı içerisinde gerçekleşen, hızlı bir şekilde sonuçlandırılan, adil ve özgür bir seçim süreci yaşadık. Yüce heyetiniz önünde seçim sürecine katkıda bulunan tüm kişi ve kurumlara bir kez daha teşekkür ediyorum. 1 Kasım seçimleri, 7 Haziran’da yapılan seçimlerin bir anlamda devamı niteliğinde gerçekleşmiş, 7 Haziran sonrası sürdürülebilir bir hükümet yapısının oluşmaması sonrasında halkımızın hakemliği ile bugünlere gelinmiştir. Bu süreçte AK Parti olarak kendi iç muhasebemizi yapma fırsatı bulduk. Aynı zamanda bu süreçte ülkemizde bir yönetim boşluğu oluşmasına müsaade etmeyerek siyasi sorumluluk içinde hareket ettik. Tüm bu çabaların halkımızda geniş bir teveccüh gördüğünü memnuniyetle müşahede etmiş bulunuyoruz. Bu yönüyle halkımıza şükranlarımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. 1 Kasım seçimleriyle oluşan bu Meclis, yurt içinde yüzde 87,4 gibi oldukça yüksek düzeyde bir katılım oranı ile şekillendi. Meclisimize girmeye hak kazanan milletvekillerinin temsil ettiği seçmen oranı ise, yüzde 97,5 gibi yine uzun zamandır rastlanmamış bir seviyeye erişti. Bu şekilde hem istikrar hem de güçlü temsil, milletimiz tarafından teminat altına alınmış oldu" dedi.
"Meclisimizin milletimizin beklentileri doğrultusunda 4 yıl boyunca büyük bir özveriyle çalışacağına inancım tamdır. Milletimiz, Meclis’ten sorunları için çözüm bekliyor ve bu Meclis de inşallah bu beklentiyi en iyi şekilde karşılayacaktır" diyen Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerinde milletimiz, yüksek katılım ve temsilin yanı sıra, yönetimde istikrarı da sürdürme yönünde bir irade ortaya koymuştur. Milletimizin iradesi hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde tecelli etmiş, halkın tercihi yönetime güçlü bir şekilde yansımış ve demokrasimiz seçimlerden güçlenerek çıkmıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinin asıl galibi hiç ama hiç şüphesiz Türkiye’dir ve Türk demokrasisidir, bu aziz millettir" şeklinde konuştu.
Daha önceki dönemlerde demokratik siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla aştıklarını belirten Davutoğlu, "Bundan sonra da milli irade önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt taşımıyoruz. Bundan önceki dönemlerimizde sorunlardan değil, çözümlerden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk. Tüm reform ve dönüşüm süreçlerinde gücümüzü milletimizden ve onun temsilcisi Meclisimizden aldık. Yeni Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken insana, zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin ve süreklilik içinde yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır. Yüzyıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nın acıları üzerinde onurlu bir İstiklal Savaşı vererek, Cumhuriyetimizi kuran neslin torunları olarak bizler, bu onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahipleriyiz. Etnik, dini, mezhebi zenginliğimiz, ortak geçmişimizin güzel yansımaları olup, vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır. Yüz yıl önce kadim coğrafyamızın her bir köşesinden, Anadolu’dan, Rumeli’den, Ortadoğu’dan, Kafkasya’dan gelerek sömürgeciliğe karşı omuz omuza mücadele eden dedelerimiz için de, onları Orta Asya’dan Hint’e, Güneydoğu Asya’dan Afrika içlerine kadar ellerindeki dar imkanlarla ve dualarla destekleyen mazlum milletler için de İstiklal Savaşımız yalnızca bir milletin var olma savaşı değil, bütün bir insanlık onuru için verilen kutsal bir mücadele idi" diye konuştu.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi, Şeyh Edebali’nin siyasal bilincimizin ve devlet ahlakımızın temelini dokuyan ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı olarak görüyor ve gelenek ile çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. Bu çerçevede 1 Kasım seçimleri sonrasında oluşan Meclisimizde ortak değerlerimizi koruyacağımıza, kardeşlik iklimini tesis edeceğimize ve hukuk devletini güçlendireceğimize inancımın tam olduğunu belirtmek isterim. Bu Meclis, Türkiye’nin ve 78 milyonun Meclisidir. Altıncı AK Parti Hükümeti de hiç kuşkusuz partimize oy vermiş olsun veya olmasın tüm vatandaşlarımızın hükümetidir. Yeni dönemde de Meclisimiz içinde birlikte çalışma, uzlaşma arayışı ve işbirliğine önem vereceğiz. Tüm siyasi partilerle yakın bir diyalog ve işbirliği içinde olacağımızı buradan ifade etmek isterim. Hükûmetimiz ülkemizin ve siyasetin normalleşmesini hayati bir mesele olarak ele almaktadır. Bu hususta üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizden milletimiz emin olmalıdır. Aynı şekilde siyasi partilerimizin insicam içerisinde çalışacağı bir yasama dönemi yaşama arzumuzu da bir kez daha tekrar etmek isterim. Özellikle geçen sene milletimizin büyük bir teveccühü ile seçilen Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclis çalışmalarımız başta olmak üzere kurumlarımızın uyumlu ve etkin çalışması için vereceği destekten dolayı şimdiden teşekkür ediyorum. Aynı şekilde 2002’den sonraki büyük dönüşümü gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımızdan devraldığımız güçlü mirası aynı doğrultuda geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek isterim."
"BU SEÇİM İLE TÜRKİYE’DE YENİ BİR ATILIM DÖNEMİNİN ÖNÜ SONUNA KADAR AÇILMIŞTIR"
Bu seçimle Türkiye’de yeni bir atılım döneminin önünün sonuna kadar açıldığını belirten Davutoğlu, "Bu çerçevede, 64. Hükûmet de, önceki AK Parti hükûmetleri gibi ülkemizin kritik bir döneminde tarihi bir sorumluluk üstlenmektedir. Geçmişteki hükûmetlerimizden aldığımız güç ve tecrübe ile ülkemizi belirlemiş olduğumuz hedefler doğrultusunda çok daha parlak bir geleceğe taşıyacağız. Son 13 yılda gerçekleştirilen reformlar zemininde inşa edeceğimiz yeni nesil reformlar ile 2023 hedeflerimize ve ötesine yürüyüşümüz güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecektir. AK Parti hükûmetleri, Cumhuriyet tarihinde hiçbir partiye nasip olmamış bir kurumsal sürekliliğe, reform hafızasına ve tecrübesine sahiptir. 64. Hükûmetimiz, bu engin ve sağlam tecrübeden de istifade ederek Türkiye’nin hedeflerine yürümesinin devamlılığını sağlayacaktır" dedi.
Önümüzdeki dönemde de Türkiye’yi zenginleştiren, demokratik standartlarını yükselten, Türkiye’nin itibarını daha da artıran politikalarla daha güçlü bir Türkiye için milletten aldıkları yetkiyi yine milletin hizmetine sunacaklarını söyleyen Davutoğlu, "Son 13 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile taçlandırmak hükümetimizin temel görevi olacaktır. Amacımız çok daha güçlü, müreffeh, saygın ve demokratik bir Türkiye’ye ulaşmak, ekonomisi, bilim ve teknolojisi, siyaseti, sosyal ve kültürel politikaları ile örnek alınan bir ülke olmaktır. Genç ve dinamik nüfusu ile bu milletin sahip olduğu muazzam enerjiyi iç çekişmelere değil, Cumhuriyetimizin 100. yılında 2023 vizyonu ile çerçevesi çizilen yeni hedeflere yönlendireceğiz. Meclis içinde olduğu kadar Meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceğiz. Sivil toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükümetlerimiz döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa olsun kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin vermeyeceğiz" diyen Davutoğlu, "Bu vesileyle vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yapmış olan şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diler, tüm şehit ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım. Süreklilik içinde değişim ve reform irademizi hayata geçirerek, 21. yüzyıl dünyası şartlarında ülkemizi daha da ileriye taşımak ortak sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluktan hareketle köklü geçmişimizi insanlığın evrensel birikimi ile harmanlayarak, bölgemizde ve dünyada barış ve istikrara aktif katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu noktada İstiklal Savaşı’mızın temel ilke ve ruhundan hareketle, dış politikamızda her daim mazlumların ve mazlum milletlerin yanında yer alarak, insan onurunu koruyan ‘değer odaklı’ yaklaşımımızı sürdüreceğiz. Bu yaklaşımı gerçekçi dış politika uygulamaları ile hayata geçirmeyi devam ettirerek, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayan özgün bir vizyonu ortaya koymayı sürdüreceğiz. Bu bağlamda; tarihi ve coğrafi zeminden hareketle dış politikada benimsediğimiz dinamik ve çok boyutlu yaklaşımın devamını sağlayacağız. Bölgesel, transatlantik ve AB politikalarımızı da yeni dönemde daha kuvvetli bir zeminde sürdüreceğiz. Katılım müzakereleri yürüttüğümüz AB’ye tam üyelik perspektifimiz, stratejik bir tercihimiz olmaya devam edecektir. Bunun yanında, başta kültür coğrafyamız olmak üzere farklı kıtalarda son 13 yıl boyunca sürdürdüğümüz siyasi ve ekonomik ilişkilerimizdeki istikrar derinleştirilmeye devam edecektir" ifadelerini kullandı.
1 Kasım seçimlerinde halkın yapılanları takdir ettiğini gösterdiği gibi gelecekte yürünmesi gereken yol haritasını da hür iradesiyle tayin ettiğini belirten Davutoğlu, "Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükümet Programımız son seçim beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10. Kalkınma Planı’mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı, projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız. Takdirinize sunduğumuz ve güveninizi beklediğimiz bu program, yeni bir hamle döneminin perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz 2002’den bu yana AK Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de, küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken, ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata geçirilecektir" dedi.
"6 TEMEL ALANDA REFORMLARIMIZI YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 vizyonumuz çerçevesinde kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye’sini inşa edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir Türkiye’ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim, öncelikli dönüşüm programlar alanında gerçekleştireceğimiz reformlardır."
AK PARTİ, YENİ ANAYASA VE YARGI REFORMU BAŞTA OLMAK ÜZERE ÇALIŞMALAR YAPACAK
"Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz" diyen Davutoğlu, "Yeni anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Özgürlük alanlarını genişletmenin yanı sıra diğer bir temel önceliğimiz, insanımıza yapacağımız yatırımlar olacaktır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerçek rekabet üstünlüğü insan unsurundan bağımsız düşünülemez. Eğitimde erişim meselesini büyük oranda çözmüş hüküetler olarak, önümüzdeki dönemde temel önceliğimiz eğitimin her seviyesinde kaliteyi artırmak olacaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi, ortak değerlerimizi özümsemiş olarak, bilgi tabanlı ekonomiye ve geleceğe en iyi şekilde hazırlayacağız. Devletin millet için var olduğu’ anlayışı içinde kamu yönetiminde ve kamu maliyesinde halkımızın ve ekonomimizin ihtiyaçları doğrultusunda reformlar gerçekleştireceğiz. Devletin gerçek ve tek sahibi olarak gördüğümüz vatandaşlarımız adına kamu yönetiminin tüm işlerinin şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir biçimde gerçekleştirilmesi temel şiarımızdır. Daha küçük ama daha etkin bir merkezi idare, güçlendirilmiş ve hesap verebilir yerel yönetimler, daha etkin bir personel rejimi ve dijitalleşme kamu yönetim reformumuzun ana bileşenleri olacaktır" ifadelerini kullandı.
"REEL SEKTÖRDE KÖKLÜ DEĞİŞİMLER GERÇEKLEŞTİRMEK ANA HEDEFLERİMİZ ARASINDA"
Ayrıca kamu maliyesinde yapacakları reformların hedefinin değişen koşullara uygun olacak şekilde daha etkin, hesap verebilir ve şeffaf bir mali yönetim sistemini sağlamak olacağına dikkati çeken Davutoğlu, "Bir diğer reform alanımız ise reel sektördür; bu sektörde köklü değişimler gerçekleştirmek ana hedeflerimiz arasındadır. Üreten, istihdam oluşturan, ihracatını artıran bir ülke olma yolunda reel sektörün yatırım ve işletme aşamalarında çok daha güçlü ve rekabetçi olmasını amaçlıyoruz. Bu çerçevede atacağımız adımlarla, üretim yapımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artıracağız. İnsan gücümüzün niteliğini geliştirecek, iş ve yatırım ortamınını iyileştirecek, stratejik sektörlerde dönüşümü gerçekleştirecek ve bilgi toplumuna dayalı bir altyapı oluşturacağız. Bütün bu alanları kapsayan, ekonomimizin kılcal damarlarına dokunan, çok daha ayrıntılı bir reform paketi olarak ‘öncelikli dönüşüm programlarımızı’ da kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu programlarımızla tasarruf oranlarımızı artırmayı, artan tasarrufları daha üretken alanlara yönlendirmeyi ve potansiyel büyümemizi daha üst noktalara yükseltmeyi hedefliyoruz. Bütün bu reformları, vaatlerimizi ve projelerimizi belirli bir takvime bağlayan, sorumlulukları netleştiren, hesap verebilirliği sağlayacak olan eylem planımızı da ayrıca halkımızla paylaşacağız. 3 ay, 6 ay ve 1 yıl içinde ayrıntılı ve şeffaf bir şekilde neleri yapacağımızı içeren eylem planımız, uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir zemin oluşturacaktır. 64. Hükûmet, Türkiye’nin reformlarla birlikte, siyasi istikrar ve ekonomi büyüme sürecinin tahkim edilmesi için çalışacaktır. Bu sorumluluğu alırken, milletimizin desteğine, siyasi partilerimizin basiretine ve kurumlarımızın enerjisine duyduğumuz güven tamdır. 64. Hükûmet Programı’mızın, insan onurunu esas alan müreffeh Türkiye hedefimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.