POLİTİKA - 07 Mart 2018 Çarşamba 15:25

Başbakan Yıldırım’dan Türk bayrağının yakılmasına tepki

A
A
A
Başbakan Yıldırım’dan Türk bayrağının yakılmasına tepki

Başbakan Binali Yıldırım, Yunanistan’da Türk bayrağının yakılması ile ilgili, “Bayrak ülkelerin onurudur, gururudur.

Başbakan Binali Yıldırım, Yunanistan’da Türk bayrağının yakılması ile ilgili, “Bayrak ülkelerin onurudur, gururudur. Bayrağa yapılan bir hakaret, yakma o ülkeye yapılmış sayılır. Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Ay yıldızlı bayrağın uğruna canlarımızı da veriyoruz, tüm imkanlarımızı da seferber ediyoruz. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz” dedi.


Başbakan Yıldırım, Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren KKTC Başbakanı Tufan Erhürman’ı kabul etti. Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından Yıldırım ve Erhürman ortak basın açıklamasında bulundu. Görüşmeye ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Teamüllere uygun olarak Başbakan ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiriyor. Türkiye’de de bir hükümet kurulduğunda ilk ziyaret KKTC’ye yapılır, ikinci ziyarette Azerbaycan’a yapılır. Yapılan görüşmelerde Türkiye ve KKTC arasındaki yakın iş birliği konularını kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Konuların önemli konulardan bir tanesi Kıbrıs meselesidir, Kıbrıs konusunun çözümüdür. Bu konuyu kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Geçen yıl Temmuz ayında başarısızlıkla sonuçlanan süreç sonrası gelişmelerin ne olacağı ile ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Bu konuda Başbakan ile bizlerin görüşleri arasında en ufak bir farklılık söz konusu değildir” diye konuştu.


Kıbrıs müzakerelerinin neden sonuçsuz kaldığının iyi tahlil edilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, “Burada uluslararası toplumun Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin bir şeyi esaslı bir şekilde tekrar düşünmesi icap ediyor. Ada’da eğer kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm mümkün olması isteniyorsa Güney Kıbrıs Rum tarafının buna zihinsel olarak hazır olması lazım. Paylaşmaya lafla değil, zihinsel olarak da hazır olduğunu göstermesi, bu konuda KKTC’yi ikna edebilmesi lazım. Esas olan burada siyasi eşitlik, refahın ortak paylaşımıdır ve iki toplumun oluşturduğu federal yapıda iki tarafın halklarının birbirine güven duymasının sağlanmasıdır. Büyük bedellerle elde edilen bağımsızlığın, can ve mal güvenliğinin iç ve dış tehditlere karşı korunması, yani Türkiye’nin güvenlik ve garanti şartlarının devam etmesidir. Bunlar açıkça ortaya konulmadan girişilecek yeni bir çözüm arayışı baştan sonuçsuz kalacaktır. Sürdürülebilir bir çözüm de elde edilemeyecektir” açıklamasını yaptı.


Yıldırım, KKTC’de gerçekleştirilen projeler hakkında ise şunları söyledi:


“Ada’da KKTC’nin özellikle altyapının geliştirilmesi, eğitim, turizm, tarım gibi alanlarda mesafe katedilmesi için ciddi projeler yapılıyor. Potansiyel çok daha fazladır. Başbakan ve kabinesi, esas itibariyle önceliği KKTC’nin kalkınmasına, refahına, daha fazla mesai harcamayı ve toplumun beklentisi olan projeleri hayata geçirmeyi önemsiyor ve buna yönelik faaliyetlere başlamış durumdalar. KKTC, yıllar içerisinde elde ettiği demokratik siyasi kültürü ve gelişen ekonomisiyle günden güne kendini belli etmeye başlamıştır. Bu seviye, milli birlik ve dayanışma ruhunu taşıyan Kıbrıs Türk halkının cesur ve kararlı duruşuyla elde edilmiştir. Kıbrıs Türkü, demokratik kurumları, donanımlı iş gücü ile geleceği şekillendirecek vizyona, enerjiye sahiptir. Her türlü zorluğa, engellemelere rağmen gönül birliği içerisinde sürdürdüğümüz haklı mücadelede elde edilen kazanımları burada bırakmayacağız, daha da fazlasını birlikte gerçekleştireceğiz. Türkiye şartlar ne olursa olsun Kıbrıs Türkü’nün yanındadır. Ülkemizin haklı davalarına dil uzatmaya kalkışan bir takım kendini bilmez kurum ve kişilerin de bu faaliyetlerinin etkin bir şekilde kontrol altına alınması da yeni hükümet döneminde dikkate alınacak bir konudur. Ada’da ve bütün bölgede huzur ve istikrarın gelişmesi temel önceliğimizdir.”


Yunanistan’da Türk bayrağının yakılmasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Başbakan Yıldırım, “Bayrak ülkelerin onurudur, gururudur. Bayrağa yapılan bir hakaret, yakma o ülkeye yapılmış sayılır. Bunu kabul edilebilir bir yanı yoktur. Ay yıldızlı bayrağımız bizim gururumuzdur. O bayrağın uğruna canlarımızı da veriyoruz, tüm imkanlarımızı da seferber ediyoruz. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz. Başından beri söylediğimiz bir şey var. Ege denizi dostluk denizi olsun, komşularımızla dostluğumuzu, kardeşliğimizi daha da geliştirelim, düşmanlıklar azalsın, dostluklar artsın. Bu ve buna benzer provokasyonlar bu düşüncemize katkı sağlamaz” ifadelerini kullandı.


Meriç sınır bölgesinde devriye görevi sırasında Türk tarafına geçen 2 Yunan askerinin tutuklanması ve konuya ilişkin Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kamenos’un “İki Yunan askeri konusu Türkiye-AB ilişkilerini de etkiler” açıklamasına ilişkin Yıldırım, “Geçtiğimiz günlerde 2 Yunan askeri sınır ihlali yaptı ve hukuki süreç devam ediyor. Bu konuyu Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi. Türkiye ile ilgili hangi konu olsa AB’ye işi götürüp, oradan destek aramak bir alışkanlık haline geldi. AB ile olan ilişkilerimizi bu ve buna benzer yeni girişimler zerre kadar ileri götürmez, geri de düşürmez. Zaten bir düzeyde gidiyor” dedi.


Yıldırım, Kıbrıs’ın güneyinde yaşananlar hakkında ise, “Kıbrıs Adası etrafındaki her türlü doğal zenginlikler, hidrokarbon kaynakları Ada’da yaşayan gerek Kuzey’de, gerek Güney’de yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Burada tek taraflı girişilen faaliyetler asla bizim tarafımızdan hoş karşılanmaz. KKTC de bunu hoş karşılamaz” açıklamasını yaptı.


KKTC Başbakanı Tufan Erhürman ise, Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlayıp başlamayacağına yönelik soruya, “Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in cumhurbaşkanlığına tekrar seçildikten sonra yaptığı ilk açıklama, çözüm müzakere sürecinin yeniden başlaması konusunda çok katkı koyucu açıklamalar olarak değerlendirilemez. Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, daha önce hiç olmayan bir şekilde BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin de sürece katılması, hidrokarbon konusunda yaşananların bitmesi, iç politika konularının başlaması gibi bugüne kadar çok da ileri sürülmemiş bir takım konuları ön şart olarak ileri sürdü. Böyle bir noktadan hareket edilirse müzakere sürecinin kısa bir süre içerisinde başlamasını öngörmek mümkün olmaz. Anastasiadis’in bir şeyi fark etmesi gerekiyor. Bu müzakere sürecinde her şeyden önce Kıbrıs Türkleri’nin siyasi eşitliğinin kabul edilmesi olmazsa olmaz meseledir. Böyle bir noktaya gelinirse elbette müzakere süreci başlayabilir. Ama şu andaki işaretler, Anastasiadis’in ilk yaptığı açıklamalardaki işaretler bu konuda çok da umut verici görünmüyor” cevabını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Selçuklu mirası bin 100 yıllık tarihi kale turizme kazandırılıyor Tarihi eserlerin ihyası ve restorasyonu konusunda önemli çalışmalar yürüten Çorum Belediyesi, tarihi kalenin restorasyon çalışmalarına devam ediyor. Çalışma kapsamında kalenin bedenlerinin restorasyonu, aydınlatma çalışması ve kale etrafının drenaj hattı yapılacak. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler neticesinde hazırlanan protokol, geçtiğimiz temmuz ayında Çorum Valiliği ve Çorum Belediyesi arasında imzalanmıştı. Protokole göre restorasyon maliyetinin yarısı bakanlık, yarısı da Çorum Belediyesi tarafından karşılanacak. Şehrin en önemli tarihi yapıları arasında yer alan Çorum Kalesi’nin restorasyon ihalesini kazanan yüklenici firma çalışmalarına devam ediyor. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, şehrimizin kültürel varlıklarının korunması adına çok önemli bir adımı attıklarını belirterek, Selçuklu mirası olan 1100 yıllık Çorum Kalesi’nin şehrimizin en önemli tarihi eserlerinden birisi oldu olduğuna vurgu yaptı. Tarihi kalenin Çorum’un kimliği ve geleceği açısından son derece önemli bir yapı olduğunu ifade eden Başkan Aşgın, “Şu anda beden yüzeylerinde derz temizliği yapılıyor, özgün derz içeriği ve görseline ulaşmak için numuneler hazırlandı. Danışman hoca ile 1 numune üzerinde mutabık kalındı, derzi temizlenen yerlerde taşlarda eksiklik yok ise derz imalatı yapılacak. Eksiklik olan yerlerde taş onarımı yapılacak.” dedi. Başkan Aşgın, restorasyonunun yüzde 50’sinin Çorum Belediyesi, yüzde 50’sinin ise Kültür ve Turizm Bakanlığı hibesiyle karşılanacağını sözlerine ekledi.
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.