POLİTİKA - 21 Eylül 2017 Perşembe 15:51

Başkent’te Erzurum günleri

A
A
A
Başkent’te Erzurum günleri

Erzurum Valiliğinin öncülüğünde Erzurum Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla Ankara’da düzenlenen Erzurum günleri etkinliği Atatürk Kültür Merkezinde başladı.

Erzurum Valiliğinin öncülüğünde Erzurum Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla Ankara’da düzenlenen Erzurum günleri etkinliği Atatürk Kültür Merkezinde başladı.


21-24 Eylül tarihleri arasında ziyarete açık olan etkinliklerin açılışına Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Eski İçişleri Bakanı Bursa milletvekili Efkan Ala, Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, milletvekilleri, bakan yardımcıları, ilçe belediye başkanları, STK temsilcileri ve Ankara’da yaşayan Erzurumlular katıldı.


“Erzurum yeni bir sıçramanın eşiğinde”


“Erzurum bizim bilim, kültür, medeniyet hayatımıza yaptığı katkılar nedeniyle her bir gencimizin çok iyi bilmesi gereken bir merkezdir” ifadelerini kullanan Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Erzurum’u görmeyen ‘ben Türkiye’yi gezdim’ demesin. Erzurum’un tanıtımı çok önemli. Erzurum tarihi her dönüm noktasında önemli şehirlerimizden birisi. İstiklal Harbi’nin en kritik anlarına şahitlik etmiş şehrimiz Erzurum’dur. Geçtiğimiz günlerde Erzurum’un kurtuluşu vesilesi ile bir twet attım. Erzurum’un kurtuluşunu kutladım, şehitlerimize rahmet diledim. Özellikle Kazım Karabekir Paşa’nın da ismini andım. Sosyal medyadan birileri yazıyor, ‘Atatürk’ü niye anmadın?’ Kazım Karabekir’i Atatürk’ten, Fevzi Çakmağı Refet Paşa’dan, Ali Fuat Cebesoy’u İsmet İnönü’den ayırmak mümkün mü? Eğer Erzurum Kongresi olmasıydı İstiklal Harbi olur muydu, Erzurum Kongresine gidilmişken o sürede İstanbul’dan gelen telgraf dolayısıyla Atatürk’ün tutuklanması ve İstanbul’a gönderilmesi İstanbul hükümeti tarafından istendiğinde Kazım Karabekir Paşa’nın ‘Paşam, İstanbul işgal altındadır, padişahımız esaret altındadır, bu emrin bizim için hiçbir geçerliliği yoktur. Siz bizim komutanımızsınız. Erzurum ve 15. Kolordum emrinizdedir’ demeseydi acaba Kurtuluş Savaşı o günkü seyrinde gider miydi? Şimdi değerlerimizi birbirine karşı mı tutacağız, yoksa her bir değerimize de sahip mi çıkacağız? Bizi biz yapan tüm değerlere hep birlikte sahip çıkmayız. Erzurum bütün değerlerimize sahip çıkmanın sembol şehirlerindendir. Erzurum’dan destek almayan Türkiye’yi yönetemez. 1950’de Demokrat Parti Erzurum’dan destek aldığı için iktidar oldu, 1965’te Demirel Erzurum’dan destek aldığı için, 1983’te merhum Özal Erzurum’dan destek aldığı için, 2002’de Cumhurbaşkanımız Erzurum’dan destek aldığı için iktidar oldu. İktidar olmak isteyenlere tavsiyemiz, önce Erzurum’dan destek alın. Türkiye’nin sembol şehirleri vardır, o şehirler iktidarı belirler. Erzurum böyle bir şehirdir” dedi.


AK Parti iktidarı döneminde Erzurum’un büyük yatırımlar aldığının altını çizen Fikri Işık, “Şimdi Erzurum yeni bir sıçramanın eşiğinde. Önümüzdeki günlerde gerekli açıklamalar yapılacak ve Erzurum sağlık sektörü başta olmak üzere belli alanlarda Türkiye’nin üretim üssü haline gelecek. Bununla ilgili çalışmalarımızı bitirdik, yakında bu program başlayacak. İşte o zaman Erzurum’u tutana aşk olsun” ifadelerini kullandı.


Damadının Erzurumlu olduğunu da belirten Işık, “Artık damattan dolayı bizde de Erzurumluluk var” dedi.


“Erzurum’un yeri de Türkiye’de ilk 10 il arasında olmalı


Erzurum’un, Türkiye’nin Osmanlı’nın mirasçısı olarak yeryüzünde diğer ülkeler arasında hak ettiği yeri alması bakımından üzerine düşen her şeyi yaptığını kaydeden Eski İçişleri Bakanı Bursa milletvekili Efkan Ala, “15 yılda bir Türkiye, 3 Türkiye oldu. 3 kat büyüdü Türkiye, Erzurum yine doğru yerde. Erzurum bu yatırım ikliminin, kalkınma ikliminin, bu güçlenmenin oluşmasında kendi üzerine yaptı, doğru yerde durdu. Artık kendi hakkına düşeni de almak için epeyce bir çalışma göstersin. Arzu ediyoruz ki, 10 il saydığımızda ekonomik gelişme bakımından Erzurum 10 ilin arasında olsun. Erzurum’un yeri de Türkiye’de ilk 10 il arasında olmalı. 100 yıl önce Osmanlı’nın üzerinde kara bulutlar dolaştıranlar, şimdide Türkiye’nin etrafında o karabulutları dolaştırıyorlar. Hep birlikte oluşumuz bu kara bulutların Türkiye’ye uğramasının önündeki en büyük engeldir. Ortadoğu ve etrafımız yanıyor. Biz oralarda yangın söndürenlerdeniz, yangını söndürmek için de elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’nin buralarda üzerine düşen inisiyatifi alabilmek için istikrarını sürekli bir şekilde sağlaması lazım. Önümüzdeki yıllar çevremizdeki olup bitenler bakımından bugünden daha kritik olacak. Biz bunları bugüne kadar aştığımız gibi birliktelikle aşacağız. Bizi hesaba katmadan hesap yapanlar bilsinler, bu millet dikkate alınmadan nasıl ki tarih yazılamazsa bu millet hesaba katılmadan insanlığın geleceği de kurulamaz” diye konuştu.


“Hem Türkiye’den hem de Türkiye dışından büyük yatırımcılar talepte bulundular”


Cazibe Merkezleri Projesi kapsamında Erzurum’a 20 milyar liranın üzerinde bir yatırım talebi oluştuğunu kaydeden Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, “Biz Erzurum’un mahalli idarecileri olarak alt yapı hizmetlerini tamamladık, arsalarımızın tahsislerine başladık, bakanlığımız da bu yatırımları bir an önce sonuçlandırırsa Erzurum çok yakın bir zaman sonra Doğu Anadolu’nun en büyük sanayi şehri olmaya adaydır. Erzurum’a hem Türkiye’den hem de Türkiye dışından büyük yatırımcılar talepte bulundular, arsalarını temin ettiler, yatırım için Kalkınma Bankasının onayını bekliyorlar” şeklinde konuştu.


“Dadaş’ın kararlılığını, yiğitliğini, mertliğini dünyaya tanıttığımız gibi o da tanıyacak”


Erzurum nüfusunun 6 katının diğer illerde yaşadıklarını belirten AK Parti Erzurum milletvekili Orhan Deligöz, “Erzurum Türkiye tarihinde mihenk taşıdır. Erzurum Kongresi’ni hatırlayınız. Ülkenin kurtuluşunun ilk toplantılarından birisi Erzurum’da yapılıyor ve belli kararlar alınıyor. Bu kararlardan birincisi ‘Türk milleti manda ve vesayeti kabul etmez’, ikincisi ‘vatan bir bütündür bölünemez.’ Buradan Barzani’ye sesleniyorum, ey Barzani Erzurum’u, Dadaş’ı tanımamışsın sen. Kerkük’te referandum yapacakmış, yap bakalım görelim. Erzurumlu Dadaş’ın kararlılığını, yiğitliğini, mertliğini dünyaya tanıttığımız gibi o da tanıyacak” ifadelerini kullandı.


“Erzurum yaşanabilecek şehirlerden birisi”


Şehrin tanıtımının önemine değinen ve Erzurum’un Türkiye’nin kadim şehirlerinden birisi olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun yeniden ayağa kaldırılması lazım. Bu kadar gelişen, hareketli bir ülkenin diğer alanlarda arzu edilen konumu yakalaması gerekiyor. Her şeyi ithalata dayandırarak ayakta kalmamız mümkün değil. Ülke olarak üretmek zorundayız. Ülkemizin nüfusunun önemli bir bölümü genç. Bizlerden iş, aş, gelecek istiyor. Bunlara bu geleceği sunacak iş ortamlarının da hazırlanması gerekiyor. Bu startın verilmesini bekliyoruz. Erzurum gibi, diğer vilayetlerimiz artık devlete yük olmamalı. Devletten aldığından fazlasını devlete verir hale gelmeli. Bunu yaptığımız zaman göç hareketi duracak ve büyükşehirlerimiz rahatlayacak. Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa yaşanmaz hale geldi. Her kalkan şehrini terk edip oralara gidiyor. Bu tanıtım günleri de bunun için önemli. Erzurum yaşanabilecek şehirlerden birisi. Yazı serin ve rahat, kışı ılık ve güzel. Böyle bir şehirde iş, aş ortamını oluşturabilirsek insanlarımız ve Erzurum dışında olan insanlarımız yaşamanın huzuruna varacaklar” açıklamasında bulundu.


Açılış programında yöresel halkoyunları gösterileri sunulurken, yerel sanatçılar da konser verdi. Davetliler, açılışın ardından kurulan çadırda cağ kebabı yedi. Efkan Ala, AKM’de kurulan Erzurum’un yöresel ürünleri stantlarını gezerek hemşerileri ile hasret giderdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.