GENEL - 30 Nisan 2017 Pazar 12:24

Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi kapsamında 30 oturumda 42 uzman konuşmacı yer aldı

A
A
A
Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi kapsamında 30 oturumda 42 uzman konuşmacı yer aldı

İki gün süren Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin kapanış konuşmasını yapan ATO Başkanı Gürsel Baran, “Cennet vatanımızın, aziz milletimizin daha zengin, daha güzel yarınları için bizler de durmadan dinlenmeden çalışıyoruz” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirveye verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

İki gün süren Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin kapanış konuşmasını yapan ATO Başkanı Gürsel Baran, “Cennet vatanımızın, aziz milletimizin daha zengin, daha güzel yarınları için bizler de durmadan dinlenmeden çalışıyoruz” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirveye verdiği destekten dolayı teşekkür etti.


Ankara Ticaret Odasının (ATO) düzenlediği ve sunuculuğunu Mesut Yar’ın yaptığı Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nde “Ayhan Sicimoğlu’nun Gezi Notları: Geldim, Gördüm, Yedim” başlıklı oturumda Ayhan Sicimcioğlu, İtalya’nın coğrafi işaretli ürünleri balzamik sirke ve parmesan peyniri hakkında ilginç bilgiler paylaştı. Sicimoğlu, İtalya’nın Modena bölgesinde evlerin çatı katlarında en az 12 yıl bekletilerek üretilen balzamik sirkenin 100 mililitresinin bin dolara satıldığını anlattı. Sicimoğlu, Modena’da babaların kız çocukları doğar doğmaz üzüm suyunu çatı katındaki fıçılarda bekletmeye başladıklarını ve evlenirken kızlarına çeyiz olarak verdiklerini söyledi.


“Tarladan Sofraya Coğrafya Türküleri” isimli oturumda konuşan ekonomist, para dedektifi Cem Seymen ise “Coğrafi işaret tarihi de korur. Tüm dünya 500 nüfuslu Rokfor kasabasının peynirini nasıl tanıyor?” diye konuştu.



“Rokfor’un tarihi 1600’lü yıllara dayanıyor”


Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan da “Bir Baş Sarımsak ile Coğrafi İşaretlere Baş Koymak” başlıklı oturumda, Türkiye’nin coğrafi işaret konusunda geç kaldığını, Fransa’da “Kralların peyniri, peynirlerin kralı” olarak bilinen Rokfor peynirinin geçmişinin 1600’lü yıllara dayandığını anlattı.



Anzer balının kilosu 900 lira


Moderatörlüğünü Fransa Büyükelçiliği Tarım Müsteşarı Pierre Autissier’in yaptığı “Nedir Bu Coğrafi İşaretler?” başlıklı oturumda Türk Patent ve Marka Kurumu Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanı Hakan Kızıltepe, coğrafi işaretin yöresel ürünlerin ekonomik değerini artırdığını belirterek, Anzer Balı’nın kilosunun 900 liradan satıldığını söyledi. Türkiye’nin de kurucuları arasında yer aldığı Dünya Coğrafi İşaretli Ürünler Birliği OriGIn’in Fransa Temsilcisi Christian Amblard ise coğrafi işaretin sürdürülebilir kalkınmanın aracı ve tüketiciyi koruma yöntemi olduğunu bildirdi. WIPO Lizbon Tescil Müdürü Alexandra Grazioli de uluslararası tanınmış ürünleri daha geniş kitlelere yaygınlaştırmak istediklerini belirtti.



Yöresel ürünlerin yıldızları


“Ülkesel Coğrafi İşaretler, Küresel Başarılar” başlıklı oturumun moderatörlüğünü yapan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülkü Karakuş, “Coğrafyanın kader olduğu gerçeğiyle bu topraklarda yaşıyoruz. 85 kuruşa satılacak ürünü coğrafi işaretli hale getirince ederi 10 katına çıkıyor” dedi.


Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülken ve Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç konuşmacı olduğu oturumda, Avrupa Birliğinden tescil alan Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısının tescil süreçleri ele alındı.



Perakendeci gözünden coğrafi işaret


Türkiye Perakendeciler Federasyonu (PERDER) Başkanı Mustafa Altunbilek, “Coğrafi İşaret: Bir Markadan Daha Fazlası” başlıklı oturumda, coğrafi işaretli ürünlerin marka olmaktan öte bir değer taşıdığına dikkati çekti. Altunbilek, “Ülkemizin bu konuda çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Gerek doğasıyla gerek kültürel zenginliği ile dünyada eşi benzeri olmayan bir ürün çeşitliliğine sahip” dedi.


Altunbilek, coğrafi işaretli ürünlerin tüketici sağlığı açısından daha güvenilir olduğunu da vurguladı.



Kadir Çöpdemir: “Lezzet dedektifi olmak istiyorum”


Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin ikinci gün konuğu olan ünlü radyocu Kadir Çöpdemir, yaptığı sunumla izleyicilere keyifli dakikalar yaşattı. “Lezzet dedektifi” olmak istediğini söyleyen Çöpdemir, “Tekerlek icat edildiğinde medeniyet başladı diyorlar ama bence yeme içmenin icadıyla başladı” diye konuştu.



Petrolden değerli


TOBB Patent ve Marka Vekilleri Meclisi Başkanı Kaan Dericioğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Türkiye’de coğrafi işaretlerin sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı. Panelde, YÜCİTA Kurucu Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Türkiye’nin coğrafi işaret potansiyelinin petrolden daha değerli olduğunu söyledi. Tekelioğlu, Türkiye Coğrafi İşaret Enstitüsü kurulması ve coğrafi işaretle ilgili ayrı bir yasa çıkarılması gerektiğini belirtti. Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Güneş de coğrafi işaretli ürünlerin festivallerde tanıtılması, Milli Tarım Projesi’nde Cİ’nin etkin bir şekilde yer alması ve satış ofisleri kurulması gerektiğini kaydetti. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçak Yıldız ise Ocak ayında çıkan Sınai Mülkiyet Kanunu sayesinde coğrafi işaretle ilgili düzenlemelerin hız kazandığını ve tescil mekanizmasının kolaylaştığını vurguladı. Kars Kaşarı Üreticisi İlhan Koçulu, ilgili kurumlar arasında koordinasyon olması ve üreticilerin örgütlenmesi gerektiğini bildirdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Teşkilatlanma Daire Başkanı Lokman Ramazanoğlu, Coğrafi İşaretlerde Farkındalığın Artırılması Projesi’nden söz etti.



Ulusal logoya ihtiyaç var


Panelde konuşan CarrefourSA Gıda Kategori Direktörü Ayşin Işıkgece, coğrafi işaretli ürünleri diğerlerinden ayırma konusunda sorun yaşandığını, acilen ulusal logoya ihtiyaç olduğunu, küçük üreticilerin tek çatı altında bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı. Metro Toptancı Market Meyve ve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan, ürünlerin gerçekliğiyle ilgili sorunlar olduğunu bildirdi.


Ankara Üniversitesi Zootekni Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Gürsel Dellal moderatörlüğünü yaptığı “Ankara’nın En Değerli İşaretleri” konulu oturumda, Ankara Keçisi hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Aynı oturumda söz alan Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Ayşem Yanar ise Ankara’nın coğrafi işaret potansiyeli taşıyan yöresel el sanatları hakkında konuştu. Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ufuk Tansel Şireli, ATO ile birlikte Ankara Erkeç Pastırması, Ankara Döneri, Ankara Tavası ve Ankara Simidi için coğrafi işaret başvurusunda bulunduklarını söyledi. Oturuma FAO Yatırım Merkezi Ekonomisti Emilie Vandecandelaere de katıldı.


Zirveye Şef Rafet İnce, AB Delegasyonu Tarım ve Balıkçılık Sektör Yöneticisi Nermin Kahraman, ETÜDER Başkanı Melih Şahinöz, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Işık, Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Kars Kaşarı Tescil Araştırmacısı Prof. Dr. Mitat Şahin, YÜCİTA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selim Çağatay, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Tahakkuk Koordinatörü Cihan Karahan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan Yüksek Mühendis Mehtap Aydınlı, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Dokuzlu, TSE Belgelendirme Merkezi Başkanı Alper Veyisoğlu, Gastronomi Uzmanı Şef Vedat Başaran, Şef Ali Ronay, Şef Mustafa Otar, FoodinLife Gastronomi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen, INAO Önceki Genel Müdürü Jean-Louis Buer, Comte Peyniri Mesleklerarası Yönetim Komitesi Başkanı Claude Vermot-Desroches de konuşmacı olarak katıldı.


Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi, ekmek uzmanı Mine Ataman’ın sunumunun ardından Ankara Olgunlaşma Enstitüsü’nün yöresel giysiler defilesiyle son buldu. Defileyi, Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu ile ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran birlikte izledi.



Baran’dan Cumhurbaşkanına ve hükümete teşekkür


ATO Başkanı Baran, zirvenin kapanışında yaptığı konuşmada, şunları söyledi:


“Bu ülke bu topraklara, insanlarımıza sevdalılar tarafından yönetiliyor. Türkiye sahip olduğu bu güçle aydınlık, pırıl pırıl bir geleceğe devletiyle milletiyle el ele gönül gönüle kararlılıkla yürüyor. Cennet vatanımızın, aziz milletimizin daha zengin, daha güzel yarınları için bizler de durmadan dinlenmeden çalışıyoruz. Zirvemize verdikleri destekten ötürü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım başta olmak üzere tüm hükümet üyelerimize kalbi şükranlarımı sunuyorum.”


Baran, başarılı sunumundan dolayı teşekkür ettiği Mesut Yar’a el sanatları ürünü vazo hediye etti.


İki gün süren Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi kapsamında 30 oturumda 42 konuşmacı yer aldı. Yoğun katılımla gerçekleşen oturumlarda, çekilişle 5 kişiye tablet hediye edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.