POLİTİKA - 14 Mart 2018 Çarşamba 22:27

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bizim için teröristin konumu neyse bunların konumu da o”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bizim için teröristin konumu neyse bunların konumu da o”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sağlık çalışanlarına şiddet konusunda, “Size kalkan elleri affetmek mümkün değil.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sağlık çalışanlarına şiddet konusunda, “Size kalkan elleri affetmek mümkün değil. Bunların teröristten hiçbir farkı yoktur. Bizim için teröristlerin konumu neyse bunların konumu da odur” dedi.


14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle doktorları ve sağlık çalışanlarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet girişimlerine tepki göstererek, bu tür girişimde bulunanların teröristlerle aynı olduğunu belirtti.



“Size kalkan elleri affetmek mümkün değil”


Sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı tebrik ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her an tıp bayramıdır. Hangi an doktora ihtiyacımızın olacağı belli değil, öyleyse her an Tıp Bayramı” diye konuştu.


Sağlık çalışanlarına şiddet konusunu değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Size kalkan elleri affetmek mümkün değil. Bunların teröristten hiçbir farkı yoktur. Bizim için teröristlerin konumu neyse bunların konumu da odur” şeklinde konuştu.


Sağlık çalışanlarının Mehmetçik ile birlikte cephede mücadele ettiğinin altını çizen Erdoğan, Çanakkale Savaşı’ndan, Sarıkamış’tan örnekler vererek, “Benim dedem de orada donarak öldü. Sarıkamış’ta karın altından çıkartılan askerlerimizden bazılarının çıplak olduğu görülür. Çünkü ayaklarındaki çarıklar bile yoktu, üstleri de çıplaktı. Tüfekleri, ona sarıymış şekilde donarak şehit olmuşlar. Şimdi elhamdülillah askerlerimiz her türlü koşullardaki donanıma haiz giysileri ile arazideler. Ne gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Çünkü onlar bu vatan için feda-i can ediyorlar” ifadelerini kullandı.



“Geri adım yok, sonuna kadar”


Terör örgütleri ile yurt içinde ve yurt dışında yapılan mücadeleye ilişkin konuşan Erdoğan, “Güneydoğu’da bu teröristler okullarımızı bombaladı, yaktı, hastanelerimizi yaktı, bombaladı, sen tedavi olacaksın, yakınların tedavi olacak, ‘ben Kürtlerin temsilcisiyim’ diyorsun geliyorsun Kürt kardeşimin tedavi olduğu hastaneyi yakıyorsun, Kürt kardeşimin eğitim aldığı okulu yakıyorsun. Bunlar cahil, vahşi. Bunların Afrin’den olanlardan ne farkı var. PYD/YPG, biz hep ne diyoruz, Amerika bak, bunlar PKK’nın ta kendisidir. ‘PKK’ya terör örgütü olarak tanıyorum’ diyorsun ama senin askerin, subayın PYD’ye Amerika’nın kokartını takıyor ve onunla kol kola benim askerime karşı savaşıyor. Geri adım yok, sonuna kadar. Zeytin Dalı Harekatı sırasında görevleri gereği geride kalmaları gerekirken, tüm sorumluluğu üstlenerek, hatta ısrar ederek cephe hattına koşan Yelda hemşiremiz gibi, her biri özveri abidesi çok sayıda acil sağlık personelimiz olduğunu biliyoruz. Çığ altında kalan askerlerimize yardım için gittiği dağda, onları kurtardıktan sonra kendisi 12 saat boyunca mahsur kalan doktor Samet Akar gibi kardeşlerimiz olduğunu biliyoruz. 2015 yılındaki hadiseler sırasında çatışma bölgesinin içinde kalan görev yaptığı hastaneyi terk etmeyen doktor Ömer Faruk Bilen gibi nice kardeşlerimiz olduğunu biliyoruz” dedi.



“Bu tür saldırıların failleri yarın hangi yüzle aynı kişilerin önüne şifa aramak için çıkar”


Sağlık görevlilerine uygulanan şiddete ilişkin konuşan Erdoğan, “Bizi en çok hususlardan birisi de sağlık camiamıza yönelik şiddet ve saldırı haberlerini duymaktır. Geçtiğimiz aylarda Giresun’da görev yaptığı hastanede ruh sağlığı bozuk bir hastası tarafından vurularak şehit edilen doktor Ali Menekşe’ye özellikle Allah’tan rağmen diliyorum. Hiçbir acı, hiçbir mazeret insanlara hizmet vermek için çalışan doktora, sağlık personeline sözlü tacizde bulunulmasını, hele hele fiziki saldırı yapılmasını haklı gösterilemez. Bu tür saldırıların failleri yarın hangi yüzle aynı kişilerin önüne şifa aramak için çıkar. Sağlık çalışanlarımızın daima yanlarında olduğumuzun, onlara yönelik hiçbir saldırıya müsamaha göstermeyeceğimizin bilinmesini istiyorum” diye konuştu.



“O zaten üçüncü dünya savaşının ifadesi anlamına gelir”


Zeytin Dalı Harekatı’nda etkisiz hale getirilen terörist sayısını veren ve Amerika ile koalisyon güçlerini eleştiren Erdoğan, “Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 486’ya çıktı. Afrin’e iyi yaklaştık. Çünkü bizim derdimiz işgal değil, bizim derdimiz bu terör koridorunu teröristlerden tamamen temizlemektir. Temizleyeceğiz ki, bizim sınırlarımız rahat olsun. 911 kilometre sınırımız var, kolay değil. Amerika’nın burada sınırı mı var, koalisyon güçlerinin burada sınırı mı var, ne işlere var burada, niye geliyorlar buraya, kimi korumaya geliyorlar? Suriye zaten şuanda Rusya ile beraber hareket ediyor. Öyleyse koalisyon güçleri kiminler hareket ediyor, söyleyeyim, YPG ve PYD. İlk anlarda 5 bin tır buraya silah getirdiler. 2 bin kargo uçakları ile mühimmat getirdiler. Onların bu kadar silah getirdikleri yere biz Kızılay’ımızla, AFAD’ımızla, Diyanet Vakfı’mızla insani yardım taşıyoruz. Bunları kendilerine söyledik. Sayın Tillerson’a bunu özellikle anlattım, ‘bu silahları buraya kime karşı getiriyorsunuz, bu sınırın ötesinde sadece biz varız, bunları buraya niye getiriyorsunuz?’ İnanır mısınız ses yok. Ama 20 tane üs kurdular buraya. Bu üsler burada niye var. Akla iki şey geliyor, ya Türkiye, ya İran. Herhalde Rusya’ya karşı bu işi kullanacak değil. O zaten üçüncü dünya savaşının ifadesi anlamına gelir. Bunları hep konuşuyoruz” şeklinde konuştu.



“Siz doktorlarımızdan da bu konuda yardım istiyorum”


Başarılı olan doktorların yurt dışında aldıkları eğitimin ardından tekrar ülkelerine dönmesini isteyen Erdoğan, “Buradan bir yerlere sinyal veriyorum. Şükrü hocam, Murat hocam, artık oralarda işiniz bitti, dönün ülkenize” diye konuştu.


Genç nüfusa dikkat çeken Erdoğan, “Eğer nüfusumuz yaşlanırsa bu millete yazık olur. Bazıları bizim üç çocuk tavsiyemize kendilerince istihza ile yaklaşıyor. Ama nüfusumuz millet olarak zen büyük gücümüzdür, bunu korumak zorundayız. Siz doktorlarımızdan da bu konuda yardım istiyorum. Genç dinamik nüfus, asıl sermaye budur. Bir ekonomistim ben. Ülkelerin kalkınmasında bize ekonomide dört madde sayarlardı; insan, emek, sermaye, üretim. Ben siyasette bunu teke indirdim. Başarının sırrı sadece insandır” şeklinde konuştu.


Şehir hastanelerine ilişkin konuşan Erdoğan, “Bu benim aşkımdır, şehir hastanelerimiz. Belediye Başkanlığı döneminden bu benim geleceğe yönelik projelerim içindeydi. Elhamdülillah buna başladık. Birinci derecede 30 büyük şehrimizde bunların olması şart. Ondan sonra sıra sıra diğer şehirlerimize bunları küçülterek devam ettirmek. Bu projeyi geleceğin sağlık modeli olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.


Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Kurulu tarafından takip edilen sağlıkta yerli üretim konusunu önemsediklerini kaydeden Erdoğan, “Son zamanlarda atılan ve ilaçta yerlileşme anlayışımızla asla uyuşmayan bir takım adımların da en kısa sürede düzeltileceğini ümit ediyorum. Türkiye yerli ilaç sanayinin önünün kesilmesi pahasına küresel ilaç sektörünün önünü açarak milyarlarca dolarını havaya savuracak bir ülke değildir. İlaç meselesinin yerli bir kara deliğe dönüştürülmesine kesinlikle izin veremeyiz. Kurulumuzun da gayretleri ile bu konuda önümüzdeki dönemde çok önemli adımların atılacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.



“Bu konuda hükümetimizin programı içinde”


Sağlık çalışanlarına müjde veren Erdoğan, “İnşallah tüm sağlıkçılarımızın, özellikle de yıpranma payı konusunu Sayın Başbakanımızla paylaştım. Bu konuda hükümetimizin programı içinde. Bir diğer konu da emeklilik ile ilgili sorunların bu paket içinde halli hususunu hükümetimiz yine masaya yatırmış vaziyette” dedi.



“Vatan söz konusu olduğunda sağlık çalışanları meseleye ‘savaş halk sağlığı sorudur’ diye yaklaşmamıştır”


Sağlık çalışanlarının milletin bekası söz konusu olduğunda meseleye ‘savaş halk sağlığı sorunudur’ diye yaklaşmadığını söyleyen Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Hiçbir sağlık çalışanı vatan savunması, milletin bekası söz konusu olduğunda meseleye ‘savaş halk sağlığı sorudur’ diye yaklaşmamıştır bugüne kadar. Teröre karşı ülke savunması için milli iradenin aldığı kararı tartışılır kılmaya kalkışmak en hafif ifade ile bozgunculuktur” dedi.


Sağlık çalışanlarına yapılan saldırılara değinen Bakan “Sağlık çalışanlarımıza şiddeti kınıyoruz, kendimize yapılmış sayıyoruz. Daha etkin yasal tedbirleri almaya devam edeceğiz” diye konuştu.


Zeytin Dalı Harekatı’nda görev yapan uzman doktor Eren Usul, kıdemli hekim Prof. Dr. Şükrü Emre programda birer konuşma yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu’ndan ilk ziyaret Bandırma Ticaret Odası ve Erdek Ticaret Odası arasında imzalanan iş birliği protokolü ile oluşturulan “Kapıdağ Turizm Geliştirme Komisyonu” ilk ziyaretini Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya gerçekleştirdi. Yeni oluşan komisyonunun ilk hedefinin sezon öncesinde Erdek ile ilgili farkındalığı en üst seviyeye getirerek, turizmde verimli bir sezon geçirmek olduğunu belirten Erdek Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Uz, bundan sonraki süreçlerde akademi ve turizm sektörünün aktörleri ile iş birliği içerisinde bölgenin tanıtımına yönelik gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti. Komisyonun yol haritası ile ilgili Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya bilgi veren Bandırma Ticaret Odası Başkanı Adem Yılmaz ise bölgenin turizm payının artması için her türlü iş birliğine hazır olduklarını dile getirdi. “Erdek Körfezi Marmara Denizi’nin En Temiz Körfezi” Komisyon üyelerine Marmara Denizi ile ilgili son bilgileri veren Prof. Dr. Mustafa Sarı; Marmara Denizi’nde bulunan körfezler içerisinde en temiz körfezin Erdek Körfezi olduğunu, dünyada yaşayan tek pinaların bu bölgede bulunduğunu ve pinaların dünya koruma listesinde olan çok özel bir canlı türü olduğunu belirtti. Denizi temizlemede doğaya muhteşem katkıları olan pinaların korunarak bu alanda çoğalmasının sağlanması gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, işletmelerin bu konuda azami dikkat göstermesi gerektiğini dile getirdi. Yapılan bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti de ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, protokol kapsamında yapılacak etkinliklere destek vereceğini belirtirken, bundan sonra gerçekleştirilecek etkinlikler ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.
Balıkesir Vali Ustaoğlu Karesili Muhtarlarla Buluştu Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir’in Karesi İlçesi’ne bağlı mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu’nun yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, kurumların bölge ve il müdürleri, muhtarlar ve ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Karesi Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş yapılan ve planlanan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda konuşan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da önemli paydaşları olan muhtarlarla belediye olarak işbirliği içinde çalışmalara devam edeceklerine değindi. Toplantının devamında J.Yrb. Samet Ali Kılıçoğlu İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen çalışmalar, polis memuru Ayşegül Bayındır ise İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar ilgili sunum yaptılar. Ustaoğlu, “Muhtarlar Devletin Gören Gözüdür” Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Vali İsmail Ustaoğlu, muhtarlık kurumunun devletle vatandaş arasında bir köprü olduğuna vurgu yaptı. Ustaoğlu, “Muhtarlık müessesesi çok önemli bir konumdadır. Vatandaşla devlet arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Muhtarlarımızın devletimizin gören gözü, işiten kulağı ve merhametli elidir.” diye konuştu. Toplantıda yapılan sunumlarda bilgi verilen konulara değinen Vali İsmail Ustaoğlu telefon dolandırıcılığına karşı özellikle yaşlı vatandaşların uyarılması konusunda muhtarlardan destek beklediğini söyledi. Vali Ustaoğlu vatandaşların gerekirse tek tek ziyaret edilerek bu dolandırıcılık yönteminin anlatılmasını, gerekli uyarıların yapılmasını dile getirdi. Uyuşturucuyla mücadele noktasında da muhtarlardan destek beklediğini ifade eden Ustaoğlu, kurumlarla işbirliği içerisinde olarak zehir tacirlerine geçit verilmemesi için çalışmaların hassasiyetle yürütülmeye devam edeceğini belirtti. Değerlendirmede havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yangın riskinin arttığını dile getiren Vali Ustaoğlu, muhtarların vatandaşlara hatırlatmalarda bulunmasını istedi. En ufak bir yangın durumunda vatandaşların ivedi olarak ilgili birimleri bilgilendirmesine yönelik duyarlılığın büyük yangınların önüne geçilmesine önemli katkı sağladığını sözlerine ekledi. Görevlerine yeni seçilen muhtarlara hayırlı olması temenni eden Vali Ustaoğlu, devam eden muhtarlara da çalışmalarında başarılar diledi.
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.