POLİTİKA - 24 Nisan 2024 Çarşamba 18:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları gündemimizden çıkaralım istiyoruz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları gündemimizden çıkaralım istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Almanya ile savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyoruz. Engelleri değil bundan sonra ortak üretimi konuşacağımızı umuyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier ile ortak basın toplantısında konuştu. Türkiye’yi ve Türkleri yakından tanıyan Sayın Steinmeier’in İçişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’yi birçok kez ziyaret ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak bugünkü ziyareti cumhurbaşkanı olarak ülkemize yaptığı ilk ziyaret olması ve Türkiye-Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yılının tekabül etmesi bakımından ayrıca değerli bir ziyaret konumuzdur” dedi.


Beşeri bağlarla bugüne kadar hep güçlenen Türk-Alman dostluğunun kuvvetlenerek gelişmeye devam edeceğine inandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli dostum Steinmeier ile ilişkilerimizi ilerletme konusunda bizimle hem fikir olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle Almanya’ya ve Alman halkına 6 Şubat depremlerinde milletimizle sergiledikleri dayanışma için tekrar teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Gaziantep’e giderek Almanya’nın katkısıyla inşa edilen ilkokulumuzu ve Nurdağı konteyner kentimizi ziyareti bizleri ayrıca mütehassıs etmiştir” diye konuştu.


Bugün gerçekleştirdikleri görüşmelerde ülkeler arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO müttefikimiz Almanya’yla güvenlikten ekonomiye, kültürden bilime her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. 50 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizi dengeli biçimde, 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Karşılıklı yatırımların arttırılmasına bu bakımdan özel önem veriyorum” değerlendirmesini yaptı.



"Türkiye ve Almanya’nın bilhassa savunma alanında engelleri değil, bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz"


Savunma sanayi alanındaki işbirliğini de ikili ilişkilere ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusunda olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sanayinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyoruz. Türkiye ve Almanya’nın bilhassa savunma alanında engelleri değil, bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz. Turizm alanındaki işbirliğimiz de her geçen gün gelişmektedir. 2023’te Almanya’dan 6 milyonu aşkın turisti ülkemizde ağırladık. Bu rakamı daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum” dedi.


Almanya’yla ikili ilişkilerin en müstesna ortak paydası ve taşıyıcı sütununun güçlü, beşeri bağlar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan 63 yıl önce Sirkeci Garından uğurladığımız insanlarımızın sayısı 3,5 milyona ulaştı. 63 yıllık süre zarfında Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya’nın sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik hayatında kritik rolleri üstlenmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın heyetinde yer alan değerli temsilciler bunun örneğidir. Vatandaşlarımızın kültürden sanata, siyasetten bilim ve ticarete kadar her alanda önemli başarılarına şahit oluyoruz” dedi.



"İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere yönelik endişelerimiz giderek artıyor"


Alışıla gelmiş kalıpları yıkan, ön yargıları kıran, önlerine çıkan engelleri tek tek aşarak Türkiye-Almanya arasında beşeri bir köprü vazifesi gören tüm Türk vatandaşlarla gurur duyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Görüşmelerimizde Almanya-Türk toplumunu ilgilendiren konuları da ele aldık. Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyonuna önem veriyor, teşvik ediyoruz. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan yeni Alman vatandaşlık yasasını bu bağlamda atılmış kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Ancak Avrupa ile birlikte Almanya’da yükselen yabancı karşıtı, İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere yönelik endişelerimiz giderek artıyor. Solingen faciasından 31 yıl sonra benzer bir saldırı da maalesef ikisi çocuk dört kardeşimizi kurban verdik. 25 Mart tarihinde yaşanan menfur hadisenin tamamen aydınlatılması ve sorumlularının cezalandırılması noktasında beklentilerimizi paylaştım. PKK/PYD-FETÖ başta olmak üzere insanlarımızın huzurunu kaçıran ve temsilciliklerimize saldıran terör örgütleriyle mücadeleye de değindik. Müttefiklik hukukumuza zarar veren bu örgütlerle mücadelede daha etkin iş birliğine ihtiyacımız bulunuyor. Terörle mücadele hususunda Alman makamlarından daha fazla destek ve dayanışma beklediğimizi ifade ettim” şeklinde konuştu.



"Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor"


Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin de gündemimizde yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gümrük birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları Steinmeier ile ele aldıklarını kaydetti. Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı ile bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde de bulunduk. Bu vesileyle Gazze’de 200 gündür yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrımızı tekrarladık. Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin Gazze’de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor” dedi.


İsrail’in saldırıları devam ettiği müddetçe hem bölgesel, hem de küresel barışa yönelik tehditlerin arttığının herkesin farkında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İran ile İsrail arasında geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ızdırabının nesiller geçse bile unutulmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak bu konuda ilk günden itibaren kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. İnşallah bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu.


2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın finallerinin haziran ayında Almanya’da düzenleneceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Milli takımımız da bu turnuvada mücadele edecek. Turnuvada yer alacak tüm milli takımlara ve organizasyonda yer alacak ekiplere şimdiden başarılar ve kolaylıklar diliyorum” açıklamasını yaptı.



"İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum, şu anda İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu. Bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını biz ülkemize aldık burada tedavileri devam ediyor. Tabi çocuk, kadın, yaşlı bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze, Filistin yerle yeksan olmuş, her taraf yıkılmış durumda. Kaldı ki, İsrail ile Gazze, silah, mühimmat, araç-gereç zaten bunlar mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirme yapmak lazım” dedi.



“Rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz”


Batı’nın İsrail’e verdiği desteği eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail’in yanında yer alıyor. İsrail’in acımasız bu saldırıları karşısında Gazze’nin bir imkanı var mı? Yok, imkansızlıklar içinde bütün bunlara rağmen biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, bir mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz” diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları gündemimizden çıkaralım istiyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri açıklandı Akdeniz Üniversitesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen çevre alanında Türkiye’nin en uzun soluklu organizasyonlarından olan Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023’ün kazananları belli oldu. Ödüller Haziran ayındaki törenle 26’ıncı kez sahiplerini bulacak. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından, 26 yıldır düzenlenen Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023 açıklandı. Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri her yıl, Akdeniz Üniversitesi, Antalya ve Türkiye ölçeklerinde ve ayrıca Bilim Onur, Bilim Hizmet, Bilim Teşvik ve Özel Ödül kategorilerinde; doğal kaynakların ekolojik ilkelere uygun olarak kullanılmasının sağlanmasına, çevre kirliliğinin önlenmesi için stratejiler geliştirilmesine, projeler üretilmesine ve uygulanmasına, politikalar geliştirilmesine, çevre bilinci kapsamında ekolojik düşünme alışkanlığının geliştirilmesi ve yaşama biçimine dönüştürülmesine hizmet etmiş kişi, kurum ve kuruluşlara veriliyor. 2023 yılı Çevre Hizmet Ödüllerinin sahiplerine takdimi için ödül töreni 2024 Haziran ayında gerçekleştirilecek. Her yıl ilgi artıyor Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için çevresel bilincin artırılmasının son derece önemli olduğunu ifade ederek, Akdeniz Üniversitesi olarak Çevre Hizmet Ödülleri ile Türkiye çapında 26 yıldır bu bilincinin yaygınlaştırılması ve çevresel duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Rektör Özkan, “Çevre Hizmet Ödüllerine her yıl artan ilgi de bu çabanın karşılık bulduğunu gösteriyor. Anaokulundan üniversite düzeyine katılım olması bu bilincin yediden yetmişe toplumun geneline yayılmasına vesile olması anlamında ayrıca sevindirici.” dedi. Çevrenin korunmasının toplumun tamamının ortak sorumluluğu olduğunu belirten Rektör Özkan, “Bulunduğu konumda herkes elinden geldiğince çevreyi korumanın ve hatta iyileştirmenin bir yolunu bulmalı. Bu ödül töreni ile de sadece bu alana hizmet etmiş kişileri ödüllendirmiş olmuyoruz aynı zamanda örnek projeleri de yaygınlaştırmış oluyoruz. Bu anlamda çok yönlü bir kazanım sağlanmış oluyor.” diye konuştu. Rektör Özkan, ödül almaya hak kazananları tebrik ederek çevre için yapmış oldukları çalışmalardan dolayı da teşekkür etti. Herkesin sorumluluğu var Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek de, tüm vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, çevrenin geliştirilmesi, çevre sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesinin aynı zamanda tüm vatandaşların da ödevleri arasında olduğunu belirtti. Son yıllarda özellikle iklim değişikliğinin çevre üzerindeki baskıyı artırdığını ifade eden Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, iklim değişikliğine uyum, çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilirliğin hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yer alması gerektiğine vurgu yaptı. Çevrenin insan sağlığı, ekonomi ve sosyal yaşam üzerinde derin bir etkiye sahip olduğunu, gelecek nesillere sağlıklı ve dengeli bir çevre bırakmanın tüm herkesin vazifesi olduğunun altını çizen Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, 26’ıncısı düzenlenen 2023 Çevre Hizmet Ödülleri kapsamında iklim değişikliğine uyum ve çevrenin korunması kapsamında yapmış oldukları çalışmalarından dolayı ödül almaya hak kazananları tebrik ettiğini bildirdi.
Bursa Otomotiv ihracatı Nisan ayında yüzde 2 arttı Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı yüzde 2 artışla 2,75 milyar dolar oldu. Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 2,1 artışla 2 milyar 746 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatında yine birinci sırada yer alan otomotiv sektörü, ülke ihracatından aldığı pay yüzde 16,8 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dört ayında otomotiv endüstrisi ihracatı ise yüzde 5 artışla 11 milyar 876 milyon dolara ulaştı. En fazla ihracat ise yüzde 20 artışla Fransa’ya gerçekleşti. Binek otomobillerde en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya yüzde 47 ihracat artışı yaşanırken, önemli pazarlardan İspanya’ya yüzde 17, Almanya’ya yüzde 82, Hollanda’ya yüzde 90, İsveç’e yüzde 52, Fas’a yüzde 349 ihracat artışı, İtalya’ya yüzde 46, İsrail’e yüzde 13, Polonya’ya yüzde 22, Slovenya’ya yüzde 63 ihracat düşüşü yaşandı. Nisanda Fransa 400 milyon dolar ihracatla en fazla ihracat yapılan ülke oldu. Almanya 366 milyon dolarlık ihracatla ikinci büyük pazar olurken, bu ülkeye yönelik otomotiv ihracatı geçen yıla göre yüzde 5 arttı. Birleşik Krallık’a ihracat yüzde 7 artışla 260 milyon dolar oldu. Geçen ay önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 51, Romanya’ya yüzde 50, Hollanda’ya yüzde 29, Fas’a yüzde 90 ihracat artışı yaşanırken İtalya’ya yüzde 34, Polonya’ya yüzde 19, Belçika’ya yüzde 17, Slovenya’ya yüzde 48 ve Rusya’ya yüzde 11 ihracat düşüşü yaşandı. Geçen nisan ayında ülke grubunda yüzde 66 pay ile ilk sırada yer alan Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yüzde 3 azalışla 1 milyar 822 milyon dolar oldu. Diğer Avrupa Ülkeleri yüzde 12 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat yüzde 11 arttı. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 45 ve Afrika Ülkelerine yüzde 19 ihracat artışı kaydedildi.
Gaziantep 2 çocuğun öldüğü ATV kazasının davasında karar çıktı Gaziantep’te, Hüseyin Akın ile Kerim Gündoğan’ın ölümüyle sonuçlanan ve otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı ATV kazasına ilişkin davada karar duruşması görüldü. Karar duruşmasında sanık otomobil sürücüsü 3 yıl 7 ay 10 cezaya çarptırılarak tahliye edildi. Gaziantep’te Hüseyin Akın (14) ile Kerim Gündoğan’ın (14) ölümüyle sonuçlanan ATV kazasına ilişkin otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı davada karar duruşması görüldü. Tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde "Taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olmak" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı duruşmaya da SEGBİS’le bağlandı. Duruşmada, sanık Av. H. Mehmet Balcı ve Av. Mehmet Sait Bozhüyük ile Hüseyin Akın’ın aile avukatları Av. Mutlu Can Dağlı, Av. Doğan Canbolat, Av. Mustafa Edip İzol ve Av. Gizem Kaleoğlu, Av. Suat Genç yanı sıra tanıklar da hazır bulundu. "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı" Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı. Hala tutuklu yargılanıyorum. Keşke bu kaza olmasaydı. Keşke ben oradan geçmeseydim. Bir önceki duruşmada bu ateş 3 eve düştü demiştim. Bunu burada tutuklu olduğum için söylemedim.2 çocuğunun ölmesine üzüldüğüm için söyledim. 7 aydır tutukluyum. İtiraz etmedim fakat raporlarda kusursuz olduğum belli olduğu için 9 Mart günü itiraz dilekçesi yazdım. Nitekim bu kazanın kusurlu tarafı ben olsaydım söylerdim. Ben bir profesörüm yalan söylemem. Alkol almadım alsaydım söylerdim. Sabah ameliyata girdim ve dezenfektan kullandım. Kana kaç saat sonra girer. Buradakilere tıp öğretecek değilim. Telefonla konuşmadım. Konuşsaydım zaten söylerdim. Kaza olduktan sonra gelen ambulanslar 2 çocukla ilgilendi. Daha sonra gelen ambulansı 10 dakika bekledik. Ambulans geldikten sonra hastaneye gitmemiz ise 10 dakika sürdü. Çocuklar üniversiteye götürüldüğü için beni başka bir hastaneye götürdüler. Doktorları çocuklara yardım etmek amacıyla aradım. Ben bir hekimim ve insanı yaşatmaya yemin etmiş bir doktorum. Benim tutuklu kalmama alkış çalan insanlar sizin buraya topladığınız insanlar. Görgü tanıkları önce çocukların yarış yaptığı konusunda ifade verdi. Daha sonra mahkemede ifadeler değişti. Hüseyin, ters yönden geliyordu. Ben bu videoyu ilk defa izledim ve görüyorum ki bana roket gibi çarpmış. Ters yönden gelen bir sürücüyü nasıl öngörebilirim. Keşke onların hızı daha yavaş olsaydı. Hüseyin Akın’ın çok fazla asli kusuru vardır. Kazanın oluşunda etkim yok" ifadelerini kullandı. Aileler en ağır cezayı istedi Sanığın savunmasına karşı savunma yapan maktul ailelerinin avukatı ve aileler ise sanığın asli kusurlu olduğunu iddia ederek en ağır cezayı alması gerektiğini ifade etti. Sanık, 3 yıl 7 ay 10 gün cezaya çarptırılarak tahliye edildi Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık otomobil sürücüsü Volkan Kılınçoğlu’na 3 yıl 7 ay 10 gün ceza vererek tahliye edilmesine karar verdi. Karar sonrası maktullerin aileleri mahkeme salonunda göz yaşı dökerken, bazı yakınları ise sinir krizi geçirdi. Olayın geçmişi Kaza, 12 Ekim 2023’te Şehitkamil ilçesi 15 Temmuz Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, üzerinde Kerim Gündoğan (14) ile Hüseyin Akın’ın (14) bulunduğu 27 MST 04 plakalı ATV’ye, Volkan Kılınçoğlu idaresindeki 27 ARB 190 plakalı lüks araç çarpıktan sonra ATV savrularak devrildi. Feci kazada ATV’nin üzerinde bulunan 2 çocuk ağır yaralandı. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırılan 2 çocuk, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay sonrası lüks otomobil sürücüsü Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu tutuklandı.
Ankara 28 Şubat davasının görülmesine devam edildi Yargıtay’ın bozma kararı sonrası, emekli orgeneraller Orhan Yöney ile dönemin YÖK Başkanı Halil Kemal Gürüz’ün de içerisinde bulunduğu 16 sanığın yargılandığı 28 Şubat davasına devam edildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından tanık dinleneceğini söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, 28 Şubat’ı ‘darbe’ olarak değerlendirmediğini söyledi. İdamla yargılandığını söyleyen Zeybek şunları söyledi: “12 Eylül’de hükümeti devirmek suçundan idamla yargılandım ve aklandım. 28 Şubat süreci diye adlandırılan bu süreçte bütün inancımla söylüyorum hiçbir şekilde darbe söz konusu değildir." “Tankların yürütülmesinin bir mantığı yok, gülünç geliyor” Zeybek, generallerin hükümet üzerinde bir baskısının mümkün olmadığını savunarak, "Sincan’dan tankların yürütülmesinin bir mantığı yok. Bu iddia bana gülünç geliyor. Sonradan tankların sıradan geçişi olduğunu öğrendik. O gün tankların Sincan’da yürümesiyle devletin değişmesinin hiçbir ilişkisi yok. O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi" ifadelerini kullandı. Söz alan sanık avukatları, Adli Tıp Kurumundan (ATK) gelen raporu inceledikten sonra beyanda bulunmak için mahkeme heyetinden süre talep etti. Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarına dosyaya sunulan ATK raporuna karşı yazılı beyanda bulunmaları için bir sonraki celseye kadar süre verdi. Duruşma 9 Eylül’de devam etmek üzere ertelendi. Olayın geçmişi Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında "hükümeti cebren vazife görmekten men" suçundan verilen müebbet hapis cezasını onamıştı. Aynı cezaya çarptırılan sanıklar Halil Kemal Gürüz, Erdoğan Öznal, Hayri Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel’in ise "yardım eden" sıfatıyla cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle haklarındaki mahkumiyet kararını bozan Daire, haklarında "zaman aşımı" nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı’nın ise diğer sanıklarla "gizli ittifakları"nın olduğu gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti. Haklarında bozma kararı verilen 16 sanık, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlanmıştı.