POLİTİKA - 26 Eylül 2017 Salı 13:33

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan referandum tepkisi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan referandum tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin düzenlediği referanduma ilişkin, "Ekonomik yaptırımlardan, askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller şu anda masadadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin düzenlediği referanduma ilişkin, "Ekonomik yaptırımlardan, askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller şu anda masadadır. Hava sahaları, kara hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki; bunların hiç birine gerek kalmadan Kuzey Irak Yönetimi aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Törenine katıldı. Burada konuşma yapan Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından yapılan referanduma İsrail’in destek vermesini değerlendirdi. Erdoğan, "Nereden çıktı bu Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nin şu anda attığı adımı desteklemek. Önce bunu gözden geçirsinler. Bunu gözden geçirmedikçe atacağımız birçok adımı da bundan sonra İsrail ile atamayız. Türkiye’yi bölgede oyun kurucu olarak görmeyenlerle bizim adım atmamız mümkün değildir. Türkiye bu bölgede oyun kurucudur. Şu anda Kuzey Irak’ta Araplar, Türkmenler var ve ciddi bir nüfusa sahip. Bunlar kendilerinden başka kimseyi tanımıyorlar. Türkiye’nin, İran’ın, Irak Merkezi Hükümetinin, yani çevresindeki tüm ülkelerin karşı olduğu bir bağımsızlık girişiminin fiilen mümkün olması ve orada yaşayanları mutlu etmesi düşünülemez. Bu sabah güzel bir istihbarat geldi. Bir şoföre sormuş Kuzey Iraklı, ‘Ne yaptın, ne oyu verdin, evet oyu mu verdin? Peki bağımsızlığınız tanınmazsa ne olacak?’ diye. O da, ‘Çoluğumu, çocuğumu alıp Türkiye’ye gideceğim’ demiş. Bu nasıl iştir. Memurunun maaşını ödeyemiyorsun, sana ta Başbakanlığım döneminde kredi açıyoruz memurunun maaşını öde diye. Sen kalkıp böyle bir adımı atarken soralım demiyorsun" diye konuştu.



"Bu mesele öyle Barzani tarafının iddia ettiği gibi Kürtlerin hakkı meselesi değildir"


Türkiye’nin buradaki süreci yorumlayacağını ve ona göre adım atacağını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Biz son ana kadar Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar açıkçası ülkemize de ihanettir. Bu mesele öyle Barzani tarafının iddia ettiği gibi Kürtlerin hakkı meselesi değildir. Sen orada zaten huzur içinde yaşıyordun. Eyalet devleti olarak bunu sürdürüyordun, aynı şekilde sürdür. Ne gerek var. Eğer haktan söz edeceksek oradaki Arapların, Türkmenlerin haklarını da konuşmamız gerekiyor. Onu nereye koyacaksın. Bu referandumda onların haklarına dair hiçbir şey yok. Türkmenler, Araplar sandığa gitmedi. Kuzey Irak’taki diğer etnik grupların varlıklarından ve haklarından söz etmek Kürt düşmanlığı değil, binlerce yıllık hakikati dile getirmektir. Bu girişim onların haklarının gaspı anlamına gelmektedir. Dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu şartlar, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü özellikle o temelde halkların tercihlerine saygılı yöntemlerle idare edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır."



"Yakın takip içerisinde süreci değerlendiriyoruz"


Tek desteğin İsrail tarafından verildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK’lılar yapıyorsa orada masumiyet de, meşruiyet de yoktur. Bu böyle bilinsin. Nasıl ve hangi şartlarda fiiliyata geçirildiği meçhul olan bu referandumla ilgili açıklanan katılım oranı da çıkan sonuçlarda şaibelidir. Çünkü yapılan iş şaibeli. Özellikle Türkmen ve Arap nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde nüfus kayıtlarının imhasından zorla göçe kadar her türlü hukuksuzluğun yaşandığı bir sürecin ardından yapılan bu referandumu meşru kabul etmek mümkün değildir. Irak coğrafyası önümüzdeki dönemde en az DEAŞ tehdidi kadar hatta ondan çok daha fazla yıkıcı ve acı sonuçları olacak olayların içine itilmeye çalışılmaktadır. Türkiye, sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa, tehlikeye sessiz kalamaz. Biz şu anda başta İran olmak üzere Merkezi Yönetim olmak üzere yani çevresindeki 3 ülke zaten bu konularda görüşme halindeyiz ve burada bütün istihbarat örgütlerimiz aynı zamanda bütün bu çalışmaları sürdürmektedir. Yakın takip içerisinde süreci değerlendiriyoruz. Barzani ve Kuzey Irak Yönetimi biran önce bu yanlıştan dönmezlerse bölgemizi bitim tükenmez bir köken ve mezhep savaşının içine itme utancıyla tarihe geçeceklerdir. İstikrarsızlığı bölgede kalıcı hale getirme ve yayma amacı taşıyan her girişim doğrudan bizim milli güvenliğimize tehdittir. Irak’ın bölünmeye değil, birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, dayanışmasını pekiştirmeye ihtiyacı vardır. Aynı durum Suriye için de geçerlidir. Bu tür girişimlerle kendilerine devlet kuracaklarını sananlar birilerinin oyuncağı olacaklarını, işleri bitince de kaldırılıp bir köşeye atılacaklarını unutmamalıdır. Kendi ülkelerindeki çok parçalı yapıları bütünleştirmek için uğraşanlar, bölgemizdeki binlerce yıllık birliktelikleri parçalamaya çalışarak, asıl niyetlerini ele veriyorlar. Bölgemizde ayrılıkları teşvik edenler, eğer bölünme, parçalanma, küçülme iyi bir şeyse önce bunu kendi topraklarında taktik ederek dünyaya emsal teşkil etmelidir. Böyle bir niyeti ve çabayı asla göremezsiniz" ifadelerini kullandı.



"Bütün opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir"


Irak ve Suriye’deki aklıselim insanlara, "Gelin bu oyuna düşmeyin, gelin kendinizi kullandırtmayın. Bugün sizi kışkırtanlar yarın çekip gidecekler unutmayın. Ama bizler binlerce yıl birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Bugünün hırsı için yarınlarınızı heba etmeyin. İsrail bayraklarının orada dalgalanması sizi kurtarmaz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:


"Şu anda bunların durumu aynen deve kuşunun haline döndü. Çünkü tarihte elimizde belgeler var bunlarla ilgili. Şimdi onlar meydana çıktı. Bu belgeler bu vesileyle çok açık ve net artık müzakere edilmeye ve gündeme gelmeye başlayacak. Biz Kürt kardeşlerimizi de, Arap kardeşlerimizi de, soydaşlarımız Türkmenleri de, diğer grupları da refah, barış, huzur, güven içinde görmek istiyoruz. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Gerekirse ekmeğimizi bölüşmeye, gerekirse kol kola girip birlikte mücadele etmeye hatta icap ederse kanımızı aynı toprağa birlikte akıtmaya hazırız. Yeter ki birlik ve beraberlik yolundan ayrılmayalım. Türkiye’nin gücü ve imkanları bu tür tehditlerle mücadele etmeye ziyadesiyle yeterlidir. Biz sadece meselenin sulh yoluyla çözülmesini istiyoruz. Bu yol kapandığında elimizdeki imkanları kullanmaktan asla tereddüt etmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Ülkemizi, Suriye’de oyaladıklarını, dolayısıyla Irakla ilgilenemeyeceğini sananlar, bizim en zor zamanımızda dahi gerektiğinde yedi düvelle mücadele edebilecek gücümüzün olduğunu unutmasınlar. Ekonomik yaptırımlardan, askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller şu anda masadadır. Hava sahaları, kara hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki; bunların hiç birine gerek kalmadan Kuzey Irak Yönetimi aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.