POLİTİKA - 24 Nisan 2017 Pazartesi 17:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayındaki uluslararası seyahatleri

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayındaki uluslararası seyahatleri

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayı içinde ilk olarak Hindistan, ardından Rusya, Çin ve ABD ziyareti olacağını, daha sonra da Brüksel’de NATO zirvesine katılacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayı içinde ilk olarak Hindistan, ardından Rusya, Çin ve ABD ziyareti olacağını, daha sonra da Brüksel’de NATO zirvesine katılacağını açıkladı. Kalın, Rusya ve ABD ziyaretlerinin davetlerinin Putin ve Trump’tan geldiğini belirtti.


Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki 1 ay içinde uluslararası seyahatleri olacağını açıklayan İbrahim Kalın, Erdoğan’ın, 1 Mayıs’ta Hindistan ziyareti olacağını, ardından da Rusya Devlet Başkanı Putin ile Rusya’da görüşeceğini, Mayıs ayının ortasında Çin’e ve ardından da ABD Başkanı Trump ile görüşmek için ABD ziyareti olacağını ifade etti. Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24-25 Mayıs tarihleri arasında NATO Zirvesine de katılacağını sözlerine ekledi.



“Hindistan’a yapacağımız bu ziyaret oldukça önemli”


Hindistan’ın yaklaşık 10 yıl sonra bu düzeyde ilk ziyaretin gerçekleştirileceği bir ülke olduğunun altını çizen Kalın, “Biz Hindistan ile ikili ilişkilerimizin daha da güçlenmesi noktasında bu ziyareti çok önemsiyoruz. Ciddi bir hazırlık yapılıyor. Hint tarafının da bu ziyareti çok önemsediğini biliyorum. Nitekim Hindistan Başbakanı da hem 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hem de diğer terör saldırılarında kendileri arayarak Türkiye’ye taziyelerini her zaman ilettiler. Bu iyi dostluk ilişkileri çerçevesinde Hindistan’a yapacağımız bu ziyaret oldukça önemli. Orada bir takım anlaşmalar da imzalanacak. Ticaret, ekonomi, turizm, bilişim teknolojileri ve diğer alanlarda Hindistan ile yapabileceğimiz çok önemli işler var. Ayrıca Hindistan bizim o coğrafyadaki ülkelerle ilişkilerimiz noktasında da büyük önem arz ediyor” dedi.



“Rusya ziyaretinin daveti bizzat Sayın Putin’den geldi”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’ya yapacağı ziyaretin devam ede gelen Türkiye-Rusya diyalog sürecinin bir devamı olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Kalın, “Bildiğiniz gibi Başbakan Yardımcımız ve Ekonomi Bakanımız Moskova’daydılar. Özellikle ikili ilişkilerin, yaptırımların kaldırılması, kalan son pürüzlerin ortadan kalkması için yoğun mesai harcadılar. Bu görüşmede de hem bu ikili konuları ele alacağız hem de Suriye başta olmak üzere bölgesel konuları da etraflı bir şekilde değerlendirme imkanımız olacak. Rusya ziyaretinin daveti bizzat Sayın Putin’in kendisinden geldi. Dolayısıyla muhtemelen o da bir gündem hazırlamıştır diye düşünüyoruz” diye konuştu.



"Biz bütün bu ilişkilerimizde dış politikayı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz"


S-400 bataryaları ile ilgili konunun Rusya ile yürütülen savunma sanayi alanındaki iş birliğinin bir parçası olarak görülmesi gerektiğini kaydeden Kalın, "Sadece bundan ibaret değil, başka alanlarda da iş birliğini hedefliyoruz. Burada öncelikli olan Türkiye’nin ulusal çıkarları çerçevesinde bir savunma sistemini ivedilikle kurması. Daha önce hatırlarsanız bunun 3-4 yıllık bir tarihi var. Biz daha önce 3 kriter üzerinden savunma sisteminin alınmasıyla ilgili bir çalışma başlattık. O zaman Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan iken savunma sanayi kurulunun başkanı olarak bunun talimatını verdiğinde ABD’den, Rusya’dan, Çin’den ve Fransa-İtalya ortaklığından teklifler alındı. Bunların çok objektif kriterleri var. Fiyat, teslim tarihi ve ortak üretim, yani teknoloji transferi olmak üzere 3 tane ana başlık etrafında belli kriterler var, bunlar puanlanıyor ve en yüksek puanı alan tarafa bu teklif götürülüyor. Bu müzakereler uzun bir süre devam etti. Çünkü çok teknik boyutları olan bir konu bu. Bir ara Çin ile yakınlaştık, olmak üzereydi olmadı, sonra Fransa-İtalya bir müzakere yürütüldü ama yine Fransa-İtalya tarafında yaşanan bir takım gelişmeler neticesinde sonuçlanmadı. Son olarak Rusya ile bu konu görüşüldü. Rusya’daki görüşmede tabi ki bu konu gündeme gelecek. Bununla ilgili Savunma Sanayi Müsteşarlığımızın yürüttüğü müzakereler devam ediyor. Şunun altını çizmek isterim, Rusya ile savunma sanayi alanındaki işbirliği konusu söz konusu olduğunda bunun NATO ile telif edilemez bir durum olduğu, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığının bir başka örneği olduğuna dair bir takım yorumlar yaptıklarını görüyoruz. Biz bütün bu ilişkilerimizde dış politikayı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz. Bu ilişkiler birbirinin alternatifi değildir. Nasıl başka ülkeler dünyanın birçok yerinde, birçok dış politika angajmanına girebiliyorsa ve bunu izah etme gereğini duymuyorsa Türkiye’de egemen bir devlet olarak elbette kendi ulusal çıkarlarını esas alarak bir çok ülke ile bir çok bölge ile ilişki içine girebilir. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Kendileri için söylemedikleri, bir başka ülkeler için söylemedikleri şeyleri Türkiye’ye bir itham gibi, bir suçlama gibi gündeme getirmeleri asla kabul edilemez" açıklamasın yaptı.


"Biz Türkiye’nin milli savunma çıkarlarını, ihtiyaçlarını dikkate alarak bir değerlendirme yapıyoruz" diyen Kalın, "Bunu hangi ülke ile yapabilirsek, bir NATO üyesi ülkesi ile yapabilirsek onunla yaparız, bunu Rusya ile yapabiliyorsak Rusya ile yaparız, Çin ile yapabiliyorsak Çin ile yaparız. Çünkü asıl olan bizim ulusal güvenlik ihtiyaçlarımızın ivedilikle karşılanması. Yanıbaşımızda Suriye savaşı 6 yıldır devam ediyor. Birçok güvenlik riski ile biz karşı karşıyayız. Birçok terör örgütü ile aynı anda mücadele ediyoruz. Burada yadırganacak bir durum asla söz konusu değil. Bunların sistem olarak telif edilemez olduğu gibi argümanlar da dile getiriliyor, teknik olarak bunun da çok doğru olmadığını ifade etmeliyim. Son tahlilde bunlar savunma sistemleridir, herhangi bir ülkeye tehdit asla oluşturmaz. Tam tersine bize yönelik tehditleri bertaraf etmek amacıyla kurulması planlanan savunma sistemleridir. Bu konudaki müzakerelerimiz devam ediyor. Ben Rusya’daki görüşmeye yetişeceğine çok ihtimal vermiyorum, çünkü bazı teknik müzakereler hala devam ediyor. Müzakerelerin hızlandırılması noktasında zannediyorum orada yeni bir ivme kazanma imkanımız olacak” değerlendirmesinde bulundu.



“Çin ile çok önemli bir anlaşmanın da hazırlığını yapıyoruz”


Çin seyahatinin önemini de anlatan Kalın, “Çin bizim için önemli bir ticari ortak. Çin ile yapacağımız önemli çalışmalar var. Bu ziyaret vesilesiyle 30’a yakın devlet ve hükümet başkanının katılacağı bir uluslararası konferansa katılacağız. Bu bir anlamda İpekyolu Projesi’nin güncellenmiş versiyonu. Çin devletinin çok önem atfettiği bir proje ve Türkiye de bu proje içinde yer alacak. Orada çok önemli bir anlaşmanın da hazırlığını yapıyoruz. Tamamlandığı zaman hem Türkiye-Çin ilişkileri açısından hem de Türkiye’deki ekonomik yatırımlar açısından önemli bir imkan ve fırsat sağlayacak. Bu uluslararası toplantı marjında Sayın Cumhurbaşkanımızın pek çok ikili görüşmesi de olacak. Ayrıca Çin Devlet Başkanı ile ikili görüşmemiz olacak” şeklinde konuştu.



“Bu davet de ABD Devlet Başkanı Trump’un bizzat kendisinden geldi”


Çin seyahatinin ardından Amerika’ya yapılacak ziyarete ilişkin bilgi veren Kalın, “ABD ile gündemimiz malum, hem ikili ilişkiler konusu, hem Suriye, Irak, DEAŞ, PKK gibi terör örgütleri ile mücadele var hem de FETÖ’nün iadesi, FETÖ’nün Amerika’daki yapılanmasına ilişkin yapılabilecek ortak çalışmalar, atılabilecek adımlar etraflı bir şekilde ele alınacak. Bu davet de ABD Devlet Başkanı Trump’un bizzat kendisinden geldi. Yaptığı son telefon görüşmesinde ‘lütfen gelin bu konuları Beyaz Saray’da birlikte, etraflı bir şekilde değerlendirelim’ dediler, bunun üzerine bizim hazırladığımız bir gündem var, onların da gündemi ile ortak bir değerlendirme yapmayı arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“NATO üyesi diğer ülkelerle de muhtemelen ikili görüşmelerimiz olacak”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Mayıs’ta Brüksel’de yapılacak NATO zirvesine katılacağını açıklayan Kalın, “Hem bir NATO üyesi olarak bir çok konuyu ele alma imkanımız olacak hem de toplantıya katılan NATO üyesi diğer ülkelerle de muhtemelen ikili görüşmelerimiz olacak. Özellikle NATO’nun misyonunun sorgulandığı şu dönemde, birkaç yıldır sorgulanıyor bu, biz NATO’nun ikinci en büyük üyesi olarak özellikle NATO’nun yeni sınamalar, meydan okumalar, tehditler karşısında nasıl bir tavır alması gerektiği konusunda da görüşlerimizi orada paylaşacağız. NATO’nun daha da güçlendirilmesi, daha etkin olması, hem terörle mücadele hem de diğer alanlarda yapabileceği diğer faaliyetlerle ilgili görüşlerimizi orada paylaşacağız” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Adalet Bakanı Tunç, çocuklarla birlikte tezahürat yaptı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da AK Partili belediye başkanlarını ziyaretti. Bakan Tunç, kendisini karşılayan sporcu çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaptı. Bakan Tunç’a futbolcu olmak istediklerini söyleyen çocuklardan bazıları Kerem Aktürkoğlu, bazısı da irfan Can gibi futbolcu olmak istediklerini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulus ilçesini ziyaretinin ardından önce Abdipaşa beldesine ardından Kumluca beldesine geçti. Tunç, Abdipaşa Belediye Başkanı Belediye Başkanı Yaşar Dönmez ve Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Bozkurt’u makamında ziyaret etti. Belediye başkanları ve belediye meclis üyelerini tebrik eden Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlarla da tek tek tokalaşarak, destekleri nedeniyle teşekkür etti. Daha sonra ise Kozcağız beldesine geçen Yılmaz Tunç, burada meşalelerle karşılandı. Tunç, kendisini karşılamaya gelen Kozcağız Belediyespor Futbol Okulu oyuncuları ile de bir süre sohbet etti. Çocuklarla sohbet eden Tunç, sporculara taleplerini sordu. Bakan Tunç’un, "Neye ihtiyacınız var" sorusuna ise bir çocuk ise "Her şeye" cevabını verdi. Bu cevap Bakan Tunç’u, beraberindekileri güldürdü. Bakan Tunç, çocuklara yapmak istedikleri meslekleri de sordu. Bakan’ın, "Futbolcu olmak isteyen var mı" sorusuna ise tüm çocuklar el kaldırdı. Bir çocuk, "Kerem Aktürkoğlu gibi olacağım", başka bir çocuk da ’’Ben de İrfan Can" dedi. Zonguldakspor’un lisanslı futbolcusu olan bir çocuğu örnek gösteren Bakan Tunç, "Olmaz, öncelikle okulunuzu bitirmelisiniz. Okulu bitirip meslek sahibi olmak lazım, ayrıca sporcu da olursunuz" şeklinde konuştu. Tunç, çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaparak, onlara hem derslerini çalışmaları hem de spor yapmaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlara yönelik yaptığı konuşmada destekler için teşekkür ederek, Kozcağız Beldesi’ne ilçe belediyelerinden daha fazla hizmet gelmesi için çalışacaklarını ifade etti. Bakan Tunç, seçilen tüm belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlara görevinde başarılar dileyerek, "Zorlu bir seçim süreci, büyük bir rekabet içerisinde Kozcağız’da bu Ak Partili belediyecilik anlayışı devam etsin dediniz. Buradaki ışık hiç sönmesin dediniz. Biz de sizin o güven layık olabilmek için gece gündüz çalışacağız inşallah" diye konuştu
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.