POLİTİKA - 05 Kasım 2023 Pazar 18:16

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyona ilişkin, "2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Yılmaz, yaptığı konuşmada Cumhuriyet’in 100. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını belirtti. Cumhuriyet’in kurulduğu şartlarla mücadelenin özüyle Gazze’de yaşananlar arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Biz Cumhuriyet’i emperyalist güçlere karşı mücadele ederek kurduk. O günün sömürgecileri, emperyalistleri bugün olduğu gibi Orta Doğu’da kendilerince tasarım yapmışlar. Ama milletimiz o oyunları boşa çıkardı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bugün de Gazze’de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Yine benzer güçler hiçbir ahlaki sınır tanımadan, hiçbir hukuk tanımadan kendi tasarımlarını, kendi menfaatlerini, kendi insanlık dışı bir takım hedeflerini gerçekleştirmek üzere insanların üzerine bomba yağdırıyorlar. Nasıl ki Cumhuriyet kurularak o oyunlar boşa çıkarıldıysa Orta Doğu’da oynanmaya çalışılan oyunlar da elbette boşa çıkarılacak. Birliğimizi, beraberliğimizi daha güçlü hale getireceğiz. Ve inşallah yarınlara hem Türkiye Cumhuriyeti olarak hem de bütün mazlum milletler olarak çok daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Medeniyet adı altında her türlü zulmü, barbarlığı yapanlar, ahlakı yitirmişler, moral üstünlükleri kalmamıştır. Ahlaktan, hukuktan yoksun bir güç, hiçbir zaman sürdürülebilir olamaz. Ahlaki ve hukuki meşruiyetini yitirmiş güçler bir süre sonra kendi ağırlıkları üzerine çökerler. İnsanlık tarihi bunun birçok örneğini görmüş. Bu içi boşalmış medeniyet söylemi inşallah gerçek bir medeniyetle insanların yaşadığı bu acılardan, bu sıkıntılardan bizi uzaklaştıran gerçek bir medeniyetle yer değiştirecektir” diye konuştu.

“Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işleniyor”

Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işlendiğini, savaş suçu işlendiğini söyleyen Yılmaz, “Hiçbir insafa sığmayan sivil halkın bombalanması, hastanelerin bombalanması, çocukların, kadınların, yaşlıların katledilmesi, ambulansların bombalanması insanların en temel ihtiyaçları sudan, elektrikten yoksun bırakılması, bütün bunlar insanların gözü önünde oluyor. Bütün bu yaşananlara rağmen ateşkes çağrısı dahi yapamayan ülkeler var, yönetimler var. Bu ayıp yeter. Böyle siyaset olmaz olsun gerçekten. İnsanlık şu anda sınavdan geçiyor, şu anda öyle bir zamandayız. Böyle zamanlarda ortada duramazsınız, safınızı belirlemeniz lazım. Bu yaşananlar karşısında ateşkes isteme iradesini bile ortaya koyamadıklarını tüm dünya izledi. Bu tür zamanlar birbirinden ülkeleri, insanları ayırt etmemizi sağlayan, kimin nerede durduğunu anlamamızı sağlayan zamanlardır. Müslüman olsun olmasın tüm dünyada erdem sahibi olan yönetimlerin ve kişilerin ortaya çıktığı görüldüğü, hiçbir ölçüsü erdemi, hiçbir değeri kalmamış olanların da çok açık gidecek bir şekilde ortaya çıktığı bir zamandayız. Bu zamanları çok iyi anlamamız gerekiyor. Bu yaşananlar inşallah gelecekte çok farklı bir dünyanın kurulumuna da vesile oldu. Biz 2053, 2071 derken biraz da bunları anlatıyoruz. Daha adaletli bir dünyayı anlatıyoruz. Cumhurbaşkanımız daha adil bir dünyayı anlatıyor. İşte bunu niye söylediğini bu yaşananlardan bir kez daha görmüş olduk. İnşallah Türkiye olarak daha da güçlenerek, birliğimizi, beraberliğimizi, gücümüzü pekiştirerek, daha fazla gayret ederek, daha çok alın teri dökerek hem halkımıza daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz”

“Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz” diyen Yılmaz, “Bu kararlılıkla yaklaşıyoruz bütün bu hadiselere. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Filistin’in yanındadır. Cumhurbaşkanımız bu hadiseler başladığı günden bugüne her zaman yaptığı gibi mağdurların, mazlumların yanında açık bir şekilde tavrını ortaya koymuştur. Öncelikle gerilimin düşmesini, ateşkesin sağlanması, insanların, bebeklerin, çocukların ölmemesi için her türlü gayreti ortaya koymuş, her türlü diploma, çabayı sarf etmiştir. Diğer yandan yine bölgemiz, Türk dünyası, İslam dünyası başta olmak üzere tüm uluslararası platformları harekete geçirmeye çalışmış ve bu gayretlere devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek”

Türkiye Cumhuriyeti’nin Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, “Yine bağımsız egemen bir Filistin Devleti oluşmadan, başkenti Kudüs olmadan, iki devletli çözüm gerçekleşmeden bu bölgede hiç kimsenin güvende olmayacağını, bu bölgeye huzurun, adaletin gelmeyeceğini açık bir şekilde ifade ettik. Bu yönde gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Eğer kalıcı bir şekilde insanlar huzura, güvene kavuşacaksa Türkiye olarak garanti olabileceğimizi de ortaya koymuş durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek. Bir taraftan daha fazla masum kanı dökülmemesi için diğer taraftan kalıcı barış ve huzur için bu bölgede çalışmaya devam edecektir. Bu insanlık dışı katliamlara, barbarlığa sessiz kalanları da tekrar pozisyonlarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Daha fazla geç olmadan zerre kadar bir insanlıkları kaldıysa, bir hukuk anlayışları kaldıysa pozisyonlarını gözden geçirmeye ve insanlıktan yana tavır almaya davet ediyorum. Bütün erdemlilerle birlikte, dünyada hakkı hakikati çalışan bütün kesimlerle birlikte bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

AK Parti’nin tek başına iktidara gelişinin 21. yıl dönümünün kullandığını hatırlatan Yılmaz, “Bundan 21 yıl önce sessiz bir devrim yaptık. 21 yıldır bu ülkeyi AK Parti ve Cumhurbaşkanımız, liderimiz yönetiyor. Bu süreçte birçok hizmetler kazandık. 21 yılda ekonomimizi yeniden inşa ederken, diğer taraftan sosyal refahı artırdık. Bir yandan vesayetçi anlayışları tasfiye ederken, demokratik standartlarımızı da yükseltirken, diğer taraftan Türkiye’yi dünyada daha etkili bir güç haline getirdik. İktidara geldiğimiz tarihlerde 66 milyon nüfusumuz vardı. Bu yılsonu itibarıyla 86 milyona ulaşacağız inşallah. 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeydik, şu anda 255 milyar dolardan bahsediyoruz. Sadece 3 bin 600 dolar kişi başına gelirimiz vardı, bu sene yıl sonunda inşallah 12 bin doları aşacağız. 230 milyar dolarlık bir ekonomiydik, yine bu sene sonu itibarıyla inşallah 1.1 trilyon dolara yaklaşan bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün engellemelere, bütün badilere rağmen bugünlere getirdiğimiz Türkiye’de çok farklı bir görünümümüz var. Bütün süreçlerde dünyayla birlikte bizim de yaşadığımız elbette sorunlarımız var. Özellikle enflasyon, hayat pahalılığı en önemli sorunumuzdur. Diğer taraftan çok büyük başarılar sağladık. Büyüdük, istihdamımız arttı, ihracatçımız arttı, turizm gelirlerimiz arttı. Bütün bunlar olumlu gelişmeler. Ama bu arada enflasyonumuz arzu etmediğimiz düzeylere geldi. Bunu da bir sorun olarak elbette görüyoruz. Ve birinci öncelikli meselelerimizden görüyoruz. Bu konuda da gerekli tüm adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık. Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politikalarını yapmış durumdayız. Adım adım bunu da hayata geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki. Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.

“AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir”

Yerel seçimlerin yaklaştığını ifade eden Yılmaz, “Yerel seçimler de çok çok önemli. Yerel seçimler açısından, yerel demokrasi açısından, Türkiye Yüzyılı’nın merkezi iradeyle uyum içinde inşası açısından çok önemli. Mart ayında inşallah yerel seçimi gerçekleştireceğiz. AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki başarısı Ankara’da, Konya’da, Kayseri’de, çeşitli bölgelerde o dönem sağlanan başarılar bizi merkezi idareye taşıdı ve bugünlere getirdik” dedi.

Ankara ve İstanbul’da kimsenin başarısızlıklarına kılıf aramaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Kaynaklarınızı iyi değerlendirirseniz, verimli kullanırsanız, toplumu harekete geçirirseniz başarırsınız. Tam aksine biz bugün merkezi idare olarak yerel yönetimlere hiçbir faktör gözetmeksizin destek veriyoruz. AK Parti döneminde yapılan en önemli reformlardan biri bu olmuştur. Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın. Hiç kimse yapmadığı hizmetlerin günahını başkalarına atmasın. Herkes görevini yapacak, görevini bilecek ve vatandaşımız da bunu takip ediyor” ifadelerini kullandı.

Hakan Karaduman - Mehmet Kalay


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “2026 yılında (enflasyonda) tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.’nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım’da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7’şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3’er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B’ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan’ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek’in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu’nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, ’Yangından haberim var, yoldayım’ dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal’ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal’ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal’ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik’in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal’ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal’ı 2010 yılında Düzce’de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası’ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası’nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal’ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal’ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay’ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal’ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal’ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal’ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal’ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal’ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal’ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna’nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla ’Fabrikada yangın çıkmış’ diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal’ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal’a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A’nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ’da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli’de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A’yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A’nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."
İstanbul 51Talk, gençleri Birleşmiş Milletler’in iklim sahnesine taşıyacağını duyurdu Çevrimiçi İngilizce öğrenme platformu 51Talk, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Çocuklar için çevrimiçi bire bir İngilizce öğrenme platformu olan 51Talk, uluslararası topluluğundan genç öğrencilerin 15-21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) sırasında BM’ye bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; 2023 yılında başlatılan ve üçüncü yılına giren girişim, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Tayland ve Vietnam’dan çocukların iklim ve çevrenin korunmasına ilişkin bakış açılarını İngilizce olarak paylaşmaları için fırsatlar oluşturuyor. Katılımcılar, BM düzeyinde uluslararası bir sahnede yapılan konuşmalarla yerel gözlemlerini küresel bir sohbete taşıyarak iklim sorunlarının dünyanın dört bir yanındaki genç nesiller tarafından nasıl deneyimlendiğini ve ele alındığını vurguladı. 51Talk CEO’su Jack Huang, "Her çocuğun dünyayla konuşma fırsatını hak ettiğine inanıyoruz. Çocuklara doğru araçlar ve rehberlik sağlandığında, düşünceli fikirler ifade edebilir ve küresel meselelerle anlamlı bir şekilde ilgilenebilirler. Öğrencilerimizi Birleşmiş Milletler iklim sahnesinde konuşurken görmek, eğitimin neleri ortaya çıkarabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısıdır" dedi. Türkiye’den, aile desteğiyle küçük yaşta İngilizce öğrenmeye başlayan on iki yaşındaki Osman Batu, COP30’a hazırlanırken özgüven ve akıcılık konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Üç dakikalık bir video göndererek ve konuşma becerilerinin, dilbilgisinin, telaffuzunun ve özgüveninin değerlendirildiği İstanbul’daki ulusal bir yarışmada yarışarak çok aşamalı bir seçim sürecinden geçerek birinciliği ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’yi temsil etme fırsatını kazandı. Osman, COP30’da Türkiye’deki orman yangınlarından büyükannesinin bahçesindeki kelebeklerin yok olmasına kadar tanık olduğu iklim değişikliğinin etkilerinden bahsetti.
Gaziantep Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Güneri, "Obstrüktif Uyku Apnesi hayatı sessizce tehdit ediyor" Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Gün içinde aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı ve baş ağrılarının da sık görülen şikâyetler arasında yer aldığını ifade etti. Uzm. Dr. Güneri, obstrüktif uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, diyabet ve trafik kazaları riskini artırabileceğine dikkat çekti. Özellikle obezite, boyun çevresinin kalın olması, sigara ve alkol kullanımı ile genetik faktörlerin hastalık riskini yükselttiğini vurguladı. Tanının uyku testi (polisomnografi) ile konulduğunu belirten Güneri, tedavinin hastalığın şiddetine göre planlandığını söyledi. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri önerilirken, orta ve ileri dereceli olgularda CPAP cihazı, ağız içi aparatlar veya cerrahi yöntemlerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, "Sürekli horlama, gece nefes durması veya gün içinde aşırı uyku hali yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekir. Erken tanı ve doğru tedavi, hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi sağlık sorunlarının önüne geçer" diyerek vatandaşları uyardı. Medical Point Gaziantep Hastanesi, uyku bozukluklarının tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımıyla hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.