POLİTİKA - 23 Ocak 2018 Salı 00:16

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: “Suriye’yi işgal etmiyoruz. Terör tehdidini bertaraf ediyoruz”

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: “Suriye’yi işgal etmiyoruz. Terör tehdidini bertaraf ediyoruz”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dünya kamuoyunda “Türkiye’nin Suriye’yi işgal ettiği” şeklinde yansıtılmaya çalışılan algının gerçeği yansıtmadığını aktararak, “Suriye’yi işgal etmiyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dünya kamuoyunda “Türkiye’nin Suriye’yi işgal ettiği” şeklinde yansıtılmaya çalışılan algının gerçeği yansıtmadığını aktararak, “Suriye’yi işgal etmiyoruz. Bir terör tehdidini bertaraf ediyoruz. Suriye toprağında kesinlikle gözümüz yok. Eğer böyle bir niyetimiz olsaydı o zaman Cerablus, El Bab ve diğer noktalarda kalırdık” dedi.


Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’yla ilgili soruları cevapladı. Özel bir televizyon kanalına açıklamalarda bulunan Kalın, harekatın günlerce de haftalarca da sürebileceğini söyledi.


Harekatla ilgili Rusya, İran ve uluslararası koalisyonla bir koordinasyon kurulduğunu aktaran Kalın, Türkiye’nin harekatla neyi amaçladığının sorulması üzerine, “PKK’nın Suriye ayağı olan PYD/YPG son bir yıl içerisinde Türkiye’yi hedef alan 700’ün üzerinde saldırı gerçekleştirdi. Hatay’ı, Kilis’i vurdu, birçok kayıp verdik. Biz onları defalarca uyardık. Cumhurbaşkanımız bu konuyu uluslararası liderlerle yaptığı toplantılarda, ABD, Rus, İran, Avrupa liderleriyle toplantılarında dile getirdi. Biz bu terörist şebekenin sınırımızda faaliyet göstermesine izin veremeyiz. Ayrıca Afrin halkı da bu insanların bölgeden uzaklaştırılmasını istiyor” açıklamasında bulundu.


Harekatın sonunda Fırat Kalkanı Harekatı’nda olduğu gibi insanların yurtlarına dönmesinin önünü açmayı hedeflediklerini belirten Kalın, “Buradan da teröristler temizlenecek. Burayı da yerel halk yönetecek. İnsani yardım göndereceğiz. Sınırımızda güvenliği sağlayacağız. Bu Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından da çok önemli. YPG gibi ayrılıkçı bir örgütün daha fazla toprak kazanmasına izin vermeyeceğiz” dedi.


Müttefik devletlerden de bu operasyonda Türkiye’ye destek olmalarını beklediklerini ifade eden Kalın, Türkiye’nin operasyon bölgesinden sürekli olarak saldırı altında olduğunu, Afrin’den ve diğer noktalardan Türkiye’ye YPG/PYD teröristleri tarafından yüzlerce sınır ötesi saldırı yapıldığını söyledi.



“Uluslararası toplum PKK’nın ne kadar aciliyet taşıyan bir sorun olduğunu görmek istemiyor. Çünkü PKK onlara değil, bize saldırıyor”


Kalın Türkiye’nin bu harekatı tek taraflı başlatmak zorunda olduğunu aktardığı açıklamasında şunları söyledi:


“Uluslararası toplum operasyonla ilgili çekincelerini ortaya koydu, ancak bir muhalefet yok. Biz zaten operasyondan önce müttefiklerimizi planlarımız hakkında bilgilendirdik. Ama bu operasyonu tek taraflı başlatmak zorundaydık. Çünkü sınırlarımızın korunması ve güvenliğinden biz sorumluyuz. Uluslararası toplumun bir numaralı düşmanı DEAŞ. Bu da anlaşılabilir bir şey. Ama bizim bir düşmanımız daha var: PKK. Uluslararası toplum bunun Türkiye için ne kadar aciliyet taşıyan bir mesele olduğunu görmek istemiyor. Çünkü PKK onlara saldırmıyor, ama bize saldırıyor.”


YPG/PYD’nin bir grup DEAŞ’lı teröristi serbest bıraktığını hatırlatan Kalın, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada Afrin operasyonunun YPG’nin aynı sırada IŞİD’e karşı da yapıldığı belirtildi. Ama Afrin’de IŞİD varlığı olmadığı biliniyor. Bu çok ilginç. Buraya gelmeden hemen önce bir son dakika gelişmesi söz konusu oldu. YPG/PYD’nin bugün bir grup DEAŞ teröristini serbest bıraktığı belirtiliyor. Böylece Türk askerlerine ve ÖSO’ya karşı birlikte saldırmaları söz konusu olacak” diye konuştu.


Arazide yıllardır çarpışan DEAŞ ve YPG’nin Türkiye’ye karşı bir ortaklık içine girdiğini belirten Kalın, “Belki askerlerimize saldıracaklar, belki ÖSO’ya. Ne olacak bilmiyoruz. Daha çok yeni bir bilgi bu. Ama önemli olan nokta şu: YPG de olsa DEAŞ da olsa Afrin’den ülkemize, sınırımıza, kentlerimize, milletimize yönelen bir terör tehdidi var. Bunu defalarca gündeme getirdik ama kimse kılını kıpırdatmadı. Dolayısıyla sınırlarımızı korumak bizim vatandaşlarımıza karşı bir sorumluluğumuzdur” açıklamasında bulundu.



“Suriye’yi işgal etmiyoruz. Bir terör tehdidini bertaraf ediyoruz”


Dünya kamuoyunda “Türkiye’nin Suriye’yi işgal ettiği” şeklinde yansıtılmaya çalışılan algının gerçeği yansıtmadığını aktaran Kalın, “Suriye’yi işgal etmiyoruz. Bir terör tehdidini bertaraf ediyoruz. Suriye toprağında kesinlikle gözümüz yok. Eğer böyle bir niyetimiz olsaydı o zaman Cerablus, El Bab ve diğer noktalarda kalırdık. Böyle bir niyetimiz yok. Hiçbir komşu ülkenin bir başka ülke tarafından işgal edildiğini görmek istemiyoruz” şeklinde konuştu.


Kalın, Türkiye ve Rusya arasında İdlib ile Afrin’in paylaşıldığı yönündeki yorumların sorulması üzerine, şu açıklamada bulundu.


“Böyle bir pazarlık içerisinde değiliz. Bir dizi önceliğimiz var. İdlib’de barış ve güvenliğin sağlanmasını istiyoruz. Büyük bir alan burası, iki milyon kişi yaşıyor ve Türkiye’nin sınırında. Binlerce mülteci İdlib’den geldi, bunlara barınacak yer, gıda ve ilaç temin ediyoruz. Hem Türkiye hem de Suriye tarafında. Biz İdlib’de barış ve güvenliğin tesisini ve tüm terör örgütlerinin buradan temizlenmesini istiyoruz.”


Kalın, ‘Operasyonun ne kadar sürecek’ sorusuna, “Bu operasyonel bir bilgi. Günler de sürebilir, haftalar da. Ne kadar gerekliyse o kadar sürecek. Askeri istihbaratımız çok kapsamlı planlar çıkardı bu operasyonun başarısı için. Üçüncü gündeyiz ve iyi bir ilerleme kaydediyoruz” cevabını verdi.



“Türk ve ABD askerinin karşı karşıya gelmemesi için ABD’yle koordinasyon içerisindeyiz”


Afrin’den sonra Menbiç’te Türk ordusu ile ABD ordusunun karşı karşıya gelmesi ihtimali üzerine konuşan Kalın, “Böyle bir şeyin olmaması için ABD’yle koordinasyon içerisindeyiz. Ama ABD’nin artık PYD/YPG’ye gerek Menbiç’te gerekse Suriye’nin başka noktalarında verdiği desteği kesmesini istiyoruz” dedi.



“NATO’dan çok az destek gördük”


Kalın, “Türkiye NATO’dan ve Batı ittifakından uzaklaşıyor mu?” sorusu üzerine şu açıklamada bulundu:


“Bazen milletimiz NATO’nun Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarına yeterli ilgiyi göstermediğini düşünüyor. Suriye savaşı yedinci yılına girdi. Çok kayıp verdik sınırımızda. DEAŞ’a, PKK’ya, birçok terör örgütüne karşı mücadele verdik. NATO’dan çok az destek gördük. Milletimiz ‘NATO nerede?’ diye soruyor. Ama bu ‘Biz NATO’dan uzaklaşıyoruz’ ya da ‘NATO bizden uzaklaşıyor’ anlamına gelmiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.