POLİTİKA - 08 Aralık 2016 Perşembe 13:37

Diyanet İşleri Başkanı Görmez dünya liderlerine seslendi

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Görmez dünya liderlerine seslendi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bütün dünya liderlerine sesleniyorum, daha fazla acıya dayanacak takati kalmamış bu mazlum topraklarda ateşkes sağlanması için derhal kalıcı adımlar atılmalıdır. İslam ülkelerinin liderlerini bütün önyargılarından uzak bir şekilde bu coğrafyada kan akmaması için her türlü işbirliğine açık olmaya bir kez daha davet ediyorum” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının öncülüğünde gerçekleştirilecek “Halep’te İnsanlık Ölmesin” başlıklı insani yardım ve sosyal duyarlılık kampanyasının tanıtım toplantısı, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Şam İslam Alimleri Birliği Başkanı Usame Er-Rifai ve kampanyaya destek veren sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi’ndeki toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasına bütün milletin, İslam aleminin pazar günü idrak edilecek olan Mevlid Kandili’ni tebrik ederek başladı. "Halep’te insanlık ölmesin” çağrısında bulunmak için bir araya geldiklerini kaydeden Görmez, şunları kaydetti:
"’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün bir konuşma yapmayacağız. Bugün konuşmak için toplanmadık. Bugün Halep’ten yükselen çocuk çığlıklarını duymaya geldik. Zira henüz insanlık ölmedi. İnsanlık ölmesin diyebilmek için burada toplandık. Bugün Halep’ten yükselen, Rahmanın arşını titreten, annelerin feryadını, babaların, yaşlıların ah-u eninlerini duyuyoruz. İnsanlık ölmedi diyebilmek için toplandık. Toprağa düşen, denizlerde bulunan, hastanelerde bombalanan, tekerlekli sandalyesinde evlatların izine ulaşmaya çalışırken Rabbine kavuşan kadınlarımızın, çocuklarımızın çığlığını bir nebze olsun hala duyuyoruz diyebilmek için buradayız. ’İnsanlık ölmedi’, ’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün Endülüs’e ağıt yakanların Halep’e yaktıkları ağıtları hatırlamak, duymak için o büyük şehirlerin ’Ah Halep, vah Halep’, ’Keşke annem beni doğurmasaydı’ diye haykıran ağıtları dinlemek için buraya geldik. Halep için yakılan ağıtları dinlemek için bir araya geldik. ’Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.’ Sözün tükendiği noktadayız. İnsanlık olarak söyleyecek sözümüz kalmadı. Dünyanın sözde egemen güçlerinin adeta tiyatro sahnesinde kaldırdıkları elleri arasında ölüyor masum çocuklarımız. Veto ettiklerinde de ölüyor çocuklarımız, onayladıklarında da ölüyor. Bugün buradan haykırıyoruz, diyoruz ki ey insanlar burası Halep. Burada gömleği evladının kanıyla sokak sokak diğer yavrusunu arayan yiğide ‘baba’ derler. Burası Halep. 4 evladının dağılmış başını bir kucakta toplayan çaresize ‘anne’, ‘baba’ derler. Ey insanlar! Biz buradayız ve ölüyoruz. ’Ölmek istiyorum çünkü cennette ekmek var’ diyen ceylanlar aşkına duyun bu sesi. Bu çığlığı duyun. Duyun ki insanlık ölmesin. Duyun ki Halep’te insanlık yok olmasın. Ey Müslümanlar, seccadelerinden başka sığınacak yeri kalmayan mazlumlar aşkına bu çığlığı duyun, bu sese kulak verin. Allah aşkına siz kime secde ediyorsunuz? Ey zengin petrol ülkelerinin Müslüman sakinleri kardeşlerim! Tencerelerimizde kaynayan taşlarla evlatlarımızı avutuyoruz. Aranızda bir Ömer yok mu? Aranızda sütünü acımız gibi yavrumuza saklayan Halime annelerimiz yok mu? Ey Müslümanlar! Ey ümmet! Ey petrodolarlarla umreye koşup Kabe’yi tavaf eden kardeşim! Burası Halep. Biz buradayız ve ölüyoruz. Ya siz neredesiniz? Halep’te ölmeye doymuş yavrular aşkına, ’Son nefesim olsa da evladıma süt verip öyle ölsem. O biraz daha yaşasa’ diyen anneler aşkına. Allah aşkına. Çığlıklarımızı duyun, bizim için duaya durun. Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, fani, küçücük şahıslara bağlılığımız, Muhammed Mustafa’ya (s.a.s) olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, birbirimizi tekfir edip, tekfir ettiklerimizin katline cevaz verdikçe, dünyanın egemenlerinden satın aldığınız köhne silahlarla birbirimizi katlettikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.”

“Bir adım ötemizdeki topraklar feryat, kan ve gözyaşına doydu”
“İnsanlık olarak tarihin en büyük acılarından birisine, tarifi imkansız üzüntülere şahit oluyoruz" diyen Görmez, "Dünyanın egemenleri vekalet savaşlarını İslam coğrafyasında bu medeniyetin çocuklarının eliyle yürütmeye devam ediyorlar. Bölgemizde süren güç, iktidar, hırs ve menfaat kavgası çığırından çıkmış görünüyor. Bir adım ötemizdeki topraklar feryat, kan ve gözyaşına doydu. Sınırımızın bittiği yerde şiddet ve nefret başlıyor. Yurttan, yuvadan, huzurdan, sevgiden, merhametten, güvenlikten bahsetmenin imkansız hale geldiği şehirlerde kışın ayazı ile birlikte savaşın dondurucu nefesi dolaşıyor” ifadelerini kullandı.
Halep, karanlığa gömülürken insanlığın ışıl ışıl gecelerde eğlenmeye devam mı edeceğini soran Görmez, “Halep’te bir medeniyet yok edilirken, şehirler haritadan silinirken modern insan kurduğu metropollerle övünmeye devam mı edecek? İnsanlar, ilaç, su, ekmek bulamazken, bebekler soğuktan donarken lüks ve israf su gibi akmaya devam mı edecek? Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde beklerken biz susacak mıyız? Kudret sahipleri karşısında dünya Müslümanları olarak sadece yutkunacak mıyız? Buğz etmekle, kahretmekle, ağlayıp, sızlanmakla mı yetineceğiz? Hayır, hakkı ve hakikati söylemeye, sulha ve insafa davet etmeye mütemadiyen devam edeceğiz, devam edeceğiz ki, insanlık ölmesin” dedi.

“Bütün dünya liderlerine sesleniyorum, daha fazla acıya dayanacak takati kalmamış bu mazlum topraklarda ateşkes sağlanması için derhal kalıcı adımlar atılmalıdır”
Görmez konuşmasında şunları kaydetti:
“İşte bugün bizler bu vahim tablo karşısında Halep’te insanlık ölmesin çağrısında bulunmak için bir araya geldik. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfımız ve kampanyaya katılan sivil toplum kuruluşlarımız adına öncelikle bütün dünya liderlerine sesleniyorum, daha fazla acıya dayanacak takati kalmamış bu mazlum topraklarda ateşkes sağlanması için derhal kalıcı adımlar atılmalıdır. İslam ülkelerinin liderlerini bütün önyargılarından uzak bir şekilde bu coğrafyada kan akmaması için her türlü işbirliğine açık olmaya bir kez daha davet ediyorum. Bu milletin bir ferdi olmakla iftihar ediyorum. Bugün de Halep’i yaşatmak için, insanlığı yaşatmak için, kardeşlerimize yalnız olmadıklarını göstermek, hissettirmek için kararan bakışlarda küçücük bir umut ışığı olabilmek için kampanyamıza destek vermelerini istirham ediyorum.”

Bağış yöntemleri
“Halep’te İnsanlık Ölmesin” kampanyasına katkıda bulunmak isteyen hayırseverler SMS, online veya makbuz karşılığında bağışta bulunabilecekler. SMS bağışı yoluyla kampanyaya katılmak isteyen hayırseverler, tüm GSM operatörlerinin faturalı hatları üzerinden “HALEP” yazıp 5601’e SMS mesajı göndererek 10 TL tutarında bağışta bulunabilecek. Türkiye Diyanet Vakfı web sayfası üzerinden bağış yapmak isteyen hayırseverler, bagis.diyanetvakfi.org.tr adresinden tüm bankaların kredi kartı veya debit kartı ile online bağış yöntemiyle bağış yapabilecek. Öte yandan kampanyaya nakit olarak bağış yapmak isteyen hayırseverler, Türkiye Diyanet Vakfı şubeleri ile tüm il ve ilçe müftülüklerine müracaat ederek makbuz karşılığında bağışta bulunabilecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.