POLİTİKA - 30 Mart 2017 Perşembe 09:23

Efkan Ala: “FETÖ’yü HSYK’ya CHP ve vesayet sistemi yerleştirdi”

A
A
A
Efkan Ala: “FETÖ’yü HSYK’ya CHP ve vesayet sistemi yerleştirdi”

Eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Efkan Ala, CHP’li sözcülerin anayasa değişiklik paketini halka anlatırken sürekli yalan söylediğini kaydederek, “Yeni bir kavram var, tureng (gerçek dışı).

Eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Efkan Ala, CHP’li sözcülerin anayasa değişiklik paketini halka anlatırken sürekli yalan söylediğini kaydederek, “Yeni bir kavram var, tureng (gerçek dışı). Atıyorlar ortaya bir şey. Sosyal medyada yayılıyor, sonra onun öyle olmadığını anlatmak için uğraşıyorsunuz. Bu sistemle ilgili uygulanan bu. Her gün biri düzeltilecekken, bir başka şeyi ortaya atıyorlar. Bu tesadüf olamaz, planla mümkündür” dedi.


Eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Efkan Ala, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ‘Neler Oluyor?’ programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Ala, 16 Nisan referandumu ve anayasa değişiklik paketine getirilen eleştirilere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. ‘Hayır’ oylarının anketlerde öne geçtiği iddialarını değerlendiren Ala, "Ben hem Erzurum hem de Bursa’daki vatandaşların düşüncelerini biliyorum. Geçenlerde de Başbakanımızla birlikte Burdur ve Isparta’daydım. Sahada gördüğümüz millet sandıkta ‘evet’ diyecek. Dışındaki değerlendirmeler yapanları bağlar. Kararsızlar, kararlarını ‘evet’ olarak verdi ve bu tartışmalar son buldu. Esasa ilişkin tartışmalar olunca hayırcıların, muhalefet liderinin ciddiyetten uzak, içeriklerini bilmeden meseleye karşı çıktığı anlaşıldı. Bunun vatandaş üzerinde ciddi etkisi oldu. Anayasa gibi ciddi bir konu, bu konu çok detaylı bir şekilde incelendikten sonra karar verilir. Biz neden ‘evet’ denmesi gerektiğini anlatıyoruz, ama hayırcıların bir söylediklerinin başka gün yalan olduğu ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.


Anayasa değişikliğine neden ihtiyaç duyulduğunu anlatan Ala, “1960 Dünya Bankası verileri, Türkiye’nin o zaman kişi başına milli geliri 508 dolar, Güney Kore’nin 155 dolar, İspanya’nın 396 dolar, Japonya’nın 479 dolar. Şimdi bizimki 11 bin dolar, Kore’nin 27 bin, İspanya’nın 26 bin dolar, Japonya 35 bin dolara çıkmış. Japonya’yı alalım, aradaki 25 bin dolar kişi başına gelir bir sistem maliyetidir. Petrol Japonya’da da yok, bizde de çok az var. Orada da deniz çok, bizim de üç tarafımız deniz, hatta kendimize ait iç denizimiz var. Onlar güçlü bir imparatorluktan geliyor, biz de üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı çocuklarıyız. Bu rakamlar çok çarpıcı değil mi? Sistemler için önemli olan istikrarın üretilmesi. Parlamenter sistem de değil başkanlık sistemi de değil, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini söylüyoruz. Bu orada olan siyasi istikrarı sağlayacak. Turgut Özal döneminde istikrar yakalandı. Özal bin 250 dolardan alıyor ülkeyi 1983’te, bıraktığında 3 bin 177 dolar. 90’lardaki koalisyonlarla birlikte 3 bin 50 dolara düşüyor. 70 milyon çalışıyoruz, sıfıra sıfır elde var sıfır. Bir lira ekleyememişiz, kaybetmişiz. Erdoğan döneminde de karizmatik liderle istikrar sağladık. 3 bin 500 dolardan aldık 11 bin dolar oldu. Bu yeterince göstermiyor mu bu sistemi neden değiştirmemiz gerektiğini? Bir de kurulduğumuzdan beri iktidarız, bunu muhalefetin istemesi lazım. Çok partili hayata geçtiğimizden beri iktidar olamıyorlar. Oy almadan millet adına yetki kullanmama, onlar vesayet odaklarıyla iş birliği yaparak iktidardan pay alıyorlardı. Bu artık millete yetmez” ifadelerini kullandı.



“Cumhurbaşkanlığı sistemi olsaydı milli gelir 11 bin dolar değil de 25 bin dolar olurdu”


‘AK Parti neyi istedi de yapamadı’ söylemlerine değinen Ala şöyle konuştu:


“Bu sistem olsaydı 11 bin dolar değil de 25 bin dolar olurduk. 1990’ların başında Telekom özelleştirilecekti. Türkiye’nin dış borcu kadardı. O zamanki Anayasa Mahkemesine götürüp iptal ettirdiler. O zaman cep telefonları falan yaygın olmadığı için maliyeti fazlaydı. Sonra biz onu dörtte bir fiyatına zor özelleştirdik, bunun maliyetini de millet ödedi. Bu sistem hep engellerle dolu. Biz başladık, bir manşet ‘Genç subaylar rahatsız.’ Bunun millete maliyeti olmuyor mu? 367 kararını bunlar götürmedi mi Anayasa Mahkemesine. Anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip bir parti, bunu bırakın erken seçim kararı almak zorunda kaldı. Vesayet odaklarıyla CHP’nin yaptığı işbirliğinin bize ödettiği maliyet yüzünden. Siyaset geleceğe insanları yönlendirmektir, geçmişin muhasebesini yapmak değil. Onu tarih yapar ama millet geleceğini planlamanız için oy verir. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi referandumunu yaptık, ondan sonra da ‘Anayasayı değiştirelim, millete maliyetler ödettirmeyelim’ dedik. Bu sefer de kapatma davası açtılar. O zaman Erdoğan’ın başkanlığında yapılan toplantıda Cumhurbaşkanımız, ‘Biz bedel ödeyeceğiz ama millete ödetmeyeceğiz’ dedi. Onlar gibi sorumsuz davransak Türkiye tarumar olur. Kişilerin üzerinden yürüyor sistem. Ecevit bir toplantı yaptı, anayasa kitapçığından dolayı anında 6 milyar dolar gitti. Biz o zaman refleksle hareket etseydik ne hale gelirdi Türkiye.”



“CHP ve vesayet odakları yolumuza mayın döşüyor”


Türkiye’ye maliyetleri ödetenlerin CHP sözcüleri olduğunu kaydeden Ala, “2010 referandumunda anayasa değişikliğini oylarken HSYK’nın yapısı bizim düzenlediğimiz şekilde çıksaydı, FETÖ yargıyı ele geçiremezdi. CHP, onu Meclisten çıktıktan sonra Anayasa Mahkemesine götürdü. Anayasa Mahkemesi gruplaşmaya imkan verdi. Çoğunluk grup hangisiyse onun hepsini ele geçirmesine imkan verdi. Bunu vesayet odaklarıyla, CHP ortaklığı yaptı. Yola mayını döşüyor, sonra da ‘Önünde engel mi var’ diyor. Biz mayını göremeyecek kadar ferasetsiz siyasetçi miyiz? Dertleri biz üzerindeyken mayını patlatamadılar. Her girdiğimiz seçimi kazandık, birini kaybetseydik Türkiye ne hale gelirdi” diye konuştu.


Ala, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliğine ilişkin eleştirilerini ele alarak, “Madde 104’te ‘Cumhurbaşkanı, yardımcıları ile bakanları atar ve görevine son verir’ diyor. Burada bu niye yazıyor? Bu, ‘Bakanlar Kurulu hiç olmayacak’ diyor. Bunların refleksleri, ‘Kanunların açıklarını nasıl buluruz.’ Bizden önce başbakan yardımcısının sayısında ilişkin bir madde de yoktu, onu da biz koyduk. Yüzlerce mi atanıyordu o zaman, böyle şey olabilir mi? Kendileri kanunların arkasından dolanıp, birileriyle iş birliği yapıp akla aykırı kararlar çıkarılar ya öyle devam edecek sanıyorlar. Onun için iktidar olamıyorlar. 36-37 bakanı biz 25’e indirdik. Anayasada 25 olacak diye bir şey yoktu. Yardımcı sayısının yazmasına lüzum yok ki, cumhurbaşkanına milletin yüzde 50’si oy verecek ve siz bunun kaç tane yardımcı atacağına güvenmeyeceksiniz. Bu akla ziyan bir şey” açıklamalarında bulundu.



“Tek parti 1940’larda vardı, zihinsel kodları oraya takılmış, bir türlü çok partili hayata adapte olamadılar”


Sistemin tek adam üreteceği söylemlerine değinen Ala, “Çok partili sistemde tek adam olmaz. Tek parti 1940’larda vardı. Zihinsel kodları oraya takılmış, bir türlü çok partili hayata adapte olamadılar. 34-35 parti seçime giriyor, bu kadar partinin olduğu yerde tek adam nasıl olacak. İki dönemle sınırlı, bakanlar, Meclis var. Meclis tam da kendi alanında yetki sahibi oluyor. Ben bürokrat olarak, milletvekili olarak, bakan olarak Mecliste bulundum. Bürokrasi kendini garantiye almak için şube müdürleri oturup yazıyor. Biz de onları kanun diye çıkarıyoruz. Gelişmiş demokrasilerde bu kadar detaylı kanunlar çıkmaz. Meclis daha yetkili şekilde kendi işini yapacak” ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanının her konuda kararname çıkarma yetkisinin olmadığını söyleyen Ala, “Anayasada temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, siyasi hakların cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenemeyeceği yazıyor. Bakanlar Kurulu yerine cumhurbaşkanı hükümet sistemi olduğu için, onun yerine cumhurbaşkanlığı çıkaracak” dedi.



“Biri düzeltilecekken bir başka şeyi ortaya atıyorlar, bu tesadüf olamaz, planla mümkündür”


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ‘Manav Ahmet’in oğlu mu milletvekili olacak, Ankara’daki beylerin çocukları milletvekili olacak’ sözlerini değerlendiren Ala, “Herkes kendini zor milletvekili yapıyor. Böyle bir şey var mı, kim çocuğunu milletvekili yapmış. Bunlar gereksiz temeli olmayan yalanlar. Yeni bir kavram var, tureng (gerçek dışı). Atıyorlar ortaya bir şey. Sosyal medyada yayılıyor, sonra onun öyle olmadığını anlatmak için uğraşıyorsunuz. Bu sistemle ilgili uygulanan bu. Her gün biri düzeltilecekken bir başka şeyi ortaya atıyorlar. Bu tesadüf olamaz, planla mümkündür. 18 yaşla 25 yaş arası 8 milyon genç var. Bunların çoğu kadın. Sadece milletvekili seçilme hakkı verilmiyor. Bu belediye meclisine, muhtarlığa, herhangi bir pozisyona seçilme hakkıdır. Gençlerimiz imkan bulursa bunu deneyebilir. Paket bir reform paketidir. Seçilme yaşı 18 olan ülkeler, Almanya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İspanya, İsveç, Portekiz daha 50 ülke sayabilirim. 80 yaşında milletvekilleri var, kimse bir şey diyor mu? Milletin ne diyeceğini hiç dikkate almıyorlar. Bu düzenleme geçti diyelim, milletvekili adayları belirlenirken millet istemezse seçmez zaten” değerlendirmelerinde bulundu.


Cumhurbaşkanlığı sisteminde eyaletlerin olabileceği ve Meclisin feshedilmesiyle üçüncü dönemde seçilmenin mümkün hale gelmesi tartışmalarına açıklık getiren Ala, “Anayasada idarenin nasıl olacağı belli. İller olarak yönetmek zorundasınız. Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisinin olacağını söylüyor, ya bırakın onu TBMM’nin anayasa değişmediği sürece böyle bir yetkisi yok. Anayasada açık hüküm olduktan sonra bu nasıl söylenebilir. ‘İkinci döneminde cumhurbaşkanı kararı alır ve üçüncü kez seçilir’ diyor. Burada açıkça yazıyor, ‘Cumhurbaşkanı ikinci döneminde seçim kararı alırsa kendisi seçime gidemez’ diyor. Birincide alırsa hem Meclis, hem cumhurbaşkanı seçime gidiyor. İkincide Meclis alırsa, o zaman cumhurbaşkanı da seçime gider, kararı millet verir” diye konuştu.


Ala, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte yürütmede istikrarın kurumsal hale geleceğini, bunun terörle mücadele anlamında çok daha emin adımlarla ilerlemeyi sağlayacağını söyledi. Batı ülkelerinin Türk hükümetine karşı takındığı tavrı ele alan Ala, “Aşırı sağ onlarda yükseliyor. Sağ yükselmesin diye onların istediğini yapıyorlar. O zaman senin farkın ne? Bu bir yere götürmez. Avrupa belirsiz politikalar girdabına girmiş durumda. Bizim öyle bir durumumuz var ki oralara bile yardım etmemiz lazım. Çünkü bizim 5-6 milyon insanımız var. FETÖ çok kullanılmaya müsait olduğu için kolay kolay bırakamazlar. Bizim milletimiz bunları kimin kullandığını anladı hemen. Avrupa da bunları kullanacak. Bunlarda ahlaki sınırlama olmadığı için bilgileri satıyorlar, her türlü ihanet çalışması yapıyorlar” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.