GENEL - 16 Ağustos 2018 Perşembe 14:16

Hak-İş’te ’Oradaydım’ kısa belgesel film galası

A
A
A
Hak-İş’te ’Oradaydım’ kısa belgesel film galası

Hak-İş Konfederasyonu himayesinde hazırlanan ’Oradaydım’ kısa belgesel film galasına katılan Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, "Bu topraklar pahalı topraklar, bu ülke pahalı bir devlet dolayısıyla bu toprakların bedeli de ağır oluyor" dedi.

Hak-İş Konfederasyonu himayesinde hazırlanan ’Oradaydım’ kısa belgesel film galasına katılan Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, "Bu topraklar pahalı topraklar, bu ülke pahalı bir devlet dolayısıyla bu toprakların bedeli de ağır oluyor" dedi.


Hak-İş Konfederasyonu himayesinde ’Oradaydım’ kısa belgesel film galası gerçekleşti. Film gösterimin ardından bir konuşma yapan Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, Hak İş’in bütün toplantılarında 15 Temmuz’u unutmayacağız unutturmayacağız sözünü mutlaka ifade etmek zorunluluklarını olduğunu belirterek, "15 Temmuz Türkiye’nin işgal girişimine karşı milletimizin onurlu, haysiyetli duruşunun adıdır ve günüdür. 15 Temmuz bundan önce yaşadığımız ve tarih boyunca devam eden ayaklanmalar, darbe girişimlerine benzemiyordu. 15 Temmuz Amerika’nın, NATO’nun Türkiye’yi doğrudan işgal girişimiydi. Bize silah sıkanlar bomba yağdıranlar tankları kardeşlerimizin üzerine sürenlerin adı George değildi ama onların köpekleriydi. ABD’nin Türkiye’deki bütün darbelerin arkasında olduğunu kayıtlar gösteriyor" ifadelerini kullandı.



"15 Temmuz’u sıradan bir darbe girişimi gibi görürsek o zaman tehlikeyi anlamamış oluruz" diyen Arslan konuşmasına şöyle devam etti:


"15 Temmuz farklı. 15 Temmuz sadece darbe değil, doğrudan Türkiye’yi işgal edip daha sonra da kendi arzu ettikleri yapıyı burada kurmaktı. 15 Temmuz’u sıradan bir darbe girişimi gibi görürsek o zaman tehlikeyi anlamamış oluruz. Tehlikenin devam ettiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. 15 Temmuz mücadelesi devam ediyor. Bu ihanet şebekesi içerideki ve dışarıdaki taşeronluklarını bütün hızıyla devam ettiriyorlar. Türkiye’de ekonomik krize yaşanıyor, adamlar Twitter hesaplarından alkış tutuyor. Bunlar vicdanlarını da akıllarını da vicdanlarını da emperyalist güçlere satmış satılıklar. Onlarla birlikte bu ülkenin bugüne kadar yaşadığı bunca olumsuzluklara rağmen ayakta kalmayı başaranlar olarak bu ihanetlerin de üstesinden geleceğiz. 15 Temmuz Hak İş’in milletimizin büyük ekseriyetiyle beraber ihanet odaklarına karşı en önlerde yer alıp hayatlarını feda eden kardeşlerimizdir Onlar evlerinde oturup televizyondan olayların nereye gideceğini seyretmek yerine eşleriyle, çocuklarıyla helalleşip meydanlara çıkan kardeşlerimiz. Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerimiz Türksatı bu ihanet odaklarına teslim etmemek adına hayatlarını feda eden iki kardeşimiz. Celalettin İbiş bir belediye işçisi, ama Genel Kurmay karargahına gidip Genel Kurmay Başkanının o esaretine son vermek için Genel Kurmay karargahına girip orada sırtından alçakça şehit edilen kardeşimiz. Hakan Gülşen külliyede Cumhurbaşkanımız adına orada bulunurken helikopterden atılan bombaların hedefi olan kardeşimiz. Hak İş’in 100’e yakın yaralısı, gazisi var. Hak İş her zaman olduğu gibi milletimize, ülkemize, devletimize yönelik nereden ve kimden gelirse gelsin bu saldırılara karşı hep milletimiz, devletimiz, ülkemizin yanında yer almaya devam edecektir. Sendika başkanlarından rica ediyorum; gittiğiniz her ilde zaman ayırın, bir şehit ailemizi ziyaret edin, onları yalnız bırakmayın. Onların yaptıkları fedakarlıklar bizi bugün ayakta tutuyor. Bu alçaklar başarılı olsaydı ilk tespit ettikleri 9 bin kişi infaz edilecekti. Bunlarda vicdan, merhamet, adalet hukuk yok. Bunlar tam bir katil sürüsü. Kimisi tankın altında, kimisi helikopterden atılan mermilerle, kimisi pusu kurularak kalleşçe arkadan vurularak şehit olan bu kardeşlerimizin hürmetine bunları yapabiliyoruz. O yüzden şehitlerimize sahip çıkacağız. Bize bıraktıkları emanet bu ülkenin birliği, bütünlüğü, bağımsızlığı ve geleceğidir. Her yerde hangi amaç hangi bölgede ismi ne olursa olsun bu vatan için şehit olan herkese aynı mesafede ve aynı sorumlulukla hareket etmemiz gerekiyor. Şehit ailelerinin bizden bir tek talebi var; ’Şehidimizi unutmayın. Şehidimiz unutulduğu gün biz bir kez daha ölürüz’ diyorlar. Bize düşen onların geride bıraktığı emanete sahip çıkmak. Bütün arkadaşlarımızdan isteğim ateşin düştüğü yeri yaktığını bilerek şehitlerimizin yakınlarıyla gazilerimizle ilgilenmeleri.’’



"Bu topraklar pahalı topraklar, bu ülke pahalı bir devlet dolayısıyla bu toprakların bedeli de ağır oluyor"


Bu tezgahları boşa çıkarmanın yolunun birlikten, mücadeleden geçtiğini vurgulayan Arslan, "Bu milleti teslim alamayacaklarını gördüler, bu milletin hiç hesap edilmeyen, kendiliğinden devletine, ülkesine, vatanına nasıl sahip çıktığını gördüler. Bu tezgahın boşa çıktığını görünce yeni tezgahlar kuruyorlar. Bu tezgahları da boşa çıkarmamız gerekiyor. Bu tezgahlar boşa çıkarmanın yolu da birlikten, mücadeleden geçiyor. Bizi teslim almaya çalışan bu zihniyete karşı mücadeleden geçiyor. Bu topraklar pahalı topraklar, bu ülke pahalı bir devlet dolayısıyla bu toprakların bedeli de ağır oluyor. Buranın bedelini Anadolu’ya geldiğimiz andan itibaren ödemeye başladık. Bu topraklarda var olmak için şehidimiz ve gazimiz olmaya devam edecek. Bunların sayısının az olmasını istiyoruz. Mümkün olduğunca bu topraklarda kardeşçe yaşamak istiyoruz. ama bizi bize bırakmıyorlar. Yeni bir operasyonla karşı karşıyayız. 15 Temmuz’un hıncıyla, yenilmenin verdiği kızgınlıkla bunlar gözü dönmüş caniler gibi ülkemize saldırıyor. Önceden daha diplomatik yapıyorlardı. Artık her şeyi açan beyan yapıyorlar. Hukuk uluslararası anlaşmalar, BM yaptığınız ikili anlaşmalar, tahkim yasaları, bunlar bizim gibi ülkeler için geçerli. Güç sahipleri için bunların hiçbir önemi yok. Ülkeyi yönetenlerimiz, iş verenlerimiz, işçilerimiz hepimiz millet olarak bu topraklarda daha güçlü bir devlet olmak zorundayız. Bu krizi bir fırsata dönüştürme şansımız da var. Bunun için millet olarak kendimize soru sormamız gerekiyor. Yapabileceklerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor.Nasıl geleceğimiz koruyacağız ve burada kalacağız’’ şeklinde konuştu.



"Kendi ayaklarımızı üstünde duracağız, kendi gücümüz oranında harcayacağız’’


Bir kısım çevrelerin Türkiye’nin yeniden İMF’yle anlaşması gerektiği yönünde yönlendirme yaptığının altını çizen Arslan, bunun Türkiye’nin yeniden İMF’nin komiserlerine teslim edilmesi projesi olduğunu belirterek, "Türkiye 50’den sonra 17 defa İMF anlaşması yapmış, her anlaşma krizle sonuçlandı. İMF’nin amacı bu, ülkeleri kayıtsız şartsız emperyalist ülkelere teslim etme. İMF konusundaki yaşadığımız tecrübelerden yola çıkarak buraya bir daha geri dönmemek gerekiyor. Kendi ayaklarımızı üstünde duracağız, kendi gücümüz oranında harcayacağız. Bu toplum bunu başarabilirse teslim olmayız. Döviz üzerinden borçlanma yasaklanmalı. Bir radikal kararlar dizisi almamız gerekiyor. Harcamalarımızı yaşamımıza kendi kaynaklarımızla devam edecek şekilde tedbir almamız gerekiyor. Bu hainlere karşı mücadelenin yolu fedakarlıktan geçiyor. Birlikte bunu başaracağız’’ açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hibe destekli sebze fidesi ve soya tohumu dağıtıldı Iğdır’da tarımsal arazilerin kullanımının etkinleştirilmesi çerçevesinde hazırlanan projeler ile hibe destekli sebze fidesi ve soya tohumu dağıtıldı. Iğdır İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün hazırladığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile Iğdır İl Özel İdaresinin destekleri ile şehirde tarımsal arazilerin kullanımının etkinleştirilmesi için çalışma başlatıldı. Yapılan çalışmalar çerçevesinde “Iğdır’da Sebze Yetiştiriciliğinin Geliştirmesi Projesi” çerçevesinde yüzde 50 sebze fidesi ve “Iğdır’da Soya Yetiştiriciliğin Geliştirmesi ve Yaygınlaştırılması” projeleri çerçevesinde de yüzde 75 hibe destekli soya tohumu dağıtımı gerçekleştirildi. Yeni projelerle çiftçilere hibeli desteklerin devam edeceğini belirten Iğdır Valisi Ercan Turan, “Üreten Iğdır bizim en büyük motorumuzdur. Sanayide, ticarette ve bilhassa tarımda günden güne kendimizi geliştiriyoruz. Ülkemizin ticaret hayatına, üretim hayatına çok değerli katkılar sunuyoruz. Tabii Iğdır bir tarım kenti ve ciddi bir tarımsal tecrübeye sahiptir. Hayvancılık tarafında da aynı şekilde süt sağım alanında da çok iyi noktalara geldik, gelmeye devam ediyoruz. Hayvancılığı destekleyeceğiz. Burada şimdi daha önceden de yaptığımız gibi yeni bir proje yaptık. Soya tohumu dağıtacağız. Ayrıca 250 bin fide dağıtacağız” dedi. Proje çerçevesinde domates, patlıcan ve biber fidesi olarak toplamda 691 bin 192 adet fide 258 çiftçiye dağıtılırken, 3 bin 850 kilogram soya tohumu da 14 çiftçiye dağıtıldı.
Kahramanmaraş Toz taşınımı Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı Kahramanmaraş’ta Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımı etkili oldu. Görüş mesafesinin düştüğü kentte, hava kalitesi de alarm verici seviyelere ulaştı. Afrika üzerinden gelen çöl tozu, Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı. Kentte toz taşınımı nedeniyle görüş mesafesinde düşme ve hava kalitesinde azalmaya neden oldu. Meteoroloji’nin uyarasının ardından kentin kuşbakışı görüldüğü alanlarda şehrin üzerinde toz bulutlarının etkili olduğu görüldü. Toz taşınımından etkilenen Kahramanmaraşlı esnaflar, görüş mesafesinin düşmesi ve hava kirliliği nedeniyle zor anlar yaşıyor. Galerici esnaflarından Mustafa Başkonuş, “Kahramanmaraş’ta son 2 gündür özellikle Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutları etkili olmakta. Gördüğünüz gibi bizim araçlarımızın üstü tozdan geçilmiyor. Şu an yıkasam yarım saat sonra yine aynısı oluyor” dedi. Gıda işletmecisi Kemal Alagöz ise, “Gıdacı olarak bizleri çok etkiliyor, kapımızı açamıyoruz. Önlemimizi almak için kapımızı kapatıyoruz, ürünlerimizin üstünü kapatıyoruz. Her 15-20 dakikada bir elimizle sürekli temizliyoruz. Mesela benim çocuğun alerjisi var, okula bile gönderemiyoruz” diye konuştu. Bir diğer esnaf Kadir Gülcü, “Kapımızı kapatıyoruz, içeride klimamız çalışıyor ama yine kapı açılıp kapandıkça içeri toz oluyor” ifadelerini kullandı. (MTH-FKE-