KÜLTÜR SANAT - 27 Nisan 2024 Cumartesi 13:30

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

A
A
A

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, Humanis’in organizasyonuyla hazırlanan ve çalışmaları tam 7 yıl süren Atatürk sergisi, bugün Ankara Cermodern’de ziyarete açıldı.

İlaç ve sağlık şirketi Humanis’in organizasyonuyla, Nazım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nın unutulmayan dizesinden ilham alarak oluşturulan sergi, “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adını taşıyor. Proje Direktörlüğünü Fahri Özdemir’in yaptığı serginin hazırlanışı tam yedi yıl sürdü.

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

“Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adlı sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 250 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte, Atatürk’ün kullandığı özel eşyaları, kendisinin ve o dönemin önemli kişilerinin yazışmaları, telgraflar, gazeteler, dergiler, dönemsel belgelerle birlikte o döneme ait birçok obje de yer alıyor. Bu objeler arasında Atatürk’ün özel eşyaları, Atatürk’ün bazı kişilere imzaladığı fotoğraflarla birlikte yerli ve yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar, serginin dikkat çekici bölümünü oluşturuyor.

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

Serginin bir başka dikkat çelen evrakı ise Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yazdığı mektup. Bu mektup izleyicileri yoğun bir duygu seliyle o dönemlere götürüyor.

Sergi, 1909’dan başlayıp, Çanakkale Savaşları ve sonrasında Avrupa’nın “hasta adamı” diye nitelendirilen Osmanlı Cihan Devleti’nin çöküşü ile birlikte, çok zor şartlarda sürdürülen Kurtuluş Savaşı ve ardından Cumhuriyetimizin kuruluşu ve sonrasını görsel bir bütünlükle sanatseverlere sunuyor.

Humanis CEO Yunus Sancak, hazırlık süreci tam 7 yıl süren bu çok kıymetli serginin Humanis’in sosyal sorumluluk projesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına bir saygı duruşunda bulunma ve Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerini gösterme amacı taşıdığını vurguladı.

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

CEO Yunus Sancak sözlerine şöyle devam etti:

“Son yıllarda yapılan yüzlerce bilimsel çalışma, sanatın iyileştirici bir gücü olduğunu gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü de bu çalışmaları düzenledi ve Avrupa ülkelerini sanata teşvik etmeleri için tavsiyelerde bulundu. Humanis olarak sanatın sağlığa pozitif etkisine inanıyor ve bu yüzden bu sergiyi gerçekleştiriyoruz. Atatürk’ün liderlik dönemindeki vizyonu ve kararlılığını gösteren eserleri sizlerle paylaşmak, bizim için büyük bir onur kaynağıdır.”

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

“Cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz”

Serginin Sanat Direktörü Fahri Özdemir ise yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Yedi yıl önce hazırlıklarına başlanan çok kapsamlı bir sergi. Sergide 457 tane eser var. Ben eser diyorum. Çünkü Atatürk’ün özel eşyaları, yazışmalar, mektuplar. Bunların hepsi benim için bir eser değerinde olduğu için, 457 tane eserden oluşuyor. Yaklaşık 250 civarında da fotoğraf var. Bu fotoğrafların da yüzde 80’i ilk defa görücüye çıkan fotoğraflar. Çünkü kronolojik süreç dediğimiz için az bilinen fotoğrafları da sergiye koymak zorunda kaldık. Ama bununla beraber bin dokuz yüz yediden başlayıp, Atatürk’ün ölümü 1938’e kadar ki bütün Atatürk üzerinden ve cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz.”

“Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar”

Sergide Atatürk’ün fotoğraflar ile beraber birçok da özel eşyasının olduğunu dile getiren Özdemir, “Bastonu, kravatı, kol düğmeleri, yazdığı kitapların hepsi ve yaklaşık yüzün üzerinde de dönemsel belgeler, mektuplar, yazışmalar, telgraflar ve bazı sanat eserleri. O sanat eserleriyle beraber bir bütün aslında. Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar” ifadesini kullandı.

“Her süreci belgelerle beraber görmüş olacaklar”

Sergiyi gezen vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamalarını belgeleri ile görebileceğini söyleyen Özdemir, “İnsanların nasıl bedeller ödeyerek bir ülkeyi kurduğunu, nasıl acılar çekildiğini, 1907’den itibaren ki her süreci kendileri belgelerle beraber görmüş olacaklar” dedi.

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

“Amacım insanlara doğruları ilk kaynaktan göstermek”

Sergideki fotoğraflara da dikkati çeken Özdemir, şöyle konuştu:

“Fotoğraflarla beraber o dönemin gazeteleri, dergileri sizi o tarihin içine alacaktır. Bireysel olarak da kendimizin yüzleşme sergisidir bu sergi. Nereden nereye geldik? Değerlerimiz neydi? Hangi değerleri kaybettik? Hangi değerleri koruyamadık? Bu yüzleşmenin de bir sergisi. Benim amacım bu sergide insanlara gerçekleri ve doğruları ilk kaynaktan göstermek, hurafelerden uzaklaştırmak, gerçekle yüzleştirmek amacını taşıyordu. Sanırım başardığımı düşünüyorum.” Sergi 18 Ağustos’a kadar vatandaşların ziyaretine açık olacak.

Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi

Kaan Taşkın - Gürkan Sayın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu Belediyesi’nden çölyak hastalarına glütensiz gıda desteği müjdesi Beyoğlu Belediyesi, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü’nü nedeniyle ilçedeki çölyak hastalarına düzenli olarak yapılan glütensiz gıda yardımı paketinin içeriğinin zenginleştirildiği müjdesini verdi. Beyoğlu Belediyesi, glütensiz gıda tüketmek zorunda olan çölyak hastalarına düzenli yardım etmeye devam ediyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde hayata geçirilen, Çölyak Yardım Paketi Projesi ile ilçedeki hastalara her ay glütensiz gıda paketi yardımı yapılıyor. Çölyak hastası vatandaşların, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü’nü kutlayan Beyoğlu Belediyesi, gelen talepler doğrultusunda glütensiz gıda paketinin içeriğinin zenginleştirildiğinin müjdesini verdi. Yardım paketleri belediye ekiplerince adreslerine teslim ediliyor Yenilenen glütensiz paket içeriğinde, 2 glütensiz makarna, 2 glütensiz Un, 2 glütensiz Ekmek, 1 glütensiz tarhana, 1 glütensiz arpa şehriye, 1 glütensiz tuzlu kraker, 1 glütensiz puding ve 1 glütensiz gofret bulunduğunu açıkladı. Glütensiz gıda paketinden faydalanmak isteyen Beyoğlu’nda ikamet eden çölyak hastalığına sahip vatandaşların, çölyak raporuyla birlikte Beyoğlu Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne başvurmaları gerekiyor. Sosyal inceleme sonrasında başvurusu onaylanan vatandaşların yardım paketleri, belediye ekipleri tarafından her ay düzenli olarak adreslerine teslim ediliyor.
Diyarbakır Diyarbakır’da trafik kazalarında yüzde 70 oranında azalma sağlandı Diyarbakır’da İl Emniyet Müdürü ve Trafik Şube Müdürünün katılımıyla Trafik Haftası kutlanarak öğrenci, sürücü ve aileleri bilgilendirildi. Kaya, “İlimizde bu kapsamda geçen yıldan bu yıla, ölümlü trafik kazalarında yüzde 70 oranında bir azalma sağladık” dedi. Merkez Kayapınar ilçesi Fırat Bulvarı’nda "Hayatla Yarışılmaz" sloganıyla Trafik Haftası kapsamında İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, Trafik Şube Müdürü İlker Köksoy ve trafik polisi ekiplerinin katılımıyla denetim yapılıp öğrenci, sürücü ve aileleri bilgilendirildi. Burada gazetecilere açıklamada bulunan Fatih Kaya, herkesi Trafik Haftası’nı kutladı. Tüm dünyada mayıs aynın ilk haftası başlayan Trafik Haftası kutlamaları olduğunu belirten Kaya, bunun da, trafik konusunda bilinçlendirmeyi ve farkındalık düzeyini artırmaya yönelik olduğunu dile getirdi. “Bütün dünyada ölümlerin yüzde 2.1’i, trafik kazaları içerisinde meydana geliyor” diyen Kaya, “Bu da ölüm nedenleri arasında trafik kazalarını 11. Sıraya oturtuyor. Yine bütün dünyada her yıl trafikte 20-25 milyon kişi sakat kalmakta. Gelişmiş ülkelere baktığımızda trafik kazaları altyapı ile önlenebiliyor belli bir düzeye göre. Teknolojideki gelişmelerinde araçlarda, yollarda kullanılması sonucunda bunun da belli bir etkisi oluyor. Ama bana göre, en büyük etken denetimlerin artırılması” dedi. Diyarbakır’da da bu kapsamda geçen yıldan bu yıla, ölümlü trafik kazalarında yüzde 70 oranında bir azalma sağladıkları bilgisini paylaşan Kaya, “Bu da denetimlerimizi aynı oranda artırmamızla direkt ilişkili bir sonuç. Bu denetimler trafik polisleriyle olduğu gibi teknolojik denetimlere de önem vermekteyiz. Bu teknolojik denetimler kapsamında da, Diyarbakır’ımızla ilgili bir proje yürütmekteyiz. Mevcut kamera sistemlerinin iyileştirilmesi, yol işaret levhalarının biraz daha artırılması suretiyle yeni yazılımlar yükleyerek ilimize 8 tane elektronik denetleme sistemi kurmayı planlamaktayız. Çok kısa bir sürede 5’i şehirler arası yollarda, 3’ü de şehir içi yollarda olmak üzere Diyarbakır’ımıza 8 adet hız tüneli kazandırma çalışmalarımızın sonuna geldik. İnşallah en kısa sürede, belki de Kurban bayram öncesinde bu hız tünellerini hizmete açmış olacağız. Bu sayede de trafik daha çok disiplin altına alınacak” ifadelerini kullandı. Program, öğrencilerle fotoğraf çekimiyle son buldu.
Zonguldak Çölyak hastalığı farkındalık haftası Zonguldak İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ertuğrul Güner Çölyak hastalığı farkındalık haftası etkinlikleri kapsamında açıklamada bulundu. Dr. Güner, Çölyak hastalığının, genetik yatkınlığı olan bireylerde buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten isimli proteine maruz kalma sonucu gelişen, kronik, immün aracılı bir ince bağırsak enteropatisi olduğunu ifade etti. Dünya çapında gün ve haftalar ile farkındalık çalışmalarıyla konuya dikkat çekildiğini hatırlatan Güner, “Çölyak hastalığı temelde ince bağırsağı etkilese de, klinik özellik yelpazesi hem intestinal hem de ekstraintestinal semptomlar ile çok geniştir. Her yaş grubunda, her ırkta ve her iki cinste de görülebilir. Çölyak hastalığında etkin olduğu bilinen tek tedavi, glutenin ömür boyu diyetten çıkarılmasıdır. Glutensiz diyet uygulanmasındaki amaç, hastalığın var olan semptomlarını kontrol altına almak, hastaların yaşam kalitelerini arttırmak ve hastalıkları ile ilgili komplikasyonların oluşmasını önlemektir. Özellikle çölyak hastalığında erken tanı çocuklarda büyümenin yakalanmasında, uzun dönem komplikasyonlarının önlenmesinde önemlidir. Hastaların çoğunda, diyet tedavisine tam uyum sağlamalarının ardından klinik bulgularının tamamen düzeldiği, serolojinin normale döndüğü gözlenmektedir. Çölyak hastalığı toplumun yaklaşık yüzde 1- yüzde 0.03 etkilemektedir. Hastalığın çok geniş bir klinik yelpazeye sahip olması, atipik seyir gösterebilmesi veya hiç bulgu vermemesi nedeniyle gerçek bir prevalans vermek zorlaşmaktadır, bu nedenle hastaların ancak yüzde 10’nuna tanı konulduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde Çölyak hastalığı görülme sıklığı toplumun yaklaşık yüzde 1- 0.03 etkilediği düşünüldüğünde en çok 850 ve en az 250 bin hasta beklenmektedir. Bakanlığımız Sağlık Bilgi Sistemlerinden elde edilen verilere göre Türkiye’de tanı almış çölyak hasta sayısı 2023 Kasım ayı sonu itibari ile 166 bin 614 olarak belirtilmiştir. Çölyak hastalığı, bilindiği üzere hem çocuklar hem de erişkinlerde geniş bir klinik yelpazeye sahiptir. Organizmada etkilemediği sistem ya da organ yoktur. Tüm sistemlere yönelik semptomlara neden olması çok ciddi tanı karmaşasına yol açmaktadır. Bu durum tıbbın her disiplininden hekimleri ilgilendiren evrensel bir sorundur” ifadelerine yer verdi.
Zonguldak Uluslararası Yönetim, İktisat ve İşletme Kongresi ZBEÜ’de başladı Uluslararası Yönetim, İktisat ve İşletme Kongresi’nin ikincisi, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) ev sahipliğinde başladı. ZBEÜ Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan kongrenin açılış konuşmasını yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ferda Çakmak, 137 bildirinin sunulacağı kongreye 55’ten fazla üniversiteden katılım olduğunu söyledi. Çakmak, “Güncel akademik dünyada uluslararası platformda var olabilmenin en önemli kriterlerinden biri olan kolaborasyon felsefesiyle oluşturduğumuz ekip ruhlu vizyonumuzun en önemli katılımı olan Uluslararası Yönetim, İktisat ve İşletme Kongremizde iktisat, yönetim, pazarlama, finans, muhasebe, mali, çalışma ekonomisi, endüstriyel ilişkiler, siyaset bilimi ve kamu yönetimi bilim alanlarında mentor konumunda akademisyenlerin yer aldığı multidisipliner çok sayıda oturum gerçekleştirmeyi planladık. Kongremizde 32’si yüz yüze, 105’i çevrim içi olmak üzere 137 bildiri bulunmaktadır. Bu bildirilere yazar olarak katılan toplam kişi sayısı 183 olup, kongremize 55’ten fazla üniversiteden, Ticaret Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın teveccühü ile farklı kurumlardan katılım sağlanmıştır. Kabul edilen 137 bildirinin 36’sının üniversitemizden olması ayrıca kongremizin üniversitemiz bazlı ne denli sahiplenildiğinin kanıtıdır” dedi. ZBEÜ Rektör Vekili Hakan Kutoğlu da üniversitede son dönemde çok sayıda kongre düzenlendiğini, Zonguldak’ta adeta bir kongre turizmi yaşandığına dikkat çekti. Kutoğlu, “Üniversitemiz rektörümüz göreve geldikten bu yana sayısız kongre gerçekleştirdi. Bugün İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin düzenlemiş olduğu kongrede birlikteyiz. Zonguldak adeta bir kongre turizmi yaşıyor bu dönemde. Çok sayıda kongre gerçekleştirildi. Bu kongreleri gerçekleştiren dekanlarımıza, yüksekokul müdürlerimize, kongrelerde görev alan tüm arkadaşlarımız ve öğrencilerimize içten teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu. Ekonomistlerin İkinci Dünya Savaşı sonrasında türev ürünleri çıkarttığını, bu sürecin aynı zamanda bir canavar oluşturduğunu ve canavarın sürekli büyümek istediğine vurgu yapan Kutoğlu, dünyayı aslında ekonomistlerin yönettiğini söyledi. Plastiklerin geri dönüşümü gibi döngüsel ekonomi yöntemlerinin konuşulduğuna vurgu yapan Kutoğlu, “Lütfen bu canavarı dizginleyin. Yoksa torunlarımıza bırakabileceğimiz bir dünya kalmayacak” dedi. Kutoğlu şöyle devam etti: “İnsanlıkta çeşitli dönemlerden bahsedilir. Çeşitli devrimlerden bahsedilir. Sanayi devrimi, teknoloji devrimi, internet devrimi gibi. Ama ben kendi okumalarımdan son dönemleri şu şekilde özetlemeyi tercih ediyorum. Sanayi ve ekonomi devrimi diye özetlemeyi düşünüyorum. Sanayi devrimini mühendisler, ekonomi devrimini de ekonomistler yaptı. Sanayi devrimi için çok fazla finansman gerekliydi ama finansman kısıtlıydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomistler çok zekice bir şekilde türev ürünleri çıkarttılar. Para piyasalarını oluşturdular. Şu anda dünyada karşılığı olmayan bir sürü türev ürünü var. Bir ürün elli defa satılıyor. Tabii bu bir canavar oluşturdu. Hakikaten büyük ilerlemeler, yatırımlar sağladı. Ama aynı zamanda da bir canavar oluşturdu. Bu canavar sürekli büyümek istiyor. Ama dünyadaki kaynaklar kısıtlı. Eğer siz sürekli büyürseniz sonunuza çok daha hızlı erişirsiniz. İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl. Son yüzyılda doğal kaynaklar noktasında, iklim krizi gibi çevre krizleri yaşamaya başladık. Bunun farkındayız. Yeni birtakım öneriler ortaya atılıyor. Döngüsel ekonomi gibi öneriler ortaya atılıyor. Ama maalesef kanımıza girmiş bir şey var, alışkanlıklarımız var. Bunların hiçbiri bugüne kadar işe yaramış değil. Mesela döngüsel ekonomi diyoruz. Dünyada dönüştürmek amacıyla toplanan plastiklerin sadece yüzde 9’u dönüştürülebiliyormuş. Şimdi tıpçılar, mühendisler çok havalıdır. Dünyayı kendileri yönetiyor zannediyorlar ama aslında dünyayı ekonomistler yönetiyor, onlar idare ediyor. Çıkarttıkları finansal araçlarla dünya sizin parmaklarınızın ucunda. Bu canavarı siz ürettiniz, bu canavarı siz dizginlemek, yeni metotlar, yeni ekonomik modeller bulmak sizin göreviniz. Lütfen bu canavarı dizginleyin. Yoksa torunlarımıza bırakabileceğimiz bir dünya kalmayacak. İnşallah bu kongremizde yeni arayışlara, alışkanlıklarımızı değiştirecek dünyada sürdürülebilir bir ekonomi üretebilecek yeni yöntemler geliştirirsiniz. Çünkü dünyayı siz yönetiyorsunuz.” Kongrenin açılış töreni Prof. Dr. Kemal Yıldırım’ın “Tarihsel Gelişim Süreci İçerisinde Makro Ekonomik Modeller”, Prof. Dr. Mehmet Erçek’in “Türkiye’de İnovasyon ve Girişimcilik Ekosistemi: Durum Tespiti ve Öneriler” konulu sunumlarıyla devam etti.