POLİTİKA - 27 Şubat 2017 Pazartesi 19:44

Kurtulmuş’tan Barzani’nin Türkiye ziyaretine ilişkin açıklama

A
A
A
Kurtulmuş’tan Barzani’nin Türkiye ziyaretine ilişkin açıklama

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Astana sürecinde, Ruslar ile iş birliği içerisinde olmamız, ABD ile Rakka meselesini konuşuyor olmamıza mani olmaz. Biz kiminle nerede Suriye barışını sağlamak için, halkların kendi şehirlerine dönmelerinin imkanını sağlamak için iş birliği yapabilirsek bunları konuşuruz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Mesud Barzani’nin Türkiye’ye gelmeden önce yapmış olduğu açıklamaları değerlendiren Kurtulmuş, “Türkiye temalarında bu konular gündeme gelmedi. Türkiye temaslarının özü, Sayın Barzani ve Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yapmış olduğu işbirliğinin gözden geçirilmesi, bölgede barışın sağlanması ve özellikle terör örgütlerine karşı ortak mücadelede hangi konular ele alınacak bunlar gündeme gelmiştir” diye konuştu.
Havaalanında Mesud Barzani’nin Bölgesel Kürt Yönetimi bayrağının göndere çekilmesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “İlk kez çekilmiyor. Sayın Barzani, Türkiye’ye her geldiğinde bu uygulama yapılmıştır. Hem Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bayrağı hem Irak bayrağı hem de Türk bayrağı asılmıştır. Dolayısıyla önceki uygulamalarda da böyle olmuştur. Daha önceki ziyaretlerde de aynı uygulama olmuştur. Bu uygulama diplomatik teamüllere uygundur. Bunda herhangi bir şekilde yadırganacak bir durum yoktur” ifadelerini kullandı.
Rakka operasyonuna ilişkin ABD ile yapılan görüşmeleri de değerlendiren Kurtulmuş, konuya ilişkin olarak şu açıklamada bulundu:
“Resmi olarak hükümet tarafından açıklanmayan bir takım görüşlerin gerçekmiş gibi gündeme getirilmesi doğru değildir. Çok sayıda duyumlar oluyor ama bunlar resmi bilgiler olarak paylaşılmadığı sürece bunlara itibar etmemek lazım. Rakka operasyonu konusunda görüşmeler devam ediyor. Henüz gelinmiş bir ortak nokta yoktur. Bizim gerek Rakka operasyonu, gerek Cerablus operasyonu gerekse de El Bab operasyonu ile ilgili söylediğimiz ana çerçeve şudur: Türkiye’nin herhangi bir şekilde ne Irak’ın ne de Suriye’nin topraklarında gözü yoktur. Biz bu operasyonların hiç birisini toprak kazanalım diye yapmıyoruz. Bu operasyonlar Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren operasyonlardır. Buradaki temel meselemiz, kiminle nerede hangi sorunu çözebilirsek çözmeye gayret etmemiz. Suriye ve Irak’ta biran evvel barışın sağlanmasıdır. Rakka’da, Musul’da, Cerablus’ta ve diğer kentlerde süratli bir şekilde bölgelerin barışa kavuşması ve barış olduktan sonrada o bölgelerin yerli halklarının o şehirlerde oturmaya devam etmeleridir. Bunun temin edilmesi için herhangi bir şehirden bir terör örgütünü çıkartırken oraya başka bir terör örgütün getirmek bölge barışına hizmet etmez. Türkiye olarak bunu Hem ABD hem Rusya hem de ilgili bütün ülkelerle uluslararası koalisyonun mensuplarıyla paylaşıyoruz. Bu çerçevede yapılacak operasyonlara destek verilmesi konusunda da Türkiye’nin tutumu açıktır. Görüşmelerimiz devam ediyor. Rakka’da, ABD ve uluslararası koalisyonla ortak bir operasyon ihtimali eğer görüşmelerden sonra ortaya çıkarsa bunu yapmak, örneğin Suriye’nin batısında Ruslar ile özellikle Halep’teki barış üzerinden gerçekleştirdiğimiz ve sonu Astana’ya ulaşan o görüşmeler sürecine zarar vermez. Astana sürecinde, Ruslar ile iş birliği içerisinde olmamız, ABD ile Rakka meselesini konuşuyor olmamıza mani olmaz. Biz kiminle nerede Suriye barışını sağlamak için, halkların kendi şehirlerine dönmelerinin imkanını sağlamak için iş birliği yapabilirsek bunları konuşuruz.”
Bir gazetecinin, “YPG’ye, ABD’nin yapmış olduğu silah yardımları yeniden gündemde. Yeni sevkiyatın yapıldığına yönelik görüntüler var. Bu sevkiyat, Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkiler” sorusuna Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
“Biz başından itibaren uyarılarımızı yapıyoruz. ABD’nin, YPG’ye, PYD’ye ve bölgedeki diğer unsurlara herhangi bir şekilde silah desteğinde bulunması sorunu çözecek bir mesele değildir. DEAŞ çok sayıda verilen bu silahlardan aldı. Bizim görüşümüz açık. Buralarda makul, mutedil, meşru muhalefet örgütleri ile işbirliği yapılarak bu şehirlerin kurtarılması lazım. Rakka’nın tamamına yakını Arap nüfusludur. Arap nüfuslu olan bir şehri kurtarırken neredeyse tamamına yakını Arap olmayan unsurlar ile operasyonu yapmak bölge barışına hizmet etmez.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Hatay Toz taşınımına dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek, tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımının 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirten Alpar, “Ciltte kızarıklık, hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi.
Bursa (Özel) 120 yıldır alem yapan ailenin son ustası Bursa’da Türkiye’nin 4 alem ustasından biri olan Rıza Akbalış, 120 yıllık aile mesleğini büyük bir özveriyle devam ettiriyor. Dedesinden babasına, daha sonra da kendisine kalan atölyede 14 yaşından itibaren çalıştığını belirten Akbalış, kendisinden sonra mesleğini devam ettirecek aile üyesinin olmadığını söyledi. Bursa’da 60 yaşındaki Rıza Akbalış 3 kuşaktır devam eden 120 yıllık aile mesleğini, ilk günkü heyecanıyla devam ettiriyor. Abdal Mahallesi’nde bulunan atölyesinde babasından kalan aletlerle 14 yaşından bu yana zanaatına devam eden Akbalış, Türkiye’de birçok tarihi caminin alemini onarırken yurt dışına da sipariş üzerine ihracat yapıyor. Genellikle Balkan ülkelerinden çok fazla talep olduğunu dile getiren Akbalış, bu güne kadar Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine alem yaptığını söylüyor. Türkiye’de sadece 4 tane alem ustası kaldığını belirten Akbalış, kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsesi kalmadığını kaydetti. Alem yapmayı babasından öğrendi Okulu bitirmesinin ardından babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Rıza Akbalış, “Bu mesleği dedem, babam ve ben olmak üzere 3 kuşaktır yapıyoruz, 120 yıllık bir meslek. 14-15 yaşlarında okulu bitirdiğim gibi babam yanına aldı. Temel eğitimi babamın yanında aldım. Atölyede dedemin ve babamın aletleri var. Hem babam hem de ustam olduğu için ondan çok şey öğrendim. Sanatta ahlak çok önemli. Temel eğitimi aldıktan sonra her şey çok güzel olur. Ben bu çizgide devam ediyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek. Türkiye’de Samsun, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Bursa’da ben olmak üzere sadece 4 kişi yapıyor. İstanbul’da alem yapıyorlar ama onlar döküm alem. Bizim yaptığımız el sanatı çekiçle yapıyoruz. Ailemde benden sonra bu mesleği yapacak maalesef yok. Sağlığım elverdiği sürece bu mesleği devam ettireceğim” dedi. Deprem bölgesine alem gönderdi Hatay’da yıkılan tarihi camiler için de alem hazırladığını söyleyen Akbalış, “Türkiye’nin her tarafına özellikle Marmara bölgesine veriyoruz. Yurt dışında Avusturya, Romanya, Almanya, Macaristan, Balkan ülkelerine birkaç tane de Amerika’ya gönderdik. Yurt dışında bir hayırsever kilise iptal olunca yerine yapılan camiye alem istedi. Ben de para almadan hediye ederek yolladım. Zaman içerisinde bakırlar renk değiştiriyor, renklerini açıyoruz. Bazen yamuluyor, onları düzeltiyoruz. Eskisi gibi güzel şekilde teslim ediyoruz. 20-25 gün önce Hatay’da depremden dolayı yıkılan bir cami için hayırsever biri 5 tane alem aldı. Deprem bölgelerinde yıkılan ve hasar gören camiler yapılıyor onarılıyor. Tamamlanınca 5 tane daha alem göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Toz taşınıma dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımı 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz aşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirterek Cilt Uzmanı Selin Alpar, “Ciltte kızarıklık hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi. (OA-VK-