GENEL - 03 Aralık 2016 Cumartesi 18:23

Memur-Sen Engelliler Komisyonu Genel Başkanı’ndan ‘Engelliler Günü’ mesajı

A
A
A
Memur-Sen Engelliler Komisyonu Genel Başkanı’ndan ‘Engelliler Günü’ mesajı

Memur-Sen Engelliler Komisyonu Genel Başkanı Elvan Uğurlu, “Pozitif ayırımcılık kapsamında, engeli bulunan kamu görevlilerine yönelik yeni haklar olarak kamu personel mevzuatına ve sistemine dahil edilmelidir” dedi.
Memur-Sen Engelliler Komisyonu Genel Başkanı Elvan Uğurlu, 3 Aralık Engelliler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yayımladı. Türkiye’nin son 10 yılda uygulamaya koyduğu değişimlerle engelleri ortadan kaldırmak adına önemli adımlar attığını kaydeden Uğurlu, “Tarih, ‘hayatın engellerle dolu olduğu’ noktasında ortak kabul üreten insanlığın, ‘bedeni ya da zihni engeli bulunan insanın’ kabulüne yönelik ortaklık oluşturmakta çekingen davranmayı tercih ettiğini doğrulayan olgu ve olaylar barındırıyor.
Göçebe hayat döneminde göç kervanına yük görülen engeli bulunan bireyler, yerleşik hayata geçiş, modernleşme ve sanayileşme döneminde ise emek ve ekmek mücadelesinde yok sayılan pozisyonuna mahkum edildiler. Türkiye, engeli bulunan bireylere yönelik özellikle son on yıllık süreçte gerek mevzuat gerekse uygulama boyutuyla hayata geçirdiği değişim ve gelişimlerle bütün bunların çok ötesinde ve ilerisinde bir noktadadır. Fakat, medeniyetimizin ‘insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ bakışının hakkını verme perspektifiyle baktığımızda, engeli bulanan bireylerin haklı beklentilerinin, teklif ve taleplerinin tam anlamıyla karşılandığını söyleyecek durumda değiliz” ifadelerini kullandı.
Engelli bireylere yönelik eğitim sisteminde olumlu gelişmelerin yaşandığına işaret eden Uğurlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sakat, özürlü ifadeleri yerine engelli kavramının tercih edilmesinde isabet kaydedilirken engelli insan tanımlamasıyla, engelin bedeni ya da zihni yetilere/yeterliklere ilişkin olması sınırlılığını göz ardı edip insanı bütün yönleriyle engelli ilan etme hatasından henüz tam olarak kurtulmuş değiliz. Doğum öncesinde, sırasında ya da sonrasında engelli sıfatı edinilmesine neden olan yeti/uzuv kaybı yaşayan insanlar, engeliyle yaşamak yanında kendilerine hayatı, emek ve ekmek mücadelesinde yer almayı zorlaştıran engellerle savaşmak durumundan hala azad olmuş değiller. Eğitim sistemimizde, engeli bulanan bireylere yönelik önemli adımlar atıldı, atılmaya devam ediyor fakat eğitimdeki bu gelişme, üretim süreçlerine katılım, yönetim süreçlerine katkı, yönetim makamlarında yer alma noktasında engeli bulunan bireylere yönelik kapsayıcı politika ve uygulamalar noktasında hala eksiklerimiz var.”
Engelli bireylerin istihdamı konusunda ortaya konan azmin birçok ülkenin ilerisinde olduğunu dile getiren Uğurlu, “Engeli bulunan insanların kamuda istihdamı noktasında ortaya konan azim ve kararlılık sadece Türkiye’nin kendi geçmişinin değil birçok dünya ülkesinin çok ilerisindedir. Fakat, istihdam süreci sonrasında kamu hizmetlerinin sunum aşamasında, kamu hizmeti sunma sorumluluğu noktasında engeli bulunan bireylere yönelik pozitif ayırımcılık düzenleme ve uygulamalarında aynı azim ve kararlılık ortaya konamamıştır. Engeli bulanan bireylere yönelik bakışın merhametten adalete evrilmesine yönelik bütün çabaları, çalışmaları, arayışları değerli buluyoruz. İnsanın hayatını kolaylaştıran, hayatla temasını artıran, hayatın içine katan yaklaşımların engeli bulunan bireyler noktasında pozitif ayırımcılık içermesi, ‘ihsan’ olarak değil ‘önce insan’ bakışından beslenen ‘irfan’ kapsamında değerlendirilmelidir. Türkiye’nin en büyük emek örgütü ve en donanımlı emek hareketi Memur-Sen’in Engelliler Komisyonu olarak, engeli bulunan bireylerin çalışma hayatında, kamu personel sisteminde var olmasını sadece sosyal adalet ve sosyal devlet paradigmasına dayandırmıyoruz. Bunun aynı zamanda bireysel bir hak olduğunu ifade ediyoruz. Görme engelinin hakikate bakmaya engel olmayacağını, işitme engelinin hizmet taleplerine yönelik sözleri anlamaya engel olamayacağını, doğruyu seslendirmek için konuşma engelinin bulunmaması gibi zorunluluğun olmadığını biliyoruz. Bu çerçevede, engeli bulunan bireylerin istihdamında kamunun öncülük yapmaya devam etmek yanında çalışma şartlarında, kariyer imkanlarında, mali, sosyal ve özlük haklarında da öncülük yapma sorumluluğu yüklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz” ifadelerini kaydetti.
Uğurlu, yeni anayasanın engelli bireylerin de bakışını yansıtacak ifadeler barındırması gerektiğine dikkat çekerek, Yeniden Büyük Türkiye hedefini gerçekleştirme kararlılığının toplum sözleşmesi hükmüne de sahip olacağına inandığımız yeni anayasa, Türkiye’nin ve milletimizin engeli bulunan bireylere yönelik medeniyetimizin bakışını yansıtacak hükümler içermelidir. Bu kapsamda, yeni anayasa çalışmalarında engeli bulunan bireylerin görüş ve önerilerini yansıtacak katkı ve katılım süreçleri mutlaka oluşturulmalıdır. Mevcut Anayasa’nın devletin ve kamu idaresinin engeli bulunan bireylere yönelik ödevlerine ilişkin hükümlerinde yer verilen imkanlar ölçüsünde sınırlaması, yeni anayasada kesinlikle olmamalıdır. Kamu hizmetlerinin sunumunda işaret dilinin, görme engellilere yönelik hizmete erişim imkan ve fırsatlarını arttıracak sesli uyarı/bilgilendirme hizmeti, anayasal hak olarak yeni anayasada yer almalıdır. Bütün engel türlerini kapsayacak şekilde eğitim, sağlık, istihdam, spor, sosyal hayata hatılım, kamu hizmetlerine erişim konularında, engeli bulunan bireyleri dikkate alan yaklaşım ve felsefe yeni anayasaya hakim olmalıdır. Kamu personel sisteminde, mevzuatında ve kamu personeli uygulamalarında engeli bulunan bireylere yönelik ‘engeliniz var, kariyer yapmanıza, liyakatinizi artırmaya engel yok’ anlayışı eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
Engelli bireylerin çalışma hayatına katılımı noktasında motivasyonlarını arttıracak düzenlemelere değinen Uğurlu, yapılması gereken çalışmaları şöyle sıraladı:
“Engeli bulunan kamu görevlilerine derece yükselmelerinin iki yılda bir yapılması, hizmet süresi 10 yıl olan engeli bulunan kamu görevlilerinin, (derece ve kademe sınırlaması olmaksızın) yeşil pasaport hakkından yararlandırılması, engellilere, Hac ve Umre ibadetlerinde refakatçileri ile birlikte yüzde 50 indirim sağlanması, engellilerin, motorlu taşıt alımlarında KDV’den muaf tutulması, engellilerin hayatını kolaylaştıracak, kullandıkları materyallerin vergiden muaf olması engeli ile ilgili tedavilerinde engelliden muayene ve ilaç katılım bedelinin alınmaması, emekliliğe hak kazanan engelli çalışanın emekli aylığı tutarı ile emekli ikramiyesinin hizmet süresine bakılmaksızın 25 yıl üzerinden hesaplanması (25 yıldan fazla hizmeti olanlar için fiilen çalıştıkları süre dikkate alınmalı), engelli kamu görevlilerine bağlanacak emekli aylığının en son almakta olduğu maaşın yüzde 85’inden az olmaması, 3 Aralık Dünya Engelliler günü, 10-16 Mayıs Engelliler haftası ve hava muhalefeti nedeniyle tatil edilen günlerde özel sektörde çalışan engellilerinde izinli sayılması, pozitif ayırımcılık kapsamında, engeli bulunan kamu görevlilerine yönelik yeni haklar olarak kamu personel mevzuatına ve sistemine dahil edilmelidir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.
Şanlıurfa Binlercesi iş yerini bastı, esnaf neye uğradığını şaşırdı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde nereden geldiği belli olmayan arılar, sanayideki iş yerlerini bastı. Arıların baskınına çalışırken yakalanan esnaf neye uğradığını şaşırdı. Edinilen bilgiye göre olay, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesinde yaşandı. İş yerinde çalışan esnaf gökyüzünde bulut şeklinde bir karartı gördü. Yaklaşan karartıya dikkatlice bakan esnaf, binlerce bal arısının kendilerine doğru geldiğini fark etti. İlk şoku atlatan esnaf, dışarı kaçarak arı sokmalarına karşı kendilerini korumaya çalıştı. Arıları uzaklaştırmak için her yolu denediler Sanayi esnafı, iş yerlerini istila eden arılardan kurtulmak için her yolu denedi. İlk önce ateş yakıp duman yaparak arıları uzaklaştırmaya çalışan esnaf, bunu başaramayınca bu defa hava tabancasıyla arılara müdahale etti. İş yerlerine hava sıkan esnaf, arıların dışarı kaçmasını sağlamaya çalıştı. Bunun da işe yaramadığını gören esnaf, bu defa tazyikli su ile arıları uzaklaştırmaya çalıştı. Yaklaşık 2 saat mücadele eden esnaf, sonunda arılardan kurtulmayı başardı. Geçen yıl da aynı olay yaşandı Geçen yıl da aynı şekilde arıların baskınına uğradıklarını söyleyen sanayi esnafı Halil Ölmezler, “İş yerinde çalışırken aniden bulut şeklinde arıların geldiğini gördük. Neye uğradığımızı şaşırdık. Ondan sonra kendi imkanlarımızla, onlara da zarar vermemek için hafif bir duman yaptık. Bizi de rahatsız ettiler çünkü burada iş yapamaz olduk. Aynı şekilde geçen yıl da bunu yaşadık. Nereden geliyorlar, ne şekilde geliyorlar bilmiyorum” diye konuştu.
İstanbul Fenerbahçe - Beşiktaş maçları hırçın geçiyor Süper Lig’in 34. haftasında yarın karşı karşıya gelecek Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında son dönemde oynanan müsabakalar hırçın geçiyor. Son 10 yıldaki derbilerde 13 kırmızı ve 124 sarı kart olmak üzere toplam 137 kart çıktı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe ile Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü kozlarını paylaşacak. Kadıköy’de oynanacak mücadele öncesi ezeli rekabette son dönemlerde sarı ve kırmızı kartların çokluğu dikkat çekiyor. İki takım arasında oynanan son 20 lig maçında hakemler, toplam 13 kırmızı ve 124 sarı kart gösterdi. Sarı-lacivertli futbolcular, söz konusu müsabakalarda 61 sarı, 4 kırmızı kartla cezalandırıldı. Siyah-beyazlı oyuncular ise 63 sarı, 9 kez de kırmızı kart gördü. Söz konusu süreçte Fenerbahçe 6 kez sahadan galibiyetle ayrılırken, Beşiktaş da 5 maçta gülen taraf oldu. 9 karşılaşma ise berabere sonuçlandı. 339 faul, 13 penaltı Nisan 2014’ten bu yana oynanan iki ekip arasındaki lig maçlarında 339 kez faul düdüğü çalındı. En fazla faul yapılan mücadele, 25 Şubat 2019’da Beşiktaş’ın ev sahipliğindeki 3-3’lük müsabaka oldu. İki takım lehine toplam 41 faul kararı verildi. 24 Eylül 2017’de Kadıköy’deki karşılaşmada ise 5 kırmızı, 9 sarı kartın yanı sıra 2 penaltı kararı çıktı. Son 20 maçta toplam 13 kez beyaz noktaya gidildi. Sarı-lacivertliler, 9 penaltının 7’sini gole çevirirken, 2 penaltıdan yararlanamadı. Siyah-beyazlılar ise 4 penaltının 3’ünde gol sevinci yaşadı.