EKONOMİ - 09 Mayıs 2024 Perşembe 11:10

Merkez Bankası yılsonu enflasyon tahminini açıkladı!

A
A
A
Merkez Bankası yılsonu enflasyon tahminini açıkladı!

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “2024 sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz” dedi.

TCMB Başkanı Fatih Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen ‘2024 İkinci Enflasyon Raporu' bilgilendirme toplantısında yurtta ve dünyadaki enflasyon ve ekonomik gelişmelerden para politikası stratejilerine kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu. Karahan, Merkez Bankasının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu vurgulayarak, 2023 yılı Haziran ayından itibaren güçlü bir tasarruf yaptıklarını hatırlattı. Karahan, “Fiyatlama davranışlarını ve enflasyon beklentilerini yakından takip ediyoruz. Enflasyon, hedeflerimizle uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız” diye konuştu.

2024 yılının ilk çeyreğinde yurt içi talepteki dirençli seyrin sürdüğünü dile getiren Karahan, perakende satış ve ticaret satış hacim endeksleri ile kartla yapılan harcamaların ilk çeyrekte tüketimde ivmelenmeye işaret ettiğini belirtti. Karahan, nisanda kartla yapılan harcamaların reel bazda zayıfladığını, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik yurt içi sipariş beklentilerinin de çeyreklik bazda gerilemeye devam ettiğini söyledi. Parasal sıkılaştırmanın iç talebe etkilerini çeşitli göstergeler üzerinden yakından takip ettiklerini vurgulayan Karahan, iç talebe kıyasla yurt içi üretimin daha ılımlı bir seyir izlediğini sözlerine ekledi.

“PMI verileri, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte üretimde ılımlı bir zayıflama ima etmektedir”

Mart ayı itibarıyla açıklanmaya başlanan Hizmet Üretim Endeksi'nin ise ilk çeyrekte nispeten yatay seyrettiğini söyleyen Karahan, “İlk çeyrekte artış gösteren PMI verileri, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte üretimde ılımlı bir zayıflama ima etmektedir. Kapasite kullanım oranı ise yılın ilk çeyreğindeki ılımlı düşüşün ardından, nisan ayı itibarıyla tarihsel ortalamalarının sınırlı miktar üzerindeki seyrini sürdürmüştür. İç talep ve üretime ilişkin görünüm, toplam talep koşullarının enflasyonist bir düzeyde seyrettiğine işaret etmektedir” diye konuştu.

“Cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz”

Karahan, yakın dönemde talebin zayıflaması ve beklentilerin iyileşmesiyle birlikte cari dengede düzelme gerçekleştiğini de söyleyerek, “2024 yılı ikinci yarısında parasal aktarımın gecikmeli etkisiyle iç talepte zayıflama olacağını ve bu sayede grafikte gördüğünüz cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.

“Son üç ayda enflasyonun öngörülerimizden de yüksek bir seyir izlediğini görüyoruz”

Enflasyona ilişkin yakın dönemdeki gelişmeler ve enflasyon üzerinde etkili olan unsurlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Karahan, “Son üç ayda enflasyonun öngörülerimizden de yüksek bir seyir izlediğini görüyoruz. Nitekim tüketici enflasyonu nisan ayını yüzde 69,8 ile bir önceki Enflasyon Raporu’nda sunduğumuz tahmin aralığının 0,9 puan üzerinde tamamlamıştır” bilgisini aktardı.

“Yıl sonu beklentileri Enflasyon Raporu tahminlerimizin üzerinde seyretmiştir”

Eylül ayından itibaren azalan enflasyonun ana eğiliminin geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yanı sıra, ücret güncellemelerinin de etkisiyle ocak ayında artışa döndüğünü hatırlatan Karahan, buna neden olan ekonomik görünümü özetleyerek, “Küresel emtia fiyatları rapor döneminde enerji grubu öncülüğünde yükselmiştir. Son üç aylık dönemde gıda fiyatlarında güçlü artışlar gerçekleşmiş, özellikle kırmızı et fiyatları bu gelişmede öne çıkmıştır. 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentileri gerilerken, yılsonu beklentileri Enflasyon Raporu tahminlerimizin üzerinde seyretmiştir. Öngörülerimizin aksine yılın ilk çeyreğinde toplam talep koşulları güçlü seyretmiş, kredi kullanımında artış gerçekleşmiştir. Reel ücretlerdeki artış yurt içi talep koşullarını destekleyen bir unsur olmuştur. Geçmiş enflasyona endeksleme davranışı, hizmet enflasyonunda ataletin korunmasını beraberinde getirmiş, kira alt grubu bu bağlamda öne çıkmıştır” şeklinde konuştu. Karahan, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak, politika faizinde güçlü bir artış ve parasal koşullarda ek sıkılaşma yaptıklarını söyledi.

“Konut fiyatlarında artış eğilimi yavaşlıyor”

Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ettiklerini belirten Karahan, “Türkiye’de hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin önemli bir bileşeni de kiralardır. Bu doğrultuda, konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Enflasyondan korunma saiki ile artan talep ve depremin yol açtığı arz-talep dengesizlikleri konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştu. Söz konusu gelişmelerin etkileri, kiralara gecikmeli ve belirgin bir şekilde yansımaktadır. Parasal sıkılaştırma sonrasında ise, konut fiyatlarındaki artış hızı önemli ölçüde yavaşlamıştır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici enflasyonundaki eğilimin altında seyretmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar, diğer unsurların yanı sıra konut fiyatları değişiminin, kira enflasyonunu aynı yönde etkilediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, konut fiyatlarındaki yavaşlamanın, ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.

“Beklentiler, yıl sonu enflasyon tahminimize üç ay gecikmeyle gelineceğine işaret etmektedir”

Parasal sıkılaştırmanın kısa vadede mal enflasyonu üzerindeki etkisinin daha belirgin olduğunu söyleyen Karahan, şu ifadelere yer verdi:

“Türk lirasındaki istikrarlı seyir, finansal koşullardaki sıkılaşma ve iç talebin zayıflaması, önümüzdeki dönemde dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere mal grubunda fiyat artışlarının yavaşlamasına neden olacaktır. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması, dezenflasyon açısından kritik önemdedir. Enflasyonda yaşanan yukarı yönlü sürprizlerin de etkisiyle beklenti eğrisinin şubat ve mart aylarında yukarıya kaydığı gözlenmiştir. Mart ayındaki parasal sıkılaştırma sonrasında ise bu eğilim sona ermiştir. Birinci çeyrekte anket katılımcıları 3,8 puanlık yukarı yönlü enflasyon sürprizi yaşamış, ancak yıl sonu enflasyon beklentilerini 2,1 puan ile daha sınırlı bir oranda güncellemiştir. Mevcut durumda beklentiler bir önceki Enflasyon Raporu'ndaki yıl sonu enflasyon tahminimize üç ay gecikmeyle gelineceğine işaret etmektedir.”

Mart ayındaki faiz artışı ve makroihtiyati düzenlemeler sonrasında ticari kredi faizinin yaklaşık 14 puan, tüketici kredisi faizinin 18 puan ve mevduat faizinin 15 puan arttığını söyleyen Karahan, kredi faizlerinin geldiği seviyenin kredi büyümesinin yavaşlamasına ve iç talebin dengelenmesine katkı vereceğini kaydetti.

“Para politikası duruşumuz, TL mevduata geçiş eğilimine katkı vermeye devam edecektir”

Ticari kredilerin ise şubat ayına kadar istikrarlı seyrettiğini fakat mart ayında öngörülerin üstünde bir kredi talebi görülmesiyle birlikte kısa sürede ticari kredi büyümesinin güçlendiğini söyleyen Karahan, “Beklentilerin de etkisiyle oluşan bu talebi dengelemek amacıyla, faiz artışının yanı sıra, ihtiyaç kredisinde olduğu gibi kredi büyüme sınırını aşağı çektik ve zorunlu karşılık tesisi uygulamasını başlattık. Bu adımlar sonrasında TL ticari kredi büyümesi gerilerken, son dönemde yabancı para kredilerin arttığını gözlemliyoruz.

Şubat ve mart aylarındaki yabancı para mevduata yönelik güçlü talep, mart ayında alınan kararlarla, hızlı bir şekilde ortadan kalkmıştır. Nisan ayında TL mevduat 539 milyar TL artarken, parite etkisinden arındırılmış yabancı para mevduat ve kur korumalı mevduat, sırasıyla 6,2 milyar dolar ve 19 milyar TL azalmıştır. Böylece, son 8 ayda Türk lirası mevduat payı yaklaşık yüzde 32’den yüzde 44’e yükselirken, Kur Korumalı Mevduatın payı yüzde 26’dan yüzde 14’e gerilemiştir. Para politikası duruşumuz ve uygulamakta olduğumuz makroihtiyati çerçeve, TL mevduata geçiş eğilimine katkı vermeye devam edecektir” dedi.

“2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik”

TCMB’nin orta vadeli tahminlerini de açıklayan Karahan, dış talebe ilişkin varsayımlarını 2024 yılı için sınırlı bir miktar yukarı yönlü güncellediklerini ve 2025 yılı için ise sabit tuttuklarını belirterek, “Konuşmamın başında bahsettiğim petrol ve emtia fiyatlarındaki görünüm çerçevesinde, 2024 ve 2025 yıllarına ilişkin ham petrol ve ithalat fiyatları varsayımımızı yukarı yönlü güncelledik. Son dönemde gıda fiyatlarındaki görünümü göz önünde bulundurarak, gıda fiyatları varsayımımızı 2024 yılı için yaklaşık 1 puan artırdık. Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve ekonomi politikalarındaki eşgüdümün korunacağı bir görünüm esas alınmıştır. Bu çerçevede, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 34 ve 42, 2025 yılı için ise yüzde 7 ve 21’e tekabül etmektedir” şeklinde konuştu.

“Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz”

Para politikasındaki kararlı duruşlarının yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğine dikkati çeken Karahan, “Böylelikle yılın geri kalanında enflasyonun istikrarlı olarak gerileyeceği dezenflasyon dönemine gireceğiz. Bu dönemde, olumlu yöndeki baz etkileri ve daha önemlisi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün devamı etkili olacaktır. Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz. Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“Belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz”

Para politikasındaki sıkı duruşlarını fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Karahan, bu süreçte iki ana koşul gözeteceklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesidir. Bu kapsamda ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakından izliyoruz. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır. Bu çerçevede geniş kapsamlı enflasyon beklentisi göstergelerini takip ediyoruz. Mart ayında attığımız adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Bu durumun etkisini krediler üzerinde görmekteyiz. Önümüzdeki dönemde bunun talebi zayıflatacağını, fiyatlama davranışlarına olumlu yansıyacağını ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini öngörüyoruz. Bu süreçte maliye politikalarının katkısı ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların eşgüdüm halinde belirlenecek olması, dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde, belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri, öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız.”

Bilgilendirme toplantısı, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın basın mensuplarının sorularını yanıtladığı soru-cevap bölümü ile devam etti.

Kemal Diri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Özkan Uğur’u anma konseri düzenlendi İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu, müzik dünyasının unutulmaz ismi Özkan Uğur’u anarak, onun ve MFÖ’nün efsanevi şarkılarını büyük bir coşkuyla seslendirdi. Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konser, sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. Konser, Özkan Uğur’un sanatını ve ruhunu onurlandırırken, MFÖ’nün sevilen melodileri İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nun etkileyici performansıyla yeniden hayat buldu. Etkinliğe, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Adil Başkıran, İnönü Üniversitesi Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ünal İmik ve Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Yılmaz katıldı. Anma konseri, hem üniversite mensuplarını hem de Malatya halkını bir araya getirerek unutulmaz bir gece yaşattı. Doç. Dr. M. Güneş Açıkgöz’ün şefliğinde sahne alan koro, Özkan Uğur’un müzikal mirasını canlı tutarak, MFÖ şarkılarıyla izleyicilere duygusal bir yolculuk sundu. Performansın sonunda, sanatçıya olan derin sevgi ve saygı, coşkulu alkışlarla ifade edildi. Konserin bir diğer duygusal anı, Özkan Uğur’un eşi Aysun Aslan’ın gönderdiği video mesajıydı. Aslan, mesajında, "Özkan Uğur’umuzu kaybedeli uzun, bana yıllar gibi gelen aylar oldu. Kendisini unutmak benim açımdan mümkün olmadığı gibi sizler açısından da öyle olduğunu düşünüyorum. Nitekim aldığım bu güzel konser haberi beni çok sevindirdi. Oğlumu da çok sevindirdi. İlginize çok teşekkür ediyoruz. Özkan Uğur’un adını yaşatmak hepimizin görevidir. İnşallah bu konserlerin devamı gelecektir. Bundan eminim. Malatya İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nun tüm üyelerine ve Doç. Dr. Güneş Açıkgöz’e, hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Daha nice konserlere inşallah. Hoşçakalın. Başarılar diliyorum" ifadelerine yer verdi. Bu anlamlı gece, Özkan Uğur’un müzikal mirasını yaşatmak ve onu anmak adına önemli bir adım oldu. Katılımcılar, duygusal anlar yaşarken, Özkan Uğur’un müziğinin ve hatırasının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissettiler.
Gaziantep Antika dolu müzenin altında binlerce yıllık hamam mağarasını keşfetti Tüm mal varlığını satarak antikaya yatıran Hanifi Özaslan müzeye çevirdiği evinin altında hamam bulunan bir mağara keşfetti. Gaziantep’te yaşayan ve 43 yıldır antikacılık yapan Hanifi Özaslan, tüm mal varlığını satarak antika eşya dükkanı açtı. Bulundurduğu antika eşyalarla vatandaşların ilgisini çeken ve 13 yaşından beri aldığı antika eşyalardan müze yapmaya karar veren Özaslan, kendi evini restore ederek bir müzeye çevirdi. Evini müze olarak ziyarete açtıktan kısa bir süre sonra evin altında toprak dolu gizli bir geçit fark etti. İlk önce sıradan bir bodrum katı olduğunu düşündüğü bu alanın çalışmalar sonucu bir mağara olduğunu keşfetti. Yapılan incelemelerde, mağaranın binlerce yıllık geçmişi olduğu ve hamam olarak kullanıldığı anlaşıldı. Mağaranın duvarlarında yer alan işlemeler ve mimari yapılar, dönemin sanat anlayışını gözler önüne seriyor. “Depremde 1 milyon TL’lik zararımız oldu ama bina hasar almadı" Müzeye çevirdiği binanın depremden hasar almadığını söyleyen antikacı Hanifi Özaslan, “Bu binayı ilk gördüğümde satılık yazıyordu. Bende turizm işiyle uğraştığım için müze yapmaya karar verdim. İlk zamanlar yoğun ilgi görsek te korona virüs ve depremden dolayı 5 yıldır kapalı tutuyoruz. Deprem olduğunda binamız hasar almadı. Toplamı 1 milyon TL’yi bulan bazı cam olarak sergilediğimiz değerli eşyalar kırıldı” dedi. “Bir odası ve hamamı olan bir mağara ortaya çıktı” Mağarayı nasıl keşfettiğini söyleyen Hanifi Özaslan, Gaziantep Kalesi ile aynı geçmişe sahip olduğunu söyledi. Özaslan, “Mağara bu binanın altında bulunuyormuş yarısına kadar toprakla doldurulmuştu. Ankara’dan gelen ekipler tarafından da tescillenen bu mağarada toprağı çıkarabileceğimizi söylediler. Bizde temizlediğimizde bir odası ve hamamı olan bir mağara ortaya çıktı. Bu hamamın geçmişi kale ile aynıdır. Çünkü Gaziantep’in Türk Tepe mahallesinde yer altı mağaraları, yer altı şehri olduğu bilinir ve bunların hepsi Gaziantep kalesine bağlanıyor. Bu keşfettiğimiz mağara geçmişte birçok devlet ve birçok insan tarafından kullanılmıştır. Bu alanı tekrardan turizm canlandığında açmayı ve ziyaretçilere sunmayı düşünüyorum. Gaziantep’in tarihini, yer altı şehrini, değerli antika eşyaları burada sergileyerek turistlerin görmelerini sağlayacağım” diye konuştu.
Bursa Yıldırım 600 yıllık tarihi Erguvan Bayramı’na hazır Osmanlı Cihan Devleti’nin önemli merkezi olan Bursa’da 15’inci yüzyılın başlarından beri süre gelen 600 yıllık tarihi gelenek “Erguvan Bayramı” coşkusu için tüm hazırlıklar tamamlandı. Bursa’da baharın gelmesini de müjdeleyen Erguvan ağaçlarının çiçek açması ile gerçekleştirilen tarihi Osmanlı geleneği Erguvan Bayramı renkli etkinlikler ile yaşatılmaya devam ediyor. “Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli şehir’’ olarak Evliya Çelebi’nin adlandırdığı şehrimizde, günümüze kadar gelen Erguvan Bayramı için Yıldırım Belediyesi tarihi geleneği yaşatmak adına 23-24-25 Mayıs tarihlerinde anlamlı bir etkinliğe imza atacak. Bursa Yıldırım Belediyesi, 3’üncü Erguvan Bayramı’nda çok değerli akademisyenlerin katılımı ile sempozyumlar, paneller ve musiki konserleri düzenlerken etkinlik süresince çocuklar için de Hacivat ve Karagöz oyunlarını da tertip edecek. Erguvan Bayramı’nda Eşrefi çorbası ve Osmanlı şerbeti vatandaşlara ücretsiz ikram edilecek. Canlı performanslar ile anlatılacak Erguvan Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Yıldırım’daki Emir Sultan Cami’nin bahçesinde tertip edilecek etkinlikte tarihi el sanatlarından çini, naht, ebru, husn-i hat, tezhip ve cam üfleme zanaatları üstatları tarafından canlı performanslar ile yeni nesile aktarılacak. Erguvan Bayramı’nda kurulacak stantlarda kadın dernekleri tarafından el emeği ürünler sergilenerek satışa sunulacak. “Bursa halkını bekliyoruz” Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, tarihten günümüze gelen Erguvan Bayramı’nıyeni nesillere aktarmayı hedef edindiklerini belirtti. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bursa’nın en köklü geleneklerinden olan birliği ve beraberliği pekiştiren aynı zamanda baharı müjdeleyen Erguvan Bayramı’na 7’den 70’e tüm Bursa halkımızı bekliyoruz” diye konuştu. “Bu bayram her kesimi bir araya getiriyor” Uludağ üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Bilal Kemikli ise Erguvan Bayramı’nın birliği ve beraberliği simgelediğini belirterek, “Erguvanlar açıldığında baharda tıpkı Hıdırellez gibi farklı meşreplerden, farklı irfan mekteplerinden olan insanları bir araya getirerek toplumsal alanda birlik ve bareberlik mesajı vermeye matuf bir olmanın, iri olmanın ve diri olmanın yollarını gösteren bir bayram olarak tarihe geçmiştir” diye konuştu. Öte yandan; Emir Sultan hazretlerinin her yıl Erguvan ağaçlarının çiçeklerini açtığı bahar mevsiminde çevre illerden de birçok insanın gelip bu ders ve sohbet halkalarına katıldığı bilinmektedir. Emir Sultan dergâhında toplanan insanlar bu ziyaretlerin bir bayram havasında gerçekleşmesine sebep olmuş ve edilen dualar ile o yılın bereketli geçtiğine inanılmıştır.
Ankara KOOP-DES 2024 yılı ilk destekleri açıklandı Ticaret Bakanlığınca hayata geçirilen Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) kapsamında, 2024 yılı makine ekipman alımı ve nitelikli personel istihdamı konularındaki 97 projeye 20 milyon 500 bin liradan fazla destek sağlanacak Ticaret Bakanlığınca hayata geçirilen Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) kapsamında, 2020 yılından bu yana ortaklarının çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve kadın emeğini değerlendirme amacı güden kooperatiflere hibe desteği veriliyor. Bu çerçevede KOOP-DES projesi çerçevesinde 2024 yılı için yapılacak olan ilk destekler açıklandı. 97 projeye 20 milyon liradan fazla destek Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 2024 yılı için kuruluş, işleyişi ve denetimleri bakanlıkça gerçekleştirilen tüm kooperatif ve üst kuruluşların programa başvuru yapabildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Kooperatiflerin sunmuş olduğu projeleri; üretim ve istihdama katkısı, faaliyet gösterdiği sektör, bulunduğu il, kooperatifin durumu dikkate alınarak değerlendiriliyor. 2024 yılı ilk çağrı döneminde yapılan başvurulardaki projelerin değerlendirilmesi sonucu, 40 ilden 89 kooperatifin makine ekipman alımı ve nitelikli personel istihdamı konularındaki 97 projesi desteklenmeye değer görüldü. Projelerin toplam tutarı 26 milyon 642 bin 147 lira olurken, Ticaret Bakanlığınca sağlanacak toplam hibe tutarı ise 20 milyon 585 bin 53 lira oldu.”
İstanbul CarrefourSA yeni yatırımlarla büyümeye devam edecek CarrefourSA yeni yatırımlar ve iş modelleriyle, organize gıda perakende sektöründe dönüşüme katkı sağlıyor. CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, “30 yıllık deneyim ve tecrübemizle şirketimizin çatısı altında yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz” dedi. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markalarından CarrefourSA 60 ilde 1100 mağazası, bayileri dahil olmak üzere 15 bin kişiye ulaşan kadrosu ile çalışmalarını sürdürüyor. Organize perakende sektöründe değişim ve dönüşüm ile gelişime öncülük ettiklerine dikkat çeken CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, tek alanda büyüme modelinin aksine birden çok alanda doğru yatırımlarla büyüme stratejisine devam ettiklerini vurguluyor. Kartallıoğlu, “Değer ekosistemi oluşturarak, küçük esnaf ve girişimciyi oyuna dahil eden bir şirket olarak büyümeye odaklandıklarını” dedi. “Yılda 207 milyon müşteri ağırladık” Organize gıda perakende sektöründe müşterilerin değişen alışkanlıkları ve yeni ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra yeni hizmet ağları, farklı iş kolları ve büyüme stratejileri de büyük bir dönüşüm içerisine girdi. Uzun yıllardır sadece CarrefourSA’nın değil sektörün geleceğine de yatırım yaptıklarının altını çizen Kartallıoğlu, “1100 mağazamızda gıda ve gıda dışı 50 bin ürünümüzle 60 ilde hizmet veriyoruz. Yılda online ve fiziksel mağazalarımıza 207 milyon müşteri ziyareti gerçekleşti. Şirket olarak sadece doğru ürünü, doğru fiyatla müşteriye ulaştıran bir şirket olmanın yanı sıra yeme içme sektörü, HORECA, bayilik, ihracat başta olmak üzere yatırımlarımızı çeşitlendiriyoruz” dedi. Küçük esnaf ve girişimciyle büyüme modeline yatırım “Şirketimizde tüm paydaşları besleyebildiğimiz, birlikte büyüyebildiğimiz bir sistem kurgusu var” diyen Kartallıoğlu, “2020 yılında hayata geçirdiğimiz ve bugün 60’ı kadın olan 425 küçük esnaf ve girişimciye ulaştığımız bayilik sistemi bunun en somut örneği. Hedefimizde olan 1000 bayi ağına emin adımlar ile ilerliyor ve şirketimizin ürün yönetimi, dijital alt yapısı, lojistik imkanları dahil kurumsal gücünü bayilerimize sunuyoruz” şeklinde konuştu. Yeme içme sektöründe çok kanallı büyüme Kartallıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yatırımlarımızın en önemli ayağını ise Lezzet Arası çatısı altında buluşturduğumuz yeme içme sektörü oluşturuyor. 2017 yılında müşterilerimize, mağazalarımızda market fiyatına restoran deneyimi yaşatmak için başladığımız yolculukta bugün 6 ilde 14 Lezzet Arası restorana ulaştık. 14 restoranımızı ayda 500 bin kişi ziyaret ediyor. 2023 yılında adım attığımız bulut mutfak konseptinde de Mecidiyeköy ve MKM Etiler olmak üzere 2 lokasyonda 10 markamızla yemek siparişi hizmeti vermeye devam ediyoruz. 2024 yılında yeme içme yatırımlarımıza Lezzet Arası Catering’i de ekledik. Burada özel davetlerden etkinliklere yine Lezzet Arası şefleri tarafından hazırlanan özel menülerle hizmet veriyoruz. Yeni nesil gıda perakendeciliği yaklaşımımızda CarrefourSA Profesyonel markamız ile HORECA sektörüne yönelik yatırımlarımızın önemi büyük. Antalya’da otel, restoran ve kafelere sunduğumuz dağıtım merkezi yatırımımızla ilk adımı attık. Ardından Bodrum Konacık’da Horeca mağazamızı hayata geçirdik. Burada işleme tesisiyle fark oluşturan mağazamızda et ve deniz/su ürünlerinde sunduğumuz geniş ürün yelpazesiyle profesyonellerin hayatını kolaylaştırıyor; gıda ve gıda dışı tüm ihtiyaçlarını tek noktadan karşılıyoruz. 2024 yılının ilk 4 ayında HORECA ciromuz şirket ciromuzun yüzde 3,5 ‘a ulaştı. Hedefimiz kısa süre içinde elde ettiğimiz bu başarıyı sürdürülebilir bir büyümeyle devam ettirmek.” Yerel üreticinin ürünleri 13 ülkeye ihraç ediliyor Carrefour Grup ülkeleri arasında öz markalı üretim izni bulunan 9 ülkeden biri olduklarını vurgulayan Kartallıoğlu, “Müşterilerimiz, öz markalı ürünlerin sunduğu kalite ve uygun fiyat avantajlarından dolayı, alışveriş sepetlerine bu ürünlere daha fazla yer veriyorlar. Özellikle süt, su, yumurta, sıvıyağ, pirinç ve çikolata gibi gıda ürünleri başta olmak üzere tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, peçete gibi kâğıt grubu da en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Şu anda 600’den fazla öz markalı ürünümüz var. Bu sayı yıl sonunda 750’ye ulaşacak. Ciromuzun yüzde 17’sini oluşturan öz markalı ürün kategorimizde ihracat gücümüz de oldukça yüksek. 13 ülkeye ihraç ettiğimiz öz markalı ürünlerimizle hedefimiz daha da büyümek” dedi. Fijital dönüşüm kaçınılmaz Hayata geçirilen büyüme planlarının sürdürülebilir ve başarılı olması için uzun vadeli bir yol izlediklerini dile getiren Kartallıoğlu, bu dönüşümün içerisinde dijitalleşme ve yeni iletişim kanalları her zamankinden daha fazla önem taşıyor derken şöyle devam etti: “Şirket olarak geçtiğimiz yıllarda fijital bir dönüşümün içerisinde girdik. Burada hedefimiz çoklu satış kanalları üzerinden hizmet vermek. Hem dijital hem de fiziksel mağazalarımız ile hizmet veriyoruz. E- ticaret kanalımız ayda 8,5 milyondan fazla ziyaret ediliyor, ayda 265 bin siparişi teslim ediyoruz. 26 ilde toplamda 86 mağazamızla ve web depomuz ile Türkiye’nin her yerine gönderim yapabilen e-ticaret kanalımızla hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra yaz döneminde tatil bölgelerinde ve teknelerde bulunan müşterilerimize, 38 marinaya hizmet veren 25 mağazamız, Mavi teknemiz, marinalarda elektrikli bisikletlerimiz ve drone ile teslimat hizmeti sunuyoruz. Doğru Fiyat Politikamız ve iletişim stratejimizin sonucunda müşterimizin alışveriş sepetini koruyan kampanyaları ve indirimleri hayata geçirmekle kalmıyor, istediği hizmeti, istediği an, istediği yerde bulmasını sağlıyoruz.” “Enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz” Yeni yatırımlar, büyüme ve dönüşümün başarılı olması için her alanda sürdürülebilir çalışmalara imza atmamız gerekiyor” diyen Kartallıoğlu, Sabancı Holding’in iştiraki olarak, çalışmalarımızı “2050 Net Sıfır” taahhüdüne göre sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra 2023 yılında Science Based Targets Initiative (SBTi) taahhüdü vermek için çalışmalarımıza başladık. UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) imzacıları arasına girerek sürdürülebilir bir gelecek için küresel ağın bir parçası olduk. Carbon Disclosure Project (CDP) raporlamasında ise 2021 yılında ilk kez raporlama yaptığımız Orman Programı’na Türkiye’den raporlama yapan tek gıda perakendecisi olarak notumuzu 1 yıl içinde palm, kereste, soya faaliyetlerinde B seviyesinden A- (liderlik) seviyesine yükseltmekle birlikte büyükbaş hayvancılık faaliyetleri raporlamasında B seviyesini, İklim Değişikliği skorunu da A-seviyesini korumaya devam ettik. 700’e yakın mağazamız sıfır artık belgesine sahip. Atık ve geri dönüşüm alanında çalışmalarımız sürüyor. Sadece 2023 yılında topladığımız 10 ton atık yağ ile 10 bin ton içme suyunun kirlenmesini önledik. 250 tondan fazla gıdayı atık olmak kurtardık. Enerji tasarrufunda da yatırımlarımıza hız verdik. Enerji verimliliğinde geçen yıl yaptığımız tasarruf miktarı 22 M kWh saati aştı. Mağaza otoparklarımız e-şarj istasyonuna dönüşmeye devam ediyor. Şu anda mağazamızda aktif şekilde 49 e-şarj istasyonu bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda da hedefimiz hem CarrefourSA’yı hem de sektörü daha da ileriye taşıyacak yeni adımlar atmak” dedi.