POLİTİKA - 17 Mayıs 2018 Perşembe 15:08

STK’lardan Kudüs için ortak açıklama

A
A
A
STK’lardan Kudüs için ortak açıklama

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “ ABD ve İsrail’in birlikte başlattığı bu hukuksuz adım, Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir, tüm İslam alemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “ ABD ve İsrail’in birlikte başlattığı bu hukuksuz adım, Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir, tüm İslam alemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur. "Ortadoğu’da yeni çatışma alanları oluşturmak ve bölgeyi ateşe atmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kararı kesin bir dille kınıyoruz" dedi.


Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi (KİK) Türkiye Kanadı’nı oluşturan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Hak- İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve TOBB, ABD’nin büyükelçiliği Kudüs’e taşıması ve ardından yaşanan İsrail’in Gazze katliamını kınadı. STK’lar adına ortak açıklamayı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 5 ay önce ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası hukuku yok sayarak İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının ne kadar yanlış, tehlikeli ve sorumsuzca atılmış bir adım olduğunu ifade ettiklerini hatırlatarak, “Ne yazık ki ABD Yönetimi bundan geri adım atmadı, hatasında ısrar etti ve sonuçta tarihe utançla geçen Kudüs katliamı yaşandı. Öncelikle İsrail’in Filistinlilere yönelik insanlık dışı saldırısını şiddetle kınıyor, hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Kudüs, 3 semavi din için de önemlidir, vazgeçilmezdir, her 3 semavi dinin de kutsal şehridir. Bu kimliğiyle asırlar boyunca bir arada yaşamanın simgesidir, insanlığın ortak değeridir, hiç kimsenindir ve hepimizindir. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid’-i Aksa ve Kudüs, 1,5 milyar nüfuslu İslam toplumu için de ayrıca mukaddestir, vazgeçilemez bir mekandır. Dolayısıyla ABD ve İsrail’in birlikte başlattığı bu hukuksuz adım, Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir, tüm İslam alemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur. Ayrıca Filistin sorununun çözümüne ve Ortadoğu barış sürecine indirilmiş,bölgedeki hassas dengeleri ve istikrarı bozacak ağır bir darbedir” ifadelerini kullandı.



“Yarın İstanbul Yenikapı miting alanında yapılacak, Filistin Halkına Destek Mitingine hep birlikte katılıyoruz”


Hiç kimsenin, kişisel hevesleri veya politik çıkarları uğruna, milyarlarca insanın kaderiyle ve inancıyla oynamaya hakkı olmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:


“ABD Başkanı’nın hukuk ve demokrasi tanımaz yönü ile birleşen İsrail’in militarist, küstah ve insanlık dışı uygulamalarına sessiz kalınması, bunlara göz yumulması, tüm dünya için çok tehlikeli bir kapının açılmasına neden olacaktır. Kudüs’ün tarihi statüsünün ihlali kabul edilemez. Ortadoğu’da yeni çatışma alanları oluşturmak ve bölgeyi ateşe atmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kararı kesin bir dille kınıyoruz. Yarın İstanbul Yenikapı miting alanında yapılacak, Filistin Halkına Destek Mitingine hep birlikte katılıyor, tüm camiamız mensuplarına da en geniş şekilde katılmaları çağrısında bulunuyoruz.”



“Bütün ülke ve İslam dünyası olarak hep beraber bir ortak tepki şeklinde bir araya gelinip ona göre yapılması lazım”


Basın mensuplarının “İsrail’e yönelik ekonomik alanda yaptırımlar konusunda neler düşünüyorsunuz” sorusu üzerine Hisarcıklıoğlu, “Bu toplum olarak hep beraber vereceğimiz bir kararın sonucunda ortaya çıkacaktır. Tepkinin bütün ülke ve İslam dünyası olarak hep beraber bir ortak tepki şeklinde bir araya gelinip ona göre yapılması lazım” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.