GENEL - 15 Aralık 2017 Cuma 15:46

THY Başkanı Aycı’dan Ankara’ya yeni uçuş müjdesi

A
A
A
THY Başkanı Aycı’dan Ankara’ya yeni uçuş müjdesi

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı İlker Aycı, “Türk Hava Yolları marka değerini milyonlarca yolcusunun kalbindeki yerinden alıyor” dedi.

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı İlker Aycı, “Türk Hava Yolları marka değerini milyonlarca yolcusunun kalbindeki yerinden alıyor” dedi. Aycı, Paris, Berlin, Frankfurt ve Viyana’ya Ankara’dan direkt uçuş başlattıklarını hatırlatarak, “Ankara’yı tabii ki bunlarla bırakmayacağız. Avrupa’da ve çevre ülkelerde yeni şehirlere Ankara’yı ulaştırmanın gayreti içinde olacağız” ifadesini kullandı.


Ankara Ticaret Odasının (ATO) “Yaratıcılıkta Yeni Yollar, Yeni Yönler, Yeni Yöntemler” temasıyla bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Ankara Marka Festivali’ne konuşmacı olarak katılan THY Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı İlker Aycı, önümüzdeki dönemde Ankara’dan yurt dışına direkt uçuşları artıracakları müjdesini verdi. Ankara’dan bütün dünyaya ulaşmak hedefine bağlı olarak bu yıl dört yeni uçuş başlattıklarını söyleyen Aycı, “İnşallah sizlerin de desteğiyle başta Gürsel Başkanımın ve ekibinin desteğiyle hep birlikte bu hatları dolduracağız. Bu hatlarda frekans derinliği yaşayacağız” diye konuştu.


Aycı, Ankara’dan Medine, Cidde ve Moskova’ya da direkt uçuşları bulunduğunu, THY’nin yüzde 50 ortağı olduğu Sun Express’in ise Ankara’dan Amsterdam, Paris, Zürih, Londra ve Köln’e direkt uçtuğunu anımsattı. “Bunların da frekans derinliğini artırmak suretiyle yılbaşından itibaren yüzde 36 frekans artışı yapacağız” diyen Aycı, önümüzdeki dönemde THY, Anadolu Jet ve Sun Express olarak Ankara’yı dünyaya daha ulaşılabilir kılmak için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini bildirdi.



“Ankara’da artık farklı bir heyecan var”


ATO’nun çalışmalarından övgüyle söz eden Aycı, “Özellikle bu son dönemde ATO’nun öncülüğünde Ankara’da farklı bir heyecan, farklı bir enerji ve sinerji var. Gerek belediyeler, gerekse Ankara Ticaret Odamızın işbirlikleriyle hakikaten cıvıl cıvıl, her yerde birbirinden kaliteli, içerikli, renkli katılımlarla güzel toplantılar ve çalışmalar icra ediliyor. İnanıyorum ki bu sayede Ankara’nın ticari hayatı, iktisadi hayatı çok daha farklı bir biçimde dünyayla rekabet eder hale gelecek. Dünyadaki şehirler arası rekabette şehirlerin marka olarak öne çıkmasında da Ankaramız daha da bir farklı olacak. Bu anlamda Gürsel Başkanıma ve ekibine bir kere daha teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.


Dünyada en çok noktaya uçan havayolu olma unvanını ellerinde bulundurduklarını belirten Aycı, 120 ülkede 300 destinasyona uçtuklarını kaydetti. THY’nin hizmet kalitesinin başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede ödüle layık görüldüğüne dikkati çeken Aycı, “Türk Hava Yolları bugün marka değerini milyonlarca yolcusunun kalbindeki yerinden alıyor. Değerlerimizi temsil ettiğimizi, medeniyet birikimimizi de taşıdığımızı unutmuyoruz. Sadece yolcu, sadece kargo taşımıyoruz. Bu ülkenin medeniyet iddiasını, medeniyet fikrini, medeniyet tasavvurunu da taşıyoruz” dedi.


Yeniliklerin peşinde koşan, teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, “kullanıcı dostu” teknolojilerle yolcularının işini kolaylaştıran bir şirket olmak gibi çıtayı yükseltmek zorunda oldukları alanlar bulunduğunu anlatan Aycı, şöyle konuştu:


“Farklı bir marka deneyimini sunmak zorundayız. Marka deneyimiyle birlikte markaya olan bağlılıklarını geliştiriyor insanlar. Biz misafirlerimizi dinlemeye, onların isteklerinden yola çıkarak yeni ürünleri tasarlamaya gayret ediyoruz. Teknolojinin sağladığı imkanları da kullanmaya çalışıyoruz. İnovasyon kabiliyeti ile yeni ürünlerimizi tasarlarken yenilik yapmayı ihmal etmiyoruz.”



THY yeni binada dijital hizmet sunacak


Aycı, yolcuların İstanbul’da hizmete girecek yeni havalimanında karşılaşacakları yenilikleri de şöyle anlattı:


“Artık insanların büyük bölümü akıllı cihazlarla işini yapıyor. Yeni havalimanının terminal binasına akıllı cihazınızla girdiğiniz andan itibaren otomatik olarak bizim sistemlerimiz sizi tanıyor. Otomatik olarak check-in’iniz hazırlanıyor. Hangi kapıya gideceğiniz, nereden uçağa bineceğiniz ve valizinizin içeriği bile çok rahatlıkla sizin daha önce sunduğunuz haberleşmeye giriyor, boarding pass’iniz hazır hale geliyor. Sıralarda beklemek, yorulmak gibi meseleleri azaltan bir sistem. Tüm bilgileri akıllı cihazlarla takip etmek artık son derece kolay.”


Aycı’nın konuşmasını ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Başkan Yardımcısı Mustafa Deryal, Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis üyeleri, ATO Reklam Marka ve Pazar Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Zafer Hacıosmanoğlu ve komisyon üyeleri de izledi. ATO Başkanı Baran, konuşmasının ardından Aycı’ya plaket takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Niğde Niğde’de ‘Merkezim Her Yerde’ projesi ile köy okullarında etkinlikler yapılıyor Niğde’de gönüllü gençler, ’Merkezim Her Yerde’ projesi çerçevesinde köy okullarını ziyaret ederek çeşitli etkinliklerle öğrencilerle buluşuyorlar. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın başlattığı ’Merkezim Her Yerde’ projesi ile Niğde Gençlik Spor İl Müdürlüğü Şehit Ramazan Konuş Gençlik Merkezi gönüllüleri, kent genelindeki okullarda eğitim gören öğrencilerle sportif ve sosyal faaliyetler yaparak, geleneksel oyunlar oynayarak çocukların keyifli zaman geçirmesine katkı sağlıyor. Proje çerçevesinde gönüllü gençler ve liderleri, kent merkezine bağlı Ovacık Şehit Bayram Aksoy İlkokulu ile Ortaokulunda eğitim gören öğrencilerle okul bahçesinde buluştu. Yüz boyama, zeka oyunları, halat çekme, ok atma gibi oyunların oynandığı etkinlikte, müzik eşliğinde oyunlar oynayan gönüllü gençler, minik kardeşlerine patlamış mısır ve pamuk şeker ikram etti. Niğde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri Müdürü Turan Sayın, Niğde Gençlik Spor Müdürlüğü olarak, koordineli olarak köy okullarında ve dezavantajlı öğrencilerin bulunduğu bölgelerde etkinlikler yaptıklarını söyledi. Sayın, "Merkezim Her yerde’ projesi çerçevesinde köy okulundaki öğrencilerimiz hem oyun oynadılar, hem de oynanan oyunlar hakkında bilgi sahibi oldular. Projedeki amacımız gençler arasında sosyal farkındalık oluşturarak sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturmak, sorumluluk duygularını geliştirmek ve topluma daha duyarlı bireyler kazandırmak, kırsalda yaşayan ve köy okulunda okuyan gençlere gençlik liderlerimizin aracılığıyla vizyon kazandırmak, gençlere çevre bilinci kazandırmak, gençlerde aidiyet duygusu oluşturmak ve bununla birlikte gönüllü gençlerimizin ve öğrencilerimizin moral ve motivasyonunu arttırmaktır” dedi.
Yozgat Bozkırın ortasından Avrupa’ya gümüş balığı ihracat ediliyor Denize kıyısı olmayan ve bozkırın ortasında yer alan Yozgat’ın Çekerek ilçesinde barajda avlanan tonlarca gümüş balığı, başta Fransa ve Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ihraç ediliyor. Türkiye’de yeterince rağbet görmeyen gümüş balığını Avrupalılar çerez niyetine tüketiyor. Yozgat’ta bulunan baraj ve göletler, balıkçılıkla uğraşan bölge halkının geçim kaynağı haline geldi. Özellikle sulama, enerji ve taşkın kontrolü amacıyla kurulan Çekerek Barajı’nda vatandaşlar yılın belli dönemlerinde geçimlerini balık avlayarak sağlıyor. Çekerek Barajı’nda su seviyesinin yükselmesiyle bu yıl gümüş balığı bolluğu yaşanıyor. Son 5 yıldır gümüş balığının olmadığı barajda günlük 15-20 ton arasında balık avlanıyor. Bölge halkı, balık sezonunda tonlarca gümüş balığı, alabalık, kerevit avlayarak, Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Bozkırın ortasında denizi olmayan Yozgat’ta avlanan gümüş balığı, Avrupa ülkelerinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Türkiye’de vatandaşların çok fazla ilgi göstermediği gümüş balığı, bozkırda avlandıktan sonra tesislere gönderilerek işlenip Avrupa ülkelerine ulaştırılıyor. Avrupalılar gümüş balığını yağda patates kızartması gibi kızartıp, cips ve çerez gibi tüketiyor. “Avrupa’da cips niyetine yiyorlar” Çekerek Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Dursun Uslu, son 5 yıldır baraj sularındaki azalma nedeniyle gümüş balığı avlayamadıklarını belirterek, bu yıl gümüş balığı bolluğu yaşandığını söyledi. Uslu, “Son 5 senedir nisan ayında baraj suyunu bıraktıkları için gümüş balığı olmadı. Biz 5 senedir gümüş balığı tutmuyoruz. Ama bu sene gümüş balığı bolluğu yaşanıyor ve 70 kişi gümüş balığı avlamak için çalışıyor. Biz bu balığı Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz. Orada cips niyetine yiyorlar. Bu güzel bir ekmek kapısı. Günlük 25 tona kadar gümüş balığı tutacağız. Çalışacak insan bulsak bu sayıyı daha da artırabiliriz” dedi. “Günlük 20 ton gümüş balığı avlıyoruz” Çekerek Su Ürünleri Kooperatifi işletmecisi Paşa Koç ise günlük 15-20 ton arasında gümüş balığı tuttuklarını ifade ederek, “5-6 senedir gümüş balığında bu barajdan verim alamadık ancak bu sene suyun yüksek olmasından dolayı verim iyi oldu. Bir ay boyunca bu balığı işleyeceğiz ve günlük yaklaşık 15-20 ton balık avlıyoruz. Bunu Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Yaklaşık 80 kişiyi istihdam ediyoruz burada. Bu barajda sezonuna göre sazan, kerevit gibi balıklar avlıyoruz. Çok verimli bir baraj. Şu an gümüş balığı avlıyoruz. Kilogramı 10 liraya alınıyor ve biz fabrikalara gönderiyoruz. Oradan da Fransa, Norveç, Almanya gibi ülkelere gidiyor. Orada bunu çerez niyetine tüketiyorlar” şeklinde konuştu.