SAĞLIK - 21 Ekim 2017 Cumartesi 13:57

Türkiye’de 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor

A
A
A
Türkiye’de 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor

Türkiye’de, yoğun bakım yatak sayısı bir çok Avrupa ülkesinin üzerinde.

Türkiye’de, yoğun bakım yatak sayısı bir çok Avrupa ülkesinin üzerinde. Ancak uygulamada yaşanan sıkıntılar ve bu ünitelerin rasyonel kullanılmaması nedeniyle zaman zaman uygun hasta yatağı bulunamaması ile gündeme geliyor. Türk Yoğun Bakım Derneği de, bu ünitelerin akılcı kullanımı ve hastalara üst düzey fayda sağlamak üzere yaşanan zorlukları masaya yatırdı.


Yoğun bakımlar, yaşamı tehdit eden hastalığı bulanan hastaların yakın gözlem ve yoğun tedavilerinin yapıldığı hayata kurtaran üniteler. Bu servislerde hastaların çoğunluğu ağır travma hastaları, organ nakli veya komplike ameliyat geçirenler, ağır zehirlenmeler ve çok çeşitli nedenlerle organ yetmezliği gelişen ve yaşamsal riski yüksek olan hastalar. Bu kesimde yer alan hastaların erken dönemde organ destek tedavilerinin uygulanması hayati önem taşıyor. Bu noktadan hareket eden Türk Yoğun Bakım Derneği, “Yoğun Bakım Ünitelerinin Akılcı Kullanımı Sempozyumu” ile mevcut durumu ve çözüm önerilerini ele aldı.


Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar, “Ülkemizde bugün için mevcut olan yoğun bakım ünitesi ve hizmet verilen hasta yatağı sayıları birçok gelişmiş Avrupa ülkesinin üzerindedir. Ancak buna rağmen özellikle büyük şehirlerimizde uygun hasta yatağı bulunamamasının çeşitli nedenleri vardır. Yoğun bakım tedavisi tamamlanarak uzun dönem bakım hastasına dönüşen hastalarımız, yoğun bakım tedavisine ihtiyacı olmayan ya da tedaviden yararlanamayacak düzeyde son dönem bakım hastası haline gelmiş ve yaşam sonu bakımına ihtiyaç duyan hastalarımız, evde sağlık hizmeti ya da palyatif bakımlarda sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın yoğun bakım yataklarında olması en önemli nedenler arasında sayılabilir” dedi.


Prof. Dr. Uyar, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı değerlendirmelerde yaklaşık yüzde 20 civarında yoğun bakım hastasının seviyesine uygun olmayan ünitelerde yatışı, yaklaşık yüzde 15 civarında da palyatif bakım hastasının bulunduğu, yani yüzde 35 civarında uygun olmayan hasta yatışı olduğu tespitinin yapıldığını vurguladı.


Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ise ‘Akılcı Yoğun Bakım Kullanımı’nın çok yeni bir kavram olduğunu belirterek, “İhtiyacımızın iki katı yenidoğan yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakım yataklarımızın ve uzman sayımızın yeterli olmasına rağmen zaman zaman hala ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü’, ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için sevk edildi’ gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yeterli yatak var, dünyanın en gelişmiş teknolojileri var, eğitimli uzman ve personel sayısı yeterli ve buna rağmen yetersizlik durumuyla karşı karşıya kalmamız yoğun bakımları akılcı kullanamayışımızın bir sonucu. Bazı hastalar aylarca, yıllarca yoğun bakımda yatar. Prematüre bir bebek gelir ve bir yaşına kadar yoğun bakım ünitesinde kalır. Gereksiz yatışlar, endikasyonsuz yatışlar, uzun süreli yatışlar ve araya giren enfeksiyonlar gibi durumların artık engellenmesi gerekiyor. Bakanlık olarak, yoğun bakımlarda nicelliği en üst seviyeye getirdik. Sağlık Bakanlığı olarak, yoğun bakımların akılcı kullanımı girişiminin sonuna kadar destekçisiyiz. Yoğun bakım bir tedavi yönetimidir ve tedavisi biten hastanın yoğun bakımda tutulması hastaya zarar verir. Yoğun bakıma yatacak olan hastanın yoğun bakım yatışına o servisin hekimi karar vermelidir ve bu konuda hasta yakınları ısrarcı olmamalıdır. Yoğun bakıma yatacak, çıkacak ve tedavisi bitmiş hastanın kararını hekim vermelidir. Evde bakım hizmetlerimiz o kadar gelişti ki, ev tipi ventilatörle evde sağlık hizmetinden faydalanabilecek hastaların gerçek yoğun bakım hastalarını sıkıntıya düşürdüğü durumlar söz konusu olabiliyor. Yoğun bakım tedavisinden sonuç alamayacak durumda olan hastaların ve son dönem bakım hastası olan hastaların yoğun bakımlarda tutulması sadece hekimlerin değil ailelerinde sorumluluğundadır. Bu tek taraflı bir olay değil, çok yönü bir farkındalık gerektiriyor. Yoğun bakımlar bakım evi hizmeti veren üniteler değildir, bunun altını özellikle çizmek istiyoruz” dedi.


Türkiye’de yaklaşık 22 bin erişkin, 12 bin yeni doğan ve bin 500 çocuk yoğun bakım yatağı olmak üzere toplamda 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor. Erişkin yoğun bakım uzman sayısı yaklaşık 200, çocuk yoğun bakım uzmanı yaklaşık 40 ve yenidoğan yoğun bakım uzmanı yaklaşık 300.


Yoğun bakımların büyük çoğunluğu Anestezi ve Reanimasyon uzmanları tarafından yönetiliyor. Türkiye’de her 10 bin kişiye 2,25 yoğun bakım yatağı düşüyor. Bu noktada ABD ve OECD’nin Avrupa bölgesi ülkeleriyle kıyaslandığında her 10 bin kişiye


düşen yatak sayısı: ABD’de eyaletler arası büyük farklıklar olmakla birlikte; 1-4, İsviçre, Fransa, Hollanda ve İspanya; 0,8 - 0,9, Belçika; 2,2, Almanya, 2,5 olarak öne çıkıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil köprü korkuluklarına çarparak durabildi Gümüşhane’de sürücüsünün yağmur nedeniyle kayganlaşan zeminde kontrolünü kaybettiği otomobil köprüdeki köprülüklere çarparak durabildi. Şoför hastanede tedavi altına alınırken kaza yapan otomobilin tekerleği metrelerce öteye savruldu. Kaza, öğleden sonra Gümüşhane merkez Pirahmet Köyü’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Erzincan’dan Gümüşhane istikametine hareket halindeki 42 YD 504 plakalı Fiat Marea markalı otomobilin sürücüsü Ahmet Baş (28) Pirahmet Köyü geçişinde yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil ters istikamete dönerek köprüdeki korkuluklara çarparak durabildi. Kazanın etkisiyle ise otomobilin sol ön tekeri metrelerce uzağa fırladı. İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Otomobilin hava yastığının açılması nedeniyle hayata tutunan sürücü sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerinden başka bir vakaya giden ambulansın kazayı görerek müdahale ettiğini söyleyen görgü tanığı İsmail Çilenk, “Ben evimin kapısının önünde oturuyordum bir ses duydum, köprüden araba gittiğini düşündüm koştum geldim bu araba bu hale gelmiş. Demirlere vurarak durmuş ve ters dönmüş. Şans eseri başka bir hastaya giden ambulans gördü de müdahale etti. Şoförün durumu iyiydi sadece kaburgalarım ağrıyor diyordu” dedi. Kaza nedeniyle Gümüşhane - Erzincan Karayolu’nda trafik kontrollü olarak verilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bursa Bursa’yı "Bidaa Dükkan" tutkusu sardı Bursa’da ’bidaa dükkan’ların ilk konsept mağazası, Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde hizmete girdi. Tüketicilerden büyük ilgi gören bidaa dükkanlar, ev dışında yemek yeme alışkanlıklarının değiştiği günümüzde, gençler, çalışan ebeveynler, çekirdek aileler, bekarlar, ofis çalışanları ve evde yemek yapmaya vakit harcamak istemeyen herkese; koruyucusuz ve hijyenik ortamda üretilmiş, hızlı, pratik yiyecekler sunmayı hedefliyor. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Dönmez, Yankı Gıda ile birlikte grup firması olan Doybox Gıda’nın, bidaa Markası ile EDT pazarında yeniliklere devam ettiğini, perakende pazarında da bidaa dükkan konseptleri ile yoluna devam edeceğini söyledi. Toplumun tüketim alışkanlıklarının yeni konseptleri ile uyumluluğunu görmek için açtıkları tanıtım standının büyük ilgi gördüğünü belirten Coşkun Dönmez, “Buradan aldığımız cesaretle Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde ‘bidaa dükkan’ı açtık. Buradaki konseptimizi tüm Türkiye’de uygulayacağız. Ev yemeği lezzetinde hizmet verecek ‘bidaa dükkân’ların Bursa’mızdan başlayarak kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılmasını hedefliyoruz” dedi. Yankı Yemek A.Ş olarak, sektörde 35 yıllık bir deneyime sahip olduklarını ve gurup şirketleri olan Doybox’un bidaa markası ile geleneksel ev yemeği lezzetinde, tüketicilere tamamen doğal ve hızlı hazırlanabilen ekonomik fiyatlı yiyecekler sunmayı hedeflediğini belirten Coşkun Dönmez, "Belirlediğimiz, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımız, bu vizyonun bir yansıması olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu. Coşkun Dönmez, 2 yılı aşkın süredir restoranlar ve fast food işletmeleri için çözüm ortağı olduklarını belirterek, bunun yanı sıra, tam otomatik çorba makineleri olan ‘Doymatikleri’ geliştirerek tüketicilere sunmanın gururunu yaşadıklarını da vurguladı. Dönmez, "Bidaa dükkânların yanı sıra bir yandan da ‘Doymatik’lerimizi halkımızın kolay ulaşacağı noktalarda hizmete sunacağız” dedi. Coşkun Dönmez, dünya genelinde sağlıklı, koruyucusuz güvenli hızlı tüketim ürünlerinin, hızla yükselen bir eğilim haline geldiğini, özellikle 35 yaş altındaki gençlerin, yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzları nedeniyle ev dışında yemek yeme alışkanlığını benimsediklerini söyledi. Dönmez, “Pratik, hızlı, sağlıklı ve güvenli yemek seçeneklerine olan talep her geçen gün artıyor. Biz de hızla büyüyen bu talebi karşılamak ve geleneksel lezzetleri modern ve hızlı bir şekilde sunmak için yeni yollar arıyoruz. Hızlı tüketim pazarındaki büyümeye hızla adapte olmak ve genişlemek istiyoruz. Bursalıları oldukça ekonomik ve tamamen doğal lezzete sahip olan menülerimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.