TEKNOLOJİ - 23 Mart 2024 Cumartesi 09:56

TÜRKSAT 6A, Temmuz’un ikinci haftasında uzaya fırlatılacak

A
A
A
TÜRKSAT 6A, Temmuz’un ikinci haftasında uzaya fırlatılacak

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A, bu yıl Temmuz ayının ikinci haftasında uzaya fırlatılacak.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yerli ve milli imkanlarla üretilen ilk haberleşme uydusu olan TÜRKSAT 6A’yı inceledi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesinde bulunan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi (USET) yerleşkesinde geliştirilen TÜRKSAT 6A uydusunu yerinde inceleyen Bakan Kacır, uydunun 8 Temmuz haftasında uzaya gönderileceğini açıkladı. Yüzde 81,4 yerlilik oranıyla üretim süreçleri tamamlanan TÜRKSAT 6A uydusu, bugüne kadar TÜBİTAK, TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH firmalarının iş birliği ile geliştirildi. 4 tonun üzerinde bir kütleye sahip olacak olan uydunun 42 derece doğu boylamında sabit yörüngeye yerleştirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda uzaya gönderilecek uydunun yörüngeye yerleştirilmesi işlemini de ilk defa Türk ekipler gerçekleştirecek.



“Bugüne dek TÜRKSAT, 8 farklı haberleşme uydusundan istifade etti”


Türkiye’nin uzay teknolojilerinde 40 yıllık bir rüyasını gerçekleştirdiğine dikkati çeken Bakan Kacır, “Rahmetli Turgut Özal, Türkiye’nin uzayda yörünge haklarını muhafaza altına almaya gayret ederken bir yandan da ODTÜ yerleşkesinde TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsünü kurmuştu ve bu enstitünün Türkiye’nin uydularını geliştirmesini hedeflemişti. Maalesef seksenli, doksanlı yıllarda bu konuda çok fazla mesafe katedemedik ama 2000’li yıllardan bu yana Türkiye uydu geliştirme çalışmalarında çok önemli bir deneyim elde etti. Görüntüleme uydularında, ortak üretim projesi BİLSAT’la RASAT’la daha sonra GÖKTÜRK ve nihayetinde İMECE uydularıyla Türkiye yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen üretebilen ülkelerden biri oldu. Cumhuriyetimizin 100. yılında da İMECE’yi uzaya gönderdik ve halihazırda İMECE’den istifade ediyoruz. Haberleşme uyduları tarafında bugüne dek TÜRKSAT, 8 farklı haberleşme uydusundan istifade etti. Halihazırda bu uyduların beşini kullanmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“Yüzde 81,4 yerlilik oranıyla TÜRKSAT 6A’nın üretim süreçleri tamamlanmış oldu”


İlk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A projesinin tamamlanmış olduğunu belirten Kacır, “Uçuş modelinin nakliye öncesi halini hep birlikte görme imkanına sahibiz. Uzun süren çalışmalar boyunca uydunun bütün kritik alt sistemlerinin yerli ve milli olarak geliştirilmesi sağlandı. Uçuş bilgisayarları, güç dağıtım düzenleme birimleri yerli ve milli olarak üretildi ve yüzde 81,4 yerlilik oranıyla TÜRKSAT 6A’nın üretim süreçleri tamamlanmış oldu. Bu süreçte 24 çeşit ekipman yerleştirildi ve halihazırda gördüğümüz uçuş modelinde 84 farklı yerli ekipman var. Geliştirme süreçleri, test süreçleri tümüyle burada TUSAŞ bünyesinde USET yerleşkesinde gerçekleştirilmiş oldu ve bütün proje boyunca 396 çevresel ve fonksiyonel test tamamlandı” diye konuştu.



“Uydumuzu 8 Temmuz haftasında uzaya göndermeye hazırlanıyoruz”


Uydunun fırlatılacağı tarihe ilişkin açıklamalarda bulunan Kacır, “İnşallah uydumuzu 8 Temmuz haftasında uzaya göndermeye hazırlanıyoruz. Bu andan itibaren nakliye faaliyetleri gerçekleşecek. Daha sonra fırlatma öncesi fırlatma kampanyası dediğimiz yaklaşık 4 haftalık periyotta fırlatmayı gerçekleştireceğimiz SpaceX yetkilileriyle bizim ekiplerimiz birlikte çalışmaları tamamlayacaklar ve inşallah uydumuz 42 derecede görev yapmak üzere yola çıkıyor olacak” açıklamasında bulundu.


Bakan Kacır konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bu fırlatmada bir ilki daha yaşayacağız. Fırlatma sonrasında yörüngeye yerleşme aşamasını ilk kez yine bizim ekiplerimiz kendi imkanlarımızla gerçekleştirmiş olacak. Bu da Türkiye’nin ay projesi için yeni bir deneyim daha kazanmasına vesile olacak. Uydumuzu kendi ekiplerimizin çalışmalarıyla görev yapacağı yörüngeye transfer etme deneyimini inşallah bu fırlatmayla birlikte elde etmiş olacağız. 4 bin 250 kilogramlık bir uydudan bahsediyoruz TÜRKSAT 6A dediğimizde bu anlamda da daha önce yerli olarak geliştirdiğimiz yaklaşık 600 kilogram boyutundaki görüntüleme uydularımızla mukayese ettiğimizde çok daha büyük ve sofistike bir teknolojik üründen bahsediyoruz.”



“TÜRKSAT 6A, 4 buçuk milyarlık nüfusun kullanımına erişmiş olacak”


Önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin yerli uydu geliştirme faaliyetlerine devam edeceğini hatırlatan Kacır, “Haberleşme uydularında bugüne dek 118 ülke ülkede 3 milyarlık bir nüfusa erişme imkânı vardı TÜRKSAT uydularının. Şimdi özellikle Güneydoğu Asya’yı kapsayan Endonezya, Malezya ve Hindistan’ı kapsayan haberleşme imkanını da TÜRKSAT 6A ile elde etmiş olacağız. Böylelikle aslında 3 milyarlık dünya nüfusuna bir buçuk milyar daha ilave edilecek ve Türkiye’nin haberleşme uyduları dünya nüfusunun yarıdan fazlasının 4 buçuk milyarlık nüfusun kullanımına erişmiş olacak” şeklinde konuştu.



“Elde ettiğimiz kabiliyet, bizi dünyada haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen 11 ülkeden biri haline getirdi”


İlerleyen dönemdeki faaliyette uydu projelerini sıralayan Kacır, “Önümüzdeki dönemde GÖKTÜRK uydusunun yenileme projesi, İMECE 2, İMECE 3 projeleri gerçekleşecek. Bir yandan ekiplerimiz Ay Projesi için de çalışmalarını sürdürüyorlar. Türkiye uzay bilimi ve teknolojilerinde tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi süreç boyunca millileşme ve yerlileşme hamlesini gerçekleştirmeye devam edecek. Bütün bu projelerin her biri, bizi bir sonraki proje için cesaretlendiriyor. Yeni projeler için deneyim kazanmamıza vesile oluyor. Bu projede TÜBİTAK, TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH ekipleri bir arada çalıştılar. Dönem dönem 400’e yakın arkadaşımızın ortak çalışma yürüttüğü bir proje oldu bu. Bu da bizim için ayrı bir iftihar kaynağı. Bütün bu müesseselerimiz, bütün bu şirketler bu alanda küresel bir deneyim kazanmış oldular ve elde ettiğimiz kabiliyet bizi dünyada haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen 11 ülkeden biri haline getirdi. İddiamızı sürdüreceğiz; yeni projelerle daha iddialı projelerle hem beşeri sermayemizin Türkiye’nin milli projelerine katkı vermesini sağlayacağız hem de Türkiye’yi stratejik alanlarda yeni kabiliyetlerle, yeni yetkinliklerle tanıştırmaya buluşturmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


TUSAŞ ziyareti boyunca Bakan Kacır’a TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil de eşlik etti. Bakan Kacır’ın konuşmasının ardından Kotil, Bakan Kacır’a TÜRKSAT 6A uydusunun bir tablosunu hediye etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kağıthane’de yarışmaya hazırlanan sporcuyu başıboş köpek ısırdı Kağıthane’de başıboş köpek, yürüyüş yapan triatlon sporcusu Mehmet Ayan’ı bacağından ısırdı. O esnada köpeğini gezdirmeye çıkaran bir kadın, köpeklerin videosunu çeken yaralı sporcuya tepki gösterdi. Hastaneye giden yaralı sporcu Mehmet Ayan’a kuduz aşısı yapıldı. Olay, 3 Mayıs’ta saat 16.00 sıralarında Cendere Yaşam Vadisi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 40 yaşındaki triatlon sporcusu Mehmet Ayan, yürüyüş yapmak için evine yakın olan parka gitti. O esnada bir grup köpeği gören Ayan, yavaşladı. Sonrasında köpeklerden bir tanesi Ayan’ın üzerine koşarak bacağından ısırdı. 2 hafta sonra yurt dışında yarışmaya katılacağı öğrenilen sporcu Ayan, olayın hemen ardından Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine gitti. Ayan’a kuduz aşısı yapıldı. Köpeğini gezdirmeye çıkaran kadın, bacağından ısırılan sporcuya tepki gösterdi Köpeğin saldırmasının ardından yaralanan Ayan, başıboş köpeklerin videosunu çekti. O sırada parka köpeğini gezdirmeye gelen bir kadın ise, “Ben her gün buraya mama getiriyorum. Toplatılsa ne olacak? Bunların başına ne gelecek” diyerek sporcuya tepki gösterdi. Sporcu ise mağdur olduğunu ve şikayetçi olacağını belirtti. “Sokak köpeği korkusundan çocuğumuzu parka çıkaramıyoruz” Sokak köpeği tarafından bacağından ısırılan sporcu Mehmet Ayan, “Koşuya çıkmıştım. Triatlon sporcusuyum. Zaten düzenli olarak koşuya çıkıyorum. 5-6 köpek vardı. Bir hanımefendi onları besliyordu. Başka bir köpek geldiği anda bunlar hareketlendi. Onların hareketlendiğini gördüğümde durdum. Bir köpek arkamdan geldi. Durduğum esnada fark etmedim. Isırıldığım an fark ettim. Tabii o anın şokuyla acı falan hissetmedim. Kanama başladığında direkt hastaneye kuduz aşısı olmak için gittim. Çok güzel tesisler yapılıyor, çoluğumuz çocuğumuz ile geziyoruz. Çok güzel parklar da var ama sokak köpeği korkusundan çıkamıyoruz, çocuğumuzu da çıkaramıyoruz. Yetkililerden bu konuya ivedilikle önlem almalarını istiyoruz. Ben genelde o bölgede koşuyorum. Köpek olan bölgede genelde duruyordum, yolun karşısına geçiyordum. Bu sefer sol tarafımdan arkamdan geldiği için fark edemedim. 5-6 köpek vardı yoldan gelen yabancı köpeği de sayarsak yaklaşık 7 köpek vardı. Diğer köpeği görünce hareketlendiler. Sürekli oraya mama bırakma durumu olduğu için oradan ayrılmıyorlar. Ben görüntü çekmeye başladığımda bir hanımefendi yanıma geldi ve ’Neden çekiyorsun’ dedi. Ben de, ’Yetkililere şikayet edeceğim biz burada yaşıyoruz, çoluğumuz çocuğumuz geçiyor buradan’ dediğimde bana, ’Ben her gün buraya kova kova mama getiriyorum. Bunlar can toplatılırlarsa bunların başına neler gelecek’ dedi. ’Hanımefendi ben ısırıldım şu an’ dedim. Bundan 15 gün sonra da yarışım var yurtdışında. Başıma daha büyük bir şey de gelebilirdi. Bir taneyle kalmayıp hepsi üstüme saldırabilirdi. Bizden daha mı kıymetliler” diye konuştu. “Yürüyüş yaparken 4 köpek bize doğru gelmeye başladı geri döndük” Parkta yürüyüş yaptığı esnada köpeklerin saldırısına uğrayan ancak kendini korumayı başardığını söyleyen Ertuğrul Ünver ise, “Burada başıboş köpekler var. Çok çok zararlı değiller ama benim başıma da bir saldırı geldi köpekler beni ısırmaya teşebbüs etti. Fakat ben hayvanlardan korkmadığım için ona karşı bir tepki verdim, bağırdım ardından uzaklaştı. Özellikle Kağıthane’ye doğru yürüdüğümüz yolda köpekler var. Hatta biraz önce yürüyüş yaparken 4 köpek bize doğru gelmeye başladı geri döndük. Korkan bir insan ya da çocuklar için tehlikeli bir durum. Korktuğunuz zaman kaçıyorsunuz, korktuğunuzu anladıkları zaman saldırıya geçiyorlar. Bu durum için iyi bir önlem alınması lazım. Çocuklar korkuyor, kaçıyor ve kaçarken araçların altına giriyorlar. Duyuyoruz haberlerde de. Genelde burada hep yürüyüş yapıyoruz ve bu sıkıntı hep var” dedi.