SAĞLIK - 02 Mayıs 2024 Perşembe 19:13

Ünlü cerrah Mehmet Öz, INVAMED Üretim ve İnovasyon Kampüsü’nü ziyaret etti

A
A
A
Ünlü cerrah Mehmet Öz, INVAMED Üretim ve İnovasyon Kampüsü’nü ziyaret etti

Ünlü kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz, INVAMED Üretim ve İnovasyon Kampüsü’nü ziyaret etti. Öz, INVAMED, Türk mühendisliğinin zaferi ve küresel sağlık teknolojisinde bir lider” dedi.


Ünlü kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz, Türkiye’nin öncü sağlık teknolojisi merkezi INVAMED Üretim ve İnovasyon Kampüsü’nü ziyaret ederek, burada 17 tıp branşında geliştirilen teknolojileri ve üretilen tıbbi cihazları deneyimledi. Öz, bu cihazların özellikle damar cerrahisi alanında sağladığı yenilikçi çözümleri değerlendirirken, tedavi yöntemlerinin etkinliği ve gelecek vaadi üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Öz, Türkiye’deki sağlık teknolojilerinin geldiği nokta "Bu teknolojiler hayat kurtarıyor” dedi.



“Türk mühendisliğinin zaferi ve küresel sağlık teknolojisinde bir lider"


Dr. Mehmet Öz, "INVAMED Kampüsü’ne gerçekleştirdiğim bu ziyaret sırasında gördüklerim, beni derinden etkiledi. Her bir tıbbi cihaz, tamamen Türkiye’de, INVAMED’in kendi mühendis ve teknisyenleri tarafından tasarlanıp üretiliyor. Bu, sadece yüksek teknoloji ve inovasyon gücümüzün bir göstergesi değil, aynı zamanda ulusal bir başarı hikayesi. Bu cihazların her bir parçası INVAMED tarafından üretiliyor; bu durum, uluslararası alanda rekabet edebilirliğimizi ve teknolojik bağımsızlığımızı nasıl güçlendirdiğimizi gösteriyor. Türk mühendisliğinin bu zaferi, küresel sağlık teknolojisi alanında bizi bir lider konumuna taşıyor. Ayrıca, bu ürünlerin tamamı Türkiye’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da alınmış patentlerle korunuyor. Bu patentler, sadece teknolojik bir koruma sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda dünya çapında Türkiye’nin inovasyon kabiliyetini sergiliyor. Kendi teknolojimizi geliştirerek ve bunu uluslararası arenada patentleyerek, küresel pazarda öne çıkmamızı sağlayan stratejik adımlar bunlar. INVAMED, global sağlık sektöründe Türkiye’nin yükselen bir yıldızı olarak parlıyor. Bu başarılar, Türk mühendisliği ve inovasyonu adına büyük bir onur ve gelecek nesillere aktarılacak kıymetli bir miras" şeklinde konuştu.


Dr. Öz, INVAMED’in geliştirdiği cihazları incelediği ziyaretinde, "INVAMED, sağlık teknolojisinde sınırları zorluyor. Burada gördüğüm her bir yenilik, tıp dünyasında çığır açan nitelikte. Türkiye, INVAMED sayesinde, tıbbi teknoloji haritasında parlayan bir yıldız olarak yükseliyor" ifadelerini kullandı.


"Venablock ve Temren Aterektomi cihazları, varis tedavisi ve damar tıkanıklıklarının giderilmesinde gerçekten devrim yapıyor. Bu cihazlarla yapılan tedaviler, hastaların daha hızlı iyileşmesini sağlayarak, yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırıyor" diyen Dr. Öz, teknolojik yeniliklerin kalp damar cerrahisine olan katkılarını vurguladı.


INVAMED, damar cerrahisinden beyin cerrahisine, ortopediden nörolojiye, onkolojiden dermatolojiye kadar çok geniş bir yelpazede, hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen cihazlar geliştiriyor. Her biri alanında uzman mühendisler ve doktorlar tarafından tasarlanan bu cihazlar, modern tıbbın çeşitli ihtiyaçlarına cevap veriyor. INVAMED’in kalp damar cerrahisi kardiyoloji, nöroloji onkoloji, ortopedigibi alanlarda geliştirdiği yüksek teknoloji ürünleri, hastalıklarla mücadelede yeni standartlar belirliyor. Geliştirilen yapay zeka destekli diagnostik araçlar, cerrahi robotlar ve biyouyumlu implantlar, tıp alanında devrim yapıyor.


Dr. Öz, INVAMED tarafından geliştirilen stent greft ve yapay damar teknolojilerine de değinerek, "Bu yapay damarlar ve stentgreftler, damar cerrahisi alanında çığır açıyor. Gerçek insan dokusuna yakın yapıları sayesinde, vücut tarafından kolayca kabul görüyor ve uzun vadede mükemmel sonuçlar sunuyor.


INVAMED Başkanı Raşit Dinç ise, Dr. Öz’ün ziyareti ve teknolojik ilerlemelere olan olumlu yorumları hakkında, "Dr. Mehmet Öz gibi alanında dünya çapında tanınmış bir uzmandan bu cihazlarımız için olumlu geri dönüşler almak, çalışmalarımızın doğru yolda olduğunu gösteriyor. Amacımız, Türkiye’yi global sağlık teknolojileri alanında öncü bir merkez haline getirmek" dedi.


Dinç, "Her bir cihazımız, uluslararası düzenleyici standartlara uygun olarak üretilir ve sıkı kalite kontrol süreçlerinden geçer. Bu, ürünlerimizin global pazarda rekabet edebilirliğini artırırken, tıbbi çözümlerimizin güvenilirliğini ve etkinliğini maksimize eder. INVAMED’in sahip olduğu patent portföyü, sadece teknolojik üstünlüğümüzü korumakla kalmayıp, aynı zamanda ulusal ekonomimizin inovasyon kapasitesine katkıda bulunur ve teknolojik bağımsızlığımızı pekiştirir. Bu patentler, tıbbi teknoloji alanında yapılan yatırımların ve yeniliklerin somut bir göstergesidir ve küresel rekabetçilik çerçevesinde şirketimizin stratejik varlıklarını oluşturur. Bu stratejik varlıklar, INVAMED’in hem yerel hem de uluslararası düzeyde pazar lideri olarak konumunu sağlamlaştırmakta ve sağlık teknolojileri alanında sürekli yenilik yapma kapasitesini gösterir. Son olarak, INVAMED olarak sürdürülebilir ve etik iş pratiklerini benimsiyoruz. Bu yaklaşım, şirketimizin uzun vadeli başarısını ve sektördeki itibarını destekliyor, aynı zamanda sağlık sektöründeki küresel sorunlara yönelik çözümlerimizin etik ve sürdürülebilir olmasını garanti ediyor. Bu prensipler, INVAMED’i sadece bir teknoloji üreticisi olmaktan çıkarıp küresel sağlık çözümlerinde etik bir lider yapıyor" ifadelerini kullandı.



Ünlü cerrah Mehmet Öz, INVAMED Üretim ve İnovasyon Kampüsü’nü ziyaret etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TDV’nin “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” kampanyası bu yıl da devam ediyor Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yardımlaşma ve dayanışma bilincinin gelişmesine katkı sağlayan kurban ibadetini gençlere aşılamak amacıyla “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” sloganıyla yürüttüğü kampanyayı bu yıl da devam ettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” temasıyla gerçekleştirilen vekaletle kurban kesim programı kapsamında kurban vekaletlerini almaya başlayan Türkiye Diyanet Vakfı, Kurban Bayramı’nda yardımları ihtiyaç sahiplerine görevli ve gönüllüler nezaretinde ulaştıracak. Gençlere kurban bilincini aşılamak amacıyla yürütülen kampanyaya ilişkin bilgi veren Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, "İlk Kurbanım İlk İyiliğim" kampanyasının gençleri kurban ibadetine teşvik ettiğini ve toplum arasında sevgi ve saygının pekişmesine katkı sağladığını belirtti. Turan, kurban ibadetinin kardeşlik duygusunu güçlendirdiğini belirterek, toplumda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilincini artırdığını vurguladı. Gençlerin milli ve manevi değerlere sahip çıkmasının sevindirici olduğunu ifade eden Turan, kurban bağışlarının başta Filistin ve deprem bölgesi olmak üzere 77 ülkedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını söyledi. Turan, kurban kesebilir durumda olan tüm vatandaşların bu müstesna ibadeti en doğru usulle ve en güvenli şekilde yerine getirebilmeleri için tüm imkanlarıyla çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Bağışların teslim alınmasından kurbanların kesimine ve dağıtımına kadar organizasyonun her aşamasını titizlikle takip etmektedir. Kurban kesimleri, vekalet sahiplerinin isimleri tek tek okunarak bizzat Diyanet İşleri Başkanlığımızda görev yapan hocalarımız ve Vakfımızın gönüllüleri nezaretinde yapılmaktadır.” Bu yıl vekaletle kurban kesim hisse bedelinin yurt içi için 11 bin 750 TL, yurt dışı için 4 bin 750 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Turan, bağış kanallarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Hayırseverlerimiz, ‘tdv.org’ ve ‘bagis.tdv.org’ adreslerinden online bağış ve TDV mobil bağış uygulamamızdan kurban bağışında bulunabilecekleri gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, tüm bankalar aracılığıyla da bağışta bulunabilirler. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Ataşelikleri, koordinatörlükler ve bu ülkelerdeki cami dernekleri ile din görevlileri vasıtasıyla kurban vekaletlerini güvenle emanet edebilirler.”
Niğde Karaca: "Her yıl yaklaşık 11 milyon kişi hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybediyor" Niğde İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Bahadır Karaca 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle yaptığı açıklamada toplumda hipertansiyon farkındalığının yetersiz olduğuna dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünya genelinde 1,3 milyar kişinin hipertansiyon ile yaşamını sürdürdüğünü belirten Karaca; her yıl 30-70 yaş arasındaki yaklaşık 11 milyon kişinin hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Ülkemizde, 2023 yılında yapılan bir çalışmada 15 yaş üzerindeki nüfustaki hipertansiyon sıklığının yüzde 18,3 olduğu ve sıklığın yaşla birlikte arttığı söyleyen Karaca; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre de ülkemizde gerçekleşen ölümlerin yüzde 3,5’inden hipertansiyonun sorumlu olduğunu vurguladı. Karaca; "Hipertansiyon; inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hasarı gibi ölümcül durumlara yol açması nedeniyle dünya genelindeki hastalık ve ölümlerin en önde gelen risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Kan basıncının olması gereken değerin üzerinde olmasıyla karakterize, tedavi edilmediği taktirde ciddi sağlık sorunlarına yol açan kronik bir hastalıktır. Vakaların yüzde 95’inde hipertansiyona yol açan asıl neden tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte altta yatan en sık nedenler arasında yüksek tuz ve yağ tüketimi, meyve ve sebzeden fakir diyet, aşırı kilo, yetersiz fiziksel aktivite, zararlı alkol kullanımı, tütün ve tütün ürünleri tüketimi ile stresin yer aldığı görülmektedir" şeklinde konuştu. Olumlu yaşam tarzı değişikliklerini içeren birincil koruma yönteminin hipertansiyondan kaynaklanan ilave hastalık ve ölümleri önlemede etkili olduğunu söyleyen Karaca; önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına ve ölümcül sonuçlarına rağmen toplumun hipertansiyon farkındalığının istenilen düzeyde olmadığını belirtti. Karaca; "Hipertansiyondan veya hipertansiyon nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuz durumlardan korunmak için aile hekiminize başvurup düzenli aralıklarla risk değerlendirmenizi yaptırarak, hipertansiyonunuz yoksa yılda bir kez, hipertansiyonunuz varsa düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürün, sağlıklı beslenin, yeterli miktarda su için, tuz tüketimini azaltın, tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, hareket edin ve hepsinden önemlisi de tanı konulduğunda size reçete edilen ilaçlarınızı düzenli olarak ve önerilen şekilde kullanın. Kan basıncınızı ve hayatınızın değerini bildiğiniz uzun ve sağlıklı bir yaşam dileriz" ifadelerine yer verdi.
Şırnak Şırnak’ta "Kudüs’e uyanmak" konferansı düzenlendi Şırnak Üniversitesinde "Kudüs’e uyanmak" konferansı düzenledi. Genç Memur-Sen ve Şırnak Üniversitesinin katkısıyla 15 Temmuz Konferans Salonu’nda "Kudüs’e Uyanmak" adlı konferans düzenlendi. Kudüs’e Uyanmak adlı kitabın yazarı Halis Mutlu’nun katılım gösterdiği konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Konferansta katılımcılara hitap eden Eğitimci Yazar Halis Mutlu, Kudüs’ü bilmedikleri için bereket ve kurtuluştan uzak olduklarını söyledi. Mutlu, "Peygamberlerin kurtuluşu ve ferahlığı Kudüs ile olmuştur. Kur’an’a ve sünnete tekrar dönersek Kudüs’ün anlamını tekrar kavrayacağız. Bütün algıları yıkacağız ve ayetlerin işaret ettiği gibi kurtuluşun adresi olarak Kudüs’e döneceğiz. Güneşin bile fethi için selama durduğu bir yerde biz bir uzağız. Bu yüzden Allah, bizden bereketi aldı. Bütün peygamberlerin yeryüzünde aynı anda bulunduğu tek mekân mescidi aksadır. Böylesi bir yere biz türlü bahanelerle amali cümlelerle sırtımızı döndük. İşte bu yüzden selamete, kurtuluşa eremiyoruz. Allah Teâlâ Kudüs’ü bize kurtuluşun adresi olarak gösterirken biz Kudüs’te sıkıntılar var diye gitmeye dahi imtina ediyoruz. Hadislerde oraya yani Mescidi Aksa ya gidin namaz kılın diyor. 3 Mescid için ibadet maksadıyla sefere çıkılır Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa. Bu kadar kıymetli bir mekan. Sahabelerden sormuşlar ya Resulullah darlandım ne yapayım, ’Beytul Makdis’e hicret et diyor. Darlandık, ümmet olarak ama Beytul Makdis’in neresi olduğunu bilmiyoruz" dedi. Program sonunda Mutlu’ya Şırnak’a özgü kilim hediye edildi.
Düzce Bakan Tunç’tan 28 Şubat açıklaması: "Bugün tahliyeler gerçekleşir" 28 Şubat davasının 14 hükümlüsünün hastalık ve kocama hali nedeniyle tahliye edilmesine ilişkin açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’nın 104. maddesinin 16. fıkrası gereğince bu konuda af yetkisini kullandı. Bu yetki çerçevesi içerisinde bugün tahliyeler gerçekleşir" dedi.Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Düzce’ye gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Valilik ziyaretinde gazetecilere açıklamalarda bulunarak, gündemi değerlendirdi."Bugün itibariyle tahliyeleri gerçekleştirilecektir"28 Şubat davasının 14 hükümlüsünün kalan cezalarının sürekli hastalık ve kocama hali nedeniyle kaldırılmasına ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına ilişkin Bakan Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’nın 104. maddesinin 16. fıkrası gereğince bu konuda af yetkisini kullandı. Bu yetki çerçevesi içerisinde bugün tahliyeler gerçekleşir. Ülkemiz, demokrasi tarihimiz darbelerin, kara lekeleriyle dolu. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat demokrasiye kara bir leke olarak tarihe geçti. Bundan sonra bu ülkede darbeler olmasın diye demokrasinin standartlarını yükselttik. Darbecilerin yargılanması anayasa değişikleriyle sağlanmış oldu. Darbeciler yargı huzuruna çıktı. İşledikleri suçlar karşılığında da bağımsız ve tarafsız yargı cezalarını verdi. Büyük mağduriyetlerin yaşandığı 28 Şubat sürecini yaşatan kişiler de yargı önüne çıkıp, yargımız tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı. 12 Eylül darbecilerinin de anayasa değişikliğiyle yargılanmaları sağlanmıştı. Ülkemizde demokrasinin standartlarının yükselmesi noktasındaki mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz. Demokratik, yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu mücadelemiz Türkiye Büyük Millet Meclisimizin öncülüğünde sürecek. 28 Şubat sanıkları tabii yaşları ilerlemişti, yaşlılık, hastalık ve sürekli sakatlık halleri nedeniyle Anayasa’nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanımıza verilen yetki çerçevesinde af yetkisi kullanılmış oldu ve bugün itibariyle de tahliyeleri gerçekleştirilecektir" dedi.Bakan Tunç’tan Kobani davası açıklamasıKobani davası kararlarıyla ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Tunç, "Orada tahliye olacak olanlar var, mahkumiyetler var, beraat edenler var. 6-7-8 Ekim olayları biliyorsunuz 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde büyük bir tahribata neden oldu. 37 vatandaşımız, Yasin Börü ve onun arkadaşları kurban eti dağıtırken maalesef katledildiler. Suriye’deki iç karışıklıklar bahane edilerek sokak hareketleri, şiddet hareketleri başlatılmıştı. Bu süre içerisinde 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, okulların, iş yerlerinin, evlerin taşlandığı ve saldırılarla karşı karşıya kaldığı bir ortamı hep birlikte hatırlıyoruz. Sonrasında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince 41 sanığın yargılanmasına başlanmıştı. Bunlardan 25’i çeşitli sürelerde hapis cezalarına çarptırıldı, 15’i de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çarptırılmıştı. Dün karara bağlanan davayla ilgili olarak da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi kararı açıkladı. HDP’nin o dönemde halkı sokağa çağırmasıyla ilgili olarak başlatılan adli soruşturma ve sonrasında açılan davada da 108 sanık yargılandı. Bunlardan 72 tanesi firari. Dosyaları tefrik edildi. 36 sanıktan 18’i tutuklu, 18’i de adli kontrollü olarak yargılanıyordu. Dün açıklanan kararla beraber 24 kişi hakkında TCK’nın 302. maddesindeki devletin birliğini, bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmeden cezaları açıklanmış oldu. 12 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Beraat eden sanıklarla ilgili olarak da dün akşam itibariyle tahliyeler gerçekleşmiş oldu. Tabii bu tür terör olaylarının, şiddet olaylarının bir daha meydana gelmemesi için ülke olarak birlik, beraberliğimizi korumamız en önemli unsur" şeklinde konuştu."Operasyonlar devam ediyor"Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Ayhan Bora Kaplan soruşturmasına ilişkin ise "Operasyonlar devam ediyor. Bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın başlattığı bir soruşturma var. O soruşturmada gözaltına alınan sivil ya da resmi görevliler var. Hep beraber bekleyeceğiz. Soruşturmanın sonucunu hep birlikte göreceğiz" ifadelerini kullandı.