POLİTİKA - 22 Mart 2017 Çarşamba 16:24

Vergi beyannamesi verme süreleri uzatıldı

A
A
A
Vergi beyannamesi verme süreleri uzatıldı

Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart’a uzatıldığını açıklayarak, "Bu ayın 23’ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyor.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart’a uzatıldığını açıklayarak, "Bu ayın 23’ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyor. Bu muhtasar beyanname verme süresini 23 Mart’tan 27 Mart’a uzattık. 24 Mart itibarıyla KDV beyannamesi verilmesi gerekiyor. Bu süreyi de 27 Mart’a uzattık. Yıllık gelir vergisi beyannamesinin de 27 Mart tarihinde verilmesi gerekiyor. Bunun da verilme süresini 31 Mart tarihine uzattık" dedi.


Maliye Bakanı Naci Ağbal, TGRT Haber’de "Gündem Özel" programında TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevapladı. Referandum sürecini değerlendiren Ağbal, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye’de kalıcı siyasi istikrarı getirecek. Kalıcı siyasi istikrar demek, kalıcı ekonomik istikrar demek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, ekonomiye her bakımdan olumlu yansıyacak. Bürokrasi azalacak. Siyasetin karar mekanizmalarının hızı artacak ve siyasette güven, öngörülebilirlik artacak. Yatırımcı neye bakar? Bir yatırım kararı verilirken, öngörülebilirliğe bakar. Ben yatırım yapıyorum, 2 yıl yatırım sürecek bunu da geriye almam yaklaşık 5 yıl sürecek, o zaman bu ülkede önümüzdeki 7 yıl boyunca işler nasıl gidecek diye bakıyor. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devreye girerse çok hızlı bir şekilde artık Türkiye’de eskiden beri yaşadığımız siyasi istikrarsızlıklar, öngörülemezlikler ortadan kalkacak" ifadelerini kullandı.


Büyüme oranlarına değinen Ağbal, "Bu referandumdan sonraki dönemlerde de ekonomide büyüme artacak. 2016’nın son çeyreği daha iyi gelecek. 2017’nin ilk çeyreği bundan daha iyi gelecek ama referandumdan sonraki büyüme oranları önceki dönemlerden daha yukarı olacak. Niye? Öngörülebilirlik artacak. Kalıcı bir siyasi istikrar oluşmuş olacak. Olumlu sonuç çıkarsa ekonomideki göstergeler daha da artarak büyüyecek" diye konuştu.



Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin detayları


Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin bilgi veren Ağbal, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, orta ve uzun vadede ekonomide kalıcı iyileşme meydana getirecek. Referandumun kendisi olumlu neticelendiğinde kısa vadede de ekonomide olumlu bir toparlanmaya sebep oluyor. 2010 Eylül referandumu bunu rakamlarıyla ortaya koymuş. Nisan referandumundan sonra ekonomide ne olur sorusunun cevabı çok net, olumlu olursa ekonomide de olumlu şeyler olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Meclise bütçeyi cumhurbaşkanı sunacak. Maliye Bakanlığı, bütçe hazırlık evresiyle ilgili bütün çalışmalarını bugün yapıyor ve Başbakanlığa sunuyor. Yeni sistemde de Maliye Bakanlığı bütün hazırlıklarını yapacak, Cumhurbaşkanlığına sunacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanı bütçeyi hükümet adına Meclise teklif edecek. Bütçe hazırlama süreciyle ilgili bütün hazırlıkları Maliye Bakanlığı yapacak. Bütçe kanun teklifini Cumhurbaşkanlığına sunacak. Cumhurbaşkanlığı burada hükümet olarak son nihai kararlarını oluşturduktan sonra teklifi TBMM’ye sunacak. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı, bütün bakanlıklar üzerinde şemsiye bir kuruluş olarak bütün hükümet faaliyetlerinin koordine edildiği, yürütüldüğü ve siyasi sorumluluğun birleştiği bir mekanizma haline gelecek. Bütçede yenilik arzeden husus; Başbakanlık yerine Cumhurbaşkanlığının gelmesi" açıklamasında bulundu.



"Uyum yasaları yapacağız"


Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra uyum yasalarının yapılmaya başlanacağına dikkati çeken Ağbal, "Bu evetle sonuçlanırsa, anayasa değişikliği bakımından birinci aşamasını tamamlamış bulunacağız. Sonra ne yapacağız? Bütün bakanlıkların teşkilat yasalarında, kamu yönetimindeki işlem akışlarına ilişkin bütün düzenlemelerde, bürokrasideki görev, sorumluluk ve yetkilerde olağanüstü değişiklikler yapacağız. Çünkü, yeni sistem icraatın daha güçlü olduğu ve vatandaşa doğrudan doğruya hesap verdiği bir sistem olacak. Bürokrasideki reform, bürokratik oligarşinin kaldırılması noktasında önemli bir ivme olacak" diye konuştu.



"Beyaz eşya satışları yüzde 42 arttı"


ÖTV ve KDV indirimine ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, "Şu anda Bakanlar Kurulu kararıyla aldığımız karara göre, 30 Nisan’a kadar beyaz eşyada ÖTV’yi kaldırdık. Mobilyada ise yüzde 18 olan KDV’yi yüzde 8’e indirdik. Ben nereye gitsem ilgili sektör temsilcileri bu sürenin uzatılıp uzatılmayacağını soruyor. Benim de gittiğim yerlerde söylediğim şey şudur; yapmış olduğumuz indirim piyasada canlılık meydana getirdi. Dün 4 firmayı kapsayan bir istatistik çalışmasına bağlı olaraktan beyaz eşya satışlarında yüzde 30, 2016 Şubat’tan 2017 Şubat’a yüzde 30 arttı. Bugün arkadaşlar kapsamı çok daha geniş bir beyaz eşya istatistiği getirdiler, son bir yılda yani Şubat’tan Şubat’a ÖTV indirimini kapsayan ürünler itibarıyla toplamda bakıldığında satışlarda yüzde 42 artış var. Burada çamaşır makinesi satışlarında yüzde 35 artış olmuş, bulaşık makinesinde yüzde 44.5’e kadar gitmiş. Toplamda da yüzde 42.1. Bu neyi gösteriyor? Demek ki yapmış olduğumuz indirim etkisini gösteriyor" şeklinde konuştu.



"Bu indirimi uzatma kararı hükümet olarak vereceğimiz bir karardır"


Ağbal, konuşmasında şunları kaydetti:


"Bu indirimi uzatma kararı hükümet olarak vereceğimiz bir karardır. Bu konuyu ile ilgili gelen rakamları takip ediyoruz. Gelen rakamlar olumlu sonuçlar gösteriyor, ama uzatma konusunda şu an itibarıyla verilmiş bir kararımız yok. Nisan ayı geldiğinde rakamlara bakacağız. Piyasada canlanma noktasında belli bir noktaya gelmişsek, o takdirde uzatmaya gerek yok. Hala bir ihtiyaç varsa o zaman da uzatabiliriz. Bazı açıklamaları gördüğüm zaman üzülüyorum, uzatabiliriz açıklaması yapmadık. Sadece gelen talepler karşısında rakamları takip ettiğimizi, bu değerlendirmelerimizi yaptığımızı, Nisan ayının sonuna doğru da gelişmeleri Bakanlar Kurulunun dikkatine getireceğimi ifade ettim."


Şu ana kadar konut sektöründe önemli vergi indiriminin yapıldığını hatırlatan Ağbal, şu anda üzerinde çalışılan vergi indiriminin olmadığını ifade etti.



"KDV yeniden düzenlenecek"


Ağbal, KDV’nin yeniden düzenleneceğini vurgulayarak, "Burada reform niteliğinde değişiklikler yapalım. KDV sistemini, büyümenin önünde engel oluşturan sistem olmaktan çıkarıyoruz. Vergi düzenlemeleri, baştan aşağı yeniden düzenleniyor. Şu anda kendimize 3 aylık süre biçtik, 3 ay içinde bütün paydaşlarla katma değer vergisini sistemini ele alacağız. Yerli sanayi ve özellikle ithalat noktası da dahil olmak üzere baştan sona gözden geçireceğiz, yeni bir KDV sistemi kuracağız. Türkiye, yeni bir KDV sistemine kavuşacak" diye konuştu.


Bugün KDV kanunundaki bazı uygulamaların yerli işletmeyi caydırdığını belirten Ağbal, kimsenin mevcut sistemden memnun olmadığını ifade etti. Vergi sisteminin büyümeyi aşağıya çeken değil, yukarıya çeken özellik arzetmesi gerektiğine işaret eden Ağbal, bu konuyla ilgili kapsamlı bir çalışmanın yapılacağını ve bütün paydaşlarla istişarede bulunulacağını dile getirdi.



"Vergi beyanname verme süreleri 27 Mart’a uzatıldı"


Vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart’a uzatıldığını açıklayan Ağbal, "Mart ayının yoğunluğunu dikkate alarak beyanname sürelerini uzattık. Bu ayın 23’ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyorb. Bu muhtasar beyanname verme süresini 23 Mart’tan 27 Mart’a uzattık. 24 Mart itibarıyla KDV beyannamesi verilmesi gerekiyor. Bu süreyi de 27 Mart’a uzattık. Yıllık gelir vergisi beyannamesi 27 Mart tarihinde verilmesi gerekiyor. Bunun da verilme süresini 31 Mart tarihine uzattık. Ödeme sürelerinde bir değişiklik yok" ifadelerini kullandı.



Bakan Ağbal’dan vatandaşlara ’beyanname verme sürelerini kaçırmayın’ uyarısı


Mart ayında 1 milyon 870 bin adet mükellefin beyanname vereceğini belirten Ağbal, yaklaşık 1 milyon 450 bin vatandaşın kiraya verdiği gayrimenkulü olduğunu söyledi. Vatandaşlara uyarıda bulunan Ağbal, "Stopaj suretiyle vergi ödenmeyen konutu olan bir kişi, bu evini kiraya verirse elde ettiği gelir yıllık olarak 3 bin 800 TL’yi aşıyorsa o takdirde beyanname vermesi gerekiyor. Dolayısıyla beyanname verirse 3 bin 800 TL’lik kısmı zaten vergiden istisna. Eğer beyanname verilmezse, bu takdirde bu beyanname hakkından mahrum kalacak. Kira geliri elde eden bütün vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum, 2016 yılında 3 bin 800 TL’yi aşan kira geliri elde etmişlerse beyannamelerini versinler. İnternete giriyorlar, kendilerine sunulan bilgileri onaylıyor, beyannamelerini veriyorlar. Dün itibarıyla 930 bin mükellefimiz de beyannamesini verdi" dedi.



İstihdam seferberliği


Son aylarda istihdam artmasına rağmen işsizliğin arttığını belirten Ağbal, "Aralık ayındaki rakam hiçbirimizin arzu edeceği bir rakam değil. Bunu görerek, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, milli seferberlik başlattık. Bütün vergiler ve primler bizden dedik. Şubat ayında bu uygulamaya başlayınca da 250 bin ilave kayıtlı istihdam üretildi. Bir ayda, yeni ilave istihdam oluşturdu. Şubat ayında 250 bin kişi iş buldu" diye konuştu.


Ağbal, taşeron işçilere yönelik çalışmaların da devam ettiğini açıklayarak, "Taşeronla ilgili öyle bir düzenleme yapmalıyız ki bu düzenleme çalışanlar bakımından daha güvenceli bir yapıya kavuşmalı. Bu hizmet sunumunda bulunan kamu idarelerinde hizmette bir azalma değil, artış olmalı. Çok boyutlu yönde birtakım beklentiler var. Bütün bunları değerlendirmek için süreye ihtiyacımız var. Çalışmalar devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.



Moody’s’in kredi notu kararı


Moody’s’in son açıklamasını değerlendiren Ağbal, "Bu hamle, beklenen ve olması gerektiği zamanda yapılan bir açıklama değil zaten. 16 Nisan referandum sürecine gidilen süreçte beklenmedik şekilde açıklama yapması doğru değil. Bir ülkeye ilişkin değerlendirmede bulunurken, terazinin iki tarafını dengeleyecek tavır içerisinde bulunması lazım. Son derece spekülatif konular. Uluslararası yapılan değerlendirmelerde Türkiye, yıldızı parlayan ülkeler arasında yer alıyor. Yaptığı bu değerlendirmeyi, hem zamanlaması hem de dikkat çekilmek üzere seçilen konular itibarıyla aceleci, bir noktada yönlendirmeye dönük rapor olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.



"Projeye dayalı özelleştirme uygulamaları önümüzdeki dönemde daha da görülecek"


Türkiye’nin birçok başarılı özelleştirmeyi bitirdiğini anlatan Ağbal, "Artık eskisi gibi çok büyük özelleştirme uygulamalarını yapacak bir alandan söz etmiyoruz. Türkiye, bu anlamda birçok başarılı özelleştirmeyi bitirdi. Özelleştirme İdaresi, bundan sonra proje üretip, var olan bir şirketi özelleştirmek değil, mevcut bir potansiyel yatırımı üretmek, gelir üretebilecek bir projeyi geliştirmek ve bunu özelleştirme yoluyla ekonomiye kazandırmak. Bu konuda farklı projelerle ilgili bakanlıklarla çalışıyoruz. Projeye dayalı özeleştirme uygulamaları, önümüzdeki dönemde daha da gündeme gelecek" şeklinde konuştu.


Ağbal, 2016’nın son çeyreğinden başlamak üzere ekonomide ılımlı bir toparlanmanın görüldüğüne dikkati çekerek, "Bu ılımlı toparlanma daha da yukarı gidecek. Önemli olan önümüzdeki 3 yıla bakmak lazım. Anayasada çok kapsamlı bir yönetim sistemi reformu yapılmış oluyor. Anayasada yapacağımız değişiklik, bundan sonraki adımların ilk adımı olacak" dedi.



Almanya’da PKK’nın miting yapmasına izin verilmesi


Türk bakanlara konsoloslukta ve kapalı salonlarda konuşma izin vermeyen Almanya’nın PKK’nın mitinginde ’hayır’ propagandası yapmasına ses çıkarmamasına ilişkin de görüşlerini açıklayan Ağbal, "Bugün Avrupa’da yaşadığımız esas sıkıntı siyasi basiretsizliğin artmış olması. Bugün Avrupa ülkelerinde, gerek AB bürokrasisi içinde, AB mekanizmasının önünde yer alan figürler itibarıyla, gerekse belli başlı büyük ülkelerde hükümet yönetimlerine baktığımızda basiretli tutum izleyemeyecek siyasi kadroları görüyoruz. Bütün bu meydana gelen hadiselerin arkasında bana göre önemli sebeplerden birisi siyasi basiretin azalmış olması. Ortaya çıkan İslamafobi var. Bütün bunlar karşısında aşırı sağ güçleniyor. Ülke olarak çıkarlarımız neyse çıkarlarımıza göre hareket edeceğiz. Orada sağduyulu hareket edilmiyorsa da biz sağduyulu hareket edeceğiz" diye konuştu.


Bugün Türkiye’nin AB ülkeleri için önemli olduğuna işaret eden Ağbal, "Birçok açıdan bakıldığında Türkiye ile Avrupa Birliği ekonomileri arasında kalıcı bağlar var. Bunlar önemli hükümler oluşturuyor. Biz, siyasi ve diplomatik alanda yapılan basiretsiz tavırlar karışsında misliyle cevaplarını verdik, vermeye devam edeceğiz. Ekonomi tarafında siyasi basiretsizliğe kendimizi teslim edecek halimiz yok. Türkiye’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onları yapacağız. Karşı taraftan, ekonomi ile ilgili kart açılma ihtimalini zayıf görüyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.