SAĞLIK - 29 Nisan 2016 Cuma 12:52

Who Türkiye'nin Sağlık Stratejisini Değerlendirdi

A
A
A
Who Türkiye'nin Sağlık Stratejisini Değerlendirdi

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. İrfan Şencan, "Hipertansif hastanın veya diyabetli hastanın en ileri ilaçlara ulaşması elbette önemli, komplikasyon geliştiğinde diyabete bağlı körlüğün tedavisi elbette önemli ama çok daha önemlisi diyabeti kontrol edip diyabete bağlı körlüğü azaltmak" dedi.
Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı Değerlendirme Toplantısı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şencan ve Dünya Sağlık Örgütü yetkililerinin katılımıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Şencan, şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadele yani hastalıkları önleme en öne çıkan konu başlığı olduğunu vurgulayarak, "Bu kapsamda 2010’dan beri yürütülen çok önemli programlar var. Bu programlar süreç içerisinde revize ediliyor. Bazı programlar tamamlanıp bir sonraki safhaya geçiliyor, bazı programlarda süreç içerisinde kazanımlar elde edilip yenileri eklenerek ya da yeni revizyonlarla devam ediyor. Bu programlar Türkiye’de hem hükümet programı hem Sağlık Bakanlığı stratejik programı hem de bizim Halk Sağlığı Kurumumuzun stratejik planları içerisinde yer alıyor. Hastalıkları önlemeye yönelik programlar çok paydaşlı anlayış içinde yürütülüyor. Bu paydaşlarımız hem diğer kamu kurum ve kuruluşları bunların içinde belediyeler, Tarım Bakanlığı, RTÜK, Gençlik ve Spor Bakanlığı elbette Milli Eğitim Bakanlığı ancak sadece bunlar değil aynı zamanda STK’lar da, üretici sektör, tüketiciler, basın" ifadelerini kullandı.
"WHO İLE PROGRAM DEĞERLENDİRMESİ YAPIYORUZ
"Tabii ki bu programları bizim ulusal programlarımız olması yanında bütün dünyada da benzer programlar yürütülüyor" diyen Prof. Dr. Şencan şöyle devam etti:
"Avrupa’da da veya dünyanın başka ülkelerinde de. Bu bizim sağlık otoritesinin gündeminde olduğu gibi Dünya Sağlık Örgütü(WHO)’nün de Dünya Sağlık Örgütü’nün Bölgesel Ofisleri’nin de gündeminde. Dolayısıyla karşılıklı paydaşlık, sadece bizim kendi yurt içimizde değil dünyadaki ilgili kuruluşlarla da paydaş olarak devam ediyoruz. En önemli paydaşlarımızdan birisi de Dünya Sağlık Örgütü ve program değerlendirmelerimizi kendi gözden geçirmelerimiz olduğu gibi paydaşlarımızla, Dünya Sağlık Örgütü’yle de program değerlendirmesi yapıyoruz. Bu kapsamda da bugün Dünya Sağlık Örgütü organizasyonunda ülkemizde bulunan yurt dışı uzmanlar, Dünya Sağlık Örgütü’nden, Avrupa’daki bazı üniversitelerden, bazı kurumlardan gelen uzmanlarla Türkiye’deki programı bize gözden geçirme, değerlendirme yapıldı, 4 günlük bir program. Bugün burada bu gözden geçirmelerin sonuçlarını paylaştılar. İki ila dört hafta sonra da bu değerlendirmeler rapor haline getirilip paydaşlarla paylaşılacak. Onlar bizimle paylaşacak biz de Türkiye’deki diğer paydaşlarımızla paylaşacağız."
"TÜRKİYE KAPSAMLI BİR DEĞERLENDİRMEDEN GEÇEN İLK ÜLKE"
Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu ise, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen politikaların ve stratejilerin gözden geçirilmesinin bu haftaki temel görevleri olduğunu vurgulayarak, "Bildiğiniz gibi Avrupa’da Gıda ve Beslenme Stratejik Planı’nı uyguluyoruz Dünya Sağlık Örgütü olarak ve bu plan çerçevesinde belirlediğimiz 2025 yılı hedeflerimiz var. Bu hedefler çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu uygulamaları ve kabul ettiği politika ve stratejileri değerlendirmek ve gözden geçirmek için buradayız. Türkiye özellikle Avrupa Bölgesi’nde bu derece kapsamlı bir değerlendirmeden geçen ilk ülke dolayısıyla biz bu fırsatı değerlendirmek ve Sağlık Bakanlığı’nın bu alanda gerçekleştirmiş olduğu stratejileri ve politikaları hep beraber analiz etmek ve bu politikalar üzerinde birlikte çalışma fırsatını bulduğumuz için de çok mutluyuz" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin özellikle beslenme ve fiziksel aktiviteyle ilgili bulaşıcı olmayan hastalık yükünün azaltılması ve bu hastalıklarla ilişkili savaşın devam edebilmesi adına benimsemiş olduğu stratejik yaklaşımın çok önemli olduğuna dikkat çeken Ursu şunları kaydetti:
"Özellikle geçtiğimiz 4 gün boyunca çok derinlemesine farklı paydaşlarla bir araya geldik ve analizler gerçekleştirdik. Aynı zamanda hali hazırda yürütülen uygulamalarında çok daha iyi anlaşılmasını sağladı bizim tarafımızdan yapmış olduğumuz bu görüşmeler. Aynı zamanda yapmış olduğumuz bu ziyaretlerde sadece stratejik plan ve belgelendirme anlamında gelişmelerin olmadığını bazı yeni inovatif yaklaşımların da benimsendiğini gördük. Dolayısıyla Türkiye’deki bu inovatif yaklaşımlar hayata geçtiğinde sadece Türkiye için değil Avrupa bölgesinde diğer ülkeler için de örnek teşkil edebileceğini düşünüyoruz."
"KİŞİ BAŞINA TUZ TÜKETİM ORANI OLDUKÇA YÜKSEK"
Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Bölge Ofisi Temsilcisi Dr. Joao Breda ise değerlendirme ekibi ile birlikte bir hafta boyunca çalışmalara katıldığını ve birçok farklı alandan, sektörden gelen bilim insanlarıyla aynı zamanda yerel düzeyde ve ulusal düzeyde çalışan meslektaşlarıyla bir araya gelme fırsatının olduğunu vurguladı. Breda, bu toplantılar esnasında Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirdiklerini ve özellikle sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite konularına yoğunlaştıklarını söyledi. Dr. Breda, "Türkiye’nin bu alanda atmış olduğu adımlar bizi gerçekten çok etkiledi. Özellikle farkındalık arttırma çalışmaları inanılmaz düzeyde, harika derecede pozitif sonuçlar sunduğunu gördük. Bu nedenle Türkiye’de atılan bu adımların özellikle fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme programı çerçevesinde atılan adımların gelecekte Türkiye’yi çok daha iyi bir yere taşıyacağını düşünüyoruz. Türkiye’deki duruma ilişkin yapacağımız önerilerin en başında aslında bir takım girişimler geliyor. Bu girişimlere baktığımız zaman çok farklı politikalar dan çok farklı alanlardan atılan bazı adımların bir araya getirilmesi oldukça önemli. Ancak bu ortaklık ve işbirliği farklı alanlarda mümkün olduğunda Türkiye’deki sağlık hizmetinin çok daha iyi bir seviyeye ulaşacağını düşünüyoruz. Bu noktada dikkat çekmek istediğimiz en önemli husus Türkiye’deki tuz tüketim oranları. Kişi başına düşen tuz tüketim oranı oldukça yüksek ve bu tuzları hem tükettiğimiz gıdalardan alıyoruz aynı zamanda evde pişirdiğimiz yemeklerde de çok ciddi oranda tuz kullanımı mevcut. Dolayısıyla atmamız gereken ilk adım tuz tüketimini azaltabilmek. Çünkü tuz tüketimi ne kadar yüksek olursa hipertansiyon gibi veya diğer çeşitli kalp hastalıklarıyla karşılaşma oranımızda o derece artıyor olacak" değerlendirmesini yaptı.
FİZİKSEL AKTİVİTE IN, TRANS YAĞ OUT
Bir diğer önemli risk faktörünün de yağlar ve özellikle trans yağlar olduğunu belirten Breda, "Trans yağları sadece hazır gıdalardan almıyoruz aynı zamanda restoranlarda yediğimiz yemeklerde veya sokakta tükettiğimiz yiyeceklerden de çok ciddi oranda trans yağ alıyoruz. Dolayısıyla dengeli bir enerji alımına sahip olabilmek ve beslenmemizi olumlu yönde düzenleyebilmek adına tuz tüketimini azaltmamız, trans yağ alımını azaltmamız ve fiziksel aktiviteyi arttırmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde yapılan çalışmalarda Türkiye’deki insanların davranışlarında da olumlu değişimler sağlamamız mümkün olacaktır. Bizim Dünya Sağlık Örgütü olarak Türkiye’ye yapacağımız öneriler şu yönde olacak: İlk olarak bazı girişimlerin geliştirilmesi gerekiyor özellikle gıda ve içecek sektöründe aynı zamanda fiziksel aktivitenin desteklenmesi alanında önemli girişimlerin geliştirilmesi gerekiyor. İkinci olarak yaşam boyu yaklaşımını benimsememiz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle çocuklar ve hamileler açısından bunun çok önemli olduğunu biliyoruz. Üçüncü olarak da birinci basamak sağlık sistemi hizmetlerinin geliştirilmesi ve kapsama alanının genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü eğer bir konuda liderlik yapacaksak bu liderliği tek bir kurumla sağlamamızın mümkün olmadığını biliyoruz. Bu anlamda farklı sektörlerin bir araya gelerek bu liderliği yürütüyor olması bizim için çok önemli. Ancak bunu sağladığımız durumda veri kalitesini de arttırabilme imkanına erişmiş oluyoruz. Dolayısıyla bahsettiğimiz üç ana nokta bizim için önem teşkil ediyor" diye konuştu.
"HALKIN SAĞLIKLI BESLENMEYİ TALEP ETMESİ LAZIM"
Asıl en büyük paydaşın halk olacağını vurgulayan Şencan, şunları kaydetti:
"Halk nasıl paydaşımız olacak? Biz farkındalığı oluşturacağız, diğer kurumların bu konuda farkındalığını oluşturacağız ama halkın talep eder olmasını temin etmemiz lazım. Sağlıklı besini, sağlıklı suyu, hareket imkanını, fiziksel aktivite imkanını halkın talep etmesi bu ülke için en önemli paydaşlık, en önemli bu hizmetlerin gerçekleşmesi için gerekçe olacak. Artık beklentimiz belediyelerden yürüme alanları, fiziksel aktivite yapılabilecek yerler, marketlerden sağlıklı gıda köşeleri, gıda üreticilerinden sağlıkla ilgili sağlıklı gıda ve kolay anlaşılabilir hangisinin sağlıklı olduğu hangisinin sağlıksız olduğunu belirten yaklaşımları talep etmelerini bekliyoruz. Bu sağladığımızla hastalığı önlemiş olabileceğiz. Daha sağlıklı bir yaşamı sağlamış olacağız. İnme hastalarına yani felçlerde rehabilitasyon elbette önemli, ilk müdahale elbette önemli ama önemli olan felci önlemek. Hipertansif hastanın veya diyabetli hastanın en ileri ilaçlara ulaşması elbette önemli, komplikasyon geliştiğinde diyabete bağlı körlüğün tedavisi elbette önemli ama çok daha önemlisi diyabeti kontrol edip diyabete bağlı körlüğü azaltmak."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar, üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini arttırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdareden destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün ki bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" “Tarım İnebolu” adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, “Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Antalya Muratpaşa afet gönüllülerine, AFAD’dan eğitim Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin kısa adı MAG olan afet gönüllüsü programına katılan 32 kişi, AFAD eğitim ve tatbikatını başarıyla tamamlayarak GEA Arama Kurtarma ekibinin üyesi oldu. Muratpaşa Belediyesi’nin Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketi sonrası her mahallede afet gönüllü grubu oluşturmayı hedefleyen Muratpaşa Afet Gönüllüsü (MAG) programı devam ediyor. Felaket sonrası 297 gönüllüsüyle İskenderun ve Antakya’da arama kurtarma çalışmalarına katılan ve 40 depremzedeyi göçük altından kurtaran GEA Arama Kurtarma Antalya ekibiyle yürütülen program kapsamında 420 gönüllüye eğitimler verildi. Olması muhtemel bir doğal afet anında ilk müdahalecinin yapması gerekenlerin anlatıldığı eğitim 8 hafta devam etti. İlk müdahale, afet bilinci, afet anatomisi, gönüllülük, ilk yardım, arama kurtarma gibi teorik eğitimlerin tamamlanmasının ardından 63 MAG üyesi AFAD Eğitim ve Tatbikat alanında 6 saat süren arama kurtarma tatbikatına katıldı. MAG üyelerinden 32’si ise ulusal bir afet durumunda gönüllü olabilecek düzeye ulaşması üzerine GEA Arama Kurtarma ekibine dahil edildi. Muratpaşa Belediyesi, MAG programının yanı sıra depreme dayanıklı bir kent için Protection Civile Federation isimli Fransız sivil savunma derneğinin desteğiyle Muratpaşa’nın 10 ayrı noktasına temel arama kurtarma malzemelerinin yer aldığı ‘Dayanıklılık Merkezleri’ de kuruyor.
Nevşehir 2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı Başladı Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen ‘2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı başladı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın katılımlarıyla Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen konferansa NEVÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mutluhan Akın, Kalite Ofisi yardımcıları Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bengü Aksu Ataç, Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yasin Polat katıldı. Konferansın açılış töreninde konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, evrensel düzeyde geleceğe yön veren yenilikçi ve rekabetçi bir yükseköğretim sistemi kurmayı hedeflediklerini belirterek; uluslararasılaşma ve kalite çerçevesinde üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmak, uluslararası sıralamalardaki üniversite sayısını yükseltmek, akademisyenlerin yer aldığı uluslararası projelerle nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmayı amaçladıklarını ifade etti. Mevcut istatistiklere göre Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu belirten Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması ’Yükseköğretimde Kalitenin İyileştirilmesi’ olarak belirlenen ve yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmeyi amaçlayan konferans çerçevesinde; ’Kalite Güvencesi Uygulamaları ve Sorunları’, ’Kalite Güvencesinin Etkileri’, ’Kalite Güvencesinde İyi Uygulama Örnekleri’ ve ’Kalite Güvencesinin Geleceği’ ana başlıklarında oturumlar düzenlenecek. 25-26 Nisan tarihleri boyunca 16 farklı oturumda bildiri ve sunumların gerçekleştirileceği konferansta; uluslararası ve ulusal düzeyde kalite güvencesi ajansları, akreditasyon kuruluşları ve yükseköğretim kurumları gibi paydaşlar bir araya gelecek.
Denizli CHP lideri Özel’den Başkan Çavuşoğlu’na övgü CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ziyarette, Başkan Çavuşoğlu’na başarılar dileyerek, “Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Denizli’ye geldi. CHP Lideri Özgür Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesi Denizli Büyükşehir Belediyesi seçimlerini partisinin kazanması durumunda CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’a söz verdiği kırmızı motorsiklet ile belediye binasına geldi. Vatandaşların yoğun sevgi gösterileri arasında Delikliçınar Meydanı’ndan giriş yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret ederek, çalışmalarında başarılar diledi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Genel Başkanım şehrimize, Denizli’mize hoş geldiniz. Sizleri burada ağırlamak bizim için büyük bir onur. Türkiye’de başlattığınız değişim yolculuğunun Denizli’de taçlanıyor olması bizim açımızdan bir keyif. Bu sürecin içinde gerek şahsıma, gerek Denizli örgütüne duymuş olduğunuz güvenden dolayı sizlere çok teşekkür ediyorum. Bizler de umarım sizleri mahcup etmemişizdir ki bu yolculuğumuzun sonunda sizleri Denizli Büyükşehir Belediyemizde ağırlıyoruz” dedi. “Denizli ittifakına, Türkiye ittifakına minnettarız” CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, seçim sonrası 2018’de Çorlu’da yaşanan tren kazası davasını takip etmek için gittikleri Tekirdağ’dın ardından ilk ziyareti Denizli’ye yaptıklarını ve keyifli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirtti. CHP lideri Özel, “Dün gece Denizli’de kaldım bu sabah Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği Denizli Büyükşehir ve Merkezefendi ilçesinde uyandım, birazdan hemen yanımızda olan Pamukkale’miz var. Denizli’de 4 küçük ilçe belediyesi hariç bütün belediyeleri CHP kazandı. Bunu tek başına partiye mal etmiyoruz, Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı. Denizli’deki uzun yıllardır mücadele eden çok sevgili sosyal demokratlar, Cumhuriyet Halk Partililer Denizli ittifakını kurdular. Her görüşten insanlarla bu ülkenin vatanına, bayrağına saygılı olan herkesle el ele, omuz omuza kazandık. Denizli ittifakına, Türkiye ittifakına minnettarız” ifadelerini kullandı. “Başkanlık makamına Denizlililer kimi seçtiyse, O oturur” Genel Başkan Özel, Başkan Çavuşoğlu’nun makam koltuğuna oturmasını rica ettiğini ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti; "Başka siyasi partilerin liderleri geliyorlar ve belediye başkanın koltuğuna oturuyorlar. Bu koltuğa bir kişi oturabilir, Denizlililer kimi seçtiyse O oturur. Cumhuriyet Halk Partisi lideri olmak, siyasi parti lideri olmak kamu görevini yapan birisinin partisinden seçilmiş olduğu koltuğunu hak etmiş anlamına gelmez. Bu koltuğa 5 yıl boyunca Denizlililer Nuri Çavuşoğlu’na otur dedi. Bu koltuk onun koltuğudur. Nuri Başkan bu koltukta oturdukça tüm Denizli’ye karşı sorumluluğu vardır. Oy veren, vermeyen herkese karşı sorumludur " diye konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun hiçbir ayrım etmeksizin kent geneline hizmet edeceğini vurgulayan Genel Başkan Özel konuşmasına şöyle sürdürdü; “Ben kendisini biliyorum. İl Başkanlığı yaptığı süreçte, parti meclisindeki görevinden, Denizli Büyükşehir Belediyesi adaylığı sürecinden biliyorum. Son derece enerjik ve çalışkan bir arkadaşımız. Denizli’nin de birikmiş sorunlarını çözecek. Kamuoyunda çokça konuşulan borçlarını ödeyecek, hizmeti aksatmadan sürdürecek” dedi. Konuşmaların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediyesi Şeref Defterini imzaladı.