ASAYİŞ - 08 Aralık 2016 Perşembe 16:43

4 yaşındaki baldızı ve kayınvalidesini öldürüp beklerken içki içmiş

A
A
A
4 yaşındaki baldızı ve kayınvalidesini öldürüp beklerken içki içmiş

Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde 11 Temmuz 2016 tarihinde kayınvalidesi ve 4 yaşındaki baldızını öldüren damat, hakim karşısına çıktı. Kayınvalidesinin hakaret ettiğini öne süren Kadir Gülçelik, "Cinayetten sonra akrabalarımı arayıp haber verdim, onları beklerken de bir bira daha içtim" dedi.
Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Alanya Cezaevinde tutuklu bulunan Kadir Gülçeliki Jandarma nezaretinde getirilirken kayınvalidesinin yakınları ile sanığın eşi Ayten Gülçelik mahkemede hazır bulundu.
İddianamenin okunmasının ardından söz alan sanık Kadir Gülçelik, cinayeti tasarlayarak işlemediğini, kendisi ile konuşmak istemeyen kayınvalidesine kızarak arkasından ateş ettiğini, bu sırada baldızının da kaza ile vurulmuş olabileceğini söyledi.
Eşiyle sorunlar yaşadıklarını belirten Kadir Gülçiçek "Eşimin Facebook’unda yabancı kişilerle görüştüğünü ve açık saçık fotoğraflar paylaştığını görünce aramızda tartışma yaşandı. Eşim bunun üzerine çekip gitti. Bu durumu eşimin ailesi ile de görüştük. Uzun süre aramama rağmen sonuç alamadım. Eşimin patronuyla birlikte kaçtığı söylentileri beni iyice çileden çıkardı. Aramaya devam ettim. Bulsam öldürecektim. Olay günü motosikletime binip köye doğru yola çıktım. Çavuşköyü’nde 5 tane bira alıp motoruma koydum. Köye yaklaşınca biralardan bir tanesini içtim. Annemlere gittim. Burada kayınpederim geldi. Rahatsız olduğunu hayvanlara bakamayacağını söyleyince ben hayvanlara bakmak üzere hayvanların olduğu yere gittim. Kayınvalidem kızları Ayşe ve Zeynep ile birlikteydi. Kendisiyle yaşadığımız sorunları konuşmak istedim. Bana sen önce kız kardeşine sahip çık sonra benim kızıma laf söylersin demesi üzerine kendimi kaybettim. Hayvanların bulunduğu yere kurt, çakal gibi hayvanlara karşı kullanmak üzere asılı durumdaki tüfeği alıp ateş ettim. Zeynep’in vurulduğunu görmedim. Planlanmış hiçbir şey yoktu. Yanımda silah bile yoktu. Sonra kardeşlerimi ve arkadaşlarımı arayarak durumu bildirdim ve motosikletin yanına gidip bir bira içtim. Pişmanım" dedi.
Olay yerinde bulunan ve olayın tek canlı tanığı olan Ayşe Gülçelik ise olay günü saat 15.00 sıralarında annesi ve 4 yaşındaki kardeşiyle birlikte yatak olarak adlandırılan keçilerin olduğu yere gittiklerini belirterek "Olaydan 1-2 ay öncesinden itibaren eniştem tarafından sürekli tehdit ediliyorduk. Annem ve Zeynep benim önümde ben arkalarında otururken Kadir Gülçelik geldi. Her iki omzunda da tüfek vardı. Tüfekle işaret edip Zeynep’i annemin yanından almamı istedi. Ben isteğini yapmadım. Bağırıp tehditler savurduktan sonra anneme arkasından ateş etti. Annem yere yıkıldıktan sonra 1-2 adım daha yaklaşıp kız kardeşime ateş etti. Ben korkuyla kaçmaya başladım. Arkamdan ateş edildi. Babamla karşılaştım. Durumu anlatıp köyden yardım aldık ve olay yerine geri geldik" ifadelerini kaydetti.

"Onun bunları yapacak kadar vicdansız olabileceğini hiç tahmin etmemiştim"
Kadir Gülçelik’in eşi Ayten Gülçelik ise, eşiyle lise döneminde kaçarak evlendiklerini söyledi. Gülçelik, "Evlendikten 2 ay sonra çocuğumun olamayacağını öğrendik. Bundan sonra sürekli kavgalar başladı. Eşim hiçbir işte tutunamayıp sürekli iş değiştirmeye beni dövmeye başladı. Kaçarak evlendiğim ve ailemle görüşmediğim için ailemin yanına dönemedim. Polisler yardımıyla Antalya’ya kadın sığınma evine sığındım. Bir süre sonra beni buldu ve konuşup yeniden birlikte olmaya başladık. Ne var ki 3 Haziran da dayağa, ölüm tehditlerine kısacası yaşadıklarıma dayanamayarak yeniden sığınma evine gittim. Onun bunları yapacak kadar vicdansız olabileceğini hiç tahmin etmemiştim" dedi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan müşteki avukatı Sema Tülü Yıldırım, sanığın ilk ifadesiyle mahkemede verdiği ifadelerin bir çok konuda çeliştiğini, sıcağı sıcağına verdiği ifadenin mahkeme tarafından dikkate alınmasını istedi.
Sanık Kadir Gülçelik’in avukatı Onur Çelebisoy ise, müvekkilinin kendisini eşi tarafından aldatılmış bir koca olarak gördüğünü, çevresindeki insanların da ona o gözle baktığını, konuşmak istediği karısının ailesinin de kendisini suçladığını o anki ruh halinin dikkate alınarak karar verilmesini istedi.

Kayınvalidesi ve 4 yaşındaki baldızını öldürmüştü
Gündoğmuş ilçesi Çiçekoluk Mahallesi’ne 1.5 kilometre mesafede Pelitlidöşek mevkiinde keçilerin yatakladığı ağıllarda meydana gelen olayda Kadir Gülçelik, aynı zamanda amcasının kızı olan eşi Ayten Gülçelik ile aralarında yaşadıkları sorunların sorumlusu olarak gördüğü kayınvalidesi Şükran Gülçelik’i (45) ve 4 yaşındaki baldızı Zeynep’i tüfekle vurarak öldürmüştü.
Bu sırada olay yerinde bulunan Şükran Gülçelik’in lisede okuyan kızı Ayşe Gülçelik, olay yerinden kaçarak köye haber vermiş, köy muhtarı, köylüler ve jandarma ekipleri olay yerine gelerek elinde tüfekle tehditler yağdıran Kadir Gülçelik’i olay yerine 1 kilometre mesafede bulunan Kumluk mevkiinde yakalamıştı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.