GENEL - 20 Ağustos 2018 Pazartesi 16:57

Alanya muzunun sırrı araştırılıyor

A
A
A
Alanya muzunun sırrı araştırılıyor

Antalya’nın Alanya ilçesinde açıkta ve ört altında üretimi yapılan muzun üretim bahçeleri farklı ülkelerden 15 bilim insanı tarafından incelendi.

Antalya’nın Alanya ilçesinde açıkta ve ört altında üretimi yapılan muzun üretim bahçeleri farklı ülkelerden 15 bilim insanı tarafından incelendi.


İstanbul’da düzenlenen ’subtropikal koşullarda muz yetiştiriciliği’ sempozyumunun arazi ziyaretleri bölümüne Türkiye’nin en önemli muz üretim noktalarından olan Alanya ev sahipliği yaptı. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Alanya Muz Üreticileri Birliği öncülüğünde gerçekleşen incelemede muz yetiştiriciliği, ıslah, hastalık ve zararlılarla mücadele konularında yapılan sunumların ardından, Alanya’da saha incelemesi gerçekleştirildi. Ziyaretin kafile başkanlığını Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr Hamide Gübbük yaptı. Gübbük inceleme heyetine örtü altı alanda muz yetiştiriciliğinin ülkemizde nasıl yapıldığını anlattı, soruları yanıtladı.Dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları, Alanya’daki muz üretim ve paketleme tesislerine giderek incelemede bulundular. İnceleme sırasında diğer ülkelerde görülen bazı muz hastalıklarının Alanya’da görülmediği belirtildi.


Bilim insanları serada hem muz ağaçlarını hem de yetiştiricilikle ilgili diğer unsurları ayrıntılı olarak inceleme fırsatı buldu. Yabancı misafirler inceleme esnasında bol bol fotoğraf çekti ve Gübbük’ün anlatımları kayıt altına aldı. Avustralya, Belçika, Brezilya, Burundi, Çin, Fransa, Mısır, Pakistan, Uganda gibi farklı ülkelerden 15 kişilik bilim insanı muz serası incelemesinin ardından kendi has aroması ile dikkat çeken açık alanda yapılan yetiştiriciliği gözlemleme fırsatı buldu.


“Küresel ısınma don riskini düşürdü”


Ülkemizde sadece sofralık muz yetiştirildiğini kaydeden Gübbük, “İstanbul’da 30’ncu dünya bahçe birlileri konferansını organize ettik. 30’un üzerinde konferans yapıldı ve bunlardan biriside muzla ilgiliydi. Tropik ve subtropik farklı ülkelerden araştırmacılarla muzun yetiştiriciliğinin yoğun olduğu Alanya’da arazi gezisi düzenledik. Dünya’da birçok ülkeyi gezdim. Dünya ile kıyasladığımızda ülkemizde muzun geldiği yer şuan çok iyi düzeyde. Özellikle tropik ülkelerde hastalık ve zararlılar mücadele varken bizde çevre stresi vardı düşük sıcaklığınetkisiyle don zararını görüyorduk. Ancak son yıllarda global ısınmanın da etkisiyle don zararları gittikçe azalmaya başladı. Kalitede ilerleme var. Özellikle tüketicinin sofrasına gelinceye kadar aşamada kat edecek yolumuz var. Yetiştiricilikte dünya standartlarını yakaladığımız düşünüyorum. Pazarlamasında da iyi bir yere geleceğimizi düşünüyorum” dedi.


“Muz mutluluk veriyor”


Pişirilerek yenen (plantain) muzun da olduğunu ifade eden Gübbük,”Aslında pişirilerek yenen muz, alternatif sebze çok olduğu için yaygın değil. Bizde patates, pirinç neyse özellikle Uganda ve Hindistan’da plantein O. Bizde sofralık var ilerde belki bizde yaparız. Biz biraz yiyecek içecek konusunda biranda alışamayız tıpkı avokadoda olduğu gibi. Ülkemize geleli uzun zaman olmasına rağmen son yıllarda popüler oldu. Pişirilerek yenen muzları deneyip göreceğiz. Özellikle muz potasyum bakımında ve bazız mikro elementler bakımında zengin. Özellikle serotonin salgılayarak mutluk veriyor. Kendimde hem yiyorum hem yetiştiriyorum belki o sebepten her zaman pozitifim” diye konuştu.


“Açık ve kapalı seralarda incelemelerde bulunduk”


Alanya’nın dünyada ileri düzeyde muz üretime sahip olduğunu aktaran Muz Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Şenli, “Miktar olarak değil ancak teknik olarak muz üretiminde söz sahibi olduğumuzu gelen misafirlerimiz sayesinde duyurmayı amaçladık ve bunda da başarılı olduğumuz düşünüyoruz. Alanya’da 5500 dekar kapalı ve 8000 dekar açık alanda muz yetiştiriciliği var. Bunun yanı sıra Gazipaşa ve Anamur’u eklediğimiz zaman geniş bir alanda öncü olduğumuz düşünüyoruz. Karşılıklı bilgi alışverişi ile misafirleri ağırladık açık ve kapalı seralarda incelemelerde bulunduk. Sarartma tesisi ve hal ziyareti ile muzun yetiştirilmesi ve paketlenme tesisi ziyaretleri ile bilgilerimiz sunduk” değerlendirmesinde bulundu.


“Zor koşullarda nasıl bu işin başarıldığını görmek istedik”


Heyet adına konuşan Belçikalı akademisyen İngevan Den Bergh, “İçimizde farklı tropik koşullardan gelenler var. Zor koşullarda nasıl bu işin başarıldığını görmek istedik. Yetiştirici ilgisini görmekten mutlu olduk. Burada abiotikstres dediğimiz çevre stresi var ancak tropikaller de zararlı ve hastalık var. Burada en azından oransal nem düşük ve kurak olduğu için hastalık ön plana çıkmıyor ve yetiştiricilik ilerleyebilir. Bu olay muz yetiştiriciliği için önemli bir avantaj” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.