GENEL - 28 Ekim 2016 Cuma 11:15

Mülayim arılar, EXPO 2016 Antalya’da

A
A
A
Mülayim arılar, EXPO 2016 Antalya’da

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM), en sakin dişi ve erkek arıları laboratuvar ortamında ıslah ve seleksiyon yöntemleriyle bir araya getirerek, suni tohumlamayla sokmayan mülayim arı yetiştirdi. DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu mülayim arılar sayesinde şehir arıcılığının gelişeceğine inandığını belirterek, “İnsanlar hobi olarak bahçelerinde arı yetiştirebilecekler” dedi.
EXPO 2016 Antalya’da iç bahçesi bulunan Düzce Üniversitesi’ne ait alan ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi’nde yapılan araştırma sonrasında geliştirilen “Sokmayan mülayim arılar”, EXPO 2016 Antalya iç bahçedeki alanda sergileniyor.
En kuvvetli arı
DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Düzce’nin Yığılca ilçesinin en sakin dişi ve erkek arılarını, laboratuvar ortamında ıslah ve seleksiyon yöntemleriyle bir araya getirerek suni tohumlamayla, sokmayan arı yetiştirdiklerini söyledi. Yığılca ilçesinin, arıcılığın gen kaynakları olarak çok zengin bir bölge olduğunu belirten Kekeçoğlu, “Ülke olarak yerel gen kaynaklarını ortaya çıkarmamız lazım. Yığılca arısı, doğal olarak bölgede bulunan güzel bir eko tip. Coğrafi koşullara uyan bir tip. Kanat ve bacak uzunlukları, diğer arılara göre daha uzun ve bal verimi olarak da Anadolu ve Kafkasya’nın iki katı. Yığılca arısı kuvvetli bir arı” dedi.
Laboratuvar ortamı oluşturuldu
Yığılca arısının üstün özelliklerini daha da geliştirmek için çalışmalar başlattıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, “İnsanların ve arıcıların en çok muzdarip olduğu konu, arı sokması. Biz de bölgenin en sakin dişi ve erkek arılarını bulduk. Sperm ve yumurtaları, laboratuvar ortamında bir araya getirerek suni tohumlama yöntemiyle bir nevi tüp bebekle yeni bir arı yapmış olduk” ifadesini kullandı.
Genleriyle oynanmadı
Arılara en hijyenik ortamda müdahale ettiklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, “Islah ve seleksiyon yöntemini uygulayarak, ameliyat sonunda sokma davranışı yönünden arıları iyileştirdik. Bu mülayim arıların genleriyle asla oynanmadı ya da iğnelerini çıkarmadık. Sadece en sakin dişi ve erkek arıdan çocuklar oluşturduk. Şu anda agresif olmayan kolonileri bir araya getirdik. Orada doğan işçi arılar da bundan sonra agresif olmayacak. Daha sakin ve iyi huylu arılar devam edecek” diye konuştu.
Kedi-köpek yerine arı beslenecek
Mülayim arılarla hiçbir arıcılık kıyafeti giymeden çalışmanın mümkün olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, bunun da arıcıların rahat çalışma imkânı bulması açısından önemli olduğunu söyledi. Mülayim arılar sayesinde İstanbul gibi büyük şehirlerde bile arıcılık yapılabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, Avustralya’da yaygın olan urban beekeping uygulamasına dikkat çekerek şunları söyledi:
“İstanbul’da ya da büyükşehirlerdeki meraklı kişiler de evinin bahçesine arı kovanı koyarak kendi balını üretebilecek. Herkes kedi köpek besliyor ama ben arıyı çok seviyorum belki ve arı yetiştirmek istiyorum bahçemde. Artık insanlar hobi olarak bahçelerinde arı yetiştirebilecekler bu sayede.”
DAGEM’in EXPO 2016’daki İç Bahçe standında arıların yanı sıra doldurulmuş hayvanlar, böcekler ve kelebekler de ziyaretçilere tanıtılıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Tarihte Nevşehirli 25 alim olduğu ortaya çıktı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir araştırmada Nevşehirli 25 alimin olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Nevşehirli âlimlerin edebiyat, İslam felsefesi, felsefe, din, filoloji, hadis, ahlak, siyaset, itikat, mantık, tefsir, tıp ve hukuk alanından oldukları belirtildi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Belediyesi, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Nevşehir İl Müftülüğü, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle ‘Nevşehirli Âlimler Sempozyumu’ düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına; Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şahlan Öztürk ve Prof. Dr. Özlem Fındık, Nevşehir’in Kozaklı İlçe Kaymakamı Yasin Gürkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Adem Çatak, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Deviren, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akpınar, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Avlanmaz, İlim Yayma Cemiyeti Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, protokol üyeleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, araştırmacılar, davetliler, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı zamanda pek çok ilim adamını yetiştiren kadim bir Anadolu şehri olan Nevşehir’de üniversitenin öğretim elemanları tarafından yapılan araştırmalarda vefat etmiş ve eserleri bulunan 25 aliminin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Durmuş konuşmasında; “Nevşehir ili birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Allah’ın bir lütfu olarak doğa harikası bir yerleşim yeri. Bu şehir aynı zamanda ilim ve irfanın da merkezlerinden biri. Üniversitemizin de ismini aldığı Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin burada oluşu da bulun en önemli göstergelerinden biridir. Nevşehir 14. yüzyıldan itibaren medreselere ev sahipliği yapmış ve pek çok ilim adamının yetiştiği bir Anadolu şehri. Ürgüp’te bulunan Taşkınpaşa Medresesi’yle beraber Karamanoğulları döneminde burada medrese eğitimi başlamış. Süreç içinde inşa edilen medreselerle beraber ve özellikle Damat İbrahim Paşa’nın 18. yüzyılın başlarında şehri birçok yeni medreseyle donatmasıyla beraber Lale Devri’nden sonraki Süreçte Osmanlı Devleti’nin Orta Anadolu’daki önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kronolojik olarak baktığımızda Lale Devri’nin ardından alimlerin ve kaleme alınan eserlerin sayısında ciddi bir artış olduğu gözlemledik. Bu durum ilgili alimlerin ve eserlerin ortaya çıkarılması, ayrıca akademi ve ilim dünyasına tanıtılmasını gerekli kılmıştır. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğretim elemanları tarafından da ilgili alimleri ve eserlerini ilim dünyasına tanıtmak gayesiyle araştırmalar yapıldı. Vefat etmiş ve aynı zamanda eserleri olan alimleri esas aldığımız araştırmalar neticesinde Nevşehir’de 25 alimin ismine ulaştık. Bunlar üniversitemize ismini de veren Hûnkar Hacıbektaş Veli başta olmak üzere; Hoca Gülşehir, Çelebizade Hazim Ahmed Efendi, Çelebizade İsmail Asım Efendi, Ca’fer bin Muhammed bin Ca’fer Avanos, Çelebizade Mehmed Efendi, Süleyman b. Hasan, Mehmed Hadim Nevşehri, Ömer b. Osman en-Nevşehri, Reşid Ahmed Efendi, Ürgüplü Hacı Hafız Hüseyin b. Osman, Damat İbrahim Paşa, Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Mehmed Hilmi Efendi, Mustafa Kazım Efedi, Seyyid Muhammed Çelebi, Mehmed Tahir Efendi, Süleyman Hayri Bey, Abdülkadir Saynaç, Sıyamzade Hasan Hamdi, Ürgüplü Ahmed Refik Altınay, Osman Yılmaz (Vaiz Osman), Zeki Soyak, Mustafa Şekip Tunç ve Mehmed Şerafettin Yaltkaya’dır” dedi. Nevşehir’in tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olduğuna vurgu yapan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, "Anadolu irfanın büyük erenlerinden, hoşgörünün, iyiliğin ve kardeşliğin yol göstericisi Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin ismini de alan üniversite olarak öncelikle böylesi bir etkinliği düzenlemekten ve ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Nevşehir tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olmuştur. Bu topraklar, bilginin ve hikmetin bahçesidir. Bu sempozyum da bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Alimlerimizin öncülüğünde, gençlerimize ilham olmak ve onları aydınlatmak için buradayız. Bilgi bir ışıktır ve bu ışığı yakan, taşıyan ve paylaşan her biriniz, bu sempozyumun gerçek anlamını oluşturuyorsunuz" diye konuştu. Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam ise ; “Yunus Emre’nin deyimiyle ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır’. Özellikle ismiyle müsemma olan Hacı Bektaş Veli Üniversitemizde böyle bir etkinliğin yapılıyor olmazı ayrıca onur ve gurur vericidir. Bu anlamda bu sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.