GENEL - 03 Mayıs 2017 Çarşamba 15:48

Artvin’de ‘Biyokaçakçılıkla Mücadele Eğitimi’

A
A
A
Artvin’de ‘Biyokaçakçılıkla Mücadele Eğitimi’

Türkiye’de 975 omurgasız tür, 62 memeli türü, 246 kuş türü, 17 balık türü, 35 sürüngen, 11 çiftyaşar türleri barındıran ve toplamda 2 bin 727 bitki taksonu ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Artvin’de ‘Biyokaçakçılıkla Mücadele Eğitimi’ verildi.

Türkiye’de 975 omurgasız tür, 62 memeli türü, 246 kuş türü, 17 balık türü, 35 sürüngen, 11 çiftyaşar türleri barındıran ve toplamda 2 bin 727 bitki taksonu ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Artvin’de ‘Biyokaçakçılıkla Mücadele Eğitimi’ verildi.


Artvin Çoruh Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Artvin Şubesi tarafından organize edilen ‘Biyokaçakçılıkla Mücadele’ eğitimi Artvin Çoruh Üniversitesi Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşti. Eğitime Artvin Vali Yardımcısı Ertuğrul Örnek, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Yunus Aydemir, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Ölmez, Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyeleri Prof. Dr. Özgür Eminağaoğlu, Doç. Dr. Temel Göktürk, Yrd. Doç. Dr. Sevim İnanç ve vatandaşlar katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal marşı ile başlayan programda ilk olarak sunumunu yapmak üzere Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Özgür Eminağaoğlu kürsüye çıktı. Eminağaoğlu, "İlimiz oldukça önemli bir konuma sahip bilimsel özellikler açısından çünkü dünyada bulunan 3 önemli iklim tipine sahip. Karasal, akdeniz ve örsenik iklim dediğimiz bu iklim tiplerini Artvin kendi bünyesinde barındırıyor. Bitkiler iklim tiplerinin değişimine göre kendilerine yayılış alanı bulabiliyorlar. 3 farklı iklim tipi olan bir ilde de 3 farklı iklim tipini tercih eden bitkilerin bir arada bulunma olanağı mevcut oluyor dolayısıyla Artvin bitkilerin bu şekilde yayılış gösterdiği bir il. Yine sizlerde bilirsiniz ki köyden yaylaya doğru yürüdüğünüz de tür değişimi söz konusudur. Köyden yaylaya gittikçe yükselti değiştikçe bitkilerinde değiştiğini görürsünüz. Artvin’e bakıyoruz deniz seviyesinden 3 bin 900 metreye kadar yükselti farkına sahip. Yükselti farkı ne kadar çok ise, tür çeşitliliği de o kadar fazla olacaktır. Sulak alanlar habitat ne kadar değişkenlik gösterirse oradaki bitki tür çeşitliliği de bundan o kadar olumlu etkilenecektir. Artvin’de sulak alanları olan oldukça zengin bir il. Buzul göller de Artvin’e oldukça zenginlik katıyor. Borçka’da bulunan Yıldız Gölü belki de bölgenin en büyük buzul gölü. Bulunduğu bölgedeki bitkisel tür çeşitliği de oldukça farklı” ifadelerini kullandı.



"Artvin Turkiye’de en çok şelale bulunan ili"


Bir çok Karadeniz ilinde yer almayan vadilerin Artvin’de yer aldığını dile getiren Eminağaoğlu, "Artvin’de yine sulak alanlar da çok. Fanusik zenginlikte çok ilimizde. Yine bakıyoruz Artvin bir şelaleler kenti. Yine şelalelerde kendine has bitki örtüsünü barındıran değişik bir habitat. Artvin Türkiye’nin en zengin en çok şelalelerinin olduğu il. Artvin’de jeolojik yapısındaki çeşitlilik de söz konusu. Şavşat’ta Peri Bacaları mevcut. Toprak çeşitlilikleri ilçeden ilçeye de çeşitlilik gösteriyor. Bitkinin var olduğu ortam toprak olduğunu göre bitkilerde o kadar çeşitlilik gösteriyor. Artvin’de yaylacılık geleneği bir yönüyle bitkisel tür çeşitliliğini olumlu etkilerken bilinçsiz otlatma ve yüksek dağ çayırlarının bilinçsiz kullanımı bazen olumsuz faktörler arasında yer alıyor. Artvin’de nadir türlerinde sayısı çok. 198 türümüz endemik. Endemik tür dediğimiz; eğer bir bitki hayvan ya da herhangi bir canlı türüne ya da bir bölgeye aitse o tanımlanan bölge dışında yoksa bulunmuyorsa o bitki o bölge için endemiktir. Yani bitki Türkiye için endemiktir diyorsanız o bitki Türkiye’nin endemik bitkisidir. Diğer hiçbir ülkede yoktur. Bizimde Artvin ilinde yaklaşık 198 endemik bitki türümüz endemik. 500’e yakında yok olmaya karşı karşıya olan tür vardır. Bunlar oldukça önemli rakamlar. Bölgedeki bitkilerin 372 türü de bilimsel özellik gösteriyor” dedi.



"Türkiye’de tıbbi aromatik bitki sayısı 500 civarında"


Türkiye’nin tıbbı aromatik özellik gösteren bitki sayısının 500 civarında olduğunu dile getiren Eminağaoğlu, “Türkiye’nin tıbbı aromatik özellik gösteren bitki sayısı 500 civarında. Yarısından fazlası da Artvin de dağılış gösteriyor. Dolayısıyla Artvin ticari değeri ile de oldukça önemli konumda. Artvin’in bitkisel zenginliğini ülkelerle de kıyaslayabiliriz. Polonya, İngiltere, Hollanda, İzlanda gibi ülkelerden bitki tür sayımız fazla. Tabii ki de bitki kaçakçılığı yapacak kişiler bitki türünün fazla olduğu yerlere gelir. Ve bizimde tür sayımızın fazla olması Artvin’i hedef noktası olmaya taşımaktadır. Artvin 2 bin 700 bitki ile birinci sırada. İkincisi Antalya üçüncüsü de İstanbul. Bitkisel tür sayısı fazla, nadir bitkiler çok. Türkiye’nin bitkilerinin korunması lazım. Uluslararası sözleşmeler var. Bunlardan en önemlilerinden biriside Berlin Sözleşmesi. Yani siz doğadaki bitki türlerinden istediğiniz şekilde yararlanamayıp istediğiniz şekilde ticaret yapamıyorsunuz. Uluslararası sözleşmelere tabiisiniz ve ona göre de bitkileri yaşadığı ortamlarda korumanız gerekiyor. Bu sözleşme kapsamında Artvin’de 6 tür bu kapsamın içinde yer alıyor. Likapa, Moçvi ya da Ayı Üzümü dediğimiz tür bu tür sözleşme kapsamına giriyor” şeklinde konuştu.



"Artvin orkide cenneti"


Artvin’in bir orkide cenneti olduğunu sözlerine ekleyen Eminağaoğlu, “Orkideler de yer alıyor Artvin’de ve tamamı ticarette uluslararası sözleşmeye tabi olan bitkilerdir. Kardelenler de bu Türkiye’deki türlerinin yarısından fazlasının ilimizde bulunması çok önemli. Bölgemizde 3 farklı iklim tipini barındıran ilimizde Akdeniz iklimine özgü bitkiler de Çoruh Vadisi’nde yayılış göstermiştir. 144 tane bitki alanı teşhis edilmiştir. Bunlardan 4 tanesi Artvin’den. Bunlar da uluslararası açısından ilimize önemli bir değer katmaktadır” ifadelerini kullandı.



Artvin’de hayvan kaçakçılığı


‘Artvin’de Hayvan Kaçakçılığı’ adlı sunum gerçekleştiren Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Temel Göktürk, şöyle konuştu:


"Ülkemizin zenginliğinden bahsedecek olursak bitki çeşitliliği ne kadar zenginse beraberinde hayvan zenginliğini de getirmekte. Ne kadar bir alanda zengin olursak o kadar diğer alanda zenginliğimizi arttırmaktayız. Bir insanın zenginliği cebindeki parası, villası, arabasıyla ölçülürken ülkelerin zenginliklerinde ise bitkisel ve fauna zenginliği yer alır. Özellikle bizim ülkemizin genel yapısı itibari ile baktığımız zaman, bir Avrupa geçiş alanı ve bu Avrupa geçiş alanında oldukça fazla memeli hayvanın yaşadığını görmekteyiz. 160 türün üzerinde memeli hayvanımızın bu alan üzerinde yaşadığını dikkate alırsak bu sayıya Avrupa yetişememektedir. Avrupa’nın bir çok ülkesinde ülkemizdeki memeli hayvan sayısının kat kat altında bir sayı söz konusudur. Bunun yanı sıra tabiki Türkiye’nin kuş türleri de oldukça zengindir. 4 tarafımız denizlerle çevrili, göllerimiz, derelerimiz olduğundan dolayı su kuşu türleri sayımızda oldukça fazladır. Bunun yanında yırtıcı kuşlardan yana da ülkemiz zenginlik kazanmıştır. Özellikle de bu zenginliğin ana faktörleri arasında ülkemizin göç yolları üzerinde olması yer almaktadır."



Atmacacılık spor aktivitesi


Bölgenin sahil kesimlerinde atmacacılığın spor aktivitesi olarak değerlendirildiğini ifade eden Göktürk, şunları söyledi:


"Baktığımız zaman keklik, kınalı keklik Yusufeli’nin çok güzel kuş türleri ve bu türler koruma altında, avlanmaları da yasak. Oldukça narin yapıları ile insanların dikkatini çeken türlerden bazıları. Yine bölgemizde yılan kartalı ve atmaca da mevcut. Atmacacılık bizim yöremizde, özellikle sahil kesimdeki ilçelerimizde spor aktivitesi olarak değerlendirilmekte. Bir çok derneği mevcut. İnsanlarımız atmaca besleyerek hem bir aktivite yapmış oluyor hem de kuşları korumuş oluyor. Bu kuşların bir özelliği daha var, doğadaki böceklerle beslendikleri için böcek popülasyonunu arttırıyor ve zararlı böceklerden de bizleri korumuş oluyor. İlimiz sürüngen hayvanlar bakımından da oldukça zengin. İlimizde 33 adet sürüngen hayvan olduğunu ifade edelim. Sürüngen türlerine bakacak olursak yılanlar 8 yılan türü ile Artvin’i temsil etmekte. Böcekler türünden örnek verecek olursak, Artvin’de 192 tür kelebek olmakla beraber yüzlerce tür böcek yaşamakta. Bu böcekler ise doğanın tozlayıcı canlıları olarak karşımıza çıkıyor."



Biyokaçakçıların iştahı kabarıyor


Göktürk, sözlerini şöyle tamamladı:


"Şimdi bu kadar zenginliklerimiz var bu zenginliğimiz de biyokaçakçıların iştahını kabartmakta. Yer yer ülkemize gelerek bu hayvan türlerinin alınıp kaçırılmasını gerçekleştirmeler ve girişimler oluyor. Hayvan kaçakçılığı denildiği zaman dünyadaki durumu özetleyecek olursak 13 binin üzerinde memeliler, kuşlar, sürüngenlerin ticareti konu ediliyor. Yani para kazanmak dediğimiz olay gerçekleştirilebiliyor."



"Artvin’de 2 bin 727 tür biki var"


Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevim İnanç da yaptığı konuşmada, Artvin’de 2 bin 727 tane bitkinin olduğunu dile getirerek, "Çok güzel değerlere sahibiz. Bu zenginlikleri korumak içinde yasal mevzuatın olması gerekiyor. Bu anlamda yerel halkın desteği çok önemli. 24 saat o kaynaklarla iç içe yaşayan halk, bu halkın bilinç noktasındaki farkında lığı bizle için çok önemli. Bizim burada amacımız yerel halka sahip olduğu güzellikleri biliyorlar ama hatırlatmak. Bu güzelliklerin sadece doğada kalmasından ziyade, ne kadar çok zenginliğimiz ama dünyada en ucuz şey ham madde. Önemli olan bunları işleyebilecek potansiyele sahip olmamız ve bunu ekonomiye kazandırmamızdı. Doğal kaynakları öncelikle korumalıyız, arttırmalıyız ve bu kaynaklardan ekonomik olarak faydalanmalıyız. Envanter çalışmalarımızı çok iyi yapmalıyız. Artvin’de 2 bin 727 tane bitkimiz var, ekonomik olarak öne çıkanlar hangileri durum analizi bunların bir an önce yapılmalı" dedi.



"Ormanlara eskiden yakacak odun gözüyle bakılırdı"


Eskiden yakacak odun olarak görülen ormanlarının artık hastalıkların tedavisinde kullanıldığını dile getiren İnanç, “Dünya değişiyor insanların istekleri talepleri değişiyor. Eskiden sadece yakacak odun olarak baktığımız ormanlarımız şuanda bize çok daha farklı toprak tutmadan erozyonu önlemeye, son yıllarda özellikle hastalıkların tedavisinde en önemli baş vurulan kaynak bitkisel kaynak olarak biliyor. Görüyoruz ki savaşlar artık cephede olmuyor. Karşı Karşıya sadece silahla yapılmıyor. Biyolojik kimyasal savaşlardan da bahsediyoruz. İnsanların bir ülkeye giderek o ülkenin zenginliğini alıp getirmesi ona karşı bir takim prodetörler üreterek o canlıyı yok ede bildiğini göre biliyoruz” şeklinde konuştu.


Program Artvin Vali Yardımcısı Ertuğrul Örnek’in Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyeleri Prof. Dr. Özgür Eminağaoğlu, Doç. Dr. Temel Göktürk, Yrd. Doç. Dr. Sevim İnanç’a plaket takdimiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.