GÜNDEM - 24 Nisan 2021 Cumartesi 11:25

Mermercilerden köylüye ölüm havuzu kaldı

A
A
A
Mermercilerden köylüye ölüm havuzu kaldı

Bursa’da mermer madenlerinin kapatılmadan terk edilmesiyle oluşan havuzlar hayvanların ölümüne sebep oluyor, insanların da hayatını tehdit ediyor.

Bursa'nın dağ ilçelerinde Orhaneli Başköy’de bulunan mermer ocakları köyün suyunu kirlettiği için köylüler tarafından uzun süre protesto edilmiş, mücadeleyi kazanan köylüler mermer ocaklarını yargı kararıyla kapattırmıştı.

Mermer şirketinin mermer çıkarttığı bölgede oluşan devasa büyüklükteki çukur yeraltı sularıyla tamamen doldu. 35 metre derinliğe ulaşan havuza köylülerin hayvanları düşüp öldü. Köylüler sıcak yaz günlerinde çocuklarının yüzerken boğulup öleceğinden endişe edip bölgenin ya doldurulmasını ya da etrafının tel örgüyle çevrilmesini istiyor.

Mermer firmasının açtığı ocağı kapatmadan gittiğini ifade eden Başköy Muhtarı Hasan Acar, "Mermer ocakları gitti, bize hafriyatı ve molozu kaldı. Doğayı tahrip edip gittiler. Firma aldığı ÇED raporunda "bu alanı tekrar doğaya kazandıracağız" diye belirtmişti. Bu civarda 15 tane böyle maden ocağı var. Bizim köyde bıraktıkları ocak suyla doldu, çok geniş bir alanı kaplıyor. Büyük bir havuz oluştu. Bu havuzun derinliği 35 metreyi buluyor. Bu havuzun etrafında hiç bir önlem yok. 2 tane ineğimiz bu havuza düşerek öldü. Bizim endişemiz; çocuklarımızın bu sıcak yaz günlerinde bu tehlikeli havuza girerek boğulması. Bundan korkuyoruz. Yetkililere sesleniyoruz. Ya bu havuzu doldursunlar yada etrafını tel örgüyle çevirsinler" dedi.

Burak Türker

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.