GENEL - 08 Kasım 2018 Perşembe 09:11

Burslu öğrenciler yararına bir araya geldiler

A
A
A
Burslu öğrenciler yararına bir araya geldiler

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Aydın Şubesi, burslu okuttukları öğrenciler için kahvaltı düzenlendi.

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Aydın Şubesi, burslu okuttukları öğrenciler için kahvaltı düzenlendi.


Aydın’da 1995 yılında kurulan ve kamu yararına faaliyet gösteren Türk Kadınlar Konseyi Derneği (TKKD) Aydın Şubesi, burslu öğrenciler yarına Keyif Bahçesi’nde kahvaltı düzenledi. Aydınlı kadınların yoğun katılım gösterdiği toplantıda konuşan TKKD Aydın Şube Başkanı Esen Serter, “Derneğimiz kamu yararına çalışan bir dernek ve kuruluşumuzdan bu yana düzenli bir şekilde öğrencilerimize burs vermekteyiz. Bu bursları da dernek üyelerimizin desteği sürdürüyoruz. Türk Kadınlar Konseyi’nin değerli üyelerine bugüne kadar bizleri destekledikleri için teşekkür ediyor bundan sonra da desteklerinin devam etmesini diliyoruz” diye konuşarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.


Serter’in açılış konuşmasının ardından konuşan Prof. Dr. Pınar Okyay ise, “Kadınlar ‘toplumsal cinsiyet’ ile ilişkili olarak birçok toplumda, erkeklere göre sistematik olarak bazı temel insan haklarına ulaşamamakta ya da kullanamamaktadır. Öyle ki kadınlar, doğum öncesinde cinsiyet seçimli düşüklerle başlayan ve hayatı boyunca devam eden sağlık sorunları yaşamakta, sağlıkta ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Gerçekten de günümüzde, büyük çoğunluğu Asya’da olmak üzere, çeşitli nüfuslarda, aksi takdirde hayatta olması beklenen en az 60 milyon kız, cinsiyet-seçimli düşük, bebek öldürme veya ihmal sonucunda kayıptır. Bu konunun Çin’deki boyutunu çok önemlidir. Normalde her 100 kıza karşı beklenen 106 erkek bebeği ifade eden ‘doğuşta beklenen cinsiyet oranı’ Çin’de büyük oranda bozulmuştur. 31’in ilin 21’inde doğuşta beklenen cinsiyet oranı 108’den büyüktür. Yapılan projeksiyonlarda 2020 yılı itibari ile evlenme çağında olan 40 milyon bekar erkek bulunacaktır. Ergenlik dönemiyle beraber şiddet kadın sağlığında en önemli sorunlardan biri olmaktadır. Öyle ki, Dünya ölçeğinde her 3 kadından biri bugün şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet günümüzde bir pandemidir. Dünyadaki her topluluk, toplum, ülke veya bölgede rastlanır. Maruz kalınan şiddet 15-44 yaş grubu kadınların 10.sıradaki ölüm nedenidir. Tüm dünyadaki kadın ölümlerinin yüzde 7’si şiddet ile ilişkilidir. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre ülkemizde, ortalama 10 kadından dördü erkek şiddetine maruz kalmaktadır. 2017 yılında 409 kadın cinayeti yaşanmıştır. Cinayetlerinin yüzde 85’ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmak istenen sevgililer işlemiştir. Ülkemizde 2017’de kadın cinayetleri yüzde 25 oranında artmıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri, erken evliliklerdir. Ülkemizde yaklaşık 200 bin kız çocuğunun evlenmeye zorlandığı bilinmekte, bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin vardığı son nokta silahlı çatışmalarda tecavüzün bir silah olarak sistematik kullanımıdır. Şiddet mağduru kadınlar çoğu zaman, ancak gelişmiş olan ülkelerde sağlık sistemlerine başvurup, hizmet alabilirken, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda ya hiç başvurmamakta, ya da yetersiz hizmet nedeniyle, yaşam boyu sürecek fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarını ile baş etmek zorunda kalmaktadırlar.


Uzun yaşama her zaman sağlıklı yaşama anlamına gelmemektedir. Kadınlar erkeklere göre daha uzun bir süre, başta kardiyovasküler hastalıklar ve kanserler olmak üzere sağlık sorunları ile yaşamaktadırlar. Bu da yaşlı kadının sağlık hizmetlerine ulaşım ve yararlanmasını gerektirmektedir. Bunun önünde toplumsal cinsiyete bağlı bazı engeller vardır. Kadın eğitimi, özellikle de yaşlılarda, erkeklere göre belirgin düşüktür. Bu da özellikle yaşlı kadınların gerekli bilgi ve kaynaklara ulaşımını olumsuz yönde etkilemektedir. Aynı zamanda, yaşlı kadınlar yaşlı erkeklerde göre daha fakir ve sosyal güvenceden yoksundurlar. Yaşlılıkla beraber sıklığı artış gösteren sağlık sorunları yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak algılanmakta ve kadınlara bu konuda sağlık bakımı alma sosyal desteği ailede daha az gösterilmektedir. Aydın’da kadın inkontinansı (idrar kaçırma) ile yapmış olduğumuz bir çalışmada sağaltım aramanın yaşla hızla anlamlı şekilde düştüğü saptanmıştır.


Toplumsal cinsiyet eşitliğinden bahsedildiğinde, eşitlik sıklıkla aynılıkla karıştırılmaktadır. Bu düşünce, eşitliğin ‘aynılık’ olduğu hatasından kaynaklanmaktadır. Elbet, kadın ve erkek farklıdır. Eşitlik, bütün farklılıkların ortadan kaldırılıp birbirinin aynı insanlardan oluşan toplumlar oluşturmak anlamına gelmez. Tersine, farklılığın eşitsizlik anlamına gelmemesi için çaba sarf etmektir. Örneğin, kadınların biyolojik olarak farklı oldukları için erkeklerden daha az eğitim görmelerinin engellenmesi demektir. Ya da ülkenin doğusunda yaşayan bir kadının da batısında yaşayan kadar kolaylıkla hastaneye gidebilmesi ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için gerekli yatırımları yapmaktır. Kadın ve erkeklerin, karar almada, seçimlerinde, hizmetleri elde etmede, fırsatlara erişimde ve kullanmada ve kaynaklara erişimde ve kullanmada eşit konumda olmalarıdır. Eşitliği sağlayıcı politikalar, toplumdaki süreçlerin tümüne entegre edilmelidir. Ancak bu yapıldığında toplumun gelişmesi mümkün olabilecektir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya MAGİNDER, kentteki çalışmaların hızlandırılmasını istiyor Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) olarak her süreçte Malatya’nın yanında yer aldıklarını belirten Başkan Salih Karademir, her zaman sorunları dile getirerek çözüm yollarının bulunması adına gerekli adımları attıklarını söyledi. 6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 15 ay gibi bir süre geçtiğini ifade eden Başkan Karademir, 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim sonuçlarına değindi. Seçimlerin üzerinden 26 gün geçtiğini ifade eden Karademir, “Belediye başkanlarımıza öncelikle MAGİNDER ailesi olarak hayırlı olsun diyoruz” dedi. Malatya’da bugün en büyük sorunlardan birinin imar sorunu olduğunu da dile getiren Karademir, “Malatya’da şu an yerinde dönüşümlerle ilgili, rezerv alanlarla ilgili ve imar noktasında belediye başkanlarımızın hızlı bir şekilde adım atmasını bekliyoruz. Çünkü bugün Adıyaman’da seçimden önce 3-4 ay öncesinden rezerv alanların tamamının ihalesi yapılmış tamamı da bugün itibari ile de devam etmektedir. Yine aynı şekilde Adıyaman’dan örnek verecek olursak yerinde dönüşümler yine 3-4 ay öncesinden başladı, şu an yerinde dönüşüm projeleri devam etmektedir. Oradaki vatandaşlar yerinde dönüşümden faydalanıp inşaatlarını tamamlama noktasına gelmiş bulunmaktadır. Aynı şekilde TOKİ bugün Adıyaman’da yıl sonuna kadar toplamda 36 bin konut ihalesi yapacağı ve 20 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceklerdir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Yerinde dönüşümler ile ilgili başlayan hiçbir projemiz yok. Yine aynı şekilde rezerv alanlarımızın hiçbirinin ihalesi yapılmamıştır. Yine aynı şekilde TOKİ tarafından yapılan konut sayısı da şu an hali hazırda toplamda 10 bin konut ihalesi yapılmıştır. Ve bunun sadece 6 bini teslim edilmiştir. Malatya için toplamda 65 bin TOKİ konutunun yapılacağı belirtilmiştir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Bu da Malatya’nın en büyük sorunudur. İş dünyası bugün çok zor durumdadır. Malatya’nın hem esnafı hem tüccarı hem sanayicisi, barınma sorunu ve ticaretin yeniden canlanması için devletin bir an önce burada ki projelere hız vermesi gerektiğini düşünüyor” ifadelerine yer verdi. Buradaki en büyük sorumluluğun yeni seçilen belediye başkanları ve siyasilere düştüğünü de ifade eden Karademir, “Başkanlarımızın ve siyasilerimizin bir an önce birlik ve beraberlik içerisinde devletimiz ve hükümetimiz ile gerekli noktalarda görüşüp hızlı bir şekilde bu sorunları çözüme kavuşturması gerekiyor. Eğer bunu hızlı bir şekilde gerçekleştiremezlerse Malatya halkı gerçekten çok ciddi bir göç kaybı verecektir. Ve bu göç kaybı daha da büyüyerek devam edecektir” dedi. Her zaman Malatya’da olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini de dile getiren Başkan Karademir, “Malatya’da çalışacağımızı ve burada yatırım yapmaya devam edeceğimizi söyledik, bugünde bu şekilde devam ediyoruz. Ama Malatya halkının da sesine kulak vermeliyiz, vermek zorundayız. Malatya halkının sorunlarını çözmek zorundayız. Biz bugün yaptığımız basın açıklamasıyla birlikte bir an önce milletvekilleri, belediye başkanlarımızı birlik ve beraberlik içinde Malatya’mız için hızlı bir şekilde çalışacaklarına inanıyoruz. Çünkü Malatya halkı bugün Türkiye’de yapılan seçimlerde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Malatya’nın bu saatten sonra beklentileri daha fazladır. Hükümetimizin Malatya’ya daha fazla destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Malatya halkı hiçbir zaman devletini ve hükümetini yalnız bırakmamıştır. Bu seçimde de tekrardan bunu göstermiştir” şeklinde konuştu. Bugün diğer deprem bölgesindeki illerin daha hızlı bir şekilde toparlandığını ve yatırım aldığını da gördüklerini dile getiren Karademir, “Bununla ilgili siyasilerimizin kendi aralarında olan kısır çekişmeleri bırakıp bir an önce Malatya’nın sorunlarına odaklanıp, ‘Ben değil biz olarak’ sorunları çözmelerini istiyoruz. Çünkü birliğin olmadığı bir yerde hiçbir zaman başarı gelmez. Eğer başarılı olmak istiyorlarsa Malatya halkının sesine kulak vermeleri lazım. İstişare yapmaları lazım. Kendi aralarındaki sorunları çözmeleri lazım. Malatya’ya hizmet etmeleri lazım. Biz inşallah sürecin takibindeyiz, yine elimizden geldiği kadar Malatya’mızın sorunlarını dile getirmeye çalışacağız” diye konuştu. Malatyalıların artık dayanacak gücünün kalmadığını da vurgulayan Karademir, “Depremin üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Bugün Adıyaman’ın bile bu şekilde yatırım olması ve hızlı bir şekilde projelerin çözüme kavuşması Malatya halka adına üzüntü vericidir. Siyasilerimizin hızlı bir şekilde bu konuları çözmeleri gerekiyor. Yoksa burada Malatya’daki yaşayan vatandaşlarımızın umudu kalmamıştır, sabrı tükenmiştir. Bu şehri biz başkalarına bırakmak istemiyoruz, bu şehirde kalmak istiyoruz. Biz MAGİNDER ailesi olarak elimizden geldiğince bu sorunları dile getirmeye çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Tokat Tokat’ta minik yürekleriyle yazar oldular Tokat’ta ilkokul öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Tokat’tın Artova ilçesinde Gazipaşa İlkokulu öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Gazipaşa İlkokulu Okul Müdürü Göksel Taslıoğlu’nun öncülüğünde ve İlçe Kaymakamı Erkan Atam’ın desteğiyle gerçekleşen proje, ilkokul öğrencilerinin edebi yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefledi. Finale kalan 6 hikâye, özenle derlenerek "Minik Kalplerden Öykü ve Masallar" adıyla basılan bir kitap haline getirildi. 400 adet basılan bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Öğrencilerin küçük yaşta yazarlık deneyimi kazanmaları ve eserlerinin basılması, gelecekte ünlü yazarlar olma hayallerini besliyor. Projenin başarıyla tamamlanmasıyla birlikte, Artova Gazipaşa İlkokulu öğrencileri Türkiye’de ilk kez ilkokul düzeyinde kitap yazma ve yayınlama başarısına imza atmış oldu. Bu proje, öğrencilere yaratıcılık ve yazma becerilerini geliştirme fırsatı sunarken dil ve kültür zenginliğinin korunmasına da katkı sağlıyor. “Sadece Artova’da değil Türkiye’de okunması gerekiyor dedik” Proje hakkın da bilgiler veren Artova Kaymakamı Erkan Atam; “Gazipaşa İlkokulu öğrencilerimiz Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma yarışması düzenlemişti. Bu yarışma sonucunda öğrencilerimizin de gerçekten yetenekli olduğunu da görmüş olduk. Bu hikayelerin sadece Artova’da değil tüm Türkiye’de okunması gerektiğini düşündük. Bizler de öğrencilerimize destek olarak bu öykü ve hikayeleri kitaplaştırarak kamu kuruluşlarına ve kütüphanemize dağıttık” dedi. “Çocuklarımız projenin ruhunu kavramış” Projenin dil bilincinin gelişmesi açısından önem arz ettiğini belirten Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ise “Küçük çocuklarımızın projenin ruhunu kavramaları ve bu çerçevede de metinler hazırlamaları dil bilincinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu yapılan çalışmanın okul müdürünün gayretleri, ilçe milli eğitim müdürümüzün organizesi ve ilçe kaymakamımızın da projeye sahip çıkmasıyla kitaplaşması da çok güzel bir ürünün ortaya çıkmasına vesile olmuş” diye konuştu. “Minik yürekleriyle yazılar yazan yazarlarımız var” Kitap hakkında bilgiler veren Artova Gazipaşa İlkokulu Müdürü ve kitabın editörü Göksel Taslıoğlu, “Dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında öğrencilerimizle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma sonucunda güzel yazılarını ölümsüzleştirmek istedik ve bugüne geldik. Artık onların kitapları var. Minik yürekleriyle kocaman yazılar yazan yazarlarımız var” dedi. Kitabın yazarı ilkokul öğrencileri ise büyüdüklerinde ünlü bir yazar olma hayali kurduklarını ifade etti.