GENEL - 18 Ekim 2017 Çarşamba 09:54

Dibekçi, Osmanlı Kahve Kültürünü yaşatacak

A
A
A
Dibekçi, Osmanlı Kahve Kültürünü yaşatacak

Nazilli’de babasından devraldığı kahve kavurma geleneğini 1985 yılından buyana geliştirerek marka olmayı başaran Süleyman Serttaş isimli girişimci, ilçede yabancı firmalara ait kahve içilen kafelerin artması nedeniyle Osmanlı geleneğini yaşatmak için Dibekçi’yi açtı.

Nazilli’de babasından devraldığı kahve kavurma geleneğini 1985 yılından buyana geliştirerek marka olmayı başaran Süleyman Serttaş isimli girişimci, ilçede yabancı firmalara ait kahve içilen kafelerin artması nedeniyle Osmanlı geleneğini yaşatmak için Dibekçi’yi açtı. Diğer kafelerin aksine televizyon ve internet bulunmayan Dibekçi’de sadece Osmanlı dönemine ait yerli sanat müziği çalınıyor.


Amacının, son dönemlerde insanların birbirleri ile olan diyaloglarında teknolojiye yenik düşmeleri nedeniyle sohbetten uzaklaşanları bir araya getirmek olduğunu ifade eden girişimci Süleyman Serttaş, “Osmanlı kültürünü yaşatacak 45 çeşit yerel kahvemizi kumda pişirerek, sadece hoş sohbetin olduğu, şehir trafiğinden uzak bir mekanda insanlar arası ilişkileri güçlendirmeyi ön planda tutmayı amaçladım” dedi.


“İnsana yatırım yaptık”


Faaliyete geçmesinden bu yana geçen kısa sürede büyük ilgi gören Dibekçi, Osmanlı kültürünü yakından tanımak isteyenlerin yanı sıra hoş sohbet arayan her kesimden müşteri ile doldu. Israrlar sonucu açılış töreni yapma gereği duyduğunu ifade eden İşletmeci Süleyman Serttaş, “Biz Serttaş Ailesi olarak uzun yıllar insanımıza yatırım yaptık. Kazanç her zaman ikinci planda geldi. 1985 yılından bu yana Türk Kahvesi üzerine çalışıyoruz. Yerli kahvemiz üzerine çok sayıda proje yaptık. Osmanlı kültürünün vazgeçilmezleri arasında yer alan kahve geleneğini teknolojiyle buluşturarak dibek makinesini icat ettik. Patentini aldığımız bu makine ile Türkiye’nin dört bir yanında Osmanlı Geleneğini tanıtmış olduk. Sadece yurt içinde sınırlı kalmayan bu kültürü yurt dışında da birçok ülkeye ihraç ettik.”


“Bu aroma başka yerde yok”


Gerçek ateşte ve kumda pişirerek ikram ettikleri kahvenin aromasının başka hiçbir yerde olmadığını iddia eden Serttaş, “Nazilli’de Osmanlı geleneklerinde önemli bir yere sahip olan kahvenin gerçek aromasını yansıtabilecek bir mekan yok. Yıllardan beri bu benim kafamda vardı. Bu eksikliği mesleğimden dolayı fark edince o meşhur aromayı buradaki insanlarla buluşturmak istedim. Nazilli’de kumda kahve yapan arkadaşlarımız var ama bu aromayı vermiyor. Çünkü biz gerçek ateş üzerinde yapıyoruz. Bizim burada yabancı kahve çeşitleri yok. 45 çeşit Türk Kahve çeşitleri var. Amacımız Osmanlı Kültürünü canlandırmak" dedi.


“İnsanlarımız teknolojiyle değil kendileri ile meşgul olacak”


Serttaş, modern çağın getirdikleri olan internet başta olmak üzere TV, Radyo ve cep telefonu kullanımına izin vermediklerini ifade ederek, “Biz kahvenin tadının yanı sıra aroması, görseli ve kültürü ile o günleri tekrar canlandırmak ve yaşatmak istiyoruz. Bizim burada internet yok, nargile yok, uydu yok, çanak yok, telefon yok. Yani buraya gelenler kahvenin gerçek lezzetini alacak ve karşılıklı sohbet edecek. Burada gerçek bir kahve faslı olacak. Dinlendiren Osmanlı müziklerimizde insanların modern dünyadan uzaklaşmalarını, Osmanlı kültürünü bir kahve içimi dahi olsa yaşamalarını istiyoruz."


“Kahvenin 40 yıl hatırı var”


Atasözlerinden en anlamlılarından biri olan ‘Bir kahvenin kırk yıl hatırı var’ sözüne büyük önem verdiğini ifade eden Serttaş, “Bir kahve bu kadar önemliyse biz de kahvenin hazırlanmasına ve sunumuna önem vermeliyiz. Çünkü buraya bir kahve içmeye gelenlerin bizde en az kırk yılı hatırı olacak” dedi.


Osmanlı Geleneği açılışta da yaşatıldı


Haftanın her günü 08.30 - 02.00 saatleri arasında hizmet verecek olan Dibekçi’nin açılış törenine katılan AK Parti Aydın Eski Milletvekillerinden Ali Gültekin Kılınç başta olmak üzere Nazilli Belediye Meclis Üyeleri, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Latif Akgün, oda başkanları, STK temsilcileri, işadamları, Serttaş ailesinin yakınları ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış, mehter takımı gösterileri, geleneksel Osmanlı usulü içeceklerin sunumu, kahve, bisküvi arası lokum, karahindiba şerbeti ikramı, ve çeşitli gösterilerle gerçekleştirildi. Okunan duanın ardından Dibekçi Nazilli ve çevre halkının hizmetine sunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.