EĞİTİM - 23 Şubat 2021 Salı 16:13

Akpınar, “17 bin öğrenci KKTC’ye nasıl gelecek ?”

A
A
A
Akpınar, “17 bin öğrenci KKTC’ye nasıl gelecek ?”

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Kıbrıs Üniversiteler Birliği Başkanı Serhat Akpınar, pandeminin üniversiteler üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması için önemli açıklamalarda bulundu. KKTC Milli Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu’na ithafen, “Bizim hayat kaynağımız öğrencilerimiz fakat öğrencilerin adaya getirilmesi için hükümette herhangi bir hareketlenme yok. 17 bin öğrenci KKTC’ye nasıl gelecek?” dedi.

“Öğrenciler adaya sadece bir mesajla gelemez”

Pandemi dolayısıyla fiziksel eğitime ara veren üniversitelerin yüz yüze eğitime geçmek için planların yapılmasıyla birlikte Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Kıbrıs Üniversiteler Birliği Başkanı Serhat Akpınar Kıbrıs’ta okuyan öğrencilerin yaşadığı problemleri dile getirdi. Serhat Akpınar ayrıca yaşanan problemlerin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini talep ederek açıklamalarına şu şekilde devam etti;
 “Basından nisan ayında üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlayacağını ve 17 bin öğrencinin geri getirileceğini öğrendik. Ancak bunca yıllık deneyimimle bu öğrencilerin buraya sadece bir mesajla gelemeyeceğini söylemek zorundayım. Belli bir zaman diliminde adaya gelemeyen ve kayıt yaptıramayan öğrencilerin muhaceret sorunları var. Bu sorunları bir an önce çözülmesi gerekiyor.”

Yurtdışında öğrencilerin okurken çalışabildiğini de söyleyen Serhat Akpınar, “Bizim ülkemizde öğrencilerin çalışması neden yasaklandı” diye de ifadelerde bulundu.

“Bizim hayat kaynağımız öğrencilerimiz”

Akpınar ayrıca, “Bizim hayat kaynağımız öğrencilerimiz” diyerek, “Pandemide gördük ki geçmişte üniversitelere ve öğrencilerimize karşı bir takım reaksiyonel yaklaşımlar vardı. Öğrencilerimizin sık sık dile getirdiği problemlerden biri de ‘bizi maddi bir nesne olarak görmeyin.’ Evet, biz KKTC'ye çok rahatlıkla bir öğrenci çekim merkezi haline getirebiliriz. Zaten “Öğrenci Dostu Ada” Projesi'de böylesi bir düşünce ile ortaya çıktı. Önemli olan bunların altını yavaş yavaş doldurmak. Türkiye Cumhuriyeti, Uluslararasılaşma programı çerçevesinde yurtdışından öğrenci getirebilmek için inanılmaz güzel açılımlar yapıyor. O zaman bizim de bir yerde rekabet edebilir olma aşamasında benzer açılımları kendi içimizde yapıyor olmamız gerekiyor. Bizler sadece şuan yaşıyor olduğumuz soruna odaklı olamıyoruz. Asıl konu adamıza gelecek veya gelmesi hedeflenen 17 bin öğrenciden öte; bir sonra ki öğretim yılının doğru bir şekilde planlanması ve hedeflenen öğrenci sayısının adaya gelmesini sağlamak olacaktır” şeklinde konuştu.

“Bir takım pozitif avantajlar ortaya koymamız gerekiyor”

Geçtiğimiz yıllarda 15 bin ila 17 bin arasında Türkiye'den kontenjanla yerleşen öğrenci sayısının son sene 8 bine düştüğünü de ifade eden Akpınar bu anlamda sonra ki akademik yıl adaya gelecek olan öğrenciler için bir takım pozitif avantajlar ortaya konulmasını gerektiğini söyledi.

Akpınar KKTC eğitim ücretleri hakkında da yaptığı açıklamalarda;

“Geçmişten kazandırılan bir ‘KKTC pahalı’ algısı var. Bugün İstanbul'dan kat kat ucuz. İstanbul'da eğitim alacak olan bir öğrenci kendisini Girne, Lefkoşa, Mağusa'da eğitim alacağını düşündüğünde daha ucuz olacağını belirtebilirim” dedi.

Pandemi döneminde bu ülkede yükseköğretimin yaşamasını isteniyorsa, yapılması gereken çok acil sekiz madde olduğunu ifade eden Akpınar, bunları şöyle sıraladı:

1. Üniversitelerin, KKTC'nin sahip olduğu en büyük değerler olması nedeniyle; her koşulda, öncelikli yasal koruma ve öncelikli ekonomik koruma, alanına taşınması.
2. Bakanlar Kurulu tarafından 'faaliyetleri durdurulan işletmelerin çalışanlarına sağlanacak 1.500 TL'lik ücret desteğinin, üniversite çalışanlarına da verilmesi.
3. Devlet ve vakıflardan kiralanan taşınmazlara ait kiralarının Türk Lirasına çevrilmesi ve ödemelerinin en az 1 yıl ötelenmesi.
4. Türkiye Cumhuriyeti Maliye ve Hazine Bakanlığı tarafından sağlanan Ekonomik İstikrar Kalkanı programı kapsamındaki sağlanan kolaylıkların, KKTC yükseköğretim alanına da uygulanması, bu bağlamda üniversiteler için kamu bankalarındaki kredi ödemelerinin yeniden yapılandırılarak en az 1 yıl ötelenmesi ve kredi faizlerinin düşürülmesi.
5. Temerrütte düşme riski olan üniversitelerin kredi siciline mücbir sebep notu düşülsün.
6. Üniversiteler için Aralık sonuna kadar olan Sosyal Sigorta Pirim ödemelerinin talep edilmemesi, ödemelerin daha sonra oluşturulacak bir takvim doğrultusunda ceza uygulanmaksızın ödenmesine imkan sağlanması, nitelikli akademik personel istihdamını ve eğitimde kaliteyi daha da üst seviyeye taşımayı teşvik etmek için personelin Sosyal Sigorta Pirim yatırımlarında üst limit belirlenmesi.
7. Türkiye Cumhuriyeti Yurtdışı Türkler Başkanlığı tarafından sağlanan Türkiye Bursları programına KKTC'deki üniversitelerin de dahil edilerek en az 2000 öğrencilik burs kontenjanı sağlanması.
8. Uluslararası öğrenciler için adanın çekim merkezi olabilmesi için yabancı öğrencilere çalışma izni sağlanması ve uluslararası öğrencilerin alışverişlerinde KDV'den muaf tutulması, yani KDV iadesi alabilmesi ve yine uluslararası öğrenciler için toplu taşımanın ücretsiz olması.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.