ÇEVRE - 16 Haziran 2018 Cumartesi 08:09

(Özel Haber) Bağlar Deresi, vatandaş ile organize sanayiin arasını açtı

A
A
A
(Özel Haber) Bağlar Deresi, vatandaş ile organize sanayiin arasını açtı

Balıkesir’de Organize Sanayi Bölgesi’nin yakınından geçen Bağlar Deresi’nin kirliliği bölgede yaşayan Kesirven Mahallesi sakinlerini kara kara düşündürüyor.

Balıkesir’de Organize Sanayi Bölgesi’nin yakınından geçen Bağlar Deresi’nin kirliliği bölgede yaşayan Kesirven Mahallesi sakinlerini kara kara düşündürüyor. Vatandaşların OSB’nin arıtmasının çalışmadığı iddialarını beraberinde getiren dere kirliliği olayında, OSB yönetimi arıtmada bir sorun olmadığını sorunun fabrikaların yağmur suyu kanallarından kaynaklandığını açıkladı.


Altıeylül ilçesine bağlı Kesirven Kırsal Mahallesi’nde yaşanan dere kirliliği mahalle sakinlerini tedirgin ediyor. Mahalle sakinleri bundan 3-4 yıl öncesine kadar tertemiz akan derenin OSB’deki arıtma tesisinin çalışmamasından dolayı kirlendiğini ileri sürdü. Kesirven Kırsal Mahallesi sınırları içinde tarlaların arasından geçerek Üzümlü Çayı’na dökülen ‘Bağlar Deresi’ kirliliğiyle vatandaşları kara kara düşündürüyor. Dere boyunca yer alan tarlalarını kirli suyla sulayamayan köylüler OSB Müdürlüğü’ne yaptıkları başvurudan yanıt alamadıklarını iddia ediyorlar. Mahalle sakinleri dereden hayvanların bile su içmediğini belirterek, yaşanan kirlilikle birlikte tarlalarını sulayamadıklarını belirttiler.


Köy sakini Mehmet Kızmaz Bağlar Deresi’nin 2,5 kilometre uzunlukta olduğunu ve Üzümlü Çayı’na döküldüğünü belirterek deredeki kirlilikten dolayı hayvanların bile su içmediğini ifade etti. Kızmaz şunları söyledi:


“Bu dere eskiden beri Bağlar Deresi olarak geçer. Ama OSB kurulmadan önce çok güzeldi. OSB kurulalı, yani bundan birkaç sene öncesine kadar deremiz çok temiz akıyordu. Ama şu anda 3-5 seneden beri çok kirli akıyor. Hayvanlarımız buradan su içemiyor, köylülerimiz de tarlalarını buradan sulayarak ürün yetiştiremiyor. Bu dere OSB’den döküldüğü Üzümlü Çayı’na kadar toplam uzunluğu 2,5 kilometre. Deredeki suyun kirliliğinden dolayı buralarda kokudan ne tarlaları işleyebiliyoruz ne de hayvanlarımız gelip de bir yudum su içebiliyor. OSB’deki arıtmayı Mayıs ayında devreye soksalar, derenin suyu tertemiz olur. İlk zamanlarda OSB’deki arıtmayı devreye sokuyorlardı ve deremizin suyu tertemiz akıyordu, derenin dibi görünüyordu. Biz telefonla aradığımızda arıtma tesisinin arızalı olduğu, tamir için gerekli makine parçasının gelmediğini, gelince de devreye alınacağını söyleyerek oyalıyorlar. Bununla ilgili kim çözüm üretecekse bu konuşla ilgilenmesi lazım. Arıtmayı yaz ayında devreye alırlarsa kirliliğin yaşanmayacağını düşünüyoruz. Çünkü kışın yağan yağmurlar deredeki kirliliği temizliyor.”



"Sebze satmak içimize sinmiyor"


Kesirven Kırsal Mahallesi sakinlerinden Aydemir Barut ise kirlilik yaşayan Bağlar Deresi’nin civarında 15 dönüm arazisinin bulunduğunu belirterek, yaşanan kirlilikten dolayı tarlalarını sulayamadığını söyledi. Barut, "Bağlar Deresi’nin çevresinde benim 15 dönümden fazla arazim var. Eskiden sebze bahçesi yapıyorduk. Ama sanayi geldiğinden beri sebze bahçesi yapamıyoruz. Bu dereden sulama yapıp da ürettiklerimizi insanlara yedirmek içimize sinmiyor. Dereden sulama yapmadığımız için de ekemediğimizden dolayı bu da gelirimizi etkiliyor. Yetkililerden arıtmadan suyun temiz çıkmasını istiyoruz. Köyümüze Çimento Fabrikası da çok yakın. Eskiden buradan çıkan tozdan duramıyorduk. Özelleştirdiler şimdi bir gram toz yok. OSB’deki arıtma da çalıştığı takdirde deremizin suyu da eskisi gibi zorun olmaz" dedi.



Sorun yağmur suyu kanallarında


Konuyla ilgili İHA muhabirinin ulaştığı Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Mesut Eray ise derenin kirliliğine açıklık getirdi. Müdür Eray, "Organize Sanayi Bölgesi’nin arıtmasında hiç bir sorun yok, çalışıyor. Sorun şuradan kaynaklanıyor. Bazı fabrikaların yağmur suyu kanalları oraya akıyor, deşarjlar yapılıyor. Bununla ilgili herhangi bir tespitimiz olduğunda, yada bir şikayet olduğunda müdürlük olarak biz görevimizi yapıyoruz. Zaten bu anlamda bazı fabrikalara kesilmiş cezalar bulunuyor. Bu işin tespit edildiğinde cezası var. Balıkesir’de zaten 7 kurumun olduğu bir komisyon var. Bunlar arıtmayı denetliyor. Şikayet olduğunda yada normal zamanda da belli aralıklarla biz denetlememizi yapıyoruz. Hatta şuanda arıtmamızı 3 kat büyütüyoruz. Bakanlıktan onay alındı. 3 bin 300 metreküp olan kapasite 10 bin metreküpe çıkıyor. Aynı zamanda teknolojik olarak daha sınıf atlıyor. Bu kapasite artırımı bittiğinde yağmur suyu kanallarını da arıtmaya dahil edeceğiz. Zaten Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kısa süre önce arıtmamızı denetledi ve bir sorun olmadığı anlaşıldı" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.