EKONOMİ - 11 Ağustos 2023 Cuma 11:44

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Eylülün başında orta vadeli programı açıklayacağız”

A
A
A

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir taraftan mali disiplini yeniden tesis ederken, bir taraftan da enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girdiklerini belirterek, “Eylülün başında orta vadeli programı açıklayacağız” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, memleketi Batman’da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir fabrikanın Ar-Ge merkezinin açılışına katıldı.

Burada yaptığı konuşmada para politikasında bir rasyonelleşmeye doğru gittiklerini belirten Şimşek, “Yeni dönemde bizim en büyük önceliğimiz tabii ki makro finansal istikrarın pekiştirilmesi. Onun için bildiğiniz gibi para politikasında bir rasyonelleşmeye doğru gidiyoruz. Maliye politikasında deprem etkisi, ki bir kerelik bir etkidir, onun dışında kalan alanda yine Türkiye’nin bütçe dengelerini maksim kriterleri ölçüsünde şekillendiriyoruz. Dolayısıyla bir taraftan mali disiplini tekrar tesis ediyoruz, bir taraftan para politikasında enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girmiş bulunmaktayız. Bunları destekleyecek bir de yapısal reform gündemimiz var. Eylülün başında orta vadeli programı açıklayacağız. Orta vadeli programda biz yapısal reformlar noktasında da yol haritamızı paylaşacağız. Dolayısıyla orta vadeli program hem özel sektör için hem kamu için önemli bir rehber, bir yol haritasını ifa edecek. Enflasyon politikasını Merkez Bankası paylaştı. 2024 ve sonrasında gerek para politikasını, gerek maliye politikasını, gerekse gelirler politikasını biz bu çerçevede şekillendireceğiz. Dolayısıyla enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için bütün politika araçlarını kullanacağız” dedi.

“Reeskont kredilerini şimdi günlük 5 katına çıkartma kararı aldık”

Bakan Şimşek, fiyat istikrarının sağlanması ile Türkiye’nin büyüme yönünde ivme kazanabileceğini kaydetti. İhracatın artırılmasına yönelik ihracatçının finansmana erişim sorununu çözmek için reeskont kredilerini 5 katına çıkardıklarının altını çizen Şimşek, “Fiyat istikrarı sağlandığında ülkemizin çok daha hızlı büyüyeceğini geçmişte gösterdik. 1923-2002 arası ortalama büyümeye oranla son 20 yıldaki ortalama büyüme oranını karşılaştırdığınız zaman 1 puan daha yukarıdayız. Çünkü uzun bir süre enflasyonu tek hanede tutabildik. O büyüme potansiyelimizi, performansımızı artırdı. 1 puan diye geçiştirip durmayın, 100 yıllık bir perspektifle baktığınız zaman Türkiye ekonomisi ölçeğinde 1 puan 1 trilyon dolara denk geliyor. Dolayısıyla eğer biz fiyat istikrarını sağlayabilirsek, ki bu konuda kararlıyız, büyüme ivmemizi yukarıya çekebiliriz. Bu Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle arayı daha hızlı kapatmasını sağlayacaktır. Bizim en büyük önceliğimiz ihracat. İhracatı önceliklendirdiğimizi nereden anlayacaksınız? İhracat reeskont kredilerini biz şimdi günlük 5 katına çıkartma kararı aldık. Yani günlük 350 milyon lira civarında bir kaynak tahsis edilmişti, şimdi biz onu günlük 1.5 milyara çıkartma kararı aldık. Dolayısıyla ihracatçının finansmana erişim sorununu önemli ölçüde çözeceğiz" diye konuştu.

“Körfez’den çok önemli imkanlar Türkiye’ye tahsis edilecek”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Körfez ülkelerine gerçekleştirilen ziyareti hatırlatan Şimşek, bunun önemli bir ziyaret olduğunu söyledi. Buradan gelecek kaynakları ihracatçıların finansman erişimine ulaşmasındaki engellerin kaldırılmasına kanalize edeceklerini vurgulayan Şimşek, “Körfez’e yaptığımız ziyaretlerde biz özellikle ihracatın finansmanını ön planda tuttuk. İnanıyorum ki Körfez merkezli finans kuruluşlarından da ihracatın finansmanına yönelik Körfez’den çok önemli imkanlar Türkiye’ye tahsis edilecek. Dolayısıyla ihracatçımızın finansmana erişim sorununu büyük ölçüde çözmüş olacağız. Tabii ihracat yapmak için üretim lazım, üretim için de yatırım lazım. Dolayısıyla bizim esas önceliğimiz yatırım. Üreten kapasiteye biz imkanları oraya kanalize edeceğiz. Teşviki oraya vereceğiz, kredi imkanlarını, sınırlı imkanları yatırımlara yönlendireceğiz” şeklinde konuştu.

“Yatırım ve üretim için istihdam ve ihracat lazım” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti:

"Bu döngü Türkiye’yi müreffeh yapacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde iç talebi yeniden dengelememiz gerekiyor. Sadece krediyle, sadece iş taleple büyüye bir ekonomi sürdürülebilir bir yüksek büyümeyi yakalayamaz. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün öncelikle dirilmesi lazım. Bu konuda son derece kararlıyız. Vergi politikalarını, kredi politikalarını, teşvik politikalarını bütün bu hususları ona göre şekillendireceğiz.”

“Üretimin önünde, ihracatın önünde bir darboğaz yok”

Doğu ve Güneydoğu’da yatırımcılara büyük destekler verildiğini belirten Şimşek, “Bugün biz bir merkezin açılışı için bir aradayız. Düşük, orta, düşük teknolojiden bahsetmiyoruz. Aslında ürün niteliği ön planda olan, bunu geliştirmeye yönelik bir Ar-Ge merkezinin açılışında beraberiz. Burada bütün bu sıçramayı yapmak için tüm koşullar var. Genç bir nüfus var, üniversitemiz var. Eğitime çok büyük yatırımlar yaptık. Beşeri sermaye anlamında Batman’ın potansiyeli büyük, alt yapıda eksiklik yok. Havayolundan karayolu bağlantısına kadar demiryolu anlamında bütün altyapıya da ciddi yatırımlar yaptık. Önümüzdeki dönemde de bu yatırımlar devam edecek. Beşeri sermaye var ve eğitimli insan noktasında dışarıdan nitelikli insan da çekmemiz gerekiyor. Nitelikli yöneticiler, Ar-Ge elemanları çekmek gerekiyor. Şuan buraya Almanya’dan gelen bile var. Dolayısıyla altyapıda bir darboğazımız yok. Üretimin önünde, ihracatın önünde bir darboğaz yok. Yetişmiş eleman noktasında üniversitemiz buranın ihtiyaçlarına göre bölümlerini önceliklendiriyor. Teşvikte var, Ar-Ge merkezlerine çok ciddi teşvikler veriyoruz ama burada 100 lira yatırım yapana 6. bölge olması hasebiyle 118 liralık destek veriyoruz. Kurumlar vergisinden gelir vergisine kadar, faiz teşvikinden KDV muafiyetine kadar bütün 6. bölgedeki illerimize 12 yıla kadar teşvikler veriyoruz. Şimdi de vizyon sahibi insanlara, girişimcilere ihtiyacımız var. Batman’da da bu girişimcilik ruhunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Gaziantep’te bir ekip ruhu var”

Gaziantep’te yıllarca milletvekilliği görevinde bulunduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, kentte bir ekip ruhu olduğunu ve bunun da bölgeye kazandırdığını söyledi. Birbirine güvenen, birlikte çalışan, beşeri menfaatini önceliklendiren bir ekip ruhu olduğunu ifade eden Şimşek, “Bugün çok şükür valimizle, milletvekillerimizle, STK’larımızla, iş adamlarımızla bu ekip ruhunu, birbirine güvenen ve birlikte çalışan, belli bir amaç doğrultusunda ülkemize katma değer oluşturmak, istihdam oluşturmak, ihracat yapmak yani ülkemizin ve Batman’ımızın refahını artırmak başka hiçbir gündemimiz yok. Dolayısıyla bu ekip ruhunu da pekiştirdiğimiz zaman bu potansiyeli gerçekleştirebiliriz. İleride bugün tohumlarını attığımız bu çabalar sayesinde belki sadece Türkiye’nin güneydoğusu, doğusu değil daha geniş bir coğrafyada birçok ilin yöneticisi, girişimcisi için Batman ilham kaynağı olacak” dedi.

Bireysel konulardan ziyade ülke ekonomisine katkı sunacak her konuyu ve projeyi destekleyeceklerinin altını çizen Şimşek, şöyle devam etti:

“Ben Batman’ımızın kendi bölgesinde Türkiye’nin önemli bir büyüme motoru olacağına inanıyorum. Burada bir ekip ruhuyla bu potansiyelin gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Ben ve ekibim Ankara’da bütün Türkiye’nin hizmetindeyiz. Sorunların çözümünde her zaman sizlerin hizmetindeyiz. Makro konularda yanınızdayız. Benden bireysel sorunların çözümünü istiyorsanız zor, tam aksine eğer organize sanayi bölgesini ikiye üçe katlarsak, ilave 500 fabrika devreye girerse o zaman belki ilave 50 bin istihdam ihtiyacı olacak. Belki Batman’da istihdam anlamında yeterli eleman bile bulunamayacak. Size hayal gibi gelebilir ama her şey hayallerle gerçekleşir. Bu söylediklerimizin hiçbiri de hayal değil. Çünkü şu anda sırada bekleyenler var. Yapacağımız tek şey valimiz işi gücü bırakacak, hangi bölgede OSB kurulacaksa onun takibini yapacağız. En önemli konumuz iş, aş. Çünkü biz hizmet siyaseti yapıyoruz. Hizmet siyaseti esastır. Öbürleri sadece yapıcı olmayan eleştirel bir yaklaşımla sürekli bir şekilde olumsuzlukları ön plana çıkartıyor. Tabii ki eksikliklerimiz olabilir, tabii ki eleştiriye açığız. Yapıcı eleştirinin başımızın üstünde yeri var ama önemli olan ortaya çözüm koyabilmektir. Ortaya çözüm koyabildiğimiz ölçüde biz başarılı oluruz.”

Yapılan konuşmaların ardından Ar-Ge merkezinin açılışı gerçekleştirildi. Açılış kurdelesini Bakan Şimşek ile Bakan Yardımcısı Zekeriya Kaya, Batman Valisi Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu ve il protokolü birlikte kesti.

Mehmet Barış Zerooğlu - Osman Arslan - Selman Tür


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı Maarif modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı Maarif modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.
Manisa Sarıgöl’de zemheri papatyaları açtı Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle aralık ayında papatyalar açtı. Zemheri soğuklarının başlamasına rağmen doğada yaşanan bu sıra dışı durum, çiftçileri endişelendirdi. Kış aylarının en soğuk dönemlerinden biri olarak bilinen zemheri günlerinde, bir yandan bağlarda örtü altı üzüm hasadı devam ederken, diğer yandan çevrede papatyaların açması Sarıgöl’de adeta "yalancı bahar" yaşanmasına neden oldu. Gündüzleri güneşli, geceleri ise soğuk geçen havaların, erken açan bitkiler açısından risk oluşturduğunu belirten çiftçiler, ilerleyen günler için tedirgin olduklarını dile getirdi. Çiftçi Mücahit Saraç, yaşanan durumu endişe verici olarak nitelendirerek, "Bir yandan bağlarda örtü altı üzümler hasat edilirken, bir yandan da ılık havaya aldanan papatyaların açması ilginç ve düşündürücü. Önümüzdeki günlerde meyve ağaçları da çiçek açarsa, ileride meyve almamız zor olur. Bu bölgede ocak ayından mart sonuna kadar şiddetli kış yaşanır. Erken açan ağaçlar soğuklara aldanır. Papatyaların açmasına biz ‘yalancı bahar’ deriz" dedi. Aralık ayında açan papatyalar, vatandaşların da dikkatini çekti. Güneşli günleri fırsat bilen Sarıgöllüler, yalancı baharın tadını çıkardı. Sarıgöl Yeni Sanayi Bölgesi’nde açan papatyalar ise sanayi esnafının ilgisini çekti. Sanayi esnafından Serkan Yılmaz, papatya demetleriyle bu durumu ilginç bulduğunu belirterek, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum" diye konuştu.