YEREL HABERLER - 09 Aralık 2016 Cuma 14:35

Özbey: "Halep’i açlıktan insanlığı utançtan kurtaralım"

A
A
A
Özbey: "Halep’i açlıktan insanlığı utançtan kurtaralım"

Memur-Sen Konfederasyonu, kuşatma ve işgal altındaki Halep için ’5 Aşamalı Eylem Planı’ açıkladı. Plan doğrultusunda ilk aşama olan tüm illerde eş zamanlı basın açıklamasının Bayburt ayağı Memur-Sen Bayburt İl Temsilciliğinde yapıldı.
Basın açıklamasında "Halep bizim tarihimiz. Halep bizim parçamız. Halep bizim yürek yangınımız" diyen Memur-Sen Bayburt İl Temsilcisi Fikret Özbey, "Bugün Srebrenitsa’nın kaderini Halep yaşıyor. Halep’te insanlık ölüyor. Batı yine üç maymunu oynuyor" ifadelerinde bulundu.
Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı hizmet kolu başkanlarının da yer aldığı basın açıklamasında, Başkan Özbey şu açıklamayı yaptı:
"Bugün insanları, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep! Terörü konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin, bütün dünyadan yalıtarak katliam yaptığı Halep’te can pazarı yaşanıyor. Ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından ’bir film izliyormuş gibi’ seyrediyor.
İNSANLIĞIN TOPYEKÜN ÖLDÜĞÜ YER, HALEP
Halep, insanlığın topyekûn öldüğü bir yerdir artık. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır. Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız… En çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor. Surların arkasına sığınmış batılıların kahir ekseriyetinin duyarsızlığına Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta şahit olmuştuk. Fakat ümmet kendinden uzak zannettiği olayın bizatihi ortasında olduğunu nasıl anlamaz? İçindeki yangını nasıl hissetmez? Nasıl susma korosuna katılır? Ölen biziz. Ezilen biziz. Toza dönüştürülerek köle edilmek, yok edilmek istenen biziz. İslam ümmeti, adım adım izlenen ve kendisini yok etmeyi hedefleyen stratejiyi neden görmez? Neden? Yoksa bu köhne sistemin, bu çarpık düzenin kendisine dokunmayacağını mı zannediyor?
HALEP AHLAK MESELESİDİR
Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmanın ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde, herkes bilmeli ki birgün, insanlığın sığınacak yeri kalmayacak. Çünkü bu çarpık ve bozuk düzen, propaganda araçları marifetiyle, bir avuç kapitalistin, birkaç emperyalist devletin çıkarı için şiddeti meşrulaştıracak söylemler üreterek devamlılığını sağlamaktadır. Trump’un attığı twit, basında Halep’te her gün katledilen insanlardan daha fazla yer alıyorsa bu düzeni başka nasıl açıklayabiliriz ki? İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletler’de veto edildiği bir dünya daha ne söylenebilir ki? Ölen ve açlıktan kıvranan insanları küçük bir ayrıntıya indiren analistlere, stratejistlere bakınca insan başka ne düşünebilir ki? Bugün insanlık dramının merkezi Halep, aynı zamanda işte bu ve benzeri manzaralardan dolayı bir ahlak imtihanının da merkezidir.
Evet… Halep bir ahlak meselesidir. Tıpkı Arakan, Filistin, Afganistan, Irak, Mısır gibi…
Evet… Halep, geç kalınmış olsa da ahlak isyanının başlangıç noktasıdır.
Yukarıda ifade ettiğim gibi zalim düzenin devamı için terör bir aparat olarak kullanılmaktadır. Biz biliyoruz ki, terör, özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için, bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye bakın. İlk günden beri terör örgütleri etkin bir silah olarak kullanılmakta… Ve bunu hepimiz biliyoruz. Ne çare ki, sözün kar etmediği bir zamanda yaşıyoruz. Çünkü düzen öyle kurulmuş. Düzen güçlünün diline göre hükmünü icra ediyor maalesef.
VİCDAN KÖPRÜMÜZÜ OLUŞTURMALIYIZ
Biz yine de düzenin bu yalanını yüzlerine çarpıyoruz. ’Terörü üretenle, terörü temizleyeceğim diyen aynı ağız’ diye haykırarak, Halep için ayağa kalktık. Biz biliyoruz ki, orada, o can pazarının yaşandığı mahşer yerinde, insanlık direniyor. İşgalci emperyalistler ne derse desin biz olaya bu şekilde bakıyoruz. Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdikleri katliama karşı da uluslararası düzeyde ’insanlık diplomasisi’ başlattığımız buradan deklare ediyoruz. Çünkü, dünyanın her yerinde vicdanlı insanlar olduğuna biliyoruz. Biz vicdanlara seslenerek, insanlığı harekete geçirebileceğimize inanıyoruz. Merhamet ihtiyacı adalet yoksunluğuna dayanır. Biz daha köklü çözümler üretilmesi gerektiğini, adil bir dünyanın vicdanları harekete geçirdiğimiz zaman mümkün olduğunu inanıyoruz. Yani tüm dünya üzerindeki Rachelleri, Malcom X’leri, Gandileri harekete geçirerek Halep’e bir vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız. İnşallah bunu başaracağız.
HALEP’İ AÇLIKTAN, İNSANLIĞI UTANÇTAN KURTAR
Bunun ilk adımı olarak da ’Halep’i açlıktan, insanlığı utançtan kurtar.’ temalı kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bizler, MEMUR-SEN, Kızılay, İHH, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri olarak ilk aşamada Halep’e 81 tır un ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu faaliyetlerimiz süreç içinde düzenli bir şekilde devam edecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.