GENEL - 19 Ocak 2012 Perşembe 12:22

VATSO`DAN KAMU BANKALARINA ELEŞTİRİ

A
A
A
VATSO`DAN KAMU BANKALARINA ELEŞTİRİ

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Başkanı Mirza Nadiroğlu, deprem sonrası kamu bankalarının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını belirterek, "Bürokrasi bu ülkenin kalkınmasının önündeki en büyük engeldir" dedi.
Başkan Nadiroğlu, Van’da yaşanan deprem felaketinin ardından, ekonomik ve sosyal yaşamın durma noktasına geldiğini belirtti. Deprem sonrası yaşanan ekonomik krizin tüccar ve esnafı derinden etkilediğini, iş dünyasının daha önce hiç olmadığı kadar zor duruma düştüğünü belirten VATSO Başkanı Mirza Nadiroğlu, "Bizler ilk günden bu yana bu sorunların aşılması için gerekli tüm girişimlerde bulunduk, tespit ettiğimiz sorunların çözümü için gerekli mercilere ulaşmaya çalıştık. Bu zor süreç, ancak herkesin
üzerine düşen görevi eksiksiz ve hızlı yerine getirmesi ile atlatılabilecektir. Kamu kurumlarının bu anlamda daha etkin olması son derece önem kazanmaktadır. Özellikle finans sektörünün özel sektöre önayak olması durumunu önemsemekteyiz. Ancak üzülerek belirtmek isterim ki, kamu bankaları başta olmak üzere birçok kamu kurumu bu zor dönemde adeta sınıfta kalmıştır. Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat talimatı ve ilimize gösterdiği hassasiyetin bir sonucu olarak Van’da tüccar, sanayici ve
esnafın kredi almada karşılaştıkları sorunların çözümü için düzenlenen koordinasyon toplantısına milletvekilleri, Van Valisi Karaloğlu, bazı kamu bankaları genel müdür yardımcıları, KOSGEB ve Kredi Garanti Fonu yetkilileri katılım sağlamıştır" açıklamasını yaptı.
KOORDİNASYON TOPLANTISI HAYAL KIRIKLIĞI İLE SONUÇLANDI
Nadiroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Van’ı önemseyip sorunların çözümü konusundaki ilgili bakanlara talimatına rağmen toplantıdan beklenen verimin elde edilmediğini ve beklentilerin hayal kırıklığı ile sonuçlandığını anlattı. Erdoğan’e teşekkür eden VATSO Başkanı Mirza Nadiroğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"İlimizde benzeri görülmemiş bir deprem felaketi ve buna bağlı olarak vatandaşlarımızda ciddi bir deprem sendromu yaşanmaktadır. Şunu net olarak ifade etmemiz gerekiyor. Bu ilde en büyüğü 7.2 ile 15’ten fazla 5 ve üzeri şiddetinde olmak üzere toplam 7 bini aşkın artçı deprem meydana gelmiştir. Burada olağanüstü bir durum söz konusudur. Bu durumu anlayabilmenin en güzel ve en kolay yolu, herkesin kendisini bizlerin yerine koymasıdır. İşte o zaman bizleri anlayabilme durumu söz konusu olacaktır. Özellikle
bürokratlar mağduriyetimizi ancak empati yaparak hissedebilir. Bizim bürokratlardan beklentimiz budur. Özellikle kamu bankalarının KOSGEB’in verdiği desteklerin KOBİ’lerimize kullandırılmasında öncülük yapmalarını beklediğimizi belirtmek isterim. Kamu bankaları öncülük yapabilseydi özel bankaların bu sürece katkı sunmaları daha kolay, daha esnek olabilirdi. Ancak ne yazık ki kamu bankaları bu öncülüğü yapamadıkları gibi üyelerimize daha çok sıkıntı yaşatmışlardır. Oysa ki kamu bankalarının kuruluş amaçlarını
ve işlevlerini çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Aynı analizi onlardan da beklediğimizi belirtmek isteriz. Kamu bankalarının aslında ülkede kalıcı bir ekonomik kalkınma, sosyal dengenin sağlanması, toplumsal barışın sağlanması gibi konularda uygun koşullarda kredi desteği sunmak, temel kuruluş amaçlarıdır. Ancak bürokrasi bu ülkenin kalkınmasının önündeki en büyük engeldir. Yaşadığımız bu zor dönemde bile yoğun bürokrasi hızını kesmemiştir. Bürokrasi sadece kamu bankalarımızda karşılaştığımız bir sorun
değildir. Maalesef diğer bazı kamu kurumlarımızda da yoğun bürokrasi nedeni ile büyük sorunlar yaşanmıştır. Yaşadığımız sorunlara bir örnek vermek gerekirse Sosyal Güvenlik Kurumu üyelerimize öyle bir mağduriyet yaşattı ki bu anlatmak mümkün değildir. Resmen azap köprüsü gibi bir işkence yaşatarak oldukça hantal bir yapıda olduğu bu süreçte karşımıza çıkmıştır. Buna karşın bir başka kurum olan Van Maliyesi anında çözüm üretti ve sistem üzerinde ’Borcu yok’ belgesi alma imkanı sağlayarak üyelerimizin
mağduriyetini giderdi."
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN DA SİTEMİ BU YÖNDE
Hayal kırıklığı yaşatan kamu bankalarından beklentilerinin, bu kriz dönemini daha iyi yönetebilmeleri olduğunu ifade eden Nadiroğlu, "Ne yazık ki kamu bankaları ilimizde çözüm yerine sorun üretmişlerdir. Bankaların yöneticileri ile yaptığımız toplantı da bu çerçevede gelişmiştir. Maalesef bu bankalarımız bütün talimatlara rağmen kanun, yönetmelik ve tüzüklerin gölgesinde bahanelere takılarak bürokrasi handikabına düşmüşlerdir. Zaten Sayın Başbakan Erdoğan’ın da zaman zaman sitemi bu yöndedir. Fazla söze
gerek bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.