GENEL - 23 Temmuz 2018 Pazartesi 10:39

18 yıllık kalaycı ustası mesleğini müzede anlatıyor

A
A
A
18 yıllık kalaycı ustası mesleğini müzede anlatıyor

Bilecik Belediyesi tarafından kente kazandırılan Yaşayan Şehir Müzesi Zenaatlar Bölümü ziyaretçilerine 18 yıllık sanatını anlatan kalaycı ustası Mustafa Kaya, Bilecik ve çevresinde bu mesleği yapan kendisinden başka biri kalmadığını antalarak, "kalaycılık işini benden başka yapan yok" dedi.

Bilecik Belediyesi tarafından kente kazandırılan Yaşayan Şehir Müzesi Zenaatlar Bölümü ziyaretçilerine 18 yıllık sanatını anlatan kalaycı ustası Mustafa Kaya, Bilecik ve çevresinde bu mesleği yapan kendisinden başka biri kalmadığını antalarak, "



kalaycılık işini benden başka yapan yok" dedi.


Mustafa Kaya, Bilecik’te çaydanlık tamirciliği yaparken, müşterilerden gelen talep üzerine kalaycılık mesleğine de başladığını anlattı. Kaya ,"2000 yılından beri hemen, hemen bu mesleği yapıyorum ama bakır olmadığından ve az olduğundan pek gelmiyor. Biz genelde çelik çaydanlık, çelik tencere bunların tamiratını yapıyoruz. Şuan hala devam etmekteyim. Talep oldukça yapıyoruz. Kalaycılık mesleği kalayın yani bakır eşyaları günümüzde az olduğu için tükenmek üzere, bitmek üzere yani. Şuan için Bilecik ilinde benden başka yok, hatta Bursa’da bile yok. Ben bu mesleği dedelerimden öğrendim. Şuan çevre illerimizde de meslek ölmek durumda. Ben elimden geldiği kadar bu mesleği ileriki aşamalara, hatta oğluma öğretmeyi düşünüyorum ki ilerde kalaycılık nasıl olur? kalay işleri nasıl olur? bakır nasıl kalaylanır? bu mesleğin ölmemesi için ben elimden geleni yapmaya çalışacağım" dedi.



"Güzelce parlatıp müşterilerimize teslim ediyoruz"


Kalayın nasıl yapıldığını anlatan Kaya, "Bu hale gelinceye kadar asitli suya batırıyoruz. Önceden asit olmadığı için bu kum ve leğenin içinde saatlerce uğraş gösteren kumla ovalayarak bu kırmızı haline gelinceye kadar aşamadan geçiyor. Ondan sonra bu aşamadan geçtikten sonra biz bunu ocağımızın üzerine, tabi önceden bu ocak yok burada kömürümüz var. Burada görmüş olduğunuz körük var. Bu körük sayesinde şey yapıyor ama tabi şuan teknoloji ilerlediği için gazımız olduğu için ve bunda derece ayarını kendimiz yaptıktan sonra bir daha ellemediğimiz için bu ocak hepsinden daha güzel. Bunu burada koyduktan sonra nişadırımız var. Nişadırımızı kabımızın içine belli bir sıvıya geldikten sonra nişadırı attığımız zaman duman halinde çıktığı zaman bu seviyeye gelmiş demektir. Ondan sonra kalayı kabına göre, büyüklüğüne, küçüklüğüne göre bir miktar erittikten sonra pamuğumuzla bunu güzelce kaba yediriyoruz. Yedirdikten sonra da bu hala geliyor. İsteyenlere dışını da kalaylıyoruz. Veya görsellik olsun derseniz kabın orijinalliği kırmızıdır. Burada cila motorumuzda bunu tekrardan güzelce parlatıp şu şekilde müşterimize teslim ediyoruz" şeklinde konuştu.



"Artık kalaycılık mesleği yok olmakta"


Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi Sorumlusu Yurdanur Kırlı ise, kalaycılık mesleğinin yavaş yavaş yok olduğunu anlattı. Kırlı, "Geleneklerimizi yaşatıyoruz projesi kapsamında düzenlemiş olduğumuz kalaycılık mesleğini müzemizde bu hafta yaşatıyoruz. Güzel bir ilgi var, müzeye gelen ziyaretçilere öncelikle kalaycılığın ne demek olduğunu, hangi aşamalarda yapılması gerektiğini anlatıyoruz. Müzemize bu işi yapmak için gelen ağ olsun Mustafa Kaya ağabeyimiz kalaycılığın tüm aşamalarını görsel olarak, uygulamalı olarak da anlatmakta. Daha çok projemize kalaycılığı eklememizin sebebi müzemizde mutfak alanında göstermiş olduğumuz kalayları özellikle müzeye gelen ziyaretçiler sormaktaydı Bilecik’te hala bakır kullanan var mı, kullanıyorlarsa bunun kalayını nerde yapıyorlar ya da kalaycılıkla uğraşan kişiler var mı Bilecik’te gibi müzemize gelen ziyaretçiler tarafından bu tür sorular alıyorduk. Bizde istedik ki müzemizde bu meslek tamamen yok olmadan gösterelim ve Bilecik’te sadece Mustafa ağabeyimiz bulduk hatta diğer çevre illerde bile bu mesleği yapan maalesef ki olmamakta. Artık kalaycılık mesleği yok olmakta. Çünkü artık mutfaklarımızda bakır kullanmıyoruz bakır kullanmadığımız içinde kalay yaptırma gereği duymuyoruz ve kalaycılık mesleğini daha önce yapan kişilerde artık çaydanlık,tencere tamiri ya da bunları parlatma yani çeliği parlatma işine geçmişler. Burada bir tane az önce kalayladığı bakırı görüyoruz, bunları da dünden aside yatırdı birazdan temizleyecek sonra etrafından bakırın eğer yamukları varsa onları düzeltecek sonra da bunları kalaylayacak. Çünkü bunlar bu şekilde eğer mutfaklarımızda kullanırsak tamamen zehir içerdiği için ölüme bile yol açmakta. Bu sebepten dolayı da kalaylanması şart" dedi.



"Müzeye gelen ziyaretçilerimiz Bilecik’te kalaycılığın yapıldığını bilsinler istedik"


Kırlı, müzeye gelen ziyaretçilerin Bilecik’te kalaycılığın yapıldığını bilmeleri gerektiğine değinerek, "Maalesef ki artık Bilecik’te bu meslek yok oldu. Bu sebepten dolayı biz de istedik ki müzeye gelen ziyaretçilerimiz kalaycılık mesleğini görsünler en azından Bilecik’te hala kalaycılığın yapıldığını bilsinler ki evlerinde bakır varsa kalaya getirsinler, yaptırsınlar ve artık bakır kullanmaya başlayalım. Çünkü bir dönem çelik kullandık teflon kullandık granit kullandık derken özümüzü yok ettik ve bakır çok sağlıklı ve onda pişen yemeklerin hala lezzeti tadı damağımda diyen ninelerimizi görüyoruz. Bu sebepten dolayı belki burada bu etkinlikle insanların aklında bir şey uyanır, bakır kullanma hevesi gelir belki bakır satın alırlar kalaya getirirler ve bu süreç bu geçmişten bugüne gelmesinde belki bir faydamız olur diye düşündük. Bu sebepten dolayı bu etkinliği yapıyoruz. Güzel bir ilgi var. Buyurun müzemizi ziyarete gelin" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.